ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
evlenmemek için geçerli ve güzel nedenler
-
nazarımda;
1. özgürlük: dısarı çıktıgımda herkesle oturup herkesle kalkabilir veya yatabilirim.
2. maddi manevi hesap vermeme isteği: cebimdeki 500 ü istersem boca juniors handikaplı alır a basabilirim.
3. sorumluluk: hayır biraz daha az içip seninle ve evle ilgilenemem. faturalarımı kafama göre yatırırım. istersem fatura parasını boca juniors handikaplı alır a basarım.
edit: boca juniors handikaplı alır.
bir diktatör halk oylamasına gider mi
-
bakalım gidermiymiş:
http://arsiv.ntvmsnbc.com/news/165468.asp?cp1=1
http://www.samanyoluhaber.com/…hayir-demedi/903869/
örneklerde görüldüğü üzere cevabının evet olduğu soru.
türkiye'de çayın yerini kahvenin alması
-
türk kahvesi denilen şey bir zamanlar gerçekten de türktü, çünkü kahve yemen'de yetişiyordu ve yemen 110 yıl öncesine kadar türk toprağıydı.
sabah yenilen yemeğin adı kahvealtı. amaç kahve içmek, yediğin şey de kahvenin altına yeniliyor, kahve mideyi yakmasın diye. dünyada eşi benzeri var mı bu ibarenin bilmiyorum. günün ilk öğününün adını kahveyle ilişkilendiren başka bir kültür ben görmedim.
tabi arabistan elden gidince, kahve ithal etmek pahalı olduğu için karadeniz'de çay üretimi başlamış. karadeniz çayı da orijinal çay değil tabi ama biz alıştık. ben alıştım en azından. çin, hindistan, sri lanka çaylarını sevmiyorum. darjeeling first flush bulursam içerim o ayrı tabi. yoksa zift gibi seylon çayını ne yapalım.
şunu da söyleyeyim, karadeniz çayı gerçekten kaliteli çay olsaydı onu da bulamazdık, çünkü ihraç edilirdi ve tıpkı fındık gibi, badem gibi türkiye'de yetişmesine rağmen ulaşılması zor bir ürün olurdu. karadeniz çayını bizden başka kimse içmediği için uygun fiyata alabiliyorsunuz. kıymetini bilin.
şu anda da döviz sıkıntısı olduğu için öyle kahve ithal edilecek içilecek filan bunları unutmak lazım. çaya devam. zaten iyi kahve türkiyeye gelmiyor. içtikleriniz çöp.
bir süre önce yurtdışından iki kilo çekirdek kahve sipariş ettim, gümrükteki adam bana "türkiye'de kahve mi yok?" dedi. sanki türkiye'de kahve yetişiyor. konteynerle getirene de aynı soruyu sorabilir mi acaba? biz içimlik iki kilo getirdik diye olay oldu. bu millete laf anlatmaktan yorulduğum için haklısın hocam dedim, vergisini ödeyip geçtim. bu da böyle bir anımdır.
19 litrelik damacanayı sebile yerleştiren kız
-
abartılan kızdır. hayır 19 litrelik damacanayı sonuçta 1 saat kucağımızda taşımıyoruz. önce yuvarlaya yuvarlaya sebilin yanına kadar getirip sonra hadi bakalım deyip yerleştiriyoruz. yok kıllıdır yok süleyman abidir yok ayı gibidir. hiçbiri değilim ama yapıyorum.
ekşi sözlük'e tc kimlik no ile girilsin
-
(bkz: velilerimiz kapıya bıraksın)
birdenbire öpüşmeye başlamak
-
başbaşa bir ortamda, yanyana oturmaktasınızdır. sohbetinizin kelimeleri azalmaya, sesleriniz biraz daha gırtlağa inerek çatallanmaya başlar. artık birbirinizin dudaklarına, birbirinizin gözlerinden daha sık bakmaya başlamışsınızdır farkında olmadan ki bunu farkettiğiniz anda süratle kaçırırsınız gözlerinizi gözlerine. ve dudaklarınızı istem dışı ıslatmaya başlarsınız, sanki sizin tahmin etmediğinizi diliniz dudağınıza haber vermektedir. kafalar birbirine biraz yaklaşır, yaklaştığından daha az uzaklaşır, biraz daha yaklaşır ve çok az daha uzaklaşır. en sonunda gözler kapanır, kimse kendini diğer dudağa doğru itmez, ikisini birbirine çeken bambaşka bir güçtür artık. tatlı tatlı, hafif bir şekilde öpüşmeye başlarsınız. dudaklardaki tedirginlik tükürüğe karışmaktadır yavaş yavaş. tatsız hayatın tadının o dudaklarda olduğunu anlar ve daha da tatmak istersiniz. kalbiniz boğazınızda atmaktadır artık. hızlanmaya başlar bir yandan da ona dokunursunuz. o narin boynu tuttuğunuz an karşınızdakinin masumiyeti içinizi titretir. hayatın karmaşıklığına inat, elleriniz saçlarının içinde rahatça dolaşır. artık deli gibi öpüşüyorsunuzdur ve içinizden belki de şu düşünce geçer " bu mutluluk sonsuza kadar sürse ya da şu an ölsem de beni bu tarifsiz huzuruma gömseler keşke"
israil ürünüdür lütfen satın almayınız
-
sen neden marketine koydun diye bir kişi bile sormaz şimdi buna.
johnny depp'in sürpriz ilkokul ziyareti
-
şu donlu gömlekli halimle beni bile sevindirmiş kutlu olay. helal olsun sana coni dep. yediğin ekmek, içtiğin su bal olsun şeker olsun dirhem dirhem et olsun, tereyağlı bal tahinli pekmez dolsun bünyen. helal süt emmiş adammışsın koç yumurtası. inan şu an seni övmeye doyamıyorum coni dep. şu cumartesi sabahında valla duygulandım, billaha duygulandım. vidyodaki yancılara da ayrıca helal olsun. onlar da okulun müdürüyle müdür yardımcısı herhal (hayat bilgisi: müdür yardımcıları müdürlerden her zaman daha kısa, daha tombik ve daha aktiftir). sevap için korsan olmuşlar, gemici olmuşlar.
ben ilkokuldayken müdür yardımcısı bizi yangın söndürme küreğinin sapıyla döverdi. okulumuza gelen tek ünlü de o zamanki belediye başkanı aytaç durak'tı. hepimize kuru üzümle fındık verip gitti. millete coni dep, bize aytaç durak. ecnebiye keptın sıparov, bize kuru üzüm fındık.
zalımsın dünya.
semavi dinlerdeki ortak kişi adları
-
millet o kadar alışmış ki lüzumsuz başlıklara, bilgi veren başlık gördüklerinde bunun anormal olduğunu düşünmeye başladılar.
goliath - câlût
abel - habil
cain - kabil
bir sabah kırk erkekle birden uyanmak
-
(bkz: askerlikte ilk sabah)
kaşarlı poğaçadaki kaşar miktarı
-
sol orta bölüme gizlenmiştir. kaşarın rende halini düşünecek olursak o rendelenmiş parçalardan en fazla 3 tane barındırır.
az kişinin bildiği muhteşem web siteleri
-
http://web-capture.net/
tam sayfa ekran görüntüsü almanızı sağlayan bir site.uzun yorum,tartışma,entry veya yazıların ekran görüntüsünü almak için kullanılabilir.
örneğin debedeki uzun bir entrynin bununla alınmış ekran görüntüsü:
http://i.imgur.com/rsp4ujg.jpg?1
edit: firefox kullanıyorsanız: (bkz: #47643621)
kedi
-
benim kedim kendi başına dört kat aşağıya iniyor, apartman kapısı açıksa dışarı çıkıyor, mahallenin kedileriyle oynayıp esnafı ziyaret edip geri yukarı çıkıyor. kapı kapalıysa birinin açmasını bekleyip o kişi daha ne olduğunu anlamadan jet hızıyla aradan sıvışıyor.
kedimi hem bana hem de kapıcımıza şikayet ettiler. tırsıyorlarmış.
tamam anlıyorum, korkabilirsin ve ben artık kedimi kendim indirip kendim çıkartacağım ama ben geçen gün 41 numara ayakkabı büyüklüğünde fare gördüm merdivenlerde. ondan niye kimse tırsmıyor? onu niye kimse şikayet etmiyor?