hesabın var mı? giriş yap

  • yıllar önce vejeteryanken, vejeteryan pide içi hazırlayıp pide yaptırıyordum arada. bir gün pideyi yerken normalden daha lezzetli olduğunu fark ettim. bi baktım kıyma var içinde. meğersem pideci kendince iyilik yapıp “yoksul galiba bunlar” deyip kıyma koymuş biraz.

  • 63 yaşındayım, sabah güneşi selamladıktan sonra kahvaltımı yapar kahve içerim. akşamları genelde 4-5 gibi yemek yerim. emekli ikramiyasiyle kendime çok güzel bir kompüter dizdirttim. internetini, spotify'sını, netflix'ini, ne lazımsa bağlattım. arada iki dizi atıyorum, biraz sözlüğe takılıyorum. face'e girmedim, sarmadı. gençliğimde biraz çapkındım herkes orada şimdi, yüzlerini göresim yok. 20-25 senedir takip ettiğim rss feed'ler var onları okuyorum ara ara. akıllı telefon almadım, gözüm seçmiyor, hem parmaklarım da kalın dar geliyor. gözlük modeli çıkarsa alrım. arada hayrına nude atan arkadaşlar var burada, gelişmeler yaşanıyor falan. yani tüm bunlara rağmen sözlüğe girdiğim için neden utanmam gerektiğini anlayamadım. gençler bi garip.

  • albet camus'nün 1960'da geçirdiği araba kazası sonrasında çantasında bulunan,hayatının büyük bir kısmını anlatmaya başladığı son romanı.can yayınları tarafından kapağına camus'nün çocukken çekilmiş kasketli bir fotoğrafının koyulduğu bir baskısı yapılmıştır.

  • (bkz: fener ol) kampanyasının gerçek adıdır. böyle olsa daha samimi olurdu en azından.

    milyon dolarlık futbolcuların depolarını fullemek için hazır mısınız?

  • bundan daha büyük bir hikaye biliyorum aynı böyle.

    esas oğlanın marmara iibf diploması var ama üniden bir tane fotoğrafı bir tane arkadaşı yok ama neler neler başarmış herkes de inanmış.

    süper hikaye

  • gecmisten ders alan eyalet. bundan yillar once teksas'ta petrol cikartilmaya baslandiginda petrol endustrisine deli gibi para yatirilmis. geri kalan parayla de her yere insaat yapilmis. yani ayni son yillarda gelen sicak parayi tamamen insaat sektorune yatiran turkiye'nin yaptigi hata yapilmis. daha sonra cikartilmasi kolay ve ucuz olan petrol bitince tabi ki teksas ekonomisi de bir daha kolay kolay icinden cikamayacagi bir cokuse girmis. 1970'lerde eyaletin petrolu tukenmemisti ama kalan petrol rezervlerini cikartmak cok zor ve masrafli olacagi icin bunlara dokunulmayacakti.

    2000'li yillarin ortasinda petrolun varil fiyati 100 dolari gecince geri kalan teksas rezervlerini cikartmak icin yeni teknikler gelistirildi. eskiden petrolun varil fiyati 30-40 dolarken bu teknikleri denemek kar getirmeyecekti ama petrol varil fiyati 100 dolara dayaninca sen petrolun varilini 70 dolara bile cikartsan kar edecegin icin daha fazla risk alabiliyorsun. bu yuzden teksas'ta "ikinci petrol patlamasi" yasanmaya basladi. ilk petrol patlamasinda yaptigi hatalari goren teksas bu kez dersini almisti ve ekonomisini petrol bitince de ayakta duracak sekilde sekillendirmeye basladi ve bir cok endustriye yatirim yapildi.

    teksas petrolden dolayi yilda 2 milyar dolarin uzerinde gelir elde ettigi icin vergileri azaltti. ozellikle california ve new york gibi vergi yukunun cok yuksek oldugu yerlerdeki sirketlere "teksas'a tasinin, az vergi odeyin" veya "1,000 teksasliya is verin, 2 sene vergi odemeyin" gibi kampanyalarla yaklasti. bu yuzden fedex, toyota, state farm insurance gibi bir cok buyuk sirket teksas'a tasinma karari aldi. zaten teksas'ta olan at&t gibi sirketler de buradaki nufuzunu arttirmaya basladi. bundan dolayi teksas'in ekonomisinde petrolun oynadigi rol de giderek dusmeye basladi.

    petrolden kazanilan para ile telekomunikasyon, teknoloji, bilisim, ulasim, egitim ve saglik alanlarinda cok buyuk yatirimlar ve atilimlar gerceklestirildi. petrolden gelen para kullanilarak eyaletin petrole olan bagimliligi azaltildi. bugun teksas'in ekonomik hacmi 1.2 trilyon dolara ulasti ve petrol gelirleri bunun ufak bir kismini olusturuyor. teksas'ta hemen hemen her endustri temsil ediliyor. abd'de issizlik oraninin en dusuk oldugu eyaletlerden biri ve abd'de en hizli buyuyen 10 sehrin 4 tanesi teksas'a ait (houston, dallas, san antonio ve austin).

    teksas'ta petrol endustrisi hala para basmaya devam ediyor. petrol kuyularinda calisan bir kamyon soforu hic tecrubesi yoksa aylik 6-7 bin dolarla basliyor ve birkac sene icinde maasi 10 bin dolari geciyor. tabi petrol cikartilan kasabalarda da ev kiralari ve diger masraflar son yillarda cok artmis durumda. genelde petrol kuyularinda 4-5 ay calisip yilin geri kalanini tatille geciren insanlar var.

    teksas abd'de en fazla ic goc alan eyalet konumunda. son yillarda ozellikle chicago, san francisco, los angeles, new york gibi hayat pahaliliginin yuksek oldugu ve vergilerin hayati etkiledigi yerlerden teksas'a dogru goc dalgasi var.

    http://www.bizjournals.com/…ing-on-up-to-texas.html

    teksas'i cazip kilan seyler ucuz ev fiyatlari, ucuz benzin, dusuk vergiler, cazip is olanaklari, havanin daima sicak ve gunesli olmasi ve insanlarin genelde cok guleryuzlu olmasi. bununla birlikte onemli bir kisminin denize uzak olmasi, kuru bir iklime sahip olmasi, insanlarinin cogunun cumhuriyetci olmasi ve bazi bolgelerindeki yuksek suc orani bazi insanlari korkutuyor.

  • bir soğan, bir çay kaşığı karanfil, iki sarımsak, iki ölçek sirke, bir parça kıyılmış zencefil, yarım ölçek pekmez, üç kaşık hardal yaprağı, yarım ölçek soya sosu, bir çay kaşığı tane karabiber, dörtte bir ölçek demirhindi, yarım kaşık toz kırmızı biber, yarım kaşık köri, bir adet çubuk tarçın, bir ölçek ançuez , yarım çay kaşığı kardamon (kaküle)tohumu ve üç çay kaşığı tuzdan yapılan sostur. soğanı, sarımsağı, hardalı, kırmızı biberi, karabiberleri, zencefili, tarçını, karanfili ve kardamonu buke garni şeklinde hazırlayın. buke garniyle birlikte sirke, soya sosu, pekmez ve demirhindiyi bir tencerede kırk beş dakika kısık ateşte pişirin, pişerken tuz, köri, ançüez ve suyu ekleyin. 45 dakikanın sonunda karışımı bir kavanoza doludurp buzdolabında iki hafta bekletin, arada sırada kavanozu çıkarıp çalkalayın. iki haftanın sonunda sosunuz hazırdır.

  • bunun temel motivasyonu, o çok nefret edilen ve tüm kötülüklerin anası olarak görülen elitliğe bir övgü ve öykünmedir, "elit" diye güya hakaret ederken o kavramın içinde belli bir kültür birikimini, görgüyü, aileden gelen manevi bir zenginliği* barındırdığını, ihale sayesinde zengin olup paranın bir tarafına koysan da, arabanın en iyisine binip o elitlerin gezdiği yerde gezebilsen de, onların yazlık mekanlarında kadın-erkek plajı ayrı tatil yapabilsen de, bazı şeyleri parayla asla değiştiremeyeceğini ve elde edemeyeceğini, tüm "bakın artık ben de yapabiliyorum/sahip olabiliyorum" dediklerinin kendilerinde nasıl eğreti durduğunu bilmenin öfkesidir.
    çünkü taktılan saatin, modanisa gibi yerlerden alınan ve muhafazakar makastan çıkınca çok güzel oldu zannedilen o acıklı kitsch kıyafetlerin, havalimanında göze sokulan louis vuitton valizlerin, alta çekilen jeepin, en özel üniversitenin uluslararası bilmemne bölümünden mezun olmak için dökülen onca paranın, kendi çapında bir cemiyet, bir sosyete oluşturmak için mado'da pazar kahvaltısı edip huqqa'da latte içmenin bir boka, hiç ama hiçbir boka yaramadığını içten içe bilmenin çaresiz hırsıdır. ne tiyatroyla, ne kitapla, ne filmle, ne seyahatle telafi edilemeyecek keskin bir sakilliğin kinidir. çünkü bilir ki bugün islami moda dergisinin lansmanına gitmesine izin veren, modern zamana son derece uyumlu görünen kocası bir anda sinirlenip dayak atabilir, elitler gibi roma'ya gidilip alışveriş de yapılsa yolculuk hep maraş'taki köye kaynanaya gitmekle biter, tüm çaba dini bayramlarda ıslak ayak üzerine giyilmiş çorapların kokusuyla dolmuş havasız bir odada biter. çünkü bilir ki "çok şükür elhamdülillah, allahım, canım rabbim, bugün de bize bahçeşehir'deki evimizin bahçesinde dostlarımızla toplanmayı nasip etti" diye şükredilen her şey bir anda allak bullak olabilir ve hemen olmasa da birkaç yıl sonra kendilerini geldikleri yerde bulabilirler, ama yıllarca karı koca öğretmenlik yapıp ege'de yazlık alan beyefendiyle hanımefendinin öyle bir riski yoktur, insanın kumaşında olan bir şeyin öyle aniden kaybedilme riski olmaz.

    edit: "neden maraş?" diye soranlara cevap vermek adına, bu "italya'dan sonra maraş'a gitmekten ve köşelerden erkek çorabı toplamaktan ve kokudan ne kadar iğreniyoruz" benim nişantaşı dolaylarında bir cafede iki kadının muhabbetinden duyduğum bir şeydi, maraş'a ya da doğu'ya bir garezim yok, buradan tüm maraşlı vatandaşlarımıza "maraş'ın yollarına çıkayım dağlarına" şarkısını armağan ediyorum.

    edit: haters gonna hate.