hesabın var mı? giriş yap

  • tabut nuri. dedemin zamanında bunu öldü diye gömmüşler. gece mezardan sesler, gürültüler. köyün çobanı açmış mezarı bir bakmış nuri ölmemiş. beraber köye gitmişler. doktor gelmiş bakmış falan. harbiden canlı. nuri hayatına kaldığı yerden devam etmiş.

    nasıl rahat insanlarsınız arkadaş? gece gece ses gelen mezarı açmak ne? mezardan çıkıp travma yaşamadan hayatına nasıl devam edersin güle oynaya? eski insanlar çok acayipmiş.

    edit: nefessiz nasıl dayanmış diyenlere... ne bileyim ben? ben küçükken dedem anlatmıştı bir kaç defa. çocuk kafasıyla aklı edip soramadık o kadarını, affedin... belki uydurmuştur dedem, belki bir kaç saatlik oksijen kalıyordur mezarda. hiç alanım olan şeyler değil. bilemiyorum.

  • büyük çalışma.

    yalnız şu cümle çok komik değil mi?
    --- spoiler ---
    trabzonsporlu birinin zamanının değerli olduğunu düşünüyorum.
    --- spoiler ---
    hem saatlerce, günlerce uğraş, böyle kol bir liste yap. hem de bizim zamanımız değerli" de. resmen işsizlik lan şu liste.
    ahaha.

    - hangi takımı tutuyorsunuz?
    + trabzonsporluyum.
    - o zaman sizin zamanınız değerlidir.

    ahhahahahha.

    edit: inşallah trabzonlu arkadaşlar bu entryi okumamıştır. çünkü zamanları değerli.

  • üstün dökmen'in okumadığım kitabı azdır. programlarını da izlerim. başörtüsüne karşı olmadığını çok iyi biliyorum. hoca'nın dediğini anlamayan insanların iq seviyesi de ayakkabı numarasını geçmez.

  • algısı mı kaldı lan? vermişiz vereceğimizi. yavşaklığın lüzumu yok. türkiye'de darbe olup chp'liler mhp'liler işkencedeyken sizin gibiler avuçlarınızı ovuşturuyordunuz. duyan da darbeden muzdaripsiniz sanacak.

  • lütfen sayın başbakana, evet çıkması halinde kendisinin görevi bırakacak bir başbakanlığı olmayacağını anlatsınlar.

    neye evet dedirtmek istediğini lütfen okusun artık ya.

  • 17 yaşındayken, 11 gün boyunca uyumayarak -264 saat- adını guiness rekorlar kitabı'na yazdırmayı başarmıştır.
    anlattığına göre ilk birkaç gün çok eğlenceliyken, sonradan hayatı kabusa dönüşmeye başlamıştır. en sonunda kaldırıldığı hastanede 14 saatlik bir uykuyla "yeniden doğduğunu" söylemiştir. wiki sayfasi: http://en.wikipedia.org/…dy_gardner_(record_holder)

  • yok böyle bi$ii. gerçekten de yoktur böyle bir maç. aslında oynanması gerekirken oynanamamıştır demek aslında daha doğru olacaktır. 1974 almanya dünya kupasına katılmak için şili ve sovyetler birliği barajda eşleşirler. ilk maç golsüz berabere sonuçlanır eski kıtada. rövanş ise iki ay sonra oynanacaktır şili'nin başkenti santiago'nun estadio nacional'inde. sovyetler birliği sahaya çıkmaz ülkedeki karışıklık nedeniyle. kan kokan bir sahaya çıkmayı reddeder sovyetler. şili hükmen kazanır karşılaşmayı. sembolik olarak başlama vuruşu yapılır hatta fileler bile havalandırılır...
    yıl 1973. allende devrilir pinochet tarafından. 11 eylül 1973 ile 7 kasım 1973 tarihleri arasında binlerce insan estadio nacional'de tutulmuş, işkence edilmiş ve öldürülmüştür. 7 kasımdır bu insanlık dışı dramın estadio nacional'de son kez sahnelendiği tarih. iki hafta sonra eski stad, yeni toplama kampında futbol oynatılmak istense de, sovyetler buna alet olmaz ve hükmen mağlubiyeti tercih eder. şili'nin süperstarı carlos caszely'nin de sahaya çıkmak istemediğini de ayrıca ekleyelim. oynanmamış bir maçtır bu baraj maçı. oynanmamasına rağmen oynanmış birçok maçtan çok daha iyi hatırlanır. binlerce ceset düşüyor gözümün önüne, fonda victor jara çalıyor, göbekli caszely koşmayı reddediyor...
    (bkz: futbol asla sadece futbol değildir)

  • pek çok futbolsever bu sporun uğradığı değişimden şikayet ediyor. futbolun eskiden olduğu gibi daha bireysel yıldızlar üzerinden ilerlemesini istiyor. yıldız oyuncu topu alsın birkaç çalım atsın, şov yapsın (bkz: top cambazı) sonra gol atsın, asist yapsın. ancak futbol endüstrisinin gelişimi, teknoloji, sağlık sistemleri (beslenme, uyku), antrenman sistemleri futbolu bir spordan ziyade profesyonelce yapılan bir işe dönüştürüyor.

    bu entryde ise futbolun geçirdiği evrime farklı bir perspektiften bakacak ve agresif bireysellikten, defansif futbola geçişi ve teknik direktörlerin etkisini inceleyeceğiz.

    not1: işbu entry bulunduğu ligde ağır favori olan diğer bir deyişle pek bir rakibi olmayan takımları (bkz: bayern münih) (bkz: paris saint-germain) kapsamamaktadır.

    -futbolda 1.devrim-

    futbol ilk zamanlarında bireysel yetenekler üzerinden ilerleyen bir spor dalıydı, bu bireysel yeteneklere karşı ise küçük takımların bir mücadele mekanizması geliştirmesi gerekiyordu. yani aslında bu (bkz: total futbol)'un ortaya çıkışı oluyordu. (bkz: johan cruyff). aksi halde (bkz: diego maradona) (bkz: pele) gibi oyuncularınız olduğu takdirde kazanamayacağınız kupa yoktu. eski maçların özetlerine şöyle bir göz atıldığında bile bu açıkça görülüyor. total futbol anlayışının benimsenmesiyle yukarıda da bahsettiğim bazı ligler haricinde çoğu ligde küçük takımlar diş göstermeye başladı ve bu anlayış küçük takımlarca iyiden iyiye benimsenmeye başladı. ancak bu total futbol dediğimiz anlayışta yıldız oyuncular hala büyük bir öneme sahipti ta ki guardiola'ya kadar.

    -futbolda 2.devrim-

    guardiola'nın barcelona'sını hatırladığımızda (bkz: tiki taka) modeliyle alınmadık kupa bırakmadılar, keza ispanya milli takımının (bkz: euro 2008) ve (bkz: 2010 güney afrika dünya kupası) şampiyonlukları. peki nedir bu futbol düzenini temelden sarsacak 2. olay, savunmacıların oyunun içine daha fazla dahil olduğu, sadece arkada gladyatör görevi görmediği, ve takımın gerek atak gerekse savunma oyunlarında yıldız oyunculardan yükün biraz daha çekildiği, hatta oynanılan pas oyunuyla rakip takım savunması için hedef oyuncuların artmasıyla yıldız oyunculara bireysel yetenekleri için alan açıldığı, özgürlük tanındığı bir hale geldi.

    -futbolda 3.devrim-

    guardiola'nın bu anlayışı çok güzel şekilde işledi, ancak gelişen sadece futbol değildi, gelişen teknoloji ve artık devasa boyuta ulaşan futbol bir endüstri haline geldi. antrenmanlar, beslenme şekilleri, istatiksel araştırmalar, tüm bunlar çok iyi olan takımları yukarı taşıdı ancak daha küçük takımlara ya da (bkz: underdog) ekiplere sağladığı gelişim ise çok daha fazla oldu. (4.seviyeden 5'e çıkmak ile 2'den 4'e çıkma arasındaki ilişki gibi) küçük takımların artan fizik gücü, ve tüm dünyada artık tiki taka kadar olmasa da kabul gören ve her takımın çok daha önemsediği pas oyunu ile bu takımlar rakiplerine karşı iyice güçlendi. günümüz stoperlerini ya da beklerini izlediğinizde inanılmaz derecede iyi uzun top kullandıklarını zaten görüyorsunuz, hatta artık bu öyle bir hal aldı ki kaleciler bile savunmayı neredeyse 5'leyecek hale geldi ve bu pas oyununa ortak oldu. futbolun bu son uğradığı evrim ise, aslında her yorumcunun söylediği, daha yeni bitmiş (bkz: 2022 katar dünya kupası)'nda da bolca gördüğümüz sürprizlerin ana sebeplerinden birisini oluşturdu.

    savunma oyununa ve sağlam fizik gücüne dayalı, ilerde ise bireysel yıldızların zaman zaman takım oyununa dahil olduğu ama zamanı geldiğinde ise bireysel yeteneklerini kullandığı fark yaratmaya başladığı bir hal aldı. taze taze örnek verecek olursak, (bkz: fas milli futbol takımı), (bkz: arjantin milli futbol takımı), (bkz: hırvatistan milli futbol takımı).

    peki bu değişime bir de teknik direktörler anlamında bakacak olursak ortaya şöyle bir tablo çıkıyor, total futbolun gelişimini tamamlaması ve küçük takımların pas oyunu ve defansif oyunu benimsemesiyle artık diş göstermeye başladığı evrede yani buna 2010-2015 arası diyebiliriz devreye bu adamlar giriyor.

    (bkz: arsene wenger)
    (bkz: josep guardiola)
    (bkz: diego pablo simeone)
    (bkz: marcelo bielsa)
    (bkz: jürgen klopp)
    (bkz: didier deschamps)
    (bkz: lionel scaloni)
    (bkz: zlatko dalic)
    (bkz: walid regragui)
    (bkz: christophe galtier)
    (bkz: stefano pioli)
    (bkz: maurizio sarri)

    tüm bu isimlerin bir ortak noktası olduğunu görüyoruz, hepsi savunma oyuncusu.
    (bkz: stoper) (bkz: sağ bek) (bkz: sol bek) (bkz: ön libero)

    tamda bu noktada ortaya çıkan bir soru işareti var* , artık kabullenilen defansif futbol mu bu adamları ortaya çıkardı, yoksa bu adamlar mı defansif oyunla futbolun evrimine sebebiyet verdi? bence bu sorunun cevabı her ikisi de olacak. bu durumu, ortaya çıkan bir ihtiyaç* ve bu ihtiyaca fazlasıyla cevap veren* olarak tanımlayabiliriz.

    -son-
    peki geldik kritik soruya, ne olacak bu futbolun hali?
    açıkçası futbolun bu şekilde devam edeceğini düşünüyorum, eski futbol anlayışını yaşatmaya çalışan kulüpler ve insanlar var (bkz: real madrid) (bkz: florentino perez) ancak bunların da daha fazla dayanabileceğini sanmıyorum. artık eskisi gibi top cambazları, çalımla adam geçen, kıvrak bilekli oyuncular yerine daha fizikli, hızlı oyuncuları izlemeye yavaş yavaş alışmamız gerekiyor. futbolun çocuksu ruhunu kaybetmesine, duygulardan ziyade daha mekanikleşen bir hal almasına karşı fifa da yeni yöntemler, kurallar düşünüyor ancak bunların uygulanabilirliği ne seviyede olacak birlikte göreceğiz.

  • tarikat problemlerini,başka bir tarikata sorarak konuşmak.lan bunlar istanbul sözleşmesinde hepsi tek ağızdı.şimdi ise saniyesinde satış.

  • dikkatsizlik konusunda master yaptığımdan dolayı ben onu zeytin zannedip löpletirdim.

  • e hadi ver ışte bunlara 300-600-1000 tl versen ne yazar. yazık çocuğun haline bak. yavrum kış günü o posetler ne kadar soğuk tutar. mikroplari söylemiyorum bile. o çocuğun suçu ne . anne baba bilinclenmedikten sonra. eğitim sisteminin anına koyacaginiza, birbirinizle sidik yaristiracaginiza şu durumların köküne çözüm bulun. oy için milletin anasını dudukluyorsunuz.