hesabın var mı? giriş yap

  • "lan ben koca cumhurbaşkanıyım, trt mi seyredeceğim, nat geo wild seyrederim hep"

    diye de devam etmiş olabilir.

  • yazar olarak hayal kırıklığı yaratabilir.

    bakıyorum iyi yazarlar bile yanlış çekiyor.
    yazdıklarından belli, kim bilir kaç kitap okumuş insan, yeri geliyor "sanarlar" diyor.

    sözlü olarak o şekilde kullanılmasının sakıncası yok. ama yazı dilinde doğrusunun kullanılması önemli.
    çünkü ben bile artık şaşırmaya başladım.

    bakın şimdi topu topu altı adet sözcüğü ezberleyeceksiniz:
    sanırım, sanırsın, sanır, sanırız, sanırsınız, sanırlar

    kaynak: bir yazım kılavuzu alıp bakın derim. yoksa
    buyrun: https://en.wiktionary.org/wiki/sanmak

    ünlü türk edebiyatçılarından da örneklerle kanıtlayalım.

    örnek 1: sanırsın
    terkîb-i bend - ziya paşa
    ---
    çok mukbili gördüm ki güler içi kan ağlar
    handan görünen herkesi hurrem mi sanırsın

    bil illeti kıl sonra müdâvâta tasaddî
    her merhemi her yareye merhem mi sanırsın
    ---

    örnek 2: sanır
    ağlama - ahmet hamdi tanpınar
    -----
    eğer yüzüne gözyaşı yağarsa;
    seni garip sanır her gören.
    ağlama sakın çocuk, ağlama!
    korkmayana zarar gelmez, bunu bil.
    sevgini hep söyle, sakın saklama.
    aklından korkuyu, gözünden yaşı sil.

    örnek 3: sanırız
    özdemir asaf
    biz değişiriz aşk değişti sanırız.
    yiterken de böyleyizdir,
    yitince de..

    örnek 4: sanırsınız
    her sabah, yanılmak ! - attila ilhan
    sabah olmak her gece kolay mı sanırsınız
    bulutları dağıtıp güneş olarak doğmak
    denizle gök arasında çiy yorgunu şehre
    ----

    örnek 5: sanırlar
    dönmeyenler - can yücel
    ----
    bu murat belgeli murat
    çok ingilizce bilir
    ama hel'sinkiyle güvey girer
    bu özel üniversite randevucuları
    aydın doğan solcuları
    dünyaya birşey öğreteceklerini
    sanırlar
    ekonomi ekonomi diye
    kendilerini unuttukları gibi
    bizleri de unuturlar

    *sanırım, "sanırım"ı herkes doğru kullanıyor. o yüzden örnek vermeye gerek duymadım.

    edit: bir işi yarım bırakırsan böyle olur işte. her yanda sanarımcılar türer.

    örnek 8: sanırım örneği de orhan veli'den olsun
    baharın ilk sabahları
    ----
    sanırım ki günler hep güzel gidecek;
    her sabah böyle bahar;
    ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum.
    derim ki: "sıkıntılar duradursun!"
    şairliğimle yetinir,
    avunurum.

  • amerikalı velet roketleri nasıl geliştirebiliriz diye proje yapmış , bizim kızlarımız da evimizi bombalardan nasıl daha iyi koruruz diye , gerçekten helal olsun kızlarımıza.

    ülke olarak bombadan , patlamadan proje çıkarmaya , bilim yapmaya başladık.artık evimizde bombadan korunamayacak düzeye gelirsek , ülke olarak magmaya yerleşme projesi yapalım.

  • abi bu adam son derece kibar davranan bir çocuğu dövmüş. ben şunu merak ediyorum, bunun sonrasından hiç mi korkmuyorlar. şimdi polis bu herifi bulacak. kimlik bilgileri mağdurun eline geçecek. adresi, telefonu, soy ağacı, osu busu... irisin, kalabalıksın falan. anladık orada güçlüsün. ama sonrası? ya intikam almak isterse?

    mesela benim karadenizli bi müvekkilim var. oğlu buna benzer bir şekilde haksız yere dayak yiyor. oğlan da kara kuru bişey, adamın kendisi de bu arada. tıfıl ailesi yani bunlar. ama adamı buldu. ağzına silahı sokup ateş de etti. ikisi de şanslıydı mermi adamın yanağından çıktı. tabi sağlam kalıcı hasar bıraktı, dişler-çene kemiği-yamuk bir surat... ama en azından öldürmedi. hapse girdi, çıktı. senin yüzünden hapse girdim diye bu defa da gitti 2 dizinden vurdu adamı. ardından yine hapse girdi. ama toplasan toplasan yattığı iki üç sene.

    nasıl şu işleri yaparken korkmuyorlar anlamıyorum amk. bu ülkede kim kendini psikopat sanıyosa çok yanılıyo. çünkü yanında süt kedisi sayılacağı insanlar herkesin çevresinde var. bi ricaya bakar. akrabası güvenliklerden dayak yedi diye bi kamyon adamı barı taramaya gönderen insan biliyorum ben. çocuğun babası zor durdurmuştu. ne şimdi bu. psikopat mı? adamı soğan cücüğüne çevirirler haberi yok. bu gün olmaz ama bi gün olur.

  • gazetenin rü$tü ile ilgili bir sorusuna ''rü$tü eve i$ getirmeyi sevmez'' $eklinde cevaplami$ti. salonda penaltı mı atıyor rü$tü'ye anlamadım ki.

  • belki askerimizi şehit etmeye çalışan birinin cesedini toplamak için vakit ayırmaya bile gerek yok... sonuçta cesede bile patlayıcı düzeneği kurabilen bir bozuk zihniyet o yüzden geberdiği yerde bırakmak en iyisi.

    edit: başlığı açan kişi entrisini silmiş.

  • kişinin sahip olduğu fiziksel çekicilik düzeyi pek çok açıdan mühimdir.

    fiziksel çekiciliği yüksek biriyseniz, mezun olduğunuzda daha kolay iş bulursunuz, seçim yapılan durumlarda daha çok tercih edilirsiniz, bir derdinizi anlatmak istediğinizde sözünüz daha fazla dinlenir ve daha bir dolu şey.

    bunu biraz araştırmalarla derinleştirelim.

    örneğin fiziksel çekiciliği yüksek biri olmak bir sebepten bulunduğunuz adliyede size avantaj sağlar mı? sanıklar duruşmalarda neden takım elbise giyer?

    2000 mahkumla yapılan bir çalışmada, mahkumların fiziksel çekiciliklerine 1 ve 5 üzerinden puan vermişler ve işledikleri suçların niteliğini düşük, orta ve yüksek siniflamislar.

    sonuç çarpıcı: sanıkların fiziksel çekiciliği arttıkça benzer suçlardan daha az ceza aldığı görülmüş.

    bu durum tek bir araştırma ya da mahkeme ile de sınırlı değil. başka araştırmalarda da, varılan sonuçlar şöyle

    - fiziksel çekiciliği düşük kişilerin yüksek kişilere göre %119 daha fazla ceza aldığı ortaya konmuş (oha)
    - bebeksi bir yüze sahip olmak alınan cezayı önemli ölçüde azaltmış.
    - kadınlar fiziksel çekiciliği yüksek suçlulara daha az ceza isteme eğilimindeymiş.

    suç mağdurları için de benzer bir durum var. istismar mağduru güzel ve alimliysa, mahkeme nispeten çok daha az delille o kişinin gerçekten istismara uğradığına ikna oluyormuş. mağdur güzel ve alımlı değilse, yalan söylediğine dair daha fazla şüphe oluşuyormuş ve yargı sürecinde daha fazla delil aranıyormuş.

    aynı durum öğretmen istismarı öykülerinde de var. aynı yaşta (13) iki çocuğu istismar etmiş iki öğretmen.

    birinin fiziksel çekiciliği yüksek,
    diğerininki düşük.

    hangi mağdura daha çok üzülürsünüz?

    amerikan toplumu fiziksel çekiciliği düşük öğretmen tarafından istismar edilen çocuğa daha fazla üzülmüş ve o mağduru daha fazla ön planda tutmuş. yargılayanlar da insan, bu algı verilen cezaya da kaçınılmaz olarak yansıyor.

    bir örnek de bizden verelim. benzer bir durumu türkiye'deki kadın cinayetlerinde de görebilirsiniz. medyada ve sosyal medyada daha çok yer bulan kadın cinayetlerine bakarsanız pek çoğunun ortak özelliğinin nispeten yüksek fiziksel cekicilik olduğunu görürsünüz. anitsayac'a bakarak bunu siz de kontrol edebilirsiniz. ben kontrol ettim ve fiziksel çekiciliği yüksek bir kadının ölümünün bizim toplumda gündem olma olasılığının çok daha yüksek görünüyor.

    sonuç olarak, toplum fiziksel çekiciliği yüksek kişileri olumlar, destekler, daha fazla olanak/kaynak sağlar. bu durum da fiziksel çekiciliği yüksek kişilerin dünyayı olduğundan daha iyi algılamasına yol açar, nispeten daha iyi algıladıkları için de bu kişiler daha az aktivist ya da eşitlikçi düşüncelere sahip olurlar.

    bu da çok anlaşılır aslinda. elinizde iyi bir oyun varsa, kartlar yeniden dağıtılsın istemezsiniz.