hesabın var mı? giriş yap

  • kommunist manifesto'da "dangerous class" -tahminen viktoryen whig edebiyatina bir gonderme olarak tirnak icine alinmistir- ve social scum olarak tanimlanmis sinifsal parca/fraksiyon.

    marx ve engels'e gore eski duzenin bir kalintisidir- ve buyuk ihtimalle scum bu nedenle kullanilmistir. hem en asagilik noktayi, hem de kalinti olma durumunu temsilen.

    ne var ki yedek isgucu ordusu uzerine fikirleri daha olgunlasmamistir marx'in, bu baglamda lumpenproletaryanin aslinda bir kalinti degil, bizatihi kapitalist uretim biciminin yeniden uretiminin bir ogesi oldugu goz ardi edilmistir. belki kapital'in ucuncu cildinin sonunda goz atabildigimiz siniflar uzerine bolumu tamamlayabilseydi daha acik bir tanima ulasabilirdik.

    o nedenle daha saglam bir arguman lumpenproletarya'nin isci sinifinin durak noktalarindan birisi oldugu, nasil kati olan hersey buharlasiyorsa, isci sinifinin da -oznel olarak degil, ama nesnel olarak- lumpenproletaryaya donusmesinin kacinilmaz oldugudur.
    suc ve kriminal fikrin olusumu, buna ilaveten kapatilmanin genellesmesi, bu donusumun olmazsa olmaz parcalaridir.

  • aynı adam, "atmlerden para çektiğinizde de bedelini ödeyeceksiniz" ya da buna yakın bişeyler de söylemiştir ! sabah radyoda duydum.

    neymiş ? müşterinin her hizmetinin maliyeti varmış !

    o zaman ne demeye insanlara zorla kart, kredi falan ittirmeye çalışıyorsunuz...
    maliyetinizi artırıp yük olmayalım.

    gidin başımızdan !

    buradan devam edin sayın okur : (bkz: (bkz: #32463607))

  • askerde 2-4 kişilik odalar, sıcak su, odada tuvalet. sen gelmişsin kızlı erkekli. iki ülke arasında en az 50 yıl var. üstünü sen tamamla hem insani hem maddi olarak.

  • bu zıkkımı bozdurmak için berlin tegel'de komisyon ödemiştim.

    bir kere takside 100 euro kaybetmiştim ve kendime gelmem günler almıştı. aynısını bunun için düşünemiyorum. bugün itibariyle yaklaşık 3800 tl değerinde. el kadar dikdörtgen bir kağıt. kaybediyorsun ve kaldırıma çöküp uzanıyorsun. ambulanslar falan geliyor.

    acı bir durum.

  • sol : sferik; - 5.25 / silindirik; - 4.25 / aks: 180

    sağ : sferik; - 3.00 / silindirik; - 3.25 / aks: 5

    ---------------
    ve bu camlar için de aldığım fiyat şöyle:
    marka: altra shamir
    ürün: smart sv 1.60 free from (organic antrefle %55 inceltilmiş,* tek odaklı camda kişiye özel üretim)
    585x2=1170 tl,
    --------------------
    aynı paraya tarabya sırtlarında iki göz bir gecekondu buldum. bakalım. ya gözlük ya ev. o da iki göz, o da.

  • gün be gün inancımı yitirdiğim ber şey. belki ben yozlaşıyorum. hani derler ya özünde iyi bir insan ama çevresi kötü. belki de öyle bir şey ama bolan inancımın yittiğini gün be gün hissediyorum. öyle bir şey galiba benim için gerçek aşk. yaşanılanlar, bir erkeğin bittiği anlardan birisini yaşamak...

    vapura biniyorum. kendine yakınlaşabildiğin muazzam bir yer vapur. ama yalnız bineceksin, açığa çıkacaksın, denizi izleyeceksin. kendini göreceksin suda, kendini dinleyeceksin. öyle bir yer. kapılar açılınca hücüm ediyorum ben de, üstte iyi ber yer kapmak için. ama önümde iki çift var, tin tin tin yürüyorlar, yerde vermiyorlar.

    "hadi yürüsenize, kapcaklar kenarları" diye düşünüyorum, sinirleniyorum. zaten ben olur olmaz hemen sinirlenirim. ama bunlar halen tin tin tin yürüyorlar, yer de vermiyorlar. en sonunda yandan ufak bir aralıktan solluyorum onları, sinirimi de belli etmek için elimi yana doğru açıyorum, görsünler diye. görüyorlar belki de ama tepki vermiyorlar. hemen geçiyorum kapıdan dış kısma ve vapurun gidiş istikametinde bir kenar buluyorum ve oturuyorum. güneş gözlüklerimi takıyorum. güzel güzel manzaranın keyfini çıkarıyorum.

    az önce önümde tin tin tin yürüyen çift de geliyor karşıma oturuyor. "tersine oturdular, zevki çıkmaz ki öyle vapurun" diye düşünüyorum. yan yana oturuylar, bir birlerine iyice yanaşıyorlar.

    garson arsızı geliyor "çay, kola, fanta, gazoz" diye bağırıyor. kız susamış belli "bir tane su alsana" diyor çocuğa. çocuk hemen garsona dönmeden "bir su" diye bağırıyor. eliyle de koltuğa vurarak. anlam veremiyorum yaptığına. sonra su geliyor.

    çocukla kız elele tutuşuyorlar. ben onları izliyorum, ama gözümde güneş gözlüğü var, nasıl olsa görmezler diye düşünüyorum. kız sürekli yere bakıyor, gözleri de sürekli bir oraya bir buraya gidiyor. çocuk da sürekli çok yakından kıza bakmaya çalışıyor. bir şeyler söylüyor. onun da gözleri kıpır kıpır, bir oraya bir buraya gidiyor.

    sonra kucağındaki çantaya bakıyorum. gesf yazıyor. gesf. görme engelliler spor federasyonu. görmüyorlarmış birbirlerini. manzarayı da görmüyorlarmış. benim onları izlediğimi de zaten gözlük takmasam bile görmeyeceklermiş meğersem. gesf.

    kız bir mutlu bir mutlu. çocuk sürekli bir şeyler söylüyor kız sürekli gülüyor, sonra kız bir şeyler söylüyor, ikisi de çocuk gibi gülüyorlar. o kadar mutlular ki. birbirlerinin ellerinden tutuyorlar sıkı sıkı. çocuk kızın saçlarını okşuyor, bilmiyor belki de hangi renk olduğunu ama o kadar seviyor ki onu.

    kız o kadar mutlu ki, gülüşü beni bile ısıtıyor. bu sevgi diyorum kendi kendime, aşk bu. birbirlerini görmeden seven iki insan. birbirlerine bağlanmış iki insan.

    bir birlerinin gözünün içine bakamıyorlar. gözlerim doluyor azicik ama eminin ki birbirlerini herkesten daha iyi görüyorlar. ruhlarıyla görüyorlar birbirlerini. sevginin bir şey ifade etmediği, aşkın basit bir et parçasına dönüştüğü, kötülüklerle çepeçevre bir dünyada birbirlerinin içindeki o güzelliği görebilip aşık oluyorlar birbirlerine. ne yüce bir şey. gerçek aşk bu işte.

    farkettim de ben o çocuk kadar içten gülmemişim şimdiye kadar, kahkaha atmışım bol bol ama sevgiyle gülmemişim. ama gerçek aşk o kadar uzakta ki...

  • çapraz evrimdir. niye fren yapıldığını öğrenmek için bel dik hale getirilir kafa yukarı kaldırılır ve sağ sol yönünde hareket ettirilir. merak giderildikten sonra tekrar insan formuna geri dönülür.