hesabın var mı? giriş yap

  • kaç gündür ortada yoktur, çıktı ve başladı gene. bıktık senin bu nefret kusan, bölen, yalan söyleyen ağzından.

  • normal olandır. aynı yunanistan 17 ağustos depreminde de ilk yardıma koşan ülkelerden biri olmuştu. orada olan afetlerde de biz yardım etmişizdir. çoluk çocuk bilmeyebilir...

  • hiçbir süper gücü olmayan batman, çizgi romanların en gerçekçi kahramanlarından biri olarak görülür. uçamaz veya gözlerinden lazer fırlatamaz. suçla mücadele hayali ve milyarlarca doları olan, travma geçirmiş basit bir adamdır.

    bu, onu hayal edilmesi en kolay süper kahraman yapmaktadır. ancak becoming batman: the possibility of a superhero'nun yazarı, nörobilimci ve dövüş sanatları uzmanı paul zehr'e göre, batman göründüğü kadar da sıradan biri değildir.

    ¦ fiziksel uygunluk
    batman gerçek biri olsaydı, gelmiş geçmiş en iyi atlet olurdu. zehr, "o bir nascar sürücüsü, süper güçlü bir dövüşçü, serbest tırmanma ve parkurda yetenekli bir akrobat" diyor. “ama tüm bu şeylerin ustası olmak imkansız. bir maraton koşucusunun halterciden farklı görünmesinin nedeni budur. fizyolojik düzeyde bu disiplinler sizi farklı yönlere çeker."

    zehr'e göre batman'in fiziksel yeteneğini kazanması neredeyse 18 yıl alacaktır ve bunu korumak için günde en az 4.000 kalori alması gerekir.

    ¦ yetenekler
    ancak bu 18 yıl sadece çalışmaktan ibaret olmayacaktır. batman kimseyi öldürmez ve silah kullanmaz. insanları ölümcül şekilde yaralamadan savaşmak çok fazla beceri ve eğitim gerektirir.

    zehr, “fizyolojik olarak stresli bir durumda olduğunuzda motor becerileriniz düşer” diyor. “batman, kazara birini öldürmesine yol açacak motor becerilerinden ödün vermeden mümkün olan en zorlu durumlarda performans göstermelidir. bu çok fazla çalışma gerektirir."

    ¦ yaralanmalar
    batman'i devirecek olan joker değil yaşadığı yaralanmalar olacaktır. zehr, “sürekli olarak dövüşen ve darbe alan biri var” diye açıklıyor. “binlerce küçük ve tekrar eden darbe sorunlara ve başarısızlığa yol açabilir."

    "muhtemelen tendinit, artrit ve kafa travmaları ile uğraşacaktır. sonunda kronik yaralanmalar yüzünden o kadar bitkin olacaktır ki artık rekabet edemeyecek hale gelecektir."

    giysisinin kendisini koruyacağını düşüneceksiniz ancak "kevlar yelek giyerken bile vurulmak kemiklerinizin kırılmasına yol açacaktır."

    ¦ uykusuzluk
    batman, gündüzleri milyarder playboy bruce wayne, geceleri yarasa gibi giyinen bir adamdır. bu, ona uyumak için vakit kalmaması anlamına geliyor. zehr, "uykusuz kişilerde bilişsel esneklikte azalma görülür" diyor. “eleştirel düşünme becerileri o kadar iyi olmaz ve hafıza sorunları yaşarlar.”

    batman gün içinde kısa bir uyku çekebilir ama bu sadece kısa vadeli bir strateji olur. zehr, “omuriliğin refleksler için uyarılabilirliği de dahil olmak üzere her türlü organ sistemi, gün ışığına dayalı sirkadiyen ritimlere bağlıdır” diyor. "bizler hayvanız ve hayvan olarak hava karardığında uyumamız gerekir."

    ¦ kimliğini gizli tutmak
    batman olmak, akıl hastası insanları yumruklamaktan daha fazlasını içerir. kimliğinizi bir sır olarak saklamanızı da gerektirir. zehr bunun, sadece pratik açıdan değil aynı zamanda sinirbilim açısından da zor olduğunu belirtiyor. "beyin görüntülemelerinden, doğru söylemenin yalan söylemekten daha kolay olduğunu biliyoruz. yalan söylemek, beynin farklı bölgelerinde daha fazla aktivite gerektirir çünkü yalan söylerken, yalanı ve gerçeği aynı anda düşünürüz."

    "batman gibi biri için bu büyük bir sorun haline gelir. çünkü beyni diğer tüm aktivitelerde çok fazla çaba harcamaktadır. kimliğini gizli tutması son derece zorlayıcı olacaktır.”

    sonuç: batman, sıradan bir insan olsaydı uykusuz yaşamı ve haydutlarla girdiği sayısız mücadele, gotham'ı güvende tutamayacak kadar yorgun olmasına neden olurdu. bu da, batman'in süper güçleri olmadığı düşüncesini ve en kolay dönüşmeyi hayal edebileceğimiz süperkahraman olduğu fikrini çürütmektedir.

    kaynak: science focus

  • manevi bir zorunluluktur. kafa yukarı kaldırılır aynı zamanda kaşlar da yukarı doğru gerdirilir. binmeyecek olmanın sizi üzdüğünü anlatan bir ifade takınılır ve şoförün gözlerinin içine bakılır.

  • abilerimin bisikleti aşağıda depoda çürürken ve ben bisiklet sürmek istiyorum diye yırtınırken kimsenin bu isteğimi ciddiye alıp bana bisiklet sürmeyi öğretmemiş olması. yetişkin bir insanken kendi kendime öğrenmek çok utanç vericiydi. ve kendime ait hiç oyuncağımın olmaması. hep abilerimin eski, kırık dökük ve eksik parçalı oyuncaklarıyla oynadım. bir kız çocuğu olarak hiç kızlara ait oyuncağım olmadı.

    edit: ha bir de annemin ben doğmadan yıllar önce yurt dışından aldığı oyuncak ispanyol bir bebek vardı. oynamak istediğimde izin vermezdi. o çok kıymetliymiş, kırılıp dökülmesini istemezmiş gibi davranırdı. yıllarca vitrinde hayran hayran baktım ama bir kere bile oynayamadım. sonra bir gün genç kız olan kuzenim o bebeği görüp “yenge bu çok güzelmiş, bunu bana versene” dedi. annem de “zaten vitrinde durup duruyor, al senin olsun” dedi ve o bebeği kuzenime verdi. o an 10 yaşımdaki halimle içimde hissettiğim sızı hala ara sıra o bebeği düşününce aynı yerden kalbimi sızlatıyor.

  • ne kadar yamyam bir ticari kuruluş olduğunu geçtiğimiz günlerde göstermiş bir şirkettir...

    çocuk esirgeme kurumuna bağlı küçükyalı çocuk yuvasının başvurusu üzerine (yanlış anlaşılmasın bağış olarak falan değil, parasıyla) yuvayı ev değil kahvehane statüsünde görmüş ona göre ekstra ücretlendirme istemiştir...

    televizyonda fıldır fıldır dönen reklamların giderini 0 - 12 yaş grubu çocukların aralarında okey çevirip ödemelerini bekleyecek kadar alçalmışlardır.

    şimdi bu rezalet ortaya çıktığında hiç bir yetkili demesin "ay aman bölge bayilikleri bağlantılarından pirim kazanıyor ondan falan feşmekan, bizim haberimiz olmadı" diye... onlar ne kadar çok kazanırsa, digitürk'ün daha da fazla kazanacağı aşikardır...

    ama içleri rahat edebilir... nasıl olsa bu kimsesiz çocukların yuvasını kahvehane statüsünde gören "pazarlamacı"ları hiç bir kamera tespit edebilmiş değil...

    oğlum sizde hiç "vicdan" tuşu yok mu?...

  • kendi sozlerini aciklamis. ataturk ile ilgili bir aciklama degil icinde 2-3 kez ataturk'un adi gecse de.

    ataturk ile ilgili gercek dusuncesini de belirtmiyor, politik olarak yumusatmaya da calismiyor. yani cikip "ulkemizi dusman isgalinden kurtaran ulu ondere benim lanet okumam soz konusu olamaz" tarzi bir aciklama da degil.

    bir de olmusun ardindan beddua etmek dinen yasaktir diyor, yani dinen yasak olmasa...