hesabın var mı? giriş yap

  • öncelikle mekanı cennet olsun. elim bir kaza...

    "maalesef duble yollarda yayaya yol vermek çok tehlikeli sonuçlara neden olabiliyor."

    tehlikeli sonuçlara neden olan "yayaya yol vermek" değildir. tehlikeli sonuçlara yol açan ülkedeki eğitimin yetersizliği ve buna bağlı olarak her alanda kural tanımaz, ben merkezci insanların kendileri hariç çevrelerindeki herkesi yok saymalarıdır.

    her gün yüzlercesini gördüğümüz önce ben, benim işim, benim yolum görüşünün kameralara yansımış halidir. oysa ki yaya geçidi olan bir yere yaklaşırken:

    * ileride yaya geçidi olduğunu belirtir trafik işareti olur.
    * hızınızı düşürmeniz için hız sınırını gösterir trafik işareti olur.
    * yaya geçidi, dönel kavşak, ana yola kontrollü katılan tali yol gibi yerlere yaklaşırken hız önceden düşürülmelidir konusu ehliyet kurslarında defalarca tekrarlanır ve ehliyet sahibi herhangi bir insanın ben bunu bilmiyorum deme şansı yoktur.

    görüldüğü gibi sorun yayaya yol vermek değil, yayaya yol verilmesi gerekebilecek yere yaklaşırken tam gaz yola devam etmek ve trafik işaret ve işaretçilerine uymamaktır.

    bu sorunu en net gösteren yer dönel kavşaklarımızdır. dönel kavşaktaki öncelik sıralaması ve dönel kavşağa yaklaşırken hız kesilmesi herkes tarafından bilinen ülkelerde aşağıdakilerden hiçbirini göremezsiniz.

    * dönel kavşağa yaklaşırken bulunan kasis. bu kasis, kimse hız kesmediği için konulmaktadır. oysa ki böyle bir şeye gerek yoktur. zaten dönel kavşağa hız kesilerek kontrollü yaklaşılması gerekir. kimse yapmadığı için mecburen kasis de ekleniyor bizde.
    * dönel kavşak içindeki kasis... saçmalığın daniskası. dönel kavşağa girmiş aracı yavaşlatmaya çalışyor, yani sübliminal mesaj olarak yol sende değil, sağdan yardırıp gelen var, viraj içinde dur diyor. oysa ki yol onun hakkı...
    * (bkz: kocaabdil) mahlaslı suserin katkısıyla dönel kavşağa trafik ışığı konması da ağır bir saçmalıktır.

    dönel kavşağa gelirken 2 adet ikaz levhası olur.
    ikaz 1 dönel kavşak var ileride demek...

    ikaz 2 bu da yol ver demek... ama bizde kimse bu 2 tabelayı bilmediği için bu da var. yazıyla anlatmış artık...

    şuna da yaya geçidi deniyor mesela. sarı çizgiler oraya yaklaşırken aralıklı olur, tam gaz gitme diyor yani... yavaşla ki yolun kenarında yaya olursa veya önündeki durursa sen de ona çarpamadan durabilesin.

  • hindistan'da büyümüş biri. 'ormancı adam' olarak biliniyor.

    çocukluğunda yağmur dolayısıyla oluşan sellerden çok etkilenmiş. etkilenmesinin sebebi, yağmur dolayısıyla oluşan seller yılanları toprağın üstüne çıkmasına neden oluyor ve bir şekilde hayatlarını kaybediyormuş. o andan itibaren bir karar alıp hindistan'ın molai ormanını oluşturmaya karar veriyor ve başarıyor da.

    ortalama 1300 hektarlık bir alanı tamamen ormana çeviriyor. eski halinden eser bırakmıyor. ormana dönüştürdüğü yerde gergedan, maymun, türlü kuşlar, geyik, ceylan, akbaba...vd yaşamaya başlamış.

    yılanların yaşamasını sağlamakla başlayan küçük bir hayal büyük bir hayata dönüşmüş, diyebilirim. kaynak için:

    http://www.youtube.com/watch?v=gwg70ily4kk

    http://en.wikipedia.org/wiki/jadav_payeng

  • sezen aksu şarkılarındaki aşkların ördüğü bir anadolu yakası hikayesi, romanı. kalabalığın içindeki yalnızlıklardan daha tuhaf olan "samimiyetin içindeki" yalnızlıklara tutup bırakır da düşüverirsiniz, yine de bir şey olmaz. geride kalanlara bakılan uzak bir bakıştır kumral ada mavi tuna. hani bir yangın yerini uzaklardan, güvenlikte bir yerden izlersiniz de yine o tehlikenin ateşi ruhunuzu tutar, işte öyle bir şey.

    ada!
    kumral ada.

    --- spoiler syf 74 ---

    şimdi artık biliyorum ki, bütün yaşantımız içinde ancak bir/kaç kişiye böyle bir hak tanırız. onu şımartır, yüz verir, alttan alır ve hatta ona teslim bile oluruz. o da bunu zaten taa en başından beri bilmektedir. eğer çok şanslı değilseniz, karşınızdaki şımarır, ipin ucunu kaçırır. bin pişman olur, incinir, düşkırıklarıyla yaralanır ve acı çekersiniz sonunda. bazen, çok ender de olsa şanslısınızdır ve bir mucize yaşarsınız. çünkü karşınıza dilinize akraba biri çıkmıştır. (tanrım, mucizeleri ne çok seviyoruz böyle!) o sırada kaç yaşında olduğunuzun kesinlikle önemi yoktur. (hayır yoktur!) ben şanslıydım.

    --- spoiler syf 74 ---

    ben kumralım, ama ada değilim. hiç olmadım desem yalan, ama ortalamayı almak lazım değil mi? gözlerim mavi değil ela, saçlarım ise kıvırıcık değil.

    ama mavidir içim, tuna içimdedir.

    madem ki tuna içimde, adalar da yüzer o halde. söylemesi bile güzel:

    kumral ada mavi tuna.

  • gerçekten sevdiğiniz biriyle evlenirseniz aklınızdan geçmeyecek olanlardır. tabi ki sıkıntı olur, tartışma olur lakin insan kardeşiyle yeri geliyor tepişiyor sonunda bir gülümseme her şeyi unutturuyor. evlilik mide bulandırıcı detaylar taşımıyor sevgi, saygı ve güven varsa. meraba ben güzin abla lan.

  • banyodan çıktıktan sonra, kremler, kokular falan sürünüp tertemiz olduğumda, kendimi kokluyorum bazen, saçlarımı kollarımı falan. sapık değilim hayır. ama böyle anlarda bu temizliği biriyle paylaşamadığıma çok üzülürüm. birinin omzuna yatmışken onun burnuna gelen saçlarımın kokusunu alamamasına, sarılırken buram buram o kokuyu duyamadığına, o karşıdakinin kokumu içine çekerkenki halini göremediğime çok üzülürüm. onca temizlik boşa gitmiş gibi gelir.
    o nedenle belki de en güzel iltifatlardan biridir benim için ''çok güzel kokuyorsun'' denmesi. koku çıkmaz çünkü akıldan.
    manyaklık bedava.

  • trap-city ya da hacker'ların google'la dalga geçmesinden başka bir şey değildir.

    jeodezi alanında çalışan bir harita mühendisiyim. aslında geomatik mühendisiyim ama diplomamda harita mühendisi yazıyor. neyse, konumuz o değil.

    port-aux-français'in vikipedi sayfasında, orada vaktiyle bir fok katliamı üzerine işler yapan bir fabrika olduğunu, açıldıktan 3 yıl sonra kapandığını, fabrikanın parçalarının réunion'a gittiğini okuyabilirsiniz.

    şimdi, orada yalnızca birkaç lab. kalmış durumda. bunlardan bir tanesi de jeofizik lab.

    yer bilimlerinin bu disiplini ile ilgilenen birçok tanıdığım, genelde benim gibi özgür yazılım kullanıcısı/geliştiricisi. bu nedenle, ilgili yeri bir de openstreetmap'te inceledim. neticede, orada yaşayan bilim insanları, kendi yaptıkları yayınlara harita eklemek isteseler, openstreetmap'ten en güncel haritayı alabilir. özellikle de işleri jeofizikse.

    bakın openstreetmap'te harita nasıl gözüküyor:

    http://www.openstreetmap.org/…18/-49.34994/70.22009

    yani orada google maps'te geçen adlar yok.

    peki o adlar nasıl göründü? aklıma gelen 2 olasılığı yazayım.

    olasılık 1) google, tele atlas gibi yazılım ve veri tekelleri, kendi harita verisi çalınırsa kontrol edebilmek için, gerçekte olmayan sokaklar uydurur. birisi kopyalarsa, oradan yakalatıp tazminat alabilmek için. bokunu çıkarıp, kolombiya'da gerçekten olmayan bir şehir bile koymuşlar hatta. aşağıdaki bağlantıda bir sürü örneğini görebilirsiniz.

    http://wiki.openstreetmap.org/…opyright_easter_eggs

    buradaki sahte sokak adları da, google'ın böylesi bir hareketi olabilir.

    olasılık 2) vaktiyle erovizyon bakı'da düzenlenince, ermenistan (azerbaycan'la savaş durumunda olduğu için) katılamamıştı. ancak ermeni hacker'lar, bunu protesto için google maps'e "şu sokağın adı yanlış girilmiş, doğrusu budur." diye bir sürü istekte bulundular. bu sayede, erovizyon'un düzenleneceği yerin çevresindeki birçok caddenin adı "taşnak caddesi", "ermeni soykırımını tanıyın bulvarı" gibi adlara sahip oldu. google düzeltene dek, birçok yabancı, bindiği takside "karabağ ermenistan'dır caddesi"ni sorup dayak yemişti.

    işte buradaki sokak adlarının nedeni de bu olabilir.

    oradaki jeofizik lab.'a da bir mail atıp soracağım işin doğrusunu.