hesabın var mı? giriş yap

  • aslında bilmeseniz çok da şey kaybetmeyeceğinizdir çünkü galaksimizin adı galaksidir.

    galaksi eski yunanca'da sütlü demek (galakt, glakt gibi kelimelerle laktoz, laktik asit gibi terimlerin nereden geldiğini görebiliriz)

    romalılar galaxias kyklos (süt çemberi) şeklinde almıştır. latincesi de via lactea yani süt yoludur. aynı sebepten ingilizce'de de milky way (sütlü yol) denir.

    peki türkler neden samanyolu demiştir? çünkü farsçada 'kahkaşan' saman kubbesi demek olduğu için. çoğu asya ve afrika ülkesi saman çemberi, saman yolu der. en eski kaynak bir ermeni miti olan saman hırsızının samanları çalarken gökyüzüne saçtığı inancıdır.

    kuzey ülkelerinin bazılarında 'kış yolu' denir. uzak asya'da 'gümüş dere' denir vs.

    dolayısıyla 'bizim' türklerin galaksi adıyla norveç galaksisinin adı aynı değildir. galaksimiz derkenki 'biz' insanlık olarak galaksimizin adı anlamında sorulmadığı için doğru soru: "bizde galaksiye ne isim verilmiştir?" olmalıdır. diğer türlü computer'ımızın adı nedir gibi bir soruya bilgisayar cevabı vermek gibi oluyor.

    neyse, bana niye denk gelmiyor bu sokak röportajları ağzının payını vermek istiyorum herkesin.

  • "bilimin "biz neyiz, nereye gidiyoruz, evrenin anlamı ne" gibi muhteşem sorulara cevap vermesini bekliyorsanız kolaylıkla hayal kırıklığına kapılabilir ve mistik cevaplar aramaya başlarsınız. bir bilimci nasıl mistik bir görüş edinebilir bunu anlamakta güçlük çekiyorum çünkü bilim, anlamak... neyse boşverin, eğer düşünürseniz; en azından ben böyle düşünüyorum, yaptığımız şey keşfetmek. dünya hakkında mümkün olduğu kadar çok bilgi edinmeye çabalıyoruz.

    insanlar bana "fiziğin mutlak kurallarını mı arıyorsunuz?" diye soruyorlar. hayır, aramıyorum. sadece dünya hakkında daha çok şey öğrenmeye çalışıyorum. ve eğer her şeyi açıklayan mutlak bir kural varsa öyle olsun. bu çok hoş bir keşif olurdu. fakat eğer milyonlarca katmanı olan bir soğan gibi olduğu ortaya çıkarsa ve biz katmanlara bakmaktan yorulup bıkarsak o zaman da öyledir! her ne türlü olursa olsun bu doğadır, oradadır ve olacağına varır. ve bu nedenle araştırmalarımızda neyi bulacağımıza önceden karar vermeden, yalnızca daha fazlasını öğrenmek için çabalamalıyız.

    bakın, bir şey var; şüphe ve belirsizlikle, bilmeden yaşayabilirim. bence bilmeden yaşamak, yanlış olabilecek cevaplarla yaşamaktan çok daha heyecan vericidir. yaklaşık cevaplarım, olası inançlarım ve değişik konular hakkında değişik derecelerde kesinliklerim var; ancak hiçbir şeyden tamamen emin değilim ve hakkında hiçbir bilgim olmayan bir sürü şey var. ama bilmek zorunda değilim. bir şeyleri bilmemek beni korkutmuyor; amaçsız görünen -ki anlayabildiğim kadarıyla gerçekten öyledir- bir evrende kaybolmuş olmak... beni korkutmuyor. bu nedenle evrenle olan ilişkimizle ilgili özel hikayelere de inanamıyorum."

    richard feynman, 1981

  • bunlarla ilgili bir kitap okumuştum. bunların bir türü var, ormanda ne kadar başıboş böceğe denk gelirlerse onları topluyorlar yaprak maprak taşıttırıyorlar, ne kadar angarya iş varsa kitliyorlar. hatta bazılarını resmen eğitip çiftçi yapıyorlarmış. toprak kazdırıyorlar çiftçisin hesabı. sonra discovery' de belgeseline denk gelmiştim. bazı başıboş böcekler bunları görünce aynen yolunu değiştiriyordu.

  • bazı insanlar zannediyor ki, yurtdışına kaçan gençlerin hepsi sadece akp zihniyetinden kaçıyor.

    oysa kaçanların büyük çoğunluğu bir tarafta akp, diğer tarafta "benim köpeğim sabaha kadar havlasa da benim köpeğime tapacaksin, yoksa köpeğimin boklarını evine atarım" zihniyeti olduğu için kaçıyor.

    iki ucu boklu değnek, cahiller tımarhanesi.

  • başlık “tunceli belediyesinin işçi maaşını 8 bin tl'ye çıkarması” olacaktı ama karakter sınırından dolayı sığmadı.

    http://www.diken.com.tr/…si-isciye-8-bin-lira-maas/

    ben artık bu ülkedeki vasıflı olarak nitelendirilen insanlara acımaktan yoruldum. bu işçi maaşı olayının boku çıkmadı mı artık? özel-kamu farketmez, bu ülkede 8 bin tl maaş alan vasıflı eleman sayısı %10'u geçmezken, muhalif belediyelerin kendi kendilerine uydurdukları “çöpçü maaşı zammı challenge” tarzı etkinlikler umarım sadece benim canımı sıkmıyordur.

    neyse ben şu köşeye çekileyim de giden 6 yılıma yanayım.

    edit: kimseyi benim maaşım ilgilendirmezmiş. o yüzden ilgili yazıyı kaldırdım. ama kimse kusura bakmasın, bir hekim olarak bir belediye çalışanından sadece birkaç bin tl fazla kazanmak için okumadım ben. istediğiniz kadar eleştirin. o kadar da uzun boylu değil. o zaman gidin pandemide tunceli belediyesinin çöpçülerini alkışlayın. yetti sizin sosyalizm popülistliğiniz.

  • nascar sadece bir araba yarisi bicimi olmayip yoz amerikan eglence anlayisinin, daha genis dusunursek kapitalizmin, eger musaade edilirse eglenceyi nasil bicimlendireceginin en guzel orneklerinden biridir.

    nascar bilindigi gibi avrupa tarzi formula 1'in aksine, ayni oval pist etrafinda donmekten ibaret bir yaris turudur. ortada ne viraj vardir, ne de surus kabileyetinizi gostereceginiz baska bir mecra. tum huner boyun kaslarinizin saglamliginda ve, sidik torbanizin kapasitesine kalmistir (yaris bayagi uzun surebiliyor), baska bir yetenege ihtiyac yoktur. boyle bir surucu kisisel hunerlere kalmayip sirf tecrube yoluyla yetistirilebilecegi icin, bu yarislarda hepsi de nascar surucusu olan dede-baba-torun ucluleri cogunlugu olusturmaktadir (bkz: nascar sulaleleri). cocuk odun bile olsa butun is direksiyonu uc saat boyu sola cevrili tutmaktan ibaret oldugundan, kucuk yasta egitimle herkes bu isi yapabilmektedir.

    nascarda virajsiz duz bir pist bicimin nicin tercih edildigi dusunulecek olursa, butun meselenin yaristaki reklamlari seyircinin gozune, fazla kafasini karistirmadan, daha uzun sure sokmak oldugu anlasilacaktir. arabalar pistin etrafinda son surat donseler bile, uygun bir yere yerlestirilmis bir kamera ile ayni arabalar ve tabii ki ustlerinde ki reklamlar sanki hic hareket etmiyorlarmis gibi ekranin ortasinda, amerikan izleyicisinin anlayabilmesi icin uzun sure gosterilebilir ve boylece cok daha etkili olurlar. formula 1'de de asil amac reklam yapmak olsa da, bu en azindan nascar'daki kadar asagilik bir bicimde yapilmamakta, hic degilse bir miktar atraksiyon eklenmektedir. ama ote yandan surekli degisen kameralar, acilar vs. seyirciyi reklama fazlasiyla odaklanmaktan alikoymaktadir .

    bu tezi destekleyen bir gercek te, bu yarislari genelde redneck tabir edebilecegimiz, amerikan beyaz orta sinif alti erkek nufusun seyretmesidir. hatta bunlara bir de isim takilmis, kendilerine nascar dads denilmektedir. nascardaki reklamlarda bununla iliskili bir bicimde ya pizza, ya bira ya da elektrikli testere nevinden reklamlardir.

    yani dememiz odur ki, bu yarislarin boyle basit ve uyuz sekilde yapilmasinin yegane sebebi, yarislardaki reklamlarin hedef kitlesinin algi kapasitesinin dusuklugudur.

  • sınıf farkını en iyi ortaya koyan izleti. zengin düğününde olsa "hahahah tekrar soruyoruz damat bey kabul ediyor musunuz" diye devam edecek muhabbet. fakir şaka yapamaz.