hesabın var mı? giriş yap

  • ben mühendislik okudum, kalabalık bir birlikte askerlik yaptım, yıllardır maçlara giderim ve tribünden çok insan tanırım. tüm bunlara rağmen 700 erkek tanımıyorumdur. var bu olayda bir gariplik. neyse genç çiftimize mutluluk dilemekten başka bir şey düşmez bize.

  • şoke eden bir şey. tam da hülya teyze ile ahmet hakan’ın rakı masalı fotoğrafı hakkında yorum yazarken güncellendi arayüz, insan bir önceden haber eder!

    bu arada bok gibi olmuş.

    yıllar sonra gelen edit: 2024 yerel seçimindeki chp başarısı sebebiyle 02.04.2024 itibarıyle kullanmış olduğum özellik.

    ilk profil fotoğrafım yerel seçim sonuçları oldu, şu haritanın güzelliğine bakar mısınız?:
    https://ibb.co/frm9x92

  • yazık olmuş.
    eğer sürücü bilerek ve isteyerek köpeği ezmiş ise diyecek bir şey bulamıyorum.
    ama daha üstüne gelen aracı görüp sağa sola kaçmayan , evcil olduğu, dışarda yaşayamayacağı on km öteden belli olan bir hayvanı dışarı sahipsiz salmak da en az sürücü kadar hatalı bir davranış .

  • aslında bir şey dinlemiyor, dinliyormuş gibi yapıyor ve kendini gereksiz muhabbet ve gürültü kirliliğinden soyutlamaya çalışıyor olabilir.

  • dün akşam izmir'de hem hayran bırakan, hem de umut aşılayan dev adam. 2 yıl felsefe, 2 yıl da hukuk eğitimi aldığını ama iki fakülteyi de yarıda bıraktığını, anlayacağınız düz lise mezunu olduğunu anlattı. bir insanın kendini yetiştirmesinin en güzel örneklerinden biriydi. kurduğu cümleler, kullandığı sözcükler, 80 yıllık yaşamından damıtıp da dile getirdiği düşünceleriyle yüzlerce insanı büyüledi. sorulan sorulara içtenlikle yanıt verdi. biz paradigması neden önemlidiri anlattı. bireyselciliğin bugün ulaştığı noktadan olan rahatsızlığını dile getirdi. afad'ın yine "sel geliyor!" diye attığı sms'lere inat hava güzeldi, o kadar sağnak yağış uyarıları yapılırken o güzel insanın hatırına bir damla bile düşmedi dün gece.

    "en az 500 eserin usûlünü vurarak söylemeniz gerekir derler. ben o donanımda değilim, nota da usûl de bilmem. ben ses sanatçısı değilim, ben ses sanatçılarını taklit eden biriyim." dedi içtenlikle. oysa sesine, bilgisine, görgüsüne bakmadan türk sanat müziği albümü çıkartmış onlarcasından, yüzlercesinden çok daha iyi söylerdi bir plak doldursaydı.

    ben de sordum dün, "türk mizahına gırgır gibi, fırt gibi, ferhan şensoy ve nicesi gibi yön vermiş insanlardansınız. ismim hakan, çocukluğumdan beri insanlar bana 'hakan abi!' diye takılır. peki siz kime gülersiniz, sizi güldüren nedir?" diye. "en başta zeki alasya!" dedi, "az oyunla güldürmeyi başaranları da severim. mesela ingiliz mizahı hoşuma gider, peter sellers hayranıyımdır. o bir şey yapmadan da güldürmeyi bilir. şimdilerde büyük büyük oynanıyor ama mizah, tiyatro aynı zamanda ekonomik de olabilmelidir." dedi ve ekledi "tamam mı haakıııınaaaaaabiiiiiiii?!?"

    yıllar yıllar önce, daha 11-12 yaşlarında çocukken, izmir enternasyonel fuarı'nda, aşkolsun'da izlemiştim, neredeyse 40 yıl sonra yine aynı yerde sayenizde umutlarımı tazeledim, hiçbir şey için geç olmadığını anladım üstâdım. tanrım size sağlıklı ömür versin ve zekinizle cennette buluştursun umarım.

    ekleme: 80'ine gelmişken mahkeme koridorlarında süründürdüler bu adamı. dün sorulan sorulardan birine yanıtında dedi ki: "sanatçı dostlarım, çevrem tabii ki bana destek oldu. biz birbirimizi kollarız, bu doğal bir şey. ama sizlerin bana sahip çıkması beni çok mutlu etti. layığımdan çok daha fazlasını verdiniz siz bana, size olan bu borcumu nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum."

  • bokunu çıkarmayın amk ne yapacaklar maşrapayı alıp su mu atacaklar ateşe. hey allahım akıl fikir.

  • yazmayın. yazılmış bir dolu kitap var zaten, sanki hepsi okundu da gidip bir de sen yazacaksın. okursam da siksinler.

  • asgari ücretin 1594 euro olduğu almanya'da ortalama bir asgari ücrete evin neredeyse tüm beyaz eşyası rahat bir şekilde alınabilirken, asgari ücretin 2324 tl olduğu güzel ülkemde bir kalem beyaz eşyanın anca alınabildiğini görmek artık şaşırtmıyor. bu arada yerli ve milli taş gibi arçelik, beko, vestel gibi baba firmalarımız varken bu durumdayız. hadi bunu da geçtim almanya'da yerli malı beko buzdolabı 299 euro iken, aynı marka buzdolabının aynı modeli bizde 3490 tl. elin almanı kendi maaşıyla türk malı buzdolabından 5 tane alabilirken biz 2 ayda 1 tane alabiliyoruz. bu milletin alım gücünün bu kadar düştüğü başka bir zaman olmamıştır.

    kaynak:
    almanya fiyatı
    türkiye fiyatı

    edit 1: yazım yanlışı düzeltildi.
    edit 2: hala yok kargo ücreti, yok indirimde yazan beyinsiz sürüsüne verecek cevap bulamıyorum. nişanlı ve ev dizme arifesinde biriyim. ota boka verilen paraları, her şeyin nasıl ederinin 3-4 kat pahalı satıldığını görseniz ağlarsınız. ben cebindeki paranın nasıl 5 kuruş değeri olmadığını vurguluyorum hepsi bu! hadi indirime girsin 2500 lira olsun ne fark ediyor? adam senin malını kendi ülkesinde şaka gibi fiyatlara alıyor maaşına kıyasla. kilosu 99 cent olan muzun kilosu bizde 14-15 liralarda. hiç mi ağrınıza gitmiyor ben anlamıyorum.

  • rize iyidere belediye başkanının açıklaması tamamı şu şekilde;

    "beyinkanaması geçiren ve 20 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra sağlığına kavuşan rize iyidere belediye başkanı ahmet mete, muhtarlara verdiği iftar yemeğinde, “öbür dünyaya gittim geldim; dedeleriniz 10 ağustos’ta başbakan erdoğan’a oy vermenizi istedi” dedi."

    haber

    insan evladının bambaşka bir canlı olduğuna delalettir. sen öbür tarafa gitmemişsin dostum bonzun yan etkileri hep bunlar. ufak çaplı bir badtrip diyelim...

    gerçek...

  • kendisi, "dünya üzerindeki en uzun bilimsel çalışma"nın sahibi. hala çalışmasına devam etmektedir.

    orta halli aileden geldiğinden dolayı üniversite okumaya durumu el vermez. afrika'ya gitmek için garsonluk yaparak parasını biriktirir; antropolog louis leakey'in asistanı olarak afrika'ya gider, burada şempanzeleri gözlemler. louis leakey'in amacı ise, ilk insanların davranışlarını öğrenmek için şempanzelerden istifade edilebileceğini düşünmesidir. tabi daha öncesinde şempanzelerle temas kurabilen kimse yoktur, sadece haklarında bir kaç ufak tefek makale vardır.

    ilk yaptığı gözlemlerden çok fazla sonuç alamaz, zaten şempanzeler de insanlardan kaçmaktadırlar. bir süre onları gözlemledikçe şempanzeler de ona alışmaya başlar ve kısacası zamanla devamı da gelir. jane'nin kampının olduğu bölgeye bile gelirler. jane, onlar için de muz otomatları kurar, acıktıkça gelip buradan muz bile alırlar. zamanla aralarında samimiyet kurar ve şempanzeler onu bir dostu gibi görmeye başlar. oysa şempanzelerin biz insanoğlu gibi hırsları, öfkeleri, kıskançlıkları vardır; kendi aralarında ilkel savaşlar bile yapmaktadırlar, insanlar için oldukça tehlikeli olabilmekteler. tabi o dönemler hiçbir kaynak olmadığı için jane de bu gerçekleri bilmemektedir. ilk zamanlar bir kaç kez toplu olarak kamplarını basmışlardır, fakat yine de şempanzeler büyük bir tehdit oluşturmamışlar, jane'yi benimsemişlerdir.

    bu süre zarfında gözlemlediği şempanze grubunun başından iki büyük felaket geçmiştir: birincisinde, güneyden insanlar aracılığıyla gelen bir salgın hastalık şempanzelere bulaşmış ve büyük zararlara yol açmıştır. hatta bu salgında ilk temas kurduğu şempanze; önce iki bacağını, daha sonra da vücudunu kullanamaz duruma gelmiştir. bunun sonucunda, acı çekmesin diye silahla vurarak öldürmek zorunda kalmışlardır.

    ikinci felaket ise şempanze grupları arasında çıkan savaştır. bu savaşta jane'nin gözlem yaptığı şempanzelerin büyük kısmı ölmüştür. (evet, onlar da bizim gibi savaşabiliyor)

    belgeseli ile ilgili video