hesabın var mı? giriş yap

  • arkadaş ben anlamıyorum, hala one love-one love diyorsunuz lan!

    aga bu yavşaklar degil mi, milleti festival alanına doldurup, başlamadan on dakika önce bira satışı yok diyen?
    siz değil miydiniz lan gezi'de ntv'ye, garanti'ye, doğuş grubuna ana avrat söven? pozitif'i doğuş satın almadı mı olm? bu festivalde harcayacağınız her bir lira ferit'in cebine girmeyecek mi? o ferit değil mi; kolumuz, bacağımız, kafamız polis tarafından kırılırken, parktaki çadırları geziciler yaktı diye haber yaptıran adam?!
    sikmişim bonobo'sunu, omar'ını.. ali ismail'i ne çabuk unuttunuz lan? kaç disketlik hafızanız var? berkin'in kemikleri sızlıyor geçmişini s... hipstırları. adam hala kalkmış oh land diyor ya! oh ferit lan oh ferit!!
    cnbc-e yok demedik mi, radyo eksen yok, mado yok, saray yok!

    yapacağınız devrimi s... bi çay koyup içicem. sizin ipinizle kuyuya mı inilir...

    edit: moduna sokayım selektör.
    edit 2: son üç gündür çok fazla destek mesajı geldi, duyarlılığınız için teşekkür ederim. inanıyorum ki birçok kişi festivale gitmeyi çok istese de, protesto hakkını kullanacak... 100 kişi gitmese 10000 lira yapar, doğuş'a koyar mı diyeceksiniz.. önemli olan işlevi.

  • çaresizlik nedir bilmeyenler bu video üzerinden goygoy yapmasınlar. çaresizlik tam olarak budur!

    ne zaman bu sözü de söyleyince aklıma rahmetli dilek özçelik'in "görüyorum ki çaresizliği hiç tatmamışsınız hayatınızda" lafı aklıma gelir. bir kez daha mekanın cennet olsun dilek!

  • sahiplerinden birinin adından ötürü, hope elması diye tanınır. 119,5 kıratlık bu eşi az bulunur elması, 1642'de jean tavernier adında bir fransız gezgini avrupa'ya getirmiştir. elması hindistan'da bir buda heykelinin gözünden koparmıştı. bir hintli rahip, bu davranışının kendisine uğursuzluk getireceğini söyledi. gerçekten de uğursuzluklar birbirini kovaladı; tavernier, elması fransa kralı xiv. louis'e satmıştı. aradan bir yıl geçmeden, tavernier'i ispanya'da köpekler parçaladı. fransa kralı xvi. louis ise elması karısı marie antoinette'e armağan etmişti. onun da başına gelmeyen kalmadı.

    1830'da daniel eliasadında bir ingiliz, elması 200.000 liraya banker hope'a sattı. hope. elması aldıktan kısa bir süre sonra, iflas etti. daha sonra, çıldırarak öldü. kanitovsky adında bir rus prensi, bu söylentilere inanmayıp elması satın aldı, gözdelerinden soylu bir kadına armağan etti. çok geçmeden, kadını bir başka dostu bıçakla öldürdü. elmasın yeni sahibi yunanlı simon monkaricies'ti. açıkgöz adam, elması çok yüksek bir fiyatla, sultan abdülhamit 'e sattıysa da, az sonra karısı, oğlu ile birlikte bir kazaya kurban gitti. abdülhamit'in sonunu da bilirsiniz.

    böylece uğursuzluklar zinciri sürüp gitti. devrin tanınmış kadınları bu elması takmak için birbirleriyle yarış ettiler, birçoğunun başına hiç umulmadık felâketler geldi. son olarak mavi elmas'ı yunanlı armatör onasis'in karısı tina almıştı. ancak, o da hiç umulmadık bir zamanda, çok sevdiği kocasından ayrılmak zorunda kaldı. uğursuz elmas şimdi amerika'da bir müzededir.

  • afgan'ın nişanlısı bile övebilecek tek şey olarak alman pasaportunu layık görüyor bizim ülkenin yarısı da bu alt ırkı din kardeşimiz diye 10 senedir besliyor, karılarının kızlarının taciz edilmesine gıkını çıkarmıyor. ben gawat olmayan eski türkiye'yi özledim.

  • türkiye'nin en yüksek bütçelerinden birini alan diyanet nerede lan dedirtmiştir.

    edit: zorunlu düzeltme. "en yüksek bütçesi" "en yüksek bütçelerinden birini alan" olarak düzeltildi.
    içiniz soğudu mu lan malum yerin kılları?

    edit2: gelen mesajlar bölgede birçok din adamı ve diyanet personelinin olduğu yönde.