hesabın var mı? giriş yap

  • sahşen ben düşük bel pantulunun üzerine minik bi tişort giymiş ve eğildiğinde donu görünen bi ablayı katiyen uyarmam.
    kendisi zaten eğilme eylemini gerçekleştirtiğinde bunun olacağını yüzde binbeşyüz biliyor ve ona göre giyiniyor.
    ben bunun başıma geleceğini bildiğimden kelli ya üzerine uzun bi tişört giyerim o düşük bellinin ya da o minnak tişörtün altına yüksek bel pantul.

    bunun dışındaki diğer durumlarda iç çamaşırı görünen ablalar da çok sikimde değiller açıkçası.
    kazadır şudur budur bittabi olur ama bi kadın giyindigi zaman eğildiğinde, bacak bacak üzerine attığında veya zipladığında neresinin ne kadar görüneceğini herkesten çok iyi bilir.

  • “cumhuriyet tarihinin gördüğü en alçakça, en adice hem de planlı ve organize sosyal medya saldırısından bizi koruyan bizi savunan yurtseverlere çok teşekkür ederim”

    bu dil bir yerden tanidik geliyor ama nerden? her hosuna gitmeyeni vatan haini olarak yaftalayanlarla ilginc bir paralellik var.

  • miadı dolmuş ilaçları, yeniden ambalajlayıp ''alın amk fakirleri'' edasıyla hayır yapılacakmış gibi bir his var içimde.

  • ne yapsın amazon? döviz kuru dalgalanmasından kendini mi sorumlu tutsun? ücret iadesi yapıyor, uğraştırmadan hatalı ürünün bedelini size iade ediyor. tüketici hakem heyetinden aynı karar çıkar zaten. ürün varsa değişim, yoksa para iadesi. amazon zaten uğraştırmadan bu çözümü sunmuş size. hala diyorsunuz ki bana aynı fiyata daha iyi ürün versin. oldu, terliklerinizi de getirsin mi?

    olmayan rezalettir. amazon rezaleti değil tüketici kurnazlığı içeren bir başlık olmuş. adettendir rezalet puanım 10 üzerinden 1 bile değil.

    edit: konuya cevap verilen ilk entrylerden biri olması sebebiyle bir sürü mesaj aldım. bu mesajlara son vermek adına buradan yazayım. öncelikle amazon fanı değilim. beni amazon fanı olmakla suçlayanlar, aptal bir tüketici olduğumu söyleyenler, hakkım olan kanunları bilmediğim için koyun gibi güdüleceğimi söyleyenlere cevap olması için yazıyorum.

    o çok bildiğiniz kanun öyle işlemiyor. misli ile değişim denilen tanım yanlış anlaşılmış anladığım kadarıyla. misli ile değişim birebir değerde değişimdir, acer marka ürününüz bozulduysa size sony ürün vermezler. haa amazon size kıyak geçer böyle bir şey yaparsa o firmanın insiyatifidir. sizin kanunen kazandığınız bir hak değildir. misli denildiğinde daha iyisi, iki katı değerde bir ürün demek değildir. çoğunluk bunu anlamış. yok öyle bir şey.

    mağduriyet yaşayan arkadaş tüketici hakem heyetine gitti diyelim, lehine karar çıktı. dava sonucu çıkan kararda size seçimlik haklar sunulur. siz birini seçersiniz. mağdur misli ile değişim seçti. firmada ürün yok. ne olacak şimdi? ya da amazon size gel kardeşim ben değişimi yapıyorum dedi. acer marka ürünün muadili youngstar diye no name bir markayı verdi. kabul eder misiniz? etmezsiniz. dosya aylar boyunca yuvarlanır durur. haliyle bu mahkeme para iadesi ile sonuca bağlanır. bana mesaj atıp kanunu çok iyi bildiğini söyleyen arkadaşlar iyi kötü bir tüketici olarak bizde emsal davalara şahit olduk. hiçbirinin sonucu sizin anlattığınız gibi olmadı. amazon ürün yok kardeşim dediği an kitlenir kalırsınız. ben bu nedenle baştan para iadesini teklif eden amazon’u takdir ediyorum. gönül ister tabi hepimiz 300 liraya monitör alalım bozulunca amazon samsung, sony versin bize. sonraki sayfalarda bir hukukçu arkadaş benimle benzer şeyler yazmış. bu işlerde tecrübeli olduğunu, işin sonunda para iadesi olacağını, boşuna uğraşılmaması gerektiğinden bahsetmiş. ben de aynısını yazıyorum ama tüketici olduğum için bilinçsiz olduğum sanılıyor demek. diyecek bir şey yok. umarım mağdur arkadaşı zorlamadan tatlıya bağlanır olay.

  • bu işin japonu, almanı, amerikanı pek fark etmez.

    euro4 - euro5 ve euro6 standartlarını karşılayan neredeyse tüm arabalar tahmininizden daha fazla koşarlar.

    ticari taksilerin arabalarının bir çoğu italyan, fransız nadiren de japon ve koreli dir. ticari taksiciler 500.000 - 700.000 km yapmadan aracı elden çıkarmazlar zaten beş yılda bir değiştirme zorunluluğu var. ticari de bir yılda ortalama 100 - 140 bin km koşarlar.

    yeni avrupa taşıt komisyonu’na göre beğenmediğiniz dacia bile yarım milyon km koşar. (bakımlarını aksatmadığınız takdirde.

    100 bin de, 200 bin de, hatta 300 bin km’de bile araç alınır binilir. durumu iyiyse, illede o araba isteniyorsa, bütçeniz o kadar el veriyorsa alınır.

    şimdi bazı arkadaşlar diyor ya “ alman veya japon olmazsa alınmaz “ tamamen bu da bütçeye bağlı bir söylemdir. zaten bütçe el vermediğinden yüksek bir km’li araç alınacaksa eğer kesinlikle alman yada japon alınmamalıdır. sürekli ufak tefek yürüyen arızaları oluşacağı için alman veya japon’un masrafları araca verdiğiniz kadar para tutacaktır. ama ülkemiz de üretimi yapılan italyan, kore, fransız gibi araçların popülaritesinden ve ülkemizde üretilmesinden dolayı parçaları alman ve japon’a göre bi-hayli ucuz olacaktır.

    bir yanlış düşünceyi de düzeltmekte fayda var. aracın motorundan bu kadar da korkmayın. motor sandığınız kadar maliyetli onarım gerektiren bir donanım değil.
    bir motoru revizyona sokmak ortalama 1.000 - 3.000 lira.
    fakat şanzıman olsun yürüyen olsun direksiyon kutusu olsun bunlar motordan daha fazla dert açar başınıza.
    motoru rektifiye ettirirsiniz ama çoğu zaman şanzımanın yenisini veya en iyi ihtimalle çıkmasını almak zorunda kalırsınız. ortalama bir şanzıman maliyeti 3.000 - 10.000 lira arasında olur.
    bir direksiyon kutusu, hidrolik ise ortalama 1.500 - 3.000 elektrikli ise 4.000 - 13.000 arasında olur.
    ön aks bağlantı takımı en kötü arabanın işçilik dahil maliyeti 2.000 - 6.000 lira olur.

    ekspertiz sonrası duruma göre 500.000 km’de de araç alınır.

  • hücum yeleğinin ön ceplerinde bulunan iki el bombasıyla beraber, muhtelif dağ zirveleri. insan gençken ne kadar cesur oluyormuş.
    (bkz: komando)

  • dünyada her şey hızla lümpenleşiyor lan. bulunduğunuz grup, düşünce her ne olursa olsun bir şekilcilik "bak ben yapıyorum ha" durumu var. işin beni rahatsız eden kısmı bu.