hesabın var mı? giriş yap

  • bir beş sene kadar oluyor, bir iş için new york eyaletinin kuzeyinden greyhound (abd'nin metro turizmidir) ile nyc'ye geliyordum. yol üç buçuk saat kadar sürüyor, ilk bir saat tıngır mıngır geçti. gidiyoruz. birden otobüste selda bağcan çalmaya başladı. lan dedim ne oluyor... sonra yaklaşık iki saat boyunca çalmaya devam etti. bizim otobüs bir anda erzincan-malatya otobüsüne dönüverdi. ben şaşkınlık içindeyim, bayağı da merak ettim mevzuyu. inerken şoföre sordum ne iş diye; owww selda is my favourite dedi. adam karışık mp3 yapmış yollarda hep çalıyormuş. diyeceğim o ki, bu kadını gerçekten bütün dünya dinliyor.

  • başlık: sevgilim güney koreli soruları alayım

    1. evet beyler amı dar diğer sorular gelsin

    3.guney koreliler de japon demi panpa ?

    5. @3 cahil piç

    10. amı sansürlüdür kesin

  • allah belanızı versin.

    adam aile geçindiriyor. milyonlarla vergiyi cebine indirenlere, kaldırımı gasp edenlere, belediyelere para yedirip iş gördürenlere gücü yetmeyen zabıta gariban bir adama artistlik yapıyor.

    aldığınız maaş haram zıkkım olsun size..

    ayrıca baston kullanma sebebi 15 temmuz darbe girişiminde yaralanmış olmasıdır.

    adaletinizi .....

    amirinizi de ayrıca .....

    edit: 15 temmuz gazisi değilmiş. dün bütün sosyal medyada bu şekilde bilgi verildi. yanlış bilgi için özür dilerim.

  • liseli genç belediye otobüsüne biner, öğrenci biletini atar. alet öğrenci bileti sesini çıkartır, olaylar gelişir:

    ş: pason nerde?
    ö: abi kıyafetime baksana öğrenciyim ben. (kravatını göstererek)
    ş: lan? polis bana ehliyet sorduğunda direksiyonu mu gösteriyorum?!?
    ö: (errör)

  • mandibula dislokasyonu olarak bilinen, çene eklemi kondillerinin temporal kemik eklem yerinden çıkması olarak adlandırılan bir durumdur. tek taraflı ya da iki taraflı olabilir. dört çeşit çıkık tanımlansa da (anterior, posterior, lateral, süperior) genellikle anterior yani öne çıkık daha fazla görülür. travma, distronik reaksiyon, ağzın gereğinden fazla açılması, diş çekimi sırasında, çenenin konjenital bozuklukları, önceden çene çıkığı geçirmiş olmak, epilepsi nöbeti, marfan sendromu ya da ehlers danlos sendromu gibi hipermobilite hastalıkları başlıca sebeplerdir.

    mekanizma olarak; öne (anterior'a) çıkık en çok görülen formdur. öne çıkık genellikle travma olmaksızın ağzın aşırı açılması sonucu gelişir. arkaya (posterior'a) çıkık çoğunlukla çeneye direkt darbe alınmasını sonucu gelişir. üste (süperior'a) çıkık, ağız yarı açık iken çeneye direkt travma alınması sonucu gelişir. süperior çıkık, orta kafatası kaidesinde glenoid fossa kırığı ile birlikte olabilir. hatta süperior çıkık; yedinci sinir felci, intrakraniyal hematom, serebral kontüzyon, serebrospinal sıvı kaçağı, sekinci sinir hasarına bağlı sağırlık ile birlikte olabilir. yana (lateral'e) çıkık çoğunlukla çene kırığı ile birlikte olur.

    klinik olarak, çene çıkığı olan bir insanın konuşması ve yutması çok güçtür. ayrıca çenesinde ciddi bir ağrı hisseder. tanı koymada tongue blade test diğer bir deyişle abeslang testi işe yarar. tahta abeslang hastanın molar dişleri arasına yerleştirilir. hastaya abeslang'ı bükene ya da kırana kadar sıkması söylenir. hasta bu testi yapabiliyorsa sorun yok demektir. bu test her iki taraf içinde yapılmalıdır.

    ayırıcı tanıda; temporomandibular eklem menisküsünde akut kilitlenme, kondil fraktürü, distonik reaksiyon, mandibula fraktürü, temporomandibular eklem dislokasyonu, travmatik hemartroz ve trismus düşünülmelidir.
    görüntüleme çalışmaları; çeneyi yerine oturtmadan önce kırık olup olmadığını anlamak için hastanın mutlaka grafisinin çekilmesi gerekir. kronik çıkık durumlarında grafi istenmeyebilir. gerekli durumlarda hastanın bilgisayarlı tomografisi ya da manyetik rezonans görüntülemesi de istenebilir.

    tedavi: böyle bir hastada öncelikle hastanın abc'sinin değerlendirilmesi gerekir. kapalı redüksiyon öncesi hastaya ağrı kesici ve kas gevşeticilerden verilmesi gerekir (bkz: sedoanaljezi). eğer hastada çıkık ile birlikte kırık varsa ya da hastada kronik çıkık durumu mevcutsa plastik cerrahi konsültasyonu istenebilir.

    iki taraflı çıkık durumunda redüksiyon:
    1-klasik redüksiyon tekniğinde; hasta oturtulur. doktor hastanın karşısına geçer ve hasta ile yüz yüze pozisyonda olur. doktor eldiven giyer ve baş parmaklarını hastanın alt çenesi içine, alt molar dişlerin en arkasına kadar yerleştirir. aşağı ve arkaya doğru basınç uygular.

    2- yatar pozisyon tekniğinde; hasta yatağa yatırılır. doktor ayakta ve hastanın baş ucundadır. doktor yine baş parmaklarını hastanın alt çenesi içine, alt molar dişlerin en arkasına kadar yerleştirir. yine aşağı ve arkaya doğru basınç uygular.

    3- whrist pivot tekniğinde; hasta oturtulur. doktor hastanın karşısında yüz yüze pozisyonda olur. doktor her iki baş parmağını dışardan hastanın çene ucuna yerleştirir. işaret parmaklarını ile ağzı kavrar, diğer parmakları dışardan inferior molarlara yerleştirilir. başparmaklarını hastanın vücudunun baş kısmı yönünde, diğer parmaklarını hastanın ayak kısmı yönünde iktirir.

    tek taraflı çıkık durumunda redüksiyon:
    öncelikle extraoral yani ağız dışından oturtma denenir. hasta oturtulur. doktor ayakta olur ve hastanın arkasına geçer. örneğin hastanın çıkığı sol tarafta ise, doktor nondominant eli yani sağ eli ile arkadan hastanın başını tutar. dominant eli yani sol eli ile dışardan çene kondiline aşağıya doğru basınç uygular. eğer bu yöntem başarısız olursa, doktor bu sefer hastanın ön tarafına geçer. yüz yüze pozisyonda, doktor intraoral olarak yani baş parmağını ağız içine yerleştirerek aşağıya doğru basınç uygular. eğer extraoral ve intraoral bu iki teknik ile çıkık yerine oturtulamazsa her iki teknik bu sefer kombine bir şekilde tekrar denenir. doktorun bir eli intraoral olarak aşağıya doğru basınç uygularken, diğer eli extraoral olarak aşağıya doğru basınç uygular.

    diyet olarak; çene çıkığı yerine oturtulduktan sonra hastanın birkaç gün yumuşak ve sulu gıdalar alması gerekir.
    ayrıca çene çıkığı yerine oturtulduktan sonra hastanın iki hafta boyunca ağzını çok açmaktan kaçınması gerekir. çıkık yerine oturtulduktan sonra hastanın ağrısı için birkaç gün nonsteroid antienflamatuar ilaçlar alması da gerekir.

    edit: kaynak; http://emedicine.medscape.com/

  • aritmetik bir islemin yapildigi andir.

    lafin anlasilma ihtimali * (lafin anlasilmasinin getirisi - laf anlatma eforu) > etkisiz hale getirme ihtimali * (dunya iklimine marjinal fayda - dovme eforu)

    onermesi dogru cikarsa laf anlatilir, yanlissa dovulur.

  • belirttikleri şehirde yaşamayanların o şehir hakkında atıp tutmaması, yalan yanlış bilgi paylaşmaması gereken kıyaslama. istanbul'da daha önce hiç yaşamadığım için kıyaslamanın sadece berlin ile ilgili olan kısmı hakkında bilgi vermeyi doğru buluyorum.

    sürekli yükselen kiraların sonucu olarak, berlin'de 2020 mart'tan itibaren 5 sene boyunca kiralar dondurulduğu için artık 2013'den önce inşa edilmiş evlerde kira konusunda pek bir sıkıntı yaşanmayacak. tercihinize göre, nehire sıfır, mitte semtinde 60 metrekare 2 odalı sıfır yerden ısıtmalı akıllı evde 1300 euroya yaşayabilirsiniz, veya friedrichshain, prenzlauer-berg, tiergarten, moabit veya lichtenberg civarında 700-800 euro civarı 50 metrekare 2 odalı nispeten daha küçük bir evde yaşayabilirsiniz. bu hesaplamalarda elektrik, su, ısınma, internet vs. her şey dahil (warmmiete).

    süpermarket fiyatları açısından berlin almanya'nın en ucuz şehirlerinden biri. her gün evde etli yemek pişiren ve tek yaşayan birisinin ayda 200 eurodan fazla market harcaması yapması zor. fazlası zevke veya müsrifliğe girer.

    ayda max. 84 euro vererek (yıllık ödeyince 20 euro daha ucuz) şehirdeki bütün toplu taşıma araçlarını sınırsız kullanabilirsiniz.

    bugüne kadarki gözlemlerime göre berlin'de çalışan insanlar yemeklerini işyerine genelde evden getirmeyi tercih ediyorlar, haftada 1 veya 2 gün dışarıdan yiyorlar. bu durum da göz önüne alındığında öğle yemekleri için ayda 50 eurodan fazla bir harcamanız olması zor.

    aylık dışarı çıkma, gece hayatı, eğlence masrafları da ideal koşullarda 200 euroyu geçmez.

    geri kalan alışveriş, cep telefonu faturası, medya vergisi vs. gibi masraflar toplandığında da aylık ortalama 300 euro ideal.

    sonuç olarak berlin'in kalbinde, şehrin en önemli yerlerine toplu taşımayla max 30 dk. mesafede, nehire sıfır manzaralı bir dairede yaşarsanız aylık masraflarınız yaklaşık 2150 euro olur ve ayda 1350 euro para biriktirebilirsiniz. şehrin daha farklı bir kısmında yaşamayı tercih ederseniz biriktirdiğiniz para miktarı 1800 eurolara çıkabilir. paranın bu kalan kısmıyla ne yapacağınızı belirlemek size kalmış. üstelik bu maaşı alan birisi için yıllık ortalama 30 gün ücretli izin de bir bonus (bu izin miktar pazarlık yeteneğinize ve şirketin limitlerine de bağlı olarak 50-60 günlere kadar çıkabiliyor).

    bir full-time çalışan olarak, şahıs şirketiymişsiniz gibi yıllık masraflarınızı ödediğiniz gider vergisinden düşme imkanınız var. evinize homeoffice için almış olduğunuz elektronik aletlerin bedeli, toplu taşıma bedeli, konferans harcamaları, kariyer harcamaları gibi kalemleri her yılın başında vergiden düşebiliyorsunuz. üstelik evinize usta, temizlik personeli vs. hizmetler alırsanız bunları da vergiden düşebilmeniz mümkün.

    terazinin sağ tarafıyla ilgili bildiklerim bu kadar. hangi tarafın ağır bastığına siz karar verin.

  • dün başıma gelen olay.

    ilk haberini aldığımda normal karşıladım " e abim evlendi tabi çocuğu olacak normal yani" dedim, ama gün geçtikçe bi düşünce sardı dört bi yanımı. sonra o gün geldi çattı, doğdu.

    hastaneye gittim sabahtan, lan bildiğin el kadar, korkuyla karışık tebessüm eden bi hale geldim. bi yandan da "darısı başına, hadi amca oldun hadi" diyenlere "ehe ehe evet dimi amca oldum ben" diye cevap verme faslını çektim. bi türlü idrak edemedim başta, e yaani noluyo ki şimdi diye. taa ki amcam bizi ziyaret edene kadar, şöyle bi baktım, 60 küsür yaşındaki adam benim amcam, haa ben de bunun yeğeni oluyorum dimi lan dedim. ha o zaman düşündüğümden daha yakınım dedim. dedim ki kendime; "lan ne öküz adamsın, şu girdiğin pozlara bak hele, boynunda fular oluşacak bu gidişle, o kadar insan her gün amca teyze oluyo, ne diye mal mal düşüncelere giriyosun, sev işte çocuğu, neyin peşindesin?" ve böylece biraz netleşti kafamda git gide daha çok ısındım ona.

    sonra sevmeye agucuk magucuk demeye başladım ki, bi anda uyarıldım! neden? çocuğa "ne güzelsin sen" diyerek sevmişim. ne diyecek mişim?

    - ne çiykin şeysin şeeen, çiykin mişin şen yaaa

    diyecekmişim. çünkü nazar değermiş, ayrıca çok da öküzmüşüm. e oğlum ben eskiden hep öyle seviyodum ne ara değişti bu olay ya. nazar ne lan ayrıca!?

    1 saat kadar bizim kızı izledikten sonra, karşı odalarda yeni doğan gökalp bebek ve ceylin bebekleri sevdim, evet soyadları bebek'ti, çünkü kapıdaki süste öyle yazıyodu. karşılaştırdım bizimkiyle, bence bizimki daha güzeldi, paydon daha çiykindi. ama gökalp'in teyzesinin de maşallahı vardı şimdi, neyse. sonra ben daha çok ortalığı karıştırmadan, şerbet servis etme elemanı görevime başladım ama annem önce davranıp gökalp'in teyzesine benden önce ikram etti şerbeti, yaktı beni. gerçi şerbetle de olmazdı o iş sanki, merhaba siz de mi partiden sıkıldınız diyemezdim böyle bi durumda. ayıp olurdu. olsun hayırlısı olmuş.

    sonra işsizlik geldi aklıma, lan bi flüt bile alamıyorum ben buna, kaç para lan bi flüt, düşüncelerine daldım. çok şükür çalamıyor da anlamaz fakirliğimi o büyüyene kadar alırım en kralından, süper baba çalarız. olmazsa yutuptan açarız. sevdim seni, umarım ileride, "amca ne garip bi adamsın" demezsin. tamam kız dersen yine severim, ama demezsen daha çok severim ona göre.

    edit: imla.

  • 80'li 90'lı yıllarda çocuk olmuş herkesin içinin derinliklerinde bir yeri vardır muzaffer izgü isminin. mutlaka okuduğum bir kitabı vardır diyip google görsellerden kitaplarına baktım. yıllar yıllar geçmiş ama o kitaba bakınca kapağından hatırlıyorsun, bir zamanlar onu eline aldığını,kurcaladığını, okuyup hayallere daldığını.. seni bugün sen yapan o anlar işte, kafanın, hayal gücünün filizlenmeye başladığı anlar. bakar bakmaz hatırladım, bandocu çocuk kitabını okumuştum. günümüz çocuklarına cidden acıyorum, hayal kurmadan büyüyorlar. teşekkür ederiz muzaffer izgü, bize güzel hayaller kurmayı öğrettiğin için.

    doğdu, okudu, düşler kurdu, yazdı ve gitti.

  • en uzun mesafe uçuşu 1,5 saat süren ve bu kadar sürede portakallı ördek veya somon füme tarzı allafortafonik ikramlar yerine çay ve kek verdiği için uçuş kalitesinin düşük olması ile suçlanan firma. öldünüz amina koyim çay içip kek yemekle, klasınız sarsıldı.