hesabın var mı? giriş yap

  • bu ülkenin genelkurmay başkanını terörist ilan edilip, hapse atılmasını sağladılar. sizce öldürmelerine gerek var mı? ama yaparlar mı? sorusuna en iyi cevap, başka bir iddiada yatıyor.(bkz: esref bitlis suikasti)

  • gnocchetti yada tortelliniyle karıştırılmaması gerekendir zira arada dağlar kadar fark vardır. efenim lastik gibi oldu, geviş getire getire öğütemedik, dişime yapıştı, yutarken boğuldum tarzı sorunlar yaşadıysanız muhtemelen yaptığınız şey gnocchi değil hamurlu patates olarak kayıtlara geçmiştir.

    önemli olan unu fazla kaçırmamak çünkü un sadece bağlayıcıdır, kıvam arttırıcıdır bu tarifte, yani burada asıl mevzu patatestir gençler. bu yüzden aslında yukarıdaki iki arkadaştan da daha hafiftir, unu azdır patatesli olduğu için doyurucudur.
    lezzet konusundaysa kendinizi sadece sosa bağlamayın hamurun lezzeti çok daha önemlidir aksi halde bir tabak gnocchiyi 2 buçuk kilo sosla yemek isteyen gnocchi çorbası mucidi neslin temelleri atılıyor.

    hamurun olmazsa olmazı parmesandır ki sadece parmesanla sınırlamadan yağlı keçi peyniri de dahil olmak üzere çeşidi, haliyle lezzeti de arttırabilirsiniz. hamurun içindeki peynir ne kadar iyi ve çeşitliyse lezzette aynı oranda gider. yani hamura yatırım yapın, sosa değil. hamura çok çok ince kıyılmış fesleğen, nane veya taze soğanın yeşil kısımları da eklenebilir ekstra lezzettir, sınır yok. bir diğer önemli nokta ne kayseri mantısı gibi bir kaşığa kırk tane sığdırın ne de türkmen mantısı gibi sehpa boyunda kesin hamuru, çatala 2 tane gelmesi idealdir. şekil konusundaysa misket gibi olmasından öte, klasik un kurabiyesi kesiminde yapmak en güzeli, doğrusu. hazırladıktan sonraki önemli püf nokta hamuru bölüp silindirler haline getirmek ve kesmeden önce yarım saat buzdolabında bekletmektir. sonrası kolay yukarıdaki şekil ve büyüklükte kesin kaynayan tuzlu suya atın dibe çökerler panik yapmayınız yukarı çıkanları alınız, ay pişmiş midir kız biraz daha dursa mı tribi yapmayınız yukarı çıkanları toplayınız.

    sonrasında üzerine zevkinize göre bir sos yapabilirsiniz bunda da sınır yok. hatta sosu önceden hazırlayın ki dinlensin. eğer keskin tatları seviyorsanız ve gnocchide bol peynir kullandıysanız kapanışı pesto sosla yaparak daha keskin bir lezzet yakalayabilirsiniz. daha hafif tatlardan yanaysanız acı-tatlı bir salsa sos keskin peynir lezzetini bastıracaktır.

    sos konusunda önemsiz görünen ama çok önemli olan mevzu ise aromadır beyler bayanlar. yani salsa sosu hazırlarken içine atacağınız 2 karanfil ve bir çubuk tarçın büyük farklar yaratır, göz ardı etmeyiniz.
    tabağa aldıktan sonra tam orta kısma bir kaşık krema koyabilirsiniz ki bence kremayı direk laps diye ortaya atmak yerine önce içine taze karabiber çekip çok az kuru nane ekleyip öyle koyarsanız ekstra lezzet.

    finaldeyse tabiki bu yemeğin olmazsa olmazı şaraptır. yok abi kola var evde, birayla yesek olmamı, ay ben su içerim diyen zatları kapı dışarı ediniz, zira o kadar uğraştınız usulüne uygun olsun. şarap seçiminde hamurda kullandığınız peynir ve üzerindeki sosu dikkate almanız lazım. ki peynir ve patates tabanlı makarna gillerden bir yemek olduğu için seçimi kırmızıdan yana yapmak daha caziptir. ayrıntılarda boğulmak istemiyorsanız kırmızı bir pinot noir genellikle her sosa uyum sağlayacaktır. bir kaç tık daha baskın ve bizi peynire yaklaştıranı için chardonnay mükemmeldir ki bence krema kullandıysanız seçilen şarap chardonnay olmalı ama keskindir dikkat.

    eğer gnocchiniz baskın olduysa ve kendinizi şarapla da iyice boğmak istemiyorsanız şiraz kesinlikle kurtarıcı olur. yine aynı şekilde hafif bir gnocchi yaptıysanız sert bir şarapla lezzeti kapatmayıp semillon tercih etmek mantıklıdır. semillon tarzı iyi gitti diyorsanız pinot grigio ve riesling de bu tarz şaraplardır. eğer baharat seviyor ve gnocchide baharat konusunda elinizi korkak alıştırmadıysanız rieslingin orta sek (demi-sec diye geçer) olanını tercih edebilirsiniz. eğer ki bir kaç üst paragraftaki keçi peyniri tavsiyesine uyduysanız o halde şarabınız sauvignon blanc olmalıdır. yani tüm bu üzümlerin değişik fiyatlarda ve özellikte olanları mevcuttur sadece şişenin arkasını çevirip biraz bakınmanızı gerektiriyor ki fiyat konusunda aralık geniş 20-2000 tl arasında bir pinot noir seçebilirsiniz tamamen size kalmış.

    yani özetle karışık görünse de basit ve lezzetli bir yemektir, masrafsızdır. sadece bir kaç püf nokta ve biraz özen gerektiriyor, öğrenci evi makarnası tekniğinden uzak durmayı gerektiriyor. başarabilirseniz evde italya rüzgarları eser, pencereden bakınca sanremoyu falan görürsünüz canlar.

  • neyseki bu sefer bir vatandaşı öldürmemiş.

    o değil de ankara’da afrika cumhurbaşkanlarının oğullarına özel bir sosyal kulüp falan mı var?

  • ya allahın vasıfsız ergeni nasıl sürekli gündem olabiliyor. takip etmiyoruz, görmek istemiyoruz ama her yerde karşımıza çıkıyor.

  • yeni bi ali atıf bir saçmalaması, kendisi diyor ki,

    --- spoiler ---

    "...ekşi sözlük reklam alan bir mecra. site trafiğini arttıran unsurlar da tanınan kişiler. ekşi sözlük yazarları yorum girdikçe, başkaları da girip okuyor, trafik artıyor. ekşi sözlük'ün sahibi de sayfaları reklam verene pazarlayıp gelir elde ediyor

    bu durumda ekşi sözlük'ün tanınan kişilere bir tür pay ödemesi gerekmez mi? çünkü ekşi sözlük bir iş modeli ve ünlüler de bu modelin malzemesi...

    alın size hukuki bir konu daha?..."

    --- spoiler ---

    hayatımda duyduğum en düz mantıkla söylenmiş söz bu olsa gerek, onu geçtim daha yazarlar olarak biz bile pay alamazken ünlülere verilsin yakarım bu sözlüğü.

  • eskisehir 1991, aylardan kis aylarindan biri olsa gerek zira inanilmaz soguk [sanirim o sene eskisehir'in en sert kislarindan biriydi, rekor muydu neydi oyle birsey] .

    bir kac gundur yagan kar sona ermis, yerler buz. odunpazari'nda oturuyoruz o donem cumbur ve cemaat halinde. bir yerden eve yuruyerek gidiyoruz, hamamyolu'ndan gececegiz. kalabalik bir grubuz $amata, girgir yuruyoruz. birden, murat benim kulagima egilerek "bak simdi tugrul*'u iticem kayacak" dedi fakat tugrul bunu duydu ve kacmaya calisirken tamamen kendi cabalari ile kaydi ve iki ayagi birden yerden kesilerek inanilmaz estetik bir sekilde kic ustu dustu. biz gulmekten yarilmisken birden boyle hizli hizli yuruyen, elinde james bond canta, borsaci kilikli takim elbiseli [aynen depeyi gibi, evet] bir adam geldi, tugrul'a egilerek "birader, nefis dustun.. artistik puanlar 9.5 9.6 9.6" seklinde dalga gecti ve gitti ama boyle uc saniye icinde, cok hizli bi sekilde. biz daha da yarildik haliyle...

    neyse..

    ayni gunun aksami, tugrul ve ben arkadian'a gittik, bir ara aciktigimiz icin disari ciktik, bufelerden sandvic almaya. yanimizda ziya nam-i diger lopez var [o donem eskisehir'de ogrenci olup da lopez'i tanimayan cok azdir] bu ikisi dusmeyelim diye kolkola girdiler [yerler hala buz] ben de bunlar kesin dusecekler diye tahmin ettigim icin yanlarina yaklasmiyorum. az sonra, tahmin ettigim uzere ikisi birden yine iki ayak yerden kesilecek sekilde [totalde dort ayak] dustuler, ben bir daha gulme komasina girmiske,n sabahki adam yine ayni sekilde sanki bir yerlerde saklaniyormus gibi cikageldi ve tugrul'a egilip "birader zincir tak zincir" dedi ve yine saniyesinde kayboldu.

    bakakaldik ardindan.

  • her ekonomik tartışmada fiyatı dövize çevirip ucuz diyenler hem sınırdışı edilsin hem de pasaportları iptal edilsin.

  • benim için gizemini yıllardır koruyan, aklımın hiçbir zaman kabul edemediği oldukça kaotik bir konu. zira bakın ey romalılar, ey arkadyalılar bakın! bu sıradan bir embriyo, bu da bildiğiniz ismail türüt. ya hu ne alakası var şimdi? soruyorum lan ne alakası var!! embriyoya bakıyorsun böyle sıradan, halim selim, işinde gücünde. "lan biraz daha gelişsem de büyüsem, bebeklikti okuldu mokuldu işime gücüme baksam artık" tadında bir embriyo; diğerine bakıyorsun, bardaktan boşanırcasına terlemiş, varlığının izahı mümkün olmayan bir ismail türüt. böyle masumane bir embriyo nasıl olur da ismail türüt'e dönüşebilir anlamak mümkün değil. bu nasıl bir sır, nasıl bir muamma, nasıl bir doğa felaketi anlayabileceğimi de zanetmiyorum bu yaştan sonra. pes! eminim bilimin de buna verebileceği mantıklı bir cevabı yoktur, en sonunda "yaradan böyle yaratmış işte kardeşim" deyip ateizmin çökmesine neden olacaklar. ayıp ya. vallahi ayıp. evet.