hesabın var mı? giriş yap

  • evinize geldik bulamadık lütfen dayağınızı şubemizde yiyiniz mesajı almamız yakındır.
    geçmiş olsun.

  • iphone 12 çıkmadan aylar önce tasarım ve özelliklerini tam olarak bilen gizli haberciler, samsung vb firmalarda en üst modellerde bile 5g yok, 5g içeren ayrı model satılırken, apple tüm ürün yelpazesine 5g koyacak ama bu maliyeti sarj cihazını kutudan çıkartarak yapacak demişti.

    yani ne karbonu. apple karbon izini azaltmak istiyorsa, tamir edilemez ürünler üretmek için ar-ge yapmasın. bir ürün 3-4 defa tamir edilip uzun yıllar kullanıldığı zaman mı karbon izi azalır veya ufak bir kaza sonrası arızalanıp tamir edilemediği için atıldığında mı?
    macbook'u düşük ram ile alan 2 sene sonra ram'i arttıramasın diye lehimleyen firma karbon izini düşünüyor ha
    saf olmayın

    edit:
    @chocolate addict gönderdi:
    ürünler tanıtıldıktan sonra da doğrulandı bu, çünkü 5g modem oled panelden bile pahalı, 6ghz üstü frekansı destekleyen hızlı 5g modem daha da pahalı, abd modellerinde power tuşunun aşağısında modem için ayrı anten var.

  • achilles ve kaplumbağanın yarışını konu alan paradokslar. (bkz: cevaplamasi zor sorular/4)'te bir tanesi ele alınmış. bu paradoksun basitleştirilmiş iki versiyonu şöyledir:
    1- amacımız a noktasından b noktasına gitmek olsun. bu yolu tamamlamak için önce yolun yarısını hele bi katedelim. geri kalan yolu yeni gorev olarak ele alalım ve aynı yaklaşımla hele bir yarısını gidelim bakalım.. bir süre bu şekilde devam edelim. sonra birden anlayalım ki, ne kadar gidersek gidelim, bu yol hiç bitmez, çünkü sonradan mutlaka gidecek bir "öteki yarı" kalır.

    2- aynı problemi ele alalım. a'dan b'ye gitmek için öncelikle mesafenin yarısını "hele bi" katetmek gerekiyor. peki bu "yarım" mesafeyi aslında katedebilmek için öncelikle onun da yarısını katetmemiz gerekmiyor mu? hayhay, edelim fakat bu "çeyrek" mesafenin de öncelikle ilk yarısını bitirmemiz gerekmiyor mu ki sonradan diğer yarısını düşünelim? aaa ilk paradoksta anlatılan "hedefe ulaşamamak" şöyle dursun, yerimizden bile kıpırdıyamıyormuşuz demek ki.

    zenon sanırım burda sapıtıyordu, lafı "hareket yoktur" demeye getiriyordu. örnek olarak da şöyle bir paradoksla çıkagelmişti.

    3- havaya bir ok attığınızı düşünün. bu ok size hareket ediyormuş gibi gelebilir, sebebi x süre içinde y kadar mesafe gitmesidir. x'i küçük aralıklara bölün, birer saniye mesela, o zaman diyebilirsiniz ki birinci saniye boyunca ok şu kadar gitti, 2. saniyede şu kadar, bunları topladım y'yi verdi. zaman aralıklarını daha da küçültelim, hatta öyle küçük olsunlar ki, bir daha bölünemesinler, buna "an" diyelim. şimdi bakalım bu ok "an" sürede ne kadar mesafe gider? hiç gitmez. (okun fotoğrafını çektiğinizi düşünün, ok fotoğrafta durmaktadır değil mi?) e her "an" 0 mesafe giden bir ok nasıl olur da hareket eder?

    zenon'un devrinde büyük ihtimalle infial yaratan bu paradokslar yıllar sonra limitin, sonsuz toplamın vesairenin devreye girmesiyle çözülüvermiştir.

  • recep tayyip erdoğan tarafından terör örgütü olmayan bir kuruluş olarak tanımlanan hamas'ın son faaliyetinin görüntüleridir.

    edit: hamas sevdalıları doluşmuş mesaj kutuma. terör örgütü değil falan diyorlar. aynen kanka, hayvanları koruma derneği onlar.

  • benim kardeşim(12) de yatağında osura osura minecraft oynuyor, videoyu gösterdim, tenezzül edip 10 saniye izledikten sonra durdu ve şu çıkarımı yaptı: bu çocuğun dersleri kesin 100dür

    felsefe piri asıl burada eyy çocuk

  • üst edit: video ve kanal bir süre önce uçmuş. entry'den sonra birkaç arkadaş videoyu indirip kendi kanallarında paylaşmıştı. youtube'da aratılarak bulunabilir diye düşünüyorum.

    kirk'ün konserden önceki gün arkadaşlarıyla yaptığı istanbul gezisi ve grubun konserden hemen önceki sahne arkası görüntülerinin kaydı şuradan izlenebilir: https://youtu.be/zymqc8fraqe

    the ecstasy of gold çalarken grubun inönü koridorlarından sahneye doğru yürüdüğü kısım duygu patlaması yaşatıyor bende, gözlerim yaşarıyor yeminle. james meşhur "yeah"leriyle sesini açıyor, kirk kameraya bakarak saçmalıyor, lars bornozuyla usul usul geliyor, bizim türk sahne arkası çalışanları da dizilmiş grubun geçişini izliyor falan. ayrıca lars'ın, grubun konakladığı conrad hilton otelinin terasında çekilmiş fotoğraflarını da videoya eklemiş arkadaş.

    o yıl ahmet san'ın organizasyonunda yapılan inanılmaz konserlerin görsel arşivinin neredeyse sıfır olduğunu düşünürsek; 90'lar istanbul'unun görüntüleri, inönü stadyumu, grubun stadın koridorlarından geçerek sahneye çıkış anı vesaire arşivlik, inanılmaz bir kayıt hakikatten. yükleyen arkadaş kaydı nereden buldu bilmiyorum ancak ilk yüklediğinde yorumlar açıktı ve sorduğumda hem metallica hem de guns n' roses konserinin* pro-shot kayıtlarının da elinde vhs kaset olarak bulunduğunu, mp4 haline getirebilirse onları da yükleyebileceğini söylemişti. sonra yorumları kapadı ve başka video atmadı. buraları okuyorsan eğer tüm umutlarımız sana bağlı kardeşim, her günün öncekinden boktan geçtiği şu dönemde gel güldür yüzünü biz bu gariplerin.

    edit piaf: debeye girmişiz. bu kadar eski kafa rakçı-metalci kaldığını bilmiyordum sözlükte ve genel olarak ülkede. eyvallah hepinize.

  • zor bir soru, haklılığı olabilir. better call saul kıymeti bilinmeyen underrated kalmış bir dizi.

    bu biraz şey,

    kanka çok iyi bir dizi buldum breaking bad kesin izlemelisin ya da got vs.

    bu tarz bir şey better call saul'da dönmediği için breaking bad algısını elde edemedi. ama şöyle düşünün; breaking bad kalfalıksa better call saul ustalık eseri. aynı adamlar yaptı bu işleri. son yaptıklarının bir öncekinden iyi olması beklenmeyecek bir şey değil.

    better call saul'u da en az breaking bad kadar seviyorum.

    ama herkese hitap etmiyor, breaking bad kadar ortaya oynamıyor. tabiri caizse biraz daha üst bir izleyiciye hitap ediyor better call saul. ben 45 dk nasıl geçiyor anlamıyorum izlerken, adam aşağı gelmiş demiş ki " aşırı sıkıcı". yani ne desem gg. dizi değil sevgili yazar, sen sıkıcısın :( ortada dizi film tarihinin gördüğü en muazzam karakter gelişimlerinden birisi var, ilk sezondan bugüne ince ince ördü adamlar, ve bunu yaparken sürükleyicilikten, etkileyicilikten, kişiyi bir durup düşündürecek etik tartışmalardan ödün vermediler.

    ama işte bu herkese gitmiyor. ben bir durup kendimi chuck yerine koyuyorum, kim yerine koyuyorum, saul yerine koyuyorum, etik tartışmalar döndürüyorum kafamda, adam istiyor ki silahlar patlasın falan. olmaz yani, sana gitmez.

    bu dizinin kıymeti çok sonra anlaşılacak.

  • -osmanlı’da fal ve falcılar *

    -islamiyet’in etkisiyle türkler’in şamanist inançları ve gelenekleri islami sınırlar içerisinde ya terk edilmiş ya da biraz yumuşatılarak kabul edilebilir hale getirilmiştir. binlerce yıllık anadolu kültürü içerisine türkler kendi kültürüyle gelmiş ve burada ki kültürle kaynaşmıştır.

    -böylesi kültürel zenginlik içerisinde, dini inançların yanında gelenek ve anane olarak fal da bulunuyordu. fal, halk arasında olduğu kadar sarayda da yaygınlaşmıştı. bir işe başlarken, ava veya sefere gitmeden önce fala bakmak bir adet haline gelmişti. çok bilinen fal çeşitleri şunlardır:

    -kemik falı: genelde iki çeşittir. kürek kemiği falı, kemiklerin üzerindeki çizgilere bakılarak gelecekten haber alınırdı. aşık kemiği falı, kemikler yere yuvarlanır veya havaya atılır. kemiğin yönüne göre yorum yapılırdı.
    -yıldız falı: gezegenlerin ve yıldızların hareketlerinden anlam çıkarma. bu fal astronomi çalışmalarının da ilerlemesini sağlamıştır. osmanlı sarayında bu iş için müneccim denilen görevliler vardı.
    -remil: kum üzerine çizilen nokta ve çizgilere bakarak yorum yapmaktır.
    -kur’an falı: kur’ân açılarak bakılan faldır. abdest alınıp, dualar okunur. kapalı gözlerle kur’an açılır. gelen sayfadan 7 sayfa öncesi açılır ve burada ilk göze çarpan ayet okunur. daha başka yöntemler de bulunmaktadır ve bunun için özel hazırlanmış fal cetvelleri bulunmaktadır.

    -kitap falı: bazı kitaplar rasgele açılır ve çıkan metin yorumlanır. genelde mevlâna’nın mesnevisi, sâdi’nin gülistan’ı bu fal için çok kullanılmıştır.

    -osmanlı falları içinde, ayrı bir uzmanlık gerektirmeyen tek fal, kitap fallarıdır. niyet tutularak açılan bir kitabın sayfasındaki belli harf ya da sözcüklerin yorumlanmasıyla yapılır.

    -kur’an falına örnek olarak fatih sultan mehmet’in hikayesini anlatabiliriz. varna savaşı dönüşü fatih’in hocası molla hüsrev, fatih için kur’an falı bakmıştır. tahttan indirildiği için üzgün olan fatih’in şansı ve geleceği açtığı falı hayra yormuş ve yakında yine padişah olacağını söylemiştir. hatta bu olay üzerine yazılmış bir dörtlük vardır.

    -mart 1578'de osmanlı askeri iran sınırında yenilir. asker devam edememiş, bağdat'a çekilmiş, çokça da kayıp verilmiştir. istanbul’dan lala mustafa paşa seferle ilgilenmesi için gönderilir. paşa iran’a yaptığı yolculukta yol üzerinde konya'da mevlana türbesini ziyaret eder. o sırada mesnevi'den fal açtırır. çıkan falda kaf harfi kaf dağı'na, kafkaslara yorulur ve seferin başarılı geçeceğine yorumlanır.

    -kitap falının belki de kolay olması sebebiyle ilgi gördüğünü söylemiştim. bu arada falın da bir bilim olduğu düşünülüyordu. “ilm-i fal” olarak tabir edilen fal için nasıl ve neye bakılacağı, yorum işaretleri ve semboller, kullanılması gereken formüller vardı. bu bilgilerin toplandığı “falname” adında kitaplar hazırlanmıştır.

    -en bilinen falname, kalender paşa tarafından hazırlanan minyatürlerle süslenmiş olandır (1614-16). hz.adem ile havva’dan, yunus peygambere, hz.isa ve meryem'e, cennet ve cehennem tasvirlerinden, vakvak ağacı ve hipokrat’a kadar farklı sayfalar vardır. falname açılmadan önce abdest alınır, 3 ihlas ve 1 fatiha suresi okunur. bir dilek ya da niyet edilen iş düşünülerek falname rasgele açılır. gelen sayfaya göre yorum yapılır.

    -fal konusu gezginlerin günlüklerine de girmiştir. gezgin lubenau (1587-1589) tahtakale’de çok sayıda falcı olduğunu söylemiştir. çark şeklinde fal düzenekleri olduğu, üzerindeki kağıt parçalarından birinin seçilerek kişinin falına bakılırmış.

    -evliya çelebi’de istanbul esnafını sayarken “falcı” esnafı diye bir gruptan bahseder. özellikle hoca mehmet çelebi’nin dükkanında baktığı fal hakkında bilgi verir. kişi önce dilek tutar ve resimli bir fal kitabından rasgele bir sayfa açar. sonrasında hoca mehmet çelebi açılan sayfaya göre kişiye şiir söyleyerek falını açıklarmış.

    -bunların dışında “bakıcı” denilen kadınlar sokaklarda dolaşarak boncuk, deniz kabukları, baklalarla fal bakarmış. çoğunluğu rum bir kısmı ise kıpti kadınlar bugünki kahve falı gibi gördüğü şekillere göre yorum yaparak para kazanırdı.

    entry videosu
    tarih ve genel kültür içerikli videolar hazırlıyorum. amacım güzel vakit geçirirken bir şeyler öğrenmek/öğretmek. youtube kanalıma bakmak isterseniz buradan ulaşabilirsiniz.

    kaynakça
    • hanifi vural, fal bakma geleneği ve bir fâl-ı kur’ân.
    • ayşe duvarcı, halk kültürü uygulamalarından biri olan fal geleneğinin değerlendirilmesi
    • joseph hammer, büyük osmanlı tarihi cilt 7.
    • mehmet zeki pakalın, osmanlı tarih deyimleri ve terimleri sözlüğü ı.
    • sennur sezer, osmanlı'da fal ve falnameler
    • abdülaziz bey, osmanlı adet merasim ve tabirleri
    http://rivayetederlerki.blogspot.com/…urlu-fal.html

  • attan düşen birini biliyorum ve onun mustafa kemal atatürk olmadığından çok eminim.

    tanım: başlıkları engellenmesi gereken troll zırvası