hesabın var mı? giriş yap

  • neredeyse tamami, devlet yetkililerinin kullandigi cumlelerin duruma uyarlanmasidir.

    olulerin arkasindan ironi yapilmasini dogru bulmuyorum, ama devletin 18 yasindaki gencleri sokak ortasinda esnafla birlik olup dove dove katlettigi ve valilerin cikip "arkadaslari yapmistir" diye insanlarla dalga gectigi bir ulkede, birilerinin de polis olumleriyle dala gecmesinde sasiracak bir sey yok.

    aslinda kimsenin sasirdigi da yok zaten, bunlar hep klavye milliyetciligi, lafa ola beri gele. cok seviyorsan polisini, halkini, daha fazla kan isteyecegine olumler karsisinda "yeter artik" diye tepki gosterirsin.

  • türkiye'nin acil çözüm bekleyen en önemli sorunu bence mülteci sorunudur.
    hatta bunlara mülteci bile denemez, ülkelerindeki yaşam koşullarını beğenmeyenler buraya gelip ağalar gibi yaşıyorlar.
    benim vergilerimle sağlık hizmetlerinden bedava faydalanıyorlar.

    tüm mültecilerin geri gönderilmesini istiyoruz.
    cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olacaklardan bu sözü almak istiyoruz.
    bu sözü ikna edici bir şekilde vermeyene de oy moy yok.

    ev satın alma koşuluyla vatandaşlık alan yabancıların da tüm işlemlerinin iptal edilmesini istiyoruz.(fransa buna benzer bir iptali yapmıştı daha önce, demek ki oluyor.)
    tüm dünyada konut açığı nedeniyle yabancılara konut satışı büyük ölçüde azaltılmış olduğu halde bizde bir de üstüne ödül veriliyor.

    merak ediyorum, türkiye gerçekten yönetiliyor mu?
    yok mu şu memleketin sahibi?

    bir atatürk aramaktan da vazgeçtik, o kadar lükste de gözümüz yok, birazcık memleketini seven gerçek bir lider arıyoruz.

  • 1) genel eğitimin amacı çocukları en üst düzeyde eğitip onlardan sorgulayıcı, bilgili ve özgür zihinli bireyler ortaya çıkarmak değildir. çünkü bu tür insanlardan oluşan bir toplum yönetilemez. bu kadar eğitimli insanları savaşlara süremezsiniz çünkü savaşmak için iyi bir sebepleri olup olmadığını sorgularlar. onları çeşitli sloganlarla kolayca kandıramazsınız çünkü kendilerine söylenen her sözde mantık ararlar. yolsuzluk ve ahlaksızlığı onlara farklı kisveler altında kabul ettiremezsiniz çünkü bilirler ki kötü işler yapmanın hiçbir hafifletici sebebi olamaz. bu sebeple eğitimli bir insan kitlesi hiçbir yönetimin işine gelmez.

    2) genel eğitimin amacı insanları emirleri sorgulamadan yerine getiren, propagandaya hemen kanan ve hayatlarını hiçbir zaman sorgulamayan kocaman kitleler haline dönüştürmektir. kendilerine sadece iyi bir “çalışan” yani “köle” olmalarına yetecek kadar bilgi verilir. bunun dışında büyük meselelere kafa yormaları istenilmez. milli ve dini sloganlar daha çocuk yaşlarda zihinlerine yerleştirilir. bu sloganlar her söylendiğinde aynen komut almış minik robotlar gibi kendilerinden istenilen hareketleri yapmaları sağlanır. her ideoloji, dünya görüşü ve dinsel kurumlar çocukları eğitim yoluyla kendilerine benzetmek isterler. eğitimin bu yönünü eleştirenlerde genelde kendileri iktidarda olmadıkları ve çocukları kendi düşüncelerine göre eğip bükemedikleri için eleştirirler. çünkü kendileri de eleştirdikleri iktidarların yerinde olsalar onlarda kendi düşüncelerini çocuklara beyinlerinin hamur gibi şekillendirilmeye en müsait olduğu dönemlerde şırıngayla aktarmak isterler. çünkü bugünün minikleri yarının oy veren seçmenleridir.

    3) eğitim normal şartlarda bilgi aktarımı değildir. çünkü okuma yazması olan ve dinleyip izlediklerini anlayabilecek her insan zaten kendi kendini her alanda eğitebilir. bugünün ınternet çağında bilgi edinmek için dört duvar arasına girmeniz gerekmez. ancak okulun esas vermesi gereken bir insanın medeni şekilde davranması, mantığını kullanması ve bilgiye meraklı olmasıdır. yani sokağa balgamlı tükürülmeyeceği, sıranın önüne kaynak yapılmayacağı ve otobüste gördüğü şortlu kadınlara uçan tekme atılmayacağının okulda öğretilmesi gerekir. çünkü ailelerin kendileri de doğru dürüst eğitim almadıkları için çocuklarına bu özellikleri genelde veremezler. mantığını kullanmayı öğrenen bir insan kolay kandırılmaz. mesela onu dünyanın düz olduğuna veya rüyada peygamberi gördüm sana selam söyledi gibi yalanlarla kandıramazsınız. bilgiye meraklı insan da zaten her durumda kendini en güzel şekilde eğitir. ancak dediğim gibi yönetim sistemlerinin işine bu tip insanlar hiç gelmez. çünkü bu eğitimli insanları sloganlara yönetemezsiniz ve onları mantıklı şekilde “ikna” etmeniz gerekir. o da çok kolay iş değildir ve hiçbir yönetim sistemi de bununla uğraşmak istemez.

    4) eğitimin insana esas vermesi gereken becerilerdir. mesela ingilizce konuşabilmek bir beceridir. doğru beslenmeyi, doğru spor yapmayı bilmek bir beceridir. en azından kendi bahçesinde birkaç sebze meyveyi yetiştirebilmek, basit tamirat işlerini yapabilmek bir beceridir. eğitimin normalde en önemli amacı çocuklara hayatlarında kullanabilecekleri beceriler öğretmektir. ancak bu da yönetici sistemlerin işine gelmez. çünkü eğitim süresini propaganda ve kendi fikirlerinin öğrencilere “yaşamın tek doğrusu” şeklinde aktarılması lazımdır, hele yabancı dil bilgisi bir insanın ülkesindeki propaganda kaynakları dışındaki bilgileri de öğrenebilmesini sağlar ki bu yönetimler için çok tehlikelidir.

    5) sistem sadece yönetici sınıftan olmaları planlanan çok seçilmiş çocuklara gerçekten iyi bir eğitim verir. bu eğitim de son derece pahalı ve kaliteli okullarda verilir. ya da seçim ve sınav sistemleriyle oynanarak en iyi devlet okullarına sadece yönetici sınıfının çocuklarının girmesi sağlanır. nüfusun geri kalanı da ya çok berbat ya da vasat eğitimle yetinmek zorundadır.

    6) vasat eğitimin kitlelere kabul ettirilmesi için her türlü sınav ve eleme sisteminin kaldırılması gerekir. böylece bir öğrenci hiç çalışmasa ve hiçbir şey öğrenmese bile lise veya üniversite diplomasına sahip olabilir. bu şekilde hem kendisi hem de ailesi kandırılır ve eline tutuşturulan diplomanın bir işe yaradığını zanneder. böyle bir tutum yönetimler tarafından “bakınız size tüm sınavları kaldırdık artık herkes eğitim alabilecek” şeklinde sunulur ve insanlar buna sevinerek oylarını yönetime yağdırırlar. ancak yıllarca eğitim aldıktan sonra bu diplomaların hiçbir işe yaramayan kâğıt parçaları olduğunu insanlar anladığı zaman artık çok geçtir ve sıradan bir hayata mahkûm edilmişlerdir. burada tepki göstermesin diye de türlü propaganda ve siyasi gündemlerle oyalanır.

    7) sonuç olarak yönetici sistemlerin ideal insan tipi düşünmeyen, okuduğunu ve dinlediğini anlamayan, propagandayla ve sloganlarla yönlendirilen, kendisine söylenen her tür yalana hemen inanan ve hayatının tamamına yakınını türlü kölelikler altında çalışarak geçirecek olan insan kitleleridir. bu yüzden “eğitim sistemleri” üzerine yapılan tüm tartışmalar boş iştir çünkü zaten hedef hiçbir zaman insanları “eğitmek” değildir.

  • film, heath ledger' ın son filmi olması açısından önemli, izlerken karmaşık duygular yaşatıyor. ledger' ın sinema dünyası için büyük kayıp olduğunu, bu filmdeki performansıyla bir kez daha anlıyoruz. filmde heath ledger' ın canlandırdığı karakterin yerini belli bir sahneden sonra diğer aktörler almaya çalışıyor, bunlardan ise role en çok yakışanı, kuşkusuz johnny depp. jude law ve colin farrell ise tamamen hayal kırıklığı yaşattılar bende. şahsen, heath ledger' ın yerine sadece johnny depp devam etmeliydi diye düşünüyorum.
    neyse gelelim tom waits' e, yalnızca bu adamın sesini duymak için bile izlenebilir bu film. mr. nick rolüne ondan daha uygun birisinin olacağını zannetmiyorum. ayrıca, bir diğer karizmatik abimiz christopher plummer da bu filmde, hayal dünyasının kapılarını açan, doctor parnassus rolünde karşımıza çıkıyor. filmde karizmatik aktör bolluğu var, kötü bir senaryoya da sahip değil, izlenmesi tavsiye olunur.

  • cuma akşamı işten eve döndüğümde giydiğim pijamaları pazartesi sabah çıkarıyorum.

  • zamanında oyun için üretilen efsane telefon.
    şimdi en ucuz akıllı telefon bile çok güzel oyunları bize sunuyor. ancak n-gage çıktığında bu pek mümkün değildi. mantık olarak gameboy ve akıllı telefonun bir senteziydi. bence tek kusuru konuşma şeklinin çok absürt olmasıydı.

  • bu kazadan dolayı scooter’ın yasaklanmasını istemekle internette saçma içerikler var yasaklansın demek aynı şeydir. scooter olmadan da gerçekleşebilecek kazadır. yürürken de bariyerin altından geçebilir ilgili kişi eğer bariyerin altından geçmek istiyorsa.

  • --- spoiler ---

    düşünsenize şirketinizin logosu fenerbahçe formasında
    --- spoiler ---

    36 yıllık hasta beşiktaş'lıyım 15 yıllık kongre üyesiyim. 8 yıldır kendi şirketimiz var. keşke imkanım olsa da logom fenerbahçe forması'nda olsa. dalga geçmeye çalıştığın asırlık camia aslanım yavaş gel. aziz yıldırım forması değil lefter'in can bartu'nun forması o.

  • bu da yunan'ın yobazına oynuyor.

    22. yüzyılda bu tarz siyasetin bir ülkede talep görmesi akıl alır gibi değil.

    çan çalınsa ne olur, ezan okunsa ne olur, parti verilse ne olur.
    bir insanın dünyadaki tek derdi nasıl bu olabilir.