hesabın var mı? giriş yap

  • diğer yorumcular 3 kulübün şampiyonluk şansı için yakın yüzdeler verirken rok'un tahmini geldi ekrana ;

    gs %100
    fb %0
    bjk %0

    ertem: rasim neye göre verdin bu yüzdeleri?
    rok : tamamen net ve objektif.

  • bundan 5-6 sene önce eski kız arkadaşımla taksim gezi parkında oturduk, çekirdek çitliyoruz. malum olaydan sonra atıl bırakıldığının farkında olmamıza rağmen, nedense hoşumuza giden bir etkinlikti bu, neyse konu o değil.

    bir tinerci yaklaştı yanımıza, arkasında 2 tane arkadaşı var. elinde bıçakla yanımıza geldi ve çekirdeği istedi. doğru düzgün konuşamıyor bile, çekirdeği işaret ediyor bıçağıyla. ben de içinden 1 avuç kendime 1 avuç da kız arkadaşıma aldım, pakedi verdim. eleman da sorunsuz uzaklaştı. biz de çekirdek yemeye devam ettik. bitince de konu ile ilgili tek bir yorum yapmadan uzaklaştık.

    peki bir fayda/mahsur değerlendirmesi yapalım.

    şimdi orada gereksiz bir münakaşa yaşasam, "erkeklik" yapıp diretsem, karşımda zaten diyalog kurabileceğim bir canlı yok. şu an sağlıklı bir insanım, bildiğim kadarıyla eski kız arkadaşım da öyle, ancak muhtemelen o tinerciler ya hapiste, ya da hayatta değil. şimdi ben kalkıp bu elemanlara çekirdek için diklensem, bakın çok değil, 1 tanesi bıçağı herhangi bir yerimize saplasa, geleceği olan bizim gibi insanların hayatı sona erebilir veya kalıcı bir sakatlığı kalabilirdi. onlar için ise değişen bir şey olacağını sanmıyorum.

    şimdi sormak istiyorum, değer mi?

  • shounen denen, aksiyon dolu animelerde, bir adet hiçbir şeyi sallamayan, sürekli uyuyan ya da yemek düşünen, diğer karakterlere pek yardım etmeyen ancak ciddi olduğunda ortalıkta düşman bırakmayan aşırı güçlü bir karakter vardır. bu karakter genelde olaylara pek karışmaz, ana karakter kan ter içinde mücadele ederken bu karakter etrafta olmaz ve savaşın son anına kadar da kendisini göstermez. iş kendisine kadar geldiğinde ise bıkkın bir ifadeyle ortaya çıkar, ana karakterin bölümler boyu uğraştığı düşmanı takribi iki üç dakikada yere serer, bilgece birkaç söz söyledikten sonra da yine ortadan kaybolur.

    bu karakterler de genelde izleyici tarafından çok sevilir. mesela bleach'teki urahara kisuke ve one piece'teki shanks bu konuya örnek gösterilebilir. bu karakterler de sanjuro kadar rahat ancak tehlikelidir. ben de bu filmi tekrar izlerken önce animeleri, daha sonra bu filmin yapıldığı tarihi düşündüm ve sanjuro'nun bütün bu karakterlerin atası olabileceğine karar verdim. şimdi animelerde de önemli yer tutan bu karakterlerin özellikleri nelerdir sanjuro üzerinden bir inceleyelim.

    --- spoiler ---

    1) rahatlık: bu konu, karakterimizi tanımlayan en önemli noktalardan biri. ayrıca yazılan karakterlerin karizmasına karizma katan da bir özellik. mesela bu filmin hemen başında sanjuro, bedava diye bir shrine'da kalıyor. daha sonra bir takım insanlar olduğu için uyanıyor ve bir bakıyor ki kendisini klan ve yöneticilerin dahil olduğu büyük bir komplonun içinde bulmuş. burada diğer insanlar gibi panikleyebilir çünkü kendisinin durumla hiç alakası yok ve sırf uyumayı tercih ettiği yer nedeniyle hayatı tehlikede. ancak sanjuro o kadar rahat ki dışarı çıkıp biraz konuşarak, biraz güç gösterisi yaparak ekibin hayatını kurtarıyor.

    sanjuro'nun rahatlığı sadece yalan söylemesi gereken durumlarda ortaya çıkmıyor. kendisi hep böyle. oturabiliyorsan ayakta durma, yatabiliyorsan oturma felsefesini hayat görüşü olarak benimsemiş. mesela diğer samuraylar baston yutmuş gibi sırtları dümdüz otururken sanjuro'yu sürekli bir yerlere yayılmış şekilde görüyoruz. ancak sanjuro'nun bu rahatlığı gamsızlıktan değil, olayların nasıl gelişeceğini adım adım bilmesinden geliyor. çünkü kendisi de eski bir samuray ve muhtemelen bu tip klan içi politik çatışmaları gördü daha önce. düşmanını çok iyi tanıması da bu rahatlığına ayrı bir etkileyicilik katıyor.

    2) roninlik müessesesi ve umursamazlık: feodal dönem japonya'sında her samuray bir daimyo'ya bağlıdır. ve bir samurayın amacı daimyo'ya hizmet ederken ölmektir. çünkü tüm hayatını bağlı olduğu lorda adamıştır. ancak bu süreç her insan için aynı şekilde işlemez ve bazı samuraylar efendisiz kalır. samurayların görevi daimyo'sunu her koşulda desteklemek olduğu için bir samuray efendisiz kaldıysa burada ortaya iki ihtimal çıkıyor. ya samuray efendisini terk etti, ya da daimyo öldürüldü ancak samuray onu koruyamadı. bu ihtimaller nedeniyle de insanlar ronin'lere pek iyi gözle bakmıyor.

    ancak bu durum sanjuro'nun umurunda değil. zaten filmin başındaki dövüş sahnesinde gördüğümüz üzere yeteneklerini azıcık gösterdiğinde hemen kendisine yeni bir efendi bulabiliyor. ki burada da iyi para kazanıp rahat yaşayacağı ortada. ancak sanjuro, artık bir efendiye bağlanmayı istemiyor çünkü bu filmde de gördüğümüz üzere daimyo'lar ve klan liderleri kendi çıkarları için onlarca insanın hayatını tehlikeye atan kişiler. bu yüzden sanjuro'nun roninliği tercihli bir durum ve kazanacağı paraya sırtını bu kadar kolay dönebilmesi de etkileyici bir hareket.

    3) gerekmedikçe saldırma: bir samurayın ünlü olmasını sağlayan şey dövüşteki kabiliyetidir. bu nedenle samuraylar olabilecek her fırsatta birilerine saldırıp kendilerini kanıtlamaya çalışırlar. mesela bu filmin merkezindeki 9 samuraya bakarsanız, en ufak bir fırsat bulduklarında hemen saldırıya geçmek istediklerini görürsünüz. ancak bu kana susamış insanlar oldukları için değil. çünkü olabildiğince çok dövüşe girip "nam salmak" samuraylığın bir gerekliliği.

    sanjuro ise dövüş konusunda ne kadar yetenekli olursa olsun gerekmedikçe asla kılıcını çekmiyor. bunun da nedeni aslında sanjuro'nun bundan çekinmesi değil. evin hanımıyla konuşmadan önce mesela gözünü kırpmadan savaşa giriyordu ve insanların ölüyor oluşunu çok kafaya takmıyordu. dövüşe girmemesinin asıl sebebi ise sanjuro'nun "kanıtlayacak" bir şeyinin olmaması. bunu da ancak kendini gerçekleştirmiş bir insan başarabilir. mesela diğer samuraylar yeni kimonolarla gezerken sanjuro, kimonoyu reddedip yırtık çoraplarıyla yollara düşebiliyor. çünkü üst baş gibi ilk seferde fark edilebilen statü göstergeleriyle ilgilenmiyor.

    4) bilgelik: sanırım bu bir insanı karizmatik yapabilecek en önemli özellik. bir şeyleri bilmek ve üzerine bildiği şeyler ile ukalalık yapmamak. zaten üçüncü maddede bahsetmiştik sanjuro'nun kendisini kanıtlamak gibi bir amacı yok. bu yüzden düşmanının her bir adımını bilse de asla ukalalık yapmıyor ve bilgeliğini ölçülü bir şekilde kullanıyor.

    5) hevesli karakterle dalga geçmek: bu da yine bir anime klasiğidir aslında. her şeyi bitirmiş olan güçlü karakterimizin en önemli sorunu motivasyon eksikliğidir. çünkü zaten kazanacağını bildiği için savaşlar artık ona heyecanlı gelmiyordur. bu yüzden karakterimiz kariyerine yeni başlamış aşırı motive ana karakter ile sürekli dalga geçer. muhtemelen burada kendi gençliğini görür ama fark ettirmez.

    bu filmde de komik olarak görülebilecek pek çok an var. bunların bir kısmında sanjuro, seri olarak ekiple dalga geçiyor. hatta ekipten birkaç kişi buna bozuluyor ama sanjuro'nun niyetinin kötü olmadığı anlaşılıyor bir süre sonra.

    --- spoiler ---

    gördüğünüz gibi saydığımız beş madde urahara kisuke gibi karakterlerin hepsinde mevcut. her ne kadar bütün anime ve sinema arşivini incelemeden böyle bir çıkarıma ulaşmak zor olsa da tarih nedeniyle sanjuro'nun bu karakterlerin çıkış noktası olduğu varsayımı gerçeğe çok da uzak değil sanırım. zaten aynı ülkede üretim yapıp toshiro mifune'nin bu filmdeki karizmasından etkilenmemek ya da yakalandıktan sonra hayatını kapatıldığı dolapta sürdüren, arada sırada dolaptan çıkıp grupla konuşan hatta onlarla birlikte sevinen ne yaptığı fark edilince de sakince dolabına dönen adamın yarattığı mizahtan esinlenmemek çok kolay değil.

  • geç uyuduğum bazı gecelerde çok afedersiniz amsalak bir arkadaşımı gizli numaradan arayıp sesini dinleyip kapatıyorum.

    diyeceksiniz ki ne keyif alıyorsun bundan?

    aga çocuk beni kız sanıyor. 1 tek gün bile ters bir şey söylemedi. ulan sabah 05.00'te arıyorum, herif uykudan uyanıyor, yavşaklar gibi "hehe kimsin canım sen yaaa" diyor. sonra kapatıyor.

    benim la ben hayvan...

  • bir gün önce babannesi yenen hiç kimse ertesi gün kahvaltıcıya gitti diye kafası dağılmaz bu bir ikincisi bizler sorunlarımızdan kahvaltı yaparak kaçan insanlar da değiliz.

  • arkadaşların üniversiteye maymun getirmesi. kapıdaki güvenlik görevlisi "hayvan sokmuyoruz arkadaşlar üniversiteye ayıp bu kadarına da" diyince arkadaşlardan birinin cevaben "hayvan değil abi bu burada okuyor erasmusla geldi." demesi. güvenlik görevlisi 5 saniye boyunca system error verip sonra kendine gelmişti.

    bu arada maymun hakkaten erasmusla gelmişti. daha doğrusu erasmusla gelen bir elemanın maymunuydu.

  • rivayettir;

    derviş baba dağ başında tek başına oturmakta, zikretmekte, tefekkür etmekte imiş. bir adam gelmiş ve demiş ki "be hey derviş! burada bir başına ne yapmaktasın?"

    derviş baba usulca kaldırmış başını, adama bakmış ve cevaplamış "sen geldin, yalnız kaldım."

  • verin gitsin. napacak ki çocuk? en fazla temayla oynar, kapıları açıp toplu çaylak alır, beğenmediklerini uçurur falan. aa bi dakka lan, onlar zaten şu anda da yapılıyordu, değil mi?