hesabın var mı? giriş yap

  • baya baya benimdir.

    küçükken sorarlardı mal gibi: "ne olcan bakim sen" diye.
    çocukluğun tüm umursamazlığıyla verirdim cevabımı: "hiiiçç"

    şu an tam olarak planladığım yerdeyim.

  • ön not: entry'i kendi başına okumak yerine şöyle sıradan okuyun, yoksa anlamsız gelecektir yüksek ihtimalle: http://www.eksisozluk.com/…24.01.2011&td=25.01.2011

    ~

    einstein, o gün de her zamanki gibi yazıhanesine yemek ısmarlayacakmış. einstein'ın karnı ekseriyetle iskender kebap çekermiş, fakat yanına ne içecek alacağını bilemez, hep bu hususta zorlanırmış.

    birgün duvar ustasının 7 yaşındaki yeğenini çağırmış ve ona:

    - "iskender ısmarlayacağım ama yanına ayran mı, kola mı söylesem bilemiyorum" demiş.

    duvar ustasının 7 yaşındaki yeğeni einstein'a:

    - "efendim, iskenderin yanında yoğurt zaten var, kola ısmarlayın" demiş.

    einstein çocuğun kulaklarından tutmuş, yarım metre havaya kaldırmış. ardından gıdısını okşamaya başlamış ve;

    "evladım, sen bir dâhisin biliyor musun?" demiş, ve ardından sarılıp hıçkırıklarla ağlamaya başlamışlar. (çocuk acıdan ağlıyormuş ama, kulaklar esnemiş tabii)

  • kıza zerre acımadım o erkek arkadaş denilen süprüntüden gelecek her şeye gözünü kapatmış zaten.

    babaya içim yandı, onun kalbi kim bilir nasıl yandı.

  • 6. sezon fragmanı twitter adresinden yayınlanmıştır.

    bu fragmanda da many faced god mevzusu dönüyor. ben kitapların yarısındayım henüz arya jaqen h'ghar'ın yanına gitmedi. hikaye akışını değiştirecek kadar önemli miydi yahu? aşırı spoiler vermeden yeşillendirirseniz sevinirim.

  • bir yıl kafa izni almanın gavurcası. bu ingilizler olsun abdliler olsun aussieler olsun üniversiteye başlamadan önce 1 yılı kendilerine ayırıp vuruyorlar kendilerini yollara. tabi ille genç yaşta olmuyor adam 30una gelmiş bir finansçıyken atıyor sigortalar, basıyor istifayı düşüyor yola. bir de israilliler var ki mutlaka parantez içinde anlatmam lazım: bu arkadaşlar genç yaşta askerlik yaptıkları için daralıp yine yollara vuruyorlar kendilerini ama biraz da mecburiyet olmuş. girin mesela khaosan road'a bir sürü israillinin işlettiği acente görürsünüz kapısında camında ibranice ilanlarla; ha bu vayandaşlar alır bu turları gidip orman, börtü, böcek göreceğine uyur arabada, neyse...
    bu durum o kadar yaygındır ki hosteller bu gap yearcı arkadaşlarla kaynamaktadır. ha sen dersen yarın öbür gün "dünya önümde diz çök, ben tavafa geliyorum seni" indiğin ilk havaalanında zaten bu işi yapan yüz tane sarı kafayla karşılaşırsın. bizde gezme kültürü açık büfe, tur rehberi, heşey dahil kapsamında olduğundan ters gelir bu gap year bize. hostelde mi kalınırmış?, sokaktan mı yenilirmiş? ne kadar pis...

    bilgi notu: oneworld alliance 1 yıllık kombine uçak bileti hizmeti vermektedir: http://oneworldrtw.innosked.com/

  • türkiye'nin son yıllara kadar iyi kötü oturmuş bir aşı politikası vardı, hala da var bir şekilde. bu ülke önlenebilir birçok hastalığı aşı ile bitirmiş, bir çoğunun da etkisini ya da vaka sayısını azaltmıştı. hatta bazı hastalıkların vaka sayısı 0 olduğu için aşı takviminden bile çıkarıldı.

    sonra bir gün türkiye'ye, aşı politikası ve takibi olmayan komşusu suriye'den mülteci akını yaşandı. bu kontrolsüz girişler yüzünden, ülke on yıllar önce bitirdiği ve yıllardır vaka görmediği hastalıkları tekrar görmeye başladı, bazı hastalıkların görülme sıklığı olağanüstü oranlarda arttı.

    aşı yaptırmamayı savunan zihniyet ve hareketlere bu açıdan bakmak daha sağlıklı olacaktır. çünkü aşı yapmak ile yapmamak arasındaki fark türkiye ile suriye gibidir aslında biraz. laiklik gibi, değerini kaybedince anlarsınız.