• bir yıl kafa izni almanın gavurcası. bu ingilizler olsun abdliler olsun aussieler olsun üniversiteye başlamadan önce 1 yılı kendilerine ayırıp vuruyorlar kendilerini yollara. tabi ille genç yaşta olmuyor adam 30una gelmiş bir finansçıyken atıyor sigortalar, basıyor istifayı düşüyor yola. bir de israilliler var ki mutlaka parantez içinde anlatmam lazım: bu arkadaşlar genç yaşta askerlik yaptıkları için daralıp yine yollara vuruyorlar kendilerini ama biraz da mecburiyet olmuş. girin mesela khaosan road'a bir sürü israillinin işlettiği acente görürsünüz kapısında camında ibranice ilanlarla; ha bu vayandaşlar alır bu turları gidip orman, börtü, böcek göreceğine uyur arabada, neyse...
    bu durum o kadar yaygındır ki hosteller bu gap yearcı arkadaşlarla kaynamaktadır. ha sen dersen yarın öbür gün "dünya önümde diz çök, ben tavafa geliyorum seni" indiğin ilk havaalanında zaten bu işi yapan yüz tane sarı kafayla karşılaşırsın. bizde gezme kültürü açık büfe, tur rehberi, heşey dahil kapsamında olduğundan ters gelir bu gap year bize. hostelde mi kalınırmış?, sokaktan mı yenilirmiş? ne kadar pis...

    bilgi notu: oneworld alliance 1 yıllık kombine uçak bileti hizmeti vermektedir: http://oneworldrtw.innosked.com/
  • imrenilesi bir durum. yabancı ülkelerdeki gençlerin cv'sinde önem verilen hatta olması beklenen bir şey. bizdeki gibi "haldır haldır sınava hazırlandım, 3.5 saat ter döktüm, sonra bir üniversiteye kapağı attım, 4 yılın sonunda master/doktora derken iş aradım yana yakıla, sonunda popomu bir özel şirket koltuğuna yapıştırdım, oh çok şükür yareppim" gibi bir yarışta/koşuşturmada kalmadıkları için; 1 yılı gezmeye, değişik kültürler tanıyıp hayatı öğrenmeye, kendini dinlemeye/tanımaya ayırabiliyor insanlar.

    bizde ise hep deli dana gibi koştur ama hiçbir yere yetişeme, anca tatillerde/gıdım yıllık izinlerde gez, onda da güneye in en fazla, emekli olmadan uzun geziler hayal etme, haşa aylaklık da etme, efendi ol, hem ne o öyle bitli turistler gibi?

    hatta:
    * hmm, naptınız bu bir yıllık boşlukta?
    - gezdim efendim, değişik kültürler tanıdım
    * niye ki?
    - ee kendime yatırım yaptım, görgümü artırdım
    * öyle ayağı yanık kedi gibi boş boş gezdiniz, yaşıtlarınız kariyer yaparken?
    - tam olarak öyle değil aslında, mır mır
    * cık cık
  • soylenildiginde tuylerimi diken diken eden, hayatta en cok kiskandigim olay. ogrencilik biter bitmez calismaya baslama gafletinde (tam iki kez) bulunmus olan ben, bir daha boyle bir firsat yakalarsam asla affetmeyecegim. oteki omrumde bile olsa.
  • türkiyede yapacaksanız össye* girip bir yerlere yerleşip okulu dondurarak yapmanızı tavsiye ediyorum. çünkü o 1 yıl boşluktan sonra bir anda eve kapanıp sürekli ders çalışmak zor iş bence. bir de tabi bilgilerin tazeliği mevzusu var. yani yapabildiğiniz kadar iyi bir puan yapıp istediğiniz bir bölüme girin dönüşte fikir değiştirirseniz de yüksek öss puanınız sayesinde rahatlıkla geçiş yaparsınız istediğiniz bölüme. geçişte çok sıkıntı yaratmayan okullar var bunları tercih edin gidin bir sene dolanın gelin.
  • türkiye'deki yobaz insan kaynakları anlayışı yüzünden bunu yapanlar genelde "neden ki" gibisinden sorulara maruz bırakılacağından türkiye'de uygulaması ve anlatması zor olan kavramdır.
  • (bkz: orabura.org)
  • bir türk olarak (neredeyse) uyguladım ben bunu. neredeyse diyorum tam bir yıl olmadı ama 11 ay gezindim ortalıkta. bu süreç boyunca bana en ilginç gelen insanların şaşkın bakışlarıydı. o bakışları görmek için bile uygulamalısınız bence.
    hikayem 10 yıl boyunca çalıştığım belki de bu ülkedeki en rahat işlerden birinden istifa ederek başladı.
    (bkz: 3 bin tl maaş alıp mutsuz olmak/@uther)
    aslında epey önce yapacaktım ama kıdem tazminatı hikayesi ile 10 yılı bekledim. öyle birikmiş yüzbinlerim filan da yoktu. yaklaşık 35000 tl'yi cebime koyup durdurun dünyayı inecek var dedim. cittaslow kavramını bilir misiniz? büyümeyen şehir. hırslardan arınmış şehir. bunun insan versiyonuna inandım ben. "hominislow" diyebiliriz ama "homoslow" da derseniz bozulmam. homofobik değilim. hep çalış, hep para kazan, kariyer, hedefler, hırslar nereye kadar daha devam edeceğiz "geçen gün ömürdendir" dedim.
    neye güvenerek böyle bir karar aldım? öncelikle kendime. istediğim zaman beni doyuracak bir iş bulabilecek kadar kalifiye olduğuma inandım. 1 yılı 35000 tl ile sağlama aldım. bir aksilik olursa 5 yıl kredi ödediğim evi satmayı göze aldım. bir sonraki işim için yurt dışına gitmeyi, ülkenin en ücra köşesine gitmeyi göze aldım. böyle bir karar alacaksanız bir türk olarak tüm bunları hesaba katmanız gerekiyor.
    ilk şaşkınlık iş yerinde yaşandı. sahip olduğum işten vazgeçiyor olmaktan dolayı yer yer "salaklıkla" itham edildim. kararımı gözden geçirmem için defalarca uyarıldım. ailem, arkadaşlarım, sokakta karşılaştığım herkesten defalarca bu uyarıları duydum:
    "kurulu düzenini bozma"
    kurulu düzen imanımızı gevretse bile bozmamak üzere programlanmışız biz.
    bir çoğu işten kendi isteğimle ayrıldığıma inanamadı. işten atıldığımı düşünerek beni teselli ettiler.
    işten ayrıldım, şehir değiştirdim. 11 ay boyunca antalya'da bisiklet sürdüm, denize girdim, yüzdüm, yürüdüm, kitap okudum, bilgisayarda oyun oynadım, film izledim hedefsiz ve amaçsız yaşadım. koşturmadan, yavaş yavaş hayatın tadını çıkardım. kafamı tamamen sıfırlayıp iliklerime kadar dinlendim.
    şaşkın bakışların yanında bu ülkede yaşayan biri olarak size iş bulma çabalarıyla da karşılaşacaksınız. onlarca kişiyi ve onlarca işi geri çevirdim. bu işlerden bazıları eski işimden daha cazipti. o şartları beğenmediğimi düşünenler daha cazip şartlarla geliyordu. bazıları çok zor durumda olduğumu düşünerek oldukça kötü şartlardaki işleri öneriyorlardı. eski işimden aldığımın yarısını önerenler oldu. türkiye'de gap year hakkını kullanacak kişini yaşayacağı zorluklardan biri de bu iş bulma çabalarını geri çevirmek zorunda kalmaktır. insanlara "ben çalışmak istemiyorum" demek ve bunu açıklamak sürecin en zor kısmıydı. genç yaşımda sadece 1 yıl çalışmadan yaşayabileceğime insanları bir türlü inandıramadım. en yakın dostlarım bile canhıraş iş aradılar benim için.
    benim evim, 35000 tl param ve iş bulmamı sağlayacak yeteneklerim vardı ama çevrede bunlardan çok daha fazlasına sahip olan ama işini 1 günlüğüne kaybetmekten delicesine korkan kişiler vardı. böylebir kararı verebilmek için ihtiyacınız para değil cesarettir. ben bunu gördüm. çevrenizi biraz gözlemlerseniz siz de göreceksiniz. cesaret edeceksiniz, biraz komfordan vazgeçmeyi bileceksiniz.
    sonuçta, 11 ay gezdikten sonra ben artık yeniden çalışmaya hazırım dediğimde param bitmeden yeni bir iş buldum. eski işim kadar parlak olmamakla beraber akıl sağlığımı koruyarak çalışabileceğim bir iş.
    bu kavramı duymuş ve yapıp yapmamak konusunda tereddütünüz varsa bir abi tavsiyesi: yapın.
  • hep kafamda bir köşede olan, ama her seferinde kendime bahaneler uydurup ertelediğim birşeydi. lise sonrası olmalıydı cesaret edemedim. üniversite sonrası dedim. onu da bir şekilde beceremedim. şimdi 30'ların verdiği şimdi yaptım yaptım; yapamadım bir daha asla hissiyle kafaya koydum. 10 yıllık işimden ayrılıyorum. şirketin gidişatı ve hayatım rutininde gitseydi yine mümkün olmazdı ama. o yüzden katkısı olan herkese, herşeye teşekkür ederim bol bol.

    bir sene çalışmak istemiyorum. gezmek, görmek istiyorum. plansız bir hayatım olsun istiyorum. gerçekten nereye gideceğimi bilmeden sokağa çıkmak istiyorum. mutlu olduğum şeyleri yapmak için uyanmak istiyorum. olanaklar elverdiği kadar gezmek, denemek istiyorum. banklarda bir yere yetişme telaşım olmadan oturup etrafı izlemek istiyorum. uzak kaldığım ya da uzak durduğum hayatları izlemek istiyorum. mutluluğu kendimde bulmak istiyorum. ve tüm bunlar için işimden, ailemden, arkadaşlarımdan bir süre uzak kalmayı göze alıyorum.

    bu çarkın dişlisi olmaktan, o meşhur modern kölelik sisteminden sıkıldım artık. hepimiz sıkıldık. belki de hiç sahip olmak istemediğimiz şeyler için çalışıyoruz. en azından buna bir ara vermek hayatımda yapacağım en gurur verici şey olacak sanırım.

    sonuç olarak gap yearhepimizin hakkı. kullanalım, kullandırtalım.
  • yurt dışındayken kendi gap yearlarını yapan insanlarla tanışıp; bu süreç boyunca hem kendilerinin, hem de hayatı algılayışlarının ne kadar değiştiğini dinledikçe daha da bir ciddi düşündüğüm, hayatın monotonluğuna bir sene ara verme kararıdır gap year.

    gap yearin ne olduğu, nasıl gerçekleştiği ve daha birçok sorgulamanın yapıldığı, konuyla ilgili aydınlatıcı bulduğum bir yazıyı aşağıda paylaşıyorum. ilgilenenlere duyurulur.

    http://www.bengusuozcan.com/…sbihal/gap-year-nedir/
hesabın var mı? giriş yap