hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: 10 aralık 2016 beşiktaş patlaması) sırasında gazi olan, arkadaşlarının ölümüne tanık olmuş polisin tweetleridir. kendisi şuan hastanede ve durumu iyiymiş. ayrıca bu gazi olan polis memurumuz, daha sonra bu yazdıklarını "kızgınlık ile yazdığını, pişman olduğunu" belirten başka tweetler atarak hesabını kapatmış. tamamen yorum yapmadan, sadece bilgilendirme amaçlı olarak aşağıda yazdığı entryler var. ayrıca link olarak yazdıklarını yayınlıyorum aşağıda.

    tweetler şu şekilde;

    istanbul kadrosunda bizi bombalı aracın geçtiği yolun etrafına toplayacak kadar yüksek rütbeli bir hain var

    hiçbir zaman o stadda oraya toplanmadık , öyle bir tedbir çevik kuvvet için yok

    biri müdürlerimizi dahi sattı , kimsen seni de bulacağız

    içerden bu teröristlere bilgi veren var net , açıklayacağım

    valla biliyolardı birileri adım kadar eminim , rakip taraftar gitti yarım saat o aracı bekledik sanki... hastaneden yazıyorum

    gazimizin twitter adresi

    edit: http://hizliresim.com/moppn6
    http://hizliresim.com/kgb1v7
    http://hizliresim.com/ad3ykr
    http://hizliresim.com/o03ybo

    edit2: sevgili modlar, başlık yanlış yazılmış. düzeltirseniz sevinirim.

  • pala gibi senelerce dağlarda yaşayan bir adamın, polat tarafından -evet tarafından- akvaryumdan japon balığı yakalar gibi yakalanması.

    ölmeden birkaç saniye önce bile "göğsümden sık da vuruşmuş olalım" diyebilecek bir adamı, acaba çok sevildi diye mi öldürdüler, yoksa polat'ı izleyiciye daha güçlü göstermek mi istediler, yoksa gerçekten planlanan süresi bu kadar mıydı pala'nın bilemiyorum.

    pala ile çakır'ın en azından cerrahpaşalıların karşılaştığı, restleştiği, kapıştığı sahneler güzel olmaz mıydı?

    abuzer, pala, cerrahpaşalı halit'i bir odaya kapatsınlar, saatlerce konuşsunlar,

    doğu bey ve aslan amcayı bir odaya kapatsınlar saatlerce derin devlet konuşsunlar,

    karahanlı ve konseyi saatlerce ortadoğu, amerika, türkiye ile ilgili konuşsunlar,

    elif, ömer baba ve nazife anneyi de bir odaya kapatsınlar, bir daha da açmasınlar ne halleri varsa görsünler.

  • yazar arkadaş sanırım ortaçağ savaş düzenleri konusunda yeterli bilgi sahibi değil. hilal taktiği dediğin sahte geri çekilme sadece türkler tarafından değil dönemin tüm orduları tarafından kullanılırdı. roma döneminde bile hannibal aynı taktikle romalılara kök söktürmüştü. romalılar bu düzene çare bulamıyorlardı çünkü her defasında farklı bir stil ile yapılıyordu. 2 ordu savaştığında her zaman biri baskın gelir ve diğer taraf geri çekilmeye başlar. geri çekilen ordu genelde en ağır kayıpları geri çekilme esnasında verirdi. burada ki fark geri çekilen ordunun bunu bilinçli olarak yapması ve manevra kabiliyetidir. genelde ordusunda hafif süvari kullanan türkler bu konuda çok avantajlıydı fakat denk manevra kabiliyeti olan 2 ordu karşılaşınca hilal taktiği tutmaz. bunun en güzel örneği kösedağ savaşında moğolların anadolu selçuklu ordusunu hilal taktiğiyle yenmesidir. moğol ordusu, türk ordusu gibi hafif süvari ve atlı okçulardan oluştuğu için selçukluları çok rahat bir şekilde yendi. sahte geri çekilmeye karşı yapılabilecek en mantıklı şey atlı okçular ve hafif süvarilerin manevra yapamayacağı bir savaş alanı seçmektir. romalıların attilaya karşı yaptığı gibi yada memlüklerin moğollara karşı yaptığı gibi.
    avrupalı orduların ana saldırı gücü şovalye denen ağır zırhlı süvarilerde ve onlarda iyi bir saldırı için atlarına sürat kazandıracak düz bir zemine ihiyaç duyardı. sorun şu ki düz bir zemin seçersen hafif atlı okçularda etkin bir şekilde manevra yapabilirdi. burada bir nevi paradoks var, kazanmak için düz arazi lazım ama düz arazi düşmana daha çok yarıyor bu durumda kazanma şansın çok düşük oluyor.

  • bana belki de binlerce kitaptan ve binlerce hayattan daha fazlasını birkaç satırla öğretmiş adam.

    ''küçük şeyleri unutamayanlar,
    en geri hatıraları da unutamayanlardır.
    hafızalarının bu bahtsız kuvveti karşısında
    hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan,
    her yeri, her şeyi severek öleceklerdir.''

    belki de bu dizelerdir içimdeki bu saçma sapan boşluğu dolduracak olan. nereye gitsem, nerede olsam; hep içimde olan o bilinmeyen bir yere geri dönme isteğini, bir yere ait olma ihtiyacını dindirecek olan, belki de bu sözlerdir.

    hiçbir memleket, hiçbir vatan tutamadan. her yeri, her şeyi severek ölecek olmamdandır.

  • ortaokulda dersaneye giderken annenin harclik verip "bunu harcaman icin vermiyorum, yaninda bulunsun" demesi. ogle arasinda tum herkes hamburger tost karnini doyururken benim cebimdeki parayla yutkuna yutkuna onlari izlemem.

  • az önce canlı yayında selçuk tepeli'ye "yönetimi cahil ayak takımına verirseniz, başımıza bunlar gelir" dedi. gerçekleri konuşan bildiklerini konuşmaktan çekinmeyen koca yürekli bilim adamı.