hesabın var mı? giriş yap

  • işte ben buna tahammül edemiyorum arkadaş.

    gururuma dokunuyor
    oturduğum yerde terliyorum, elim ayağım titriyor, hırslanıyorum.

    bu nasıl bir cehalet,
    bu nasıl densizlik,
    bunlar nasıl insanlar birader.

    hayır bir iki örnek olsa diyeceğim ağzlarından kaçtı cahiller, konuşmayı bilmiyorlar.
    ne takla attırmaya çalışanı bitti, ne hasta genç kızın eline para sıkıştırmaları bitti, ne aşağılamaları bitti.

    "gözlerin görmüyor sana iş vermişiz" cümlesi hala havada yankılanıyor yeniden saçmalıyorsunuz.
    bir durun lan.

    bunların onurdan gurudan anladığı makamdır mevkidir.
    haysiyetinze tüküreyim emi.

    birinin çıkıp bu ağız ishali olmuş insanlara halkın efendileri olmadığını haykırması lazım artık. tüm devlet mercileri halkın ortak ihtiyaçlarının giderilmesi amacıyla halk tarafından finanse edilen mevkilerdir. o koltuklarda oturanların haddini bilmesi gerektiği aşikardır.

    bu halk tebaa değil, tiranlığınıza sokturtmayın.

  • sağlık sınırlarını zorlayacak kadar çok uçtuktan sonra bel ve boyun fıtığı olan, iki kez kulakları kanayan ve sürekli iklim değiştirmekten cilt alerjisi geçiren hostesinin sağlık sorunları nedeniyle iş akdini fesheden bir firmaya karşı yapılan hak arama mücadelesi.
    bok gibi para kazananların canı olmadığını düşünenlere gelsin.

  • rezalet gibi rezalet. zamanında nasıl yırtınırdık çaylakken yazdığımız 10 entrynin imla kurallarına uyması, anket olmaması, bilgi içerikli olması için. demek kanzuk efendi'nin oğluna torpil yapan rektörden bir farkı yok. aslında olay çok basit. işe birisini alacaksınız. iş için istediğiniz şartlar var. bu adam hiç birini karşılamıyor ama işe alınıyor.

  • tübitak’a 1 milyar 890 milyon 467 bin lira , diyanet'e 5 milyar 442 milyon lira.

    neredeyse 3 katı.

    sonra da derler ki "türkiye ara eleman ülkesidir, mucit çıkaramaz".

    alalala, neden acaba?

  • 1942'de yapılan ve modern zamanların mutlak yalnızlığını yansıtan en iyi eserlerden biri olarak kabul edilen bir edward hopper tablosu.

    tablolarında mümkün olduğunca az cisim ve insan resmeden hopper, çizdiği insanların da mümkün olduğunca -birbiriyle- iletişimsiz olmasını ister. bu tabloda da bulunan insanlar iletişime dair en ufak bir belirti göstermezler. sokaklar da bomboştur.

  • "sihirli ayakkabilari" ile kalplerimize gelip kuruldu. bir park bankinda oturup anlattiklarini dinledikten sonra, hala dunyaya ayni gozle bakabiliyor muyuz?

  • din sınavlarında kağıdın tepesine bismillahirrahmanirrahim yazınca ekstradan bi on puan alınması, gözü dönen bi elemanın sınav kağıdına arapça bismillahirrahmanirrahim yazması ve o sınavdan 1000 (yazıyla bin) alması.