hesabın var mı? giriş yap

  • sizinle gurur duyuyoruz komutanım

    iyi ki varsınız!

    avcılar kız imam hatip lisesinde düzenlenen çanakkale zaferini anma töreninde dua ederken atatürk'ü anmayan öğretmen'e tepki gösterip töreni terk eden albay önder irevül'e idari tahkikat açıldı.

  • oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
    - abi ablam nişanlanıyor biliyorsun...
    - yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.
    - ben sana bir şey sormak istiyorum...
    - söyle...
    - bu nişan dedikleri ne? evde sordum, 'eh evlenecekler işte' diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.
    - hıııım... zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım...
    - dinliyorum.
    - diyelim ki şubat'ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. sana bir bisiklet alıyorlar ve 'haziran'da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin' diyorlar. işte şubat ile haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye 'nişanlılık dönemi' deniyor.
    - haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. peki dokunmaya izin var mı?
    - vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinkes yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!.

    ***

  • eğer rahat ve huzurlu bir yaşam istiyorsanız, "çok fazla parada gözüm yok" diyorsanız, ihtiraslarınızın değil keyfinizin kölesiyseniz; bölüm olarak tek tercihiniz resim öğretmenliği olsun.

    * işsizliğin kol gezdiği türkiye'de, en çok personel alımı yapan kurum millî eğitim bakanlığı'dır. resim öğretmeni, her okulun ihtiyacıdır. olmazsa olmaz.

    * mezun olduktan sonra ilköğretim okulunda çalışmaya başlarsanız; 90 gün kafa, 15 gün şubat, 23 nisan, 19 mayıs, 30 ağustos, 29 ekim, 9 gün ramazan, 9 gün kurban, 48 gün cumartesi, 48 gün pazar tatili yaparsınız. bir de rapor çakarsanız sizden güzeli olmaz. yanaklarınız al al olur; semiz, gürbüz bir insan olursunuz.

    * bir öğrencinin resim, heykel gibi sanat dallarına yeteneği yoksa, velisi bunu olgunlukla karşılar. matematik kötüye gidiyorsa; veli okulu istila eder, öğrencileri rehin alır, müdürü yakar, hademeyi keser.

    * müzik öğretmeni her pazartesi sabahı ve cuma akşamı okulda hazır bulunmak zorundadır. gecede 30 bin dolar para alan şarkıcı müsveddeleri "ay sabah sabah sesim hiç çıkmıyor" derken, müzik öğretmeni, her pazartesi sabahı "koooork maaaa" diye ses vermektedir. beden eğitimi öğretmeni okulun kadrolu bodyguard'ıdır. resim öğretmeni "yapma yavrum" dese yeterlidir. hatta onu bile demese olur.

    * ödev vermek, ödevleri okumak -daha doğrusu bakmak- kolaydır. resim ödevlerinin %96,78'i* yavrucağın annesi tarafından yapılmaktadır. tam not verirseniz; hem yavru, hem annesi hem de sülalenin geri kalanı memnun olur.

    * tahminimce öğrenciliği zordur, ama istikbâli parlaktır. millet hastanelerde, plazalarda, fabrikalarda tırmalayıp, 7 günlük iznin hayalini kurarken, siz izinleri kuru bamya gibi dizip balkona asarsınız.

  • şarkıcı ile ses teknisyeni** arasındaki muhabbeti mümkün kılan çevirmen program.
    bu alet olmazsa bu iki güzide şahıs asla anlaşamazlar, zira apayarı iki jargon kullanmaktadırlar. örnek vermek gerekirse:

    *sesimin önünde perde var:
    kompresörün tresholdunu arttır.

    *bu kulaklık mono:
    kablo bozuk, kulaklığın sadece sağ tarafında sinyal var

    *kendimi duyamıyorum, beni aç:
    altyapı fazla, onu kıs.

    *bugün bu kulaklıkta bir şey var, her şey kötü geliyor:
    regl oldum kulaklarım duymuyor bugün.

    *beni biraz uçur:
    reverb verir misin?

    *sesim şöyle şıkır şıkır olsun:
    6 khz'den sonrası shelf eq ile aç.

    *benim sesim biraz geride değil mi?:
    solisti 12 db aç.

    *burada çok değişik, hiç denenmemiş bir efekt istiyorum:
    delay veya flanger ver.

    *yarın saat 2'de buluşalım:
    ben 6 gibi gelirim, siz de 4'de gelin.

    *ufak tefek bir şey var ama sen mikste halledersin:
    iğrenç söyledim, auto tune ile düzelt.

    *sesimin yanları yok, etli etli gelmiyor:
    300 hz. civarını aldıysan geri ver. ya da mikrofondan çok uzak kalmışım proximity effect sorunu yaşıyorum.

    *sesim uzaktan geliyor:
    mikrofonun tersinden söylüyorum, gel düzelt.

  • doğada mahsur kaldığınızda hayatınızı idame ettirmemize yarayacak yapıların her birine barınak denir.

    barınaklar insanı yağmurdan, kardan, rüzgardan ve güneşten korurlar ayriyeten dinlenmenizi, güvende hissetmenizi, doğru kararlar vermenizi( bu çok önemlidir mental olarak kendini kaybetmiş bir insan doğada yaşayamaz) sağlarlar.

    barınaklar gelişi güzel yapılan şeyler değildir, yaparken dikkat etmemiz gereken şeyler vardır. bunun en büyük sebebi ise hem işten ve hem zamandan tasarruf etmektir ki bu doğada çok önemli bir kriterdir.

    şimdi hem barınak tiplerini hem de dikkat edilmesi gereken hususları anlatacağım.

    1-ilk kriter her zaman çevrenizde doğal bir barınak var mı ya da fazla enerji sarf etmeyeceğiniz yapılar var mı buna bakın, bundan kastım mağara, in, ağaçlarda oluşan oyuklar devrilmiş ağaçlar vb gibi..

    2-her zaman barınak tipini çevrenizdeki malzemelere göre belirleyin. kayalık bir yerdeyseniz kayalardan, ormanlık bir yerdeyseniz ağaçlardan, karın yoğun olduğu bölge deyseniz kardan bir barınak yapmak daha mantıklıdır.

    3-doğada mahsur kaldığınızdan dolayı her zaman minimal düşünün çünkü fazla iş fazla enerji kaybı demektir.

    4-barınağın biçimini yani sizi ne kadar örteceği bulunduğunu bölgenin hava koşullarına göre belirleyin. örnek verecek olursa çok soğuk veya yağmur olmayan bir yerdeyseniz sizi çok uğraştıracak şeyler yapamamaya çalışın. yukarıda ne demiştik hep iş, aş haydar baş. şaka şaka iş, enerji ve zamandan tasarruf bütün yaptığınız işleri buna göre yapacaksınız.

    şimdide barınaklara geçelim.

    taş barınaklar: adı üstünde taştan yapılan barınaklardır. kayalık bir arazideyseniz bunun yapabilirsiniz. çok önce bir kampta böyle barınakta kaldım yapması kolay ve konforlu.

    doğal oyukları barınağa çevirme: hani en başta demiştik ya etrafta doğal oyuklara-barınaklar var mı bakın diye bunun gibibunun gibi-2 işte böyle oluşumları bir barınağa çevirmek daha kolaydır. bunun yapmak çevrede bulunan malzeme ve hayal gücünüze kalmıştır. ister taş ve kayalarla bir duvar, ister ağaç dallarıyla veya kar varsa bununla bir duvar örüp korunaklı bir yer yapabilirsiniz.

    eğik çatılı barınak: bu barınak ağaçlık alanlarda kolayca inşa edilebilecek bir barınak türüdür. orta kalınlıkta dalları arası 2-2,5 metreyi geçmeyen ağaca ya da sizin diktiğiniz kolona ağaç dallarını yere 45 derecelik bir açıyla koyularak inşa edilen baraka türüdür.bunun gibibunun gibi-1

    kızılderili barınağı: ormanlık arazide yapılan barınaktır. bu barınakta bir üç aya yapılır veya bir ağaç kolon görevi görür bunun gibi ok başına benzeyen bir yapı yapılır. bir değişik kızılderili barınağı ise bunun gibibunun gibi-1 burada iki kolon dikilir ve üzerine konan mertek üzerinden 45 derecelik açıyla yere bir çatı yapılır.

    kubbe şeklindeki barınak: ormanlık arazide yapılan barınaktır. bu barınak türü kubbeli olduğundan daha çok esnek dallara sahip olan huş, söğüt vb. ağaçların bulunduğu yerlerde yapmak daha kolaydır.bunun gibibunun gibi-1

    kar barınakları: bu barınaklar kar miktarının çok olduğu bölgelerde yapılır. iglo: kar tanelerin sıkıştırarak tuğla benzeri yapıların üst üste kubbe seklinde yerleştirilerek inşa edilen eskimoların kullandığı bir yapı biçimidir.

    kar mağarası:1bölgeye yağmış olan çok miktardaki karı ya da yığılarak oluşturulan kar kütlesini oyarak inşa edilen barınak şeklidir. bu tür barınaklarda tavan kubbe şeklinde olmak zorundadır sebebi ise içeride ısınan hava karı eritmeye başlayacaktır, bunun sizi ıslatmasını istemiyorsanız kubbeli yapı önemli. duvarlar yeterince kalın olmalı ısı yalıtımı için. giriş hattı zeminin alt hizasından olmalı ki soğuk hava içeriye girmesin. bir de küçük bir havalandırma bacası yapılmalıdır.

    birde yoğun kar yağmış bölgelerde ağaç altlarında kar az bulunur ve hazır bir oyuk oluşturur ve bu oyukları bir barınağa çevirebilirsiniz. bunun gibibunun gibi-1

  • insan yaşamı var olduğundan beri devam eden muhabbet.

    "bugünün gençleri, lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran, geveze ve obur yaratıklardır." sokrates (m.ö. 400)

  • kafamı balkon demirlerine sıkıştırdığım zaman tadına baktığım pis kokulu acı bir şey. kafanız balkon demirine sıkışırsa yalamayın bence.

  • "oğlunun ölümünden 3 gün sonra tekirdağ’daki evlerine 2 kişinin geldiğini anlatan baba murat oğraş “tarım bakanlığı adına başsağlığına geldik’ dediler. bir kişi de adalet bakanı’nın danışmanı olduğunu söyledi. her türlü maddi manevi yardımı yapacaklarını fakat basında otelin adının kullanılmamasını istediler. antalya’ya savcılığa gidip olayı anlatıp dilekçeyi verdim. tehdit edenlerle ilgili soruşturma başladı” dedi."

    sen ne biçim bir adalet bakanlığı yetkilisisin ki öleni değil öldüreni korumanın derdine düşüyorsun?

  • iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
    gerçekten doğaüstüdür.
    o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
    annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
    tam o sırada.....

    şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...

    bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....

    kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.

    tam o sırada....

    yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".

    neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...

    taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.

  • söylendiğine göre seçim zamanı herhangi bir işe alım ilanı verilmeden alınan fazlalık personelin işten cikarilmasidir.

    bülent turan, işçilerin bu cumaya kadar beklense 6 ayları dolacağı için tazminat alacaklardı ondan şu anda işten çıkarıldı demiş..

    https://odatv.com/…19_08/2019_08_30/fwedcwedwed.jpg

    edit: murat ongun aciklama yapmış..
    "ibb’deki iş akdi fesihleri ile ilgili bir kısım medyada kamuoyunu yanıltıcı bilgiler yer almaktadır. kurumumuzdan 1244 kişinin ilişiği kesilmiş olup, bu kişiler 2 seçim arası ya da seçimden hemen önce yapılan alımlardır."

    "2500 civarı yapılan toplam alımdan, şehit ve gazi yakınları, engelli çalışanlar, vefat eden personelimiz yerine alınan 1. derece yakınları, devam eden projelerde görevi olan çalışanlarımız işlerine devam etmektedir. kamuoyuna saygı ile duyurulur"

    https://twitter.com/…tatus/1167365390005100544?s=19

  • --- spoiler ---

    portakal'ın chp'li belediyelerin yardımlarının engellenmesine, diyanet işleri başkanlığı'nın siyasallaşmasına ve tüm devletlerin yoksullaştığına yönelik tespitleri 'ihlal' olarak değerlendirildi.
    --- spoiler ---

    halkın gerçekler hakkında bilgilendirilmesini ihlal olarak değerlendirmiş iktidar karşıtı yayınları engelleme üst kurulu. katıksız ihlaler konusunda kombo yapan yandaş basına tek bir ceza vermeyen kurum ışık hızıyla fox tv'ye ceza yağdırmış. ne desek gg.
    (bkz: keser döner sap döner gün gelir hesap döner)
    edit: bkz düzeltildi