hesabın var mı? giriş yap

  • ortalama türk halkının, suç işlediğine dair somut delil olmayan birisine müebbet verildiğini görünce sevinmesi ülkenin seviyesini ve hukuka verilen değeri gösteriyor. ülkecek biz buyuz, kimse suçu ve suçluyu dışarıda aramasın.

  • ali demir'in başrolde oynadığı 2011 yapımı korku filmi.
    filmde 1.7 milyon figüran olması ayrı bir rekor.

    yapımcı kurum ösym bu film için "senaryo istem dışı oluştu biz destekledik" demiş.

    izleyicilere uyarı:

    biletletteki koltuk numaraları kişiye özeldir ve her açıdan film farklı izleniyor. eğer filmi doğru açıdan izleyemiyorsanız, doğru yörüngeye oturana kadar bir sağ koltuğa kayınız.

    şüphesiz ki bu filmi usulüne uygun seyredenler nice güzelliklere kavuşacaklardır.

  • sene 1994 aylardan temmuz veya ağustos. hava hayvan gibi sıcak. mahallede top oynadıktan sonra caminin abdesthanesinde su içiyoruz. recep tayyip erdoğan o vakitler istanbul belediye başkanı. mahallemizde bir kuran kursunun açılışına gelmiş. kursta henüz öğrenci olmadığından açılış ve medya için görüntü yapsın diye mahallenin bütün bacaksızlarını toplamışlar. bizde suyumuzu içtikten sonra bedava yemek ve tatlı hevesiyle doluştuk kuran kursuna. yanımdaki arkadaşla ikimizi hemen girişte bir sınıfa soktular. girişte pamuk helva ve elma şekeri satanları görmüştük. acaba tatlı olarak elma şekeri mi verecekler demeye kalmadan sınıfa rte ve bir sürü adam doluştu. bir de o kadar sıra arasından geldi bizimkine oturdu. adam uzun aga. tartsan 40 kilo çekmeyecek iki tane velediz ama sığışamadı mini boy sıraya. çözümü, beni kucağa arkadaşı da koltuğunun altına almakta buldu. sonra beş dakika tayyibin kucağında bir sağa bir sola bakarak patlayan flaşlara poz verdik.

    itiraf ediyorum. bugünkü durumun suçlularından birisi benim arkadaşlar. daha o vakitlerden yaklaşan tehlikeyi herkese anlatmam lazımdı. adam şimdi koca ülkeyi kucağına aldı poz veriyor. bize en azından elma şekeri ısmarlamıştı, size o da yok...

    edit: arkadaşlar olay güneşli semtinde geçti. ikitelli'ye yakın bir mahallesinde ufak bir kurs. istanbul'un çeşitli semtlerini sayan bir sürü mesaj geldi. başından benzer olaylar geçen yazar arkadaşlar varmış. bence hepimiz bir araya toplanıp "anonim rte mağdurları" adında bir topluluk kuralım. arada yüksek tavanlı bir yerde toplanır, terapist eşlinde sandalyeleri çember yapar bir birimize yaşadığımız trajedileri anlatırız.

    hatta şöyle diyaloglar döner.

    ben: merhaba, benim adım shinigami.
    topluluk: merhabaa.
    ben: ... işte şöyle böyle oldu, sonra bi baktım beni kucağına almış ühühühü.
    terapist: acını anlıyor ve hepimiz yüreğimizin derinliklerinde paylaşıyoruz kardeşim.

    gerçi şimdi düşündüm de durup dururken kaç yıldır büyüdüğü yerden söküp taşıttığı ağaçtan tut, şemsiye ile dürttüğü güvercine kadar çok geniş bir kitle var. bırak kazlıçeşme'yi avrupa yakasına sığamayabiliriz. her hangi bir şehit yakını bize güneş altında konuşacak söz bırakmayacağı için o iş yatar genşler. vazgeçtim.

  • nasıl bir korkaklıktır, nasıl bir ödlekliktir bu karşısında kimse yokken atıp tutuyor ama kimsenin karşısını çıkmaya cesareti yok.

  • kendi ülkesinde cezası idam olan bir şeyden tutuklanan prens...

    iade edilirse idam edilmesi gerekir şeriat kanunları gereğince, lübnan hükümeti bir prensi hapiste tutup siyasi skandal yaşamak istemez, muhtemelen iade edecekler, suudiler de prensi idam edemeyecekleri için üstünü kapatacaklar...

    ağrı kesici yüzünden idam edilmiş türk tır şoförü vardı eskiden, ilaç türkiye'de reçete ile satılan, arabistan'da ise yasaklı bir ilaçmış, adamın kafasını kesmişlerdi...

    o kadar allah'ın emrini yerine getirmeye meraklılarsa prensin de kelle gitsin diyorum, çifte standart olmasın yani...

  • - "oyunu kime vereceksin" dedi
    + "hırsız vatan haini olmayana" dedim
    - "nedir bu akp düşmanlığınız" dedi
    + halbuki ben isim telafuz etmemiştim.

  • zaman zaman tuhaf çalışan monologlarına tanık olduğum hazır yemekçi.

    geçenlerde bir şubesinde sipariş ettiğimiz hamburgerler 15 dakika geçmesine rağmen hala gelmemişti. kasadaki kız en sonunda "siz gidin; ben masanıza getiririm" diye bizi gönderdi.

    elinde hamburgerlerle geldiğinde gecikmenin sebebini sorduk. kız aynen şöyle dedi:
    "valla ben de bilmiyorum ki... dalacam bigün hepsine zaten!"

  • tam tersi bir durum olduğunu düşünüyorum. ateistlik bir hayat sorgusunun, bir entellektüel birikimin sonucudur. materyalist düşünce ateistin beynini zaten yeterince yormuşdur. ölümden sonrasına inanmadığı için elindeki hayatıda cezaevinde düşüp kalan ömrünü talan edecek kadar aptal değildir. ateistten değil, "cahil" müslümandan korkunuz.

  • doksanların sonunda yarısıyla okul kantinlerinden simit ve ayran alınabilen paradır. emektardır. defterin bir alt yaprağına konup üzeri kurşun kalemle hafif karalanarak az kopyası çıkartılmamıştır.*

  • başlığı açan yazarın iyi niyetini anlıyorum, yardım etmek isterken yaptığının çok doğal bir hareket gibi geleceğini de tahmin ediyorum, bana da öyle gelirdi ama zaten hiç kimseye izinsiz dokunulmaması gerekliliği bir yana, görme duyusunu kaybetmiş birinin birden sırtında bir el hissetmesi çok ürkütücü olabilir onun adına. şehirde binbir türlü insan var ve herkes iyi niyetli değil. kibar bir şekilde derdini anlatmış. anlayışla karşılamak gerek.

  • darwin'in temel görü$lerini, mendel'in genetik bilgileri ile birle$tirerek biyolojinin de yardimi ile türlerin evrimini açiklamaya çali$an yeni nesil evrim teorisi, neodarwinizm ya da modern evrim teorisi.

    dogal popülasyonun genlerini degi$tirmeye yarayan her türlü etmen evrime yardimci olarak kabul edilir. bunlar mutasyon, (nokta mutasyonu degil, uzun süreli mutasyondur burada bahsedilen. zira nokta mutasyonu hiç bir zaman yararli sonuçlar vermez, deforme eder. modern evrimde deformasyon yoktur.) kombinasyonlar, yalitim (izolasyon), göç, adaptasyon, tabii seleksiyon gibi etmenlerdir.

    kalitsal olmayan degi$imler ile evrimin bir i$i yoktur. zira genlerdeki degi$imin yeni nesillere aktarilmasi esastir. bu yüzden kalitsal olmayan mutasyon evrimi etkilemez.

    modern evrim teorisini açiklamak için $öyle bir örnek verilebilir:

    a türü bir canlinin bulundugu bir ortamin herhangi bir nedenle (dogal etmenler, göletler, daglar, isterseniz otoban diyin.) ikiye ayrildigini dü$ünelim. ortada iki farkli ortam ve ikiye ayrilmi$ a türü bulunacaktir. zaman içerisinde, a türü ortam $artlarina göre degi$ime ugrayacaktir.

    burada yine cografi degi$iklikler etkilidir, ortamin sicakligi, yagi$lar, oksijen miktari gibi pek çok etmen sayilabilir.

    bir süre sonra, ortaya iki farkli türün çikip çikmadigini anlamak için her iki ortamdan alinan denekler çiftle$tirilir. eger çiftle$emiyorlarsa, ya da ortaya verimli döller çikmiyorsa, a türünden farkli, b ve c türlerinin olu$tugu söylenebilir.

    darwin'in evrim teorisinden ayrilan en büyük yer de budur zaten. zira, darwin, bir türün olu$masi için eski türün yokolmasini öngörür. modern evrim teorisinde böyle bir $art yoktur. eski tür korunabilir, birden fazla yeni tür olu$abilir.

    günümüzde harun yahya gibi insanlarin ciddiye alinmamasinin sebebi, harun yahya'nin modern evrim teorisine degil, darwin'in evrim teorisine laf atmasidir. zira modern evrim teorisi darwin'in evrim teorisinden çok daha saglam temeller üzerine kurulmu$tur ve tanri inancini kesinlikle inkar etmemektedir. hatta modern evrim teorisini savunan ki$iler, harun yahya gibi ki$ilere bir taraflari ile gülmektedirler.