hesabın var mı? giriş yap

  • başlığın orjinali (bkz: toplam yemeksepeti.com harcamasını gösteren kod)un çalışmaması olacaktı ama malum karakter sınırı.

    şimdi öncelikle yazılan kod tarayıcıyı sürekli scroll ederek çıkan sonuçlar içinden fiyat bulduruyor ve topluyor. dolayısıyla tarayıcı bazlı problem olduğunda hesaplamalar yanlış oluyor. benim 3 denememde de farklı sonuç verdi. arkadaşın hesabında da keza aynı şekilde.

    ben de madem ki bir şey yapılmış bari düzgün çalışsın deyip daha stabil ve hızlı çalışan bir kod yazdım.

    belirtmeliyim ki yemeksepeti şehir bilgisini sessionda tuttuğu için farklı şehirlere ait sonuçları şehir değiştirip kodu tekrar çalıştırarak görebilirsiniz.

    yemek sepeti içinde hangi sayfada olduğunuzdan bağımsız bir şekilde aşağıdaki kodu çalıştırarak doğru sonuç elde edebilirsiniz.

    edit: sayfada sağ tıklayıp konsolu (en alttaki inspect veya ögeyi denetle menüsü) açarak (veya f12'ye basarak) kodu konsola yapıştırıp sonuçları görebilirsiniz.
    edit: yeni link

    http://pasted.co/c0a9364a

  • eger ayrintili telefon faturaniz ya da kredi karti ekstreniz size degil de ailenize gidiyorsa basiniza gelmesi muhtemel durumdur bu..

    anne:bey müjdemi isterim!!
    baba:?!
    anne:oglumuz kız arkadaş yapmiş sonunda!..
    baba:alla alla?bizim oglan yapmazdı hiç öyle seyler?! kendi mi söyledi bunu sana, hayatta inanmam..
    anne:yok canım söyler mi o hiç, telefon faturasi geldi..gecen ayın 4 kati gelmiş bu ay..bi de yeni bir numara var bi seferde 20 milyonluk konuşmuşlar bir geceyarisi.ayrıca yemek yemiş geçen 30 milyon ödemiş..tek başina ne yiyecek o kadar?..
    baba:babasinin oglu aslanim benim ehehe..

    aradan 3 hafta gecer..anne endişeli endişeli..

    anne:bey bizim oglanla kızın arası kötü galiba..
    baba:nerden cıktı simdi?!..
    anne:bak 17.02.2006 dan 21.02.2006 ya kadar hic konuşmamışlar..
    baba:hanım sen de iyice abarttın ya rahat bırak şu çocuğu..
    anne:bak kredi kartı ekstresi geldi, çiçek yaptırmış 4 gün önce..acaba affetti mi bu kız yavrumu?..oglum ona mı kaldı hem affetmezse affetmesin..
    baba:..

    anne dayanamaz telefon eder:

    anne:oglum nasılsın..
    ciandio:iyiyim anne napim okul mokul..
    anne:cidden iyisin diil mi oglum?
    ciandio:iyiyim dedim ya anne alala..
    anne:bak bir sorunun olsa bize sölersin di mi, arkadas gibiyiz biz zaten saklamaz benim aslan oglum annesinden bisi..
    ciandio:(?!?)of anne ya iyiyim dedim ya..
    anne:tamam oglum babana veriyorum hadi çok öptüm..
    baba:alo, nasilsin oglum..
    ciandio:iyiyim baba sen napiyon?
    baba:iyiyim oglum sağol var mi bi ihtiyacin?..
    ciandio:param bitti baba ya yatırabilir misin biraz?
    baba:(biter tabi iki günde, karıya kıza harcarsan paraları..)tamam yarin yatırırım..oğlum annene çiçek yaptırayım diyorum yarin..hangi çiçekler moda acaba bu aralar biliyo musun? (ehehehe..)
    ciandio:(ulan?yoksa!?laf mi sokuyo tesadüf mü acaba..)ben ne bilirim baba çiçek miçek??..
    baba:dogru ya benim de sordugum adama bak..bi kız bulamadin gitti hala..(nuhahaha..)
    ciandio:(ulan?!?)ehehe..neyse baba benim ders sınav okul..
    baba:tamam tamam..hadi görüşürüz çapkin oglum benim..
    ciandio: ne çapk..

    dıt..dıt..dıt..

  • ulan karda yürüyeyim diye çıktım 17 tane araba ittim. öldü içimdeki romantik adam :)

  • sayın başbakan'ın ulus'u düşünemeyen bireylerden oluşan topluluk olarak düşünerek yaptığı konuşmadır.

    1933'de 4000 otomobil vardı, bugün 6 milyon var,
    1929'de 15.000 telefon abonesi vardı bugün 19 milyon var...

    bu karşılaştırmaların hangi amaçla yapıldığını anlayan varsa lütfen beni aydınlatsın. dünya'da teknolojinin gelişmesini kendi varlığı ile mi açıklamaya çalıştı?

    ayrıca bir sonraki konuşması için süper bir istatistik buldum.

    1923 yılında türkiye'de hiç bilgisayar yoktu, bugün 22 milyon bilgisayar var. yaa yaa.

    ekleme : 1923'de telefon hattımız türkiye cumhuriyeti'ne aitti. bugün lübnanlı'ya ait.

  • olay anında kız arkadaşın taksiye bindirip gönderilmesi gereken, devamında önce sakin sakin adamlarla konuşmaya çabalamanız, daha sonra da güzelce sopanızı yiyip - ama bu durumda bir-iki tanesini iyi benzetmeniz gerekiyor- eve ya da hastaneye gitmeniz gereken durumdur...

    yoksa içinizde sürekli rahatsız edici bir durum olarak kalır.
    deneyin mutlu olacaksınız yaralar ve şişikler bir haftada geçiyor.

    bir de şunu eklemek istiyorum; eskiden yani 17-20 yaşlarında bizim de sevmediğimiz ne bileyim yakalasam mikecem dediğimiz adamlar vardı ve biz onları kız arkadaşıyla ne bileyim kız kardeşiyle, annesiyle vs. gördüğümüzde ya görmezden gelirdik ya da nazikce bir selam verirdik... ha daha sonra yakaladıgımızda güzelce kavgamızı da ederdik...şimdi ayrı bir kepazelik ayrı bir anlayış... bu arada yaşım 26 yani 1940 lardan bahsetmiyorum.

  • 1680 yılında etiler yoktu, diyerek başlanması gereken soru. etiler, adını etibank'ın yaptırdığı konut kooperatifinden alır. etibank da cumhuriyet sonrası açılan ve selçuklu öncesi anadolu medeniyetlerini (sümer, hitit*, akad*) isim olarak benimseyen bir bankadır. etiler'in olduğu bölge 18. yüzyıla kadar ormanlık araziydi. kışın kurt inerdi. bölgeden bir arazi 18 yüzyıl sonlarında kaptanı deryaya tahsis edilince levend* adını aldı. bugünkü levent mahallesinin kurulması ise 1950lere kadar bekleyecekti*.

    eyüp ise bizans döneminden beri bir yerleşmeydi, sahabelerden eyüp el ensari ve ordusunun 7. yüzyıl sonunda kapılarına dayanıp bozguna uğradığı konstantiniyye surlarında yer alan bir bizans toprağıydı. 15. yüzyılda konstantiniyye osmanlılar tarafından alındıktan sonra fatih sultan mehmed, ilk kuşatmayı yapan eyüp el ensari'nin mezarını aratmaya başladı. kuşatmayı yapan müslümanlar, surların dışındaki bir manastır mezarlığının dışına gömülmüşlerdi. akşemseddin rüyaya yatıp mezarın yerini tesbit edince burası türbe yapıldı, ve üzerine görkemli bir cami yaptırıldı. cami son haline gelene kadar epey elden geçmiştir. eyüp uzunca bir süre şehir dışında bir köy, mezarlık ve ruhani mekan olarak kaldı.(tarîh-i sultan süleyman, nakkaş osman, 1580*)

    1680 yılında muhtemelen eyüp'ten, konstantiniyye'den gelirken bindiğiniz atla haliç kıyısına kadar gidip, kayıkla karşıya geçip, galata'dan yukarı ormanın içine doğru da eşrafın "delü mü sikdü acep?" bakışları arasında at üstünde gidebilirdiniz.

  • sonuna kadar destekliyor ve yürüyüşe katılanlara durmadan arabistan'a doğru devam etmelerini öneriyorum. bekleme yapmayın.