hesabın var mı? giriş yap

  • eger gercekten geldiyse ilk 11 soyle sekillenir:

    ---------------muslera
    mariano--maicon-denayer--linnes
    ---------ndiaye-----fernando----
    feghouli----belhanda---gary/tolga
    -----------------gomis

  • 10 kusur yildir yurtdisinda yasiyorum ve daha once bu kadar net bir sekilde farketmemistim, ya da uzerinde durmayip geciyordum. bugun daha yeni turkiye'den donmus ve bunlari dusunurken cogu seyi bir fotografla ozetleyebilecegimi dusunup o an gectigim sokakta bir fotograf cektim. simdilik burada dursun, tekrar donucem buna. (imgur acmiyor diyenler icin link : http://i.hizliresim.com/b44d8d.jpg)

    turkiye'de insanlar mutsuz. ılk farkedilen bu. kimse kimseyle diyalog kurmuyor. minibus soforune "iyi aksamlar" diyince bir garipseniyor, "bir altunizade" & "para ustu" harici bir sey duyulmuyor ornegin. metrobuse binemiyoruz diye agliyor insanlar ama giren bir adim atmiyor iceride, kapi onu tiklim tiklim sadece. hapsiran birisine "cok yasa" derseniz istem disi, cevap degil bakis aliyorsunuz.
    herkes kendi kuralini koyuyor, ya da toptan hic koymuyor. koyulmus ana kurallari ise hic sayiyor. adam yerin 55 metre altina inerken * onundeki ittiriyor, bekler misiniz diyince yandan onune geciyor, tekrar belirtince "gecerim?!" diyor. iceri sokan gorevli belirli araliklarla grup grup sokma yerine geleni yolluyor asagi. her yer, her sey bir duzensizlik.

    turkiye'de cocuk buyutmek de zor is. her kafadan bin ses. sokaktaki kadin "cocugunuz usutecek ince giydirmissiniz" demekten cekinmiyor. sutu soguk verince "bogazlari sisecek" demezse olecek insanlar var, o derece.

    40 dk boyunca trafikte takilmisken emniyet seridinden minimum 20 araba kacak olarak gitti. tam olarak ne oldugunu anlayamamakla beraber bir 20 kusur de resmi arac ve polis gecti. motorsikletle gecenin sayisi daha da fazla. polis bir tanesine bile ceza yazmadi, durdurmadi. bunlar hep normal geliyor ya size, iste farkedilenlerden biri de bu. ben yurtdisinda su ana kadar 1 tane bile emniyet seridinden giden araba gormedim desem?

    2 hafta turkiyede kalip bugun geri gelince kendimi truman showda hissetmemi saglayan seyler bu farkedilenler. karsidan gelen kisinin gulumsemesi, bir merhabayi & gunaydini& iyi aksamlari siradan bir sey gormesi. arabanin yol vermesi. bisikletle giderken haklarinin olmasi. bebek arabasiyla kaldirimda rahatca gidebilmek. kaldirim diye bir sey olmasi.

    burada kurallar var, duzen var. ya iyi vatandas olmayi seciyorsun, ya da zorla oluyorsun.

    fotografa geri donuyorum: http://i.imgur.com/nnapmjs.jpg ya da http://i.hizliresim.com/b44d8d.jpg

    yol iki seritli bir yol. bir seridin de bisikletlere ayrilmis ozel serit var. buradan arabalar gitmiyor, olur da giderse $100 cezasi var. diger seritte ozel bir bisiklet serit yok ama isaretten de gorulebilecegi gibi bisikletlerin araba seridinden gidebilecegi belirtiliyor. bir araba gelip arkadan korna vs calip hizli gitmesini, yoldan cekilmesini soylemiyor.
    tum kaldirimlarin engelliler (bu sayede bebek arabasi vs icin de) rampasi var. rampayi bloklayacak sekilde parketmemeniz gerektigini biliyorsunuz ama iyi vatandas olmayi secmeyip parkederseniz $100 cezasi var yine.

    sol-ileri taraftaki evde bir calisma mevcut ama etrafina tel cevrilmis ve kaldirima hala ulasilabiliyor. ulasilamadigi durumlarda yoldan biri serit yayalara ayriliyor ve etrafi cevriliyor.

    arabalar sehir ici maksimum 30 km ile gidiyorlar. 4 adet yaya gecidi var, araclar yaya gecidine gelmeden kontrol ediyorlar, yaya varsa bekliyorlar. bunu bilmeyen suruculer icin 2 adet uyari var; biri kaldirimda, biri yol uzerinde. ıyi vatandas zaten duruyor ama durmayan bir kere $200 oduyor ve artik durmaya basliyor.

    parkedilmesi yasak yerlere kimse parketmiyor. kavsaka 6, yangin musluguna 3 metre uzakta parketmeniz gerekiyor. kaldirimdan ise 30 cm'den fazla uzak parketmemeniz gerek. hepsinin ayri ayri cezasi var.

    hayatin herhangi bir anindan alinmis bir karede bile bu kadar sey farkediliyor iste..

  • help albümünün on üçüncü şarkısı, paul mccartney bestesi.

    bu şarkı, üç binin üstünde cover'ıyla guinnes rekorlar kitabına girmiş, tarihin en çok cover'lanan şarkısı olmuş. muhtemelen herhangi bir anda, yesterday'in herhangi bir versiyonu bir yerlerde çalınıyor.

    paul mccartney, vokal ve enstrüman olarak, şarkının kayıtlarında yer alan tek beatle olmuş. bu da o dönem için the beatles'ta ilk kez yaşanan bir durumdur.

    şarkıda paul'a dört kişilik bir yaylı grubu eşlik etmiş. yaylıların düzenlemelerine bakılırsa bu şarkı, klasik müzik unsurlarının kullanıldığı ilk pop şarkı olmuştur. prodüktör george martin, şarkıya yaylı enstrüman ekleme fikrini ilk dile getirdiğinde paul tarafından kabul görmemiş, "biz bir rock'n roll grubuyuz" cevabını almıştır.

    paul, şarkının melodisini rüyasında bulmuş. uyandıktan sonra unutmamak için piyanonun başına geçip çalmış. başka bir şarkıdan araklamadığından emin olmak için birçok kişiye dinletmiş, emin olduktan sonra sözleri yazmaya başlamış. bu aşamaya kadar "scrambled eggs" gibi sözlerle söylüyormuş.

    bu şarkı, beatles'ın hayran kitlesi bakımından da bir dönüm noktası olmuş. o zamana kadar gençlerin ağırlıkla dinlediği bir grupken, bu şarkıyla birlikte orta yaş ve daha olgun bir kitleyi de yakalamayı başarmışlar.

  • başlık: cuma namazında hoca yerimi değiştirdi

    1. önümdeki adamdan bakıyorum diye hoca yerimi değiştirdi beyler, sağımda solumda, önümde kimse yok biriniz yardım edin.

  • inen kedidir. merdivenlerin duvara birleştiği kısımdaki dekoratif taşların yer seviyesine paralel olması gerektiği sonucuna ulaşabilecek kadar zeki olan herkes bunu çözebilir.

    edit: resmin üst kısmındaki bölümün döşemenin üstü (yani katlarda üzerinde yürüdüğümüz kısım) olduğunu düşünen arkadaşlar olmuş, orda gözüken kısım bir üst katın döşemesinin alt kısımı (yani o katın tavanıdır) o açıdan bakılınca o şekilde görülmesi beklenen bir durumdur zaten. ayrıca entryde bahsettiğim taşlar merdiven süpürgeliğidir, her merdiven süpürgeliği o şekilde değildir bazısı bir bütün ve kesintisiz devam eden halinde, ancak bu fotoğraftaki gibi olanları için konuşursak o çıkıntıların uzun boyutlarının zemine paralel olması gerekmektedir. ki bu da fotoğrafta zeminin bizim baktığımız açıda olduğunu ve kedinin bize doğru geldiğini (kısacası indiğini gösterir). mimar değilim, lakin bir inşaat mühendisi olarak üç boyut algısı ve yapı ile ilgili bazı kavramlar açısıdan yeterli seviyede olduğumu düşünüyorum.

    ayrıca bir farklı husus ve yaklaşım da şudur: kedi ne iniyor ne de çıkıyor, çünkü bu sadece fotoğraftır, fotoğrafladaki görüntüler hareket etmezler. son olarak; zaten oynanmış ve sırf bu tartışmaya neden olması açısından dizayn edilmiş bir fotoğraf hakkında konuştuğumuzu da unutmamamız gerekir.