hesabın var mı? giriş yap

  • linc edildik demis. hayir yavrum ali ismail linc edildi. senin ise sucun sesli olarak soylendi sadece. ve insanlar senden farkli olarak sucunu seslendirmek icin goruntulerin cikmasini beklediler. (senin yapmayi tercih etmedigin bir sey bu)

    senin "e kadin oyle dedi" gibi cocuk bile kandiramayacak seviyedeki savunman, aslinda buyuk olcekte akp'yi desteklemek, akp secmeninin gozunde gezicileri seytanlastirmak amacini ve cikarlarin icin (bir zamanlar soylu olan) meslegini bu yolda kullandigin gercegini ortemiyor.

    herkesin hatalari vardir ama toplumunun %99'unun yanlisliklari ve karaktersizlikleri 1-2 kisiye zarar verir. siyasetci, gazeteci, fikir adami vb. isen hatalarin milyonlari etkiler ve gunahin milyonlarla carpilir. umarim cezan da milyonlarla carpilir.

  • yazılı gibi başlayıp sonunda sözlüye çevrilmiş cümle.

    - hocam müsadenizle önce kubarı basabilir miyim?
    + evinde niye basıp gelmedin çocuğum!
    - akşam aradım torbacımı ama telefona cevap vermedi ipne, sabah gelirken alabildim anca
    + doğru dürüst bi torbacı bulaydın kendine, otur sıfır!
    - o_0

  • yine bir cumartesi gecesi ve elbette kingo disco eşliğinde bira içiyoruz. "at gibi kadın" muhabbeti geçti programda, sevdiceğimi şöyle bir süzdüm. "hayırdır ata mı benzettin?" dedi. güldüm ama cevap vermedim. bir süre sonra "çok içtin bu gece." dediğimde söylediği söz şuydu sevgili sözlükçüler, hala unutamıyorum:

    "atın ölümü arpadan olsun."

    bebişim benim.

  • yazar arkadaş sanırım ortaçağ savaş düzenleri konusunda yeterli bilgi sahibi değil. hilal taktiği dediğin sahte geri çekilme sadece türkler tarafından değil dönemin tüm orduları tarafından kullanılırdı. roma döneminde bile hannibal aynı taktikle romalılara kök söktürmüştü. romalılar bu düzene çare bulamıyorlardı çünkü her defasında farklı bir stil ile yapılıyordu. 2 ordu savaştığında her zaman biri baskın gelir ve diğer taraf geri çekilmeye başlar. geri çekilen ordu genelde en ağır kayıpları geri çekilme esnasında verirdi. burada ki fark geri çekilen ordunun bunu bilinçli olarak yapması ve manevra kabiliyetidir. genelde ordusunda hafif süvari kullanan türkler bu konuda çok avantajlıydı fakat denk manevra kabiliyeti olan 2 ordu karşılaşınca hilal taktiği tutmaz. bunun en güzel örneği kösedağ savaşında moğolların anadolu selçuklu ordusunu hilal taktiğiyle yenmesidir. moğol ordusu, türk ordusu gibi hafif süvari ve atlı okçulardan oluştuğu için selçukluları çok rahat bir şekilde yendi. sahte geri çekilmeye karşı yapılabilecek en mantıklı şey atlı okçular ve hafif süvarilerin manevra yapamayacağı bir savaş alanı seçmektir. romalıların attilaya karşı yaptığı gibi yada memlüklerin moğollara karşı yaptığı gibi.
    avrupalı orduların ana saldırı gücü şovalye denen ağır zırhlı süvarilerde ve onlarda iyi bir saldırı için atlarına sürat kazandıracak düz bir zemine ihiyaç duyardı. sorun şu ki düz bir zemin seçersen hafif atlı okçularda etkin bir şekilde manevra yapabilirdi. burada bir nevi paradoks var, kazanmak için düz arazi lazım ama düz arazi düşmana daha çok yarıyor bu durumda kazanma şansın çok düşük oluyor.

  • (bkz: balkon)

    arkadaş sen nasıl rahat düşkünü,açık hava sevdalısı bir adamdın ki balkonu buldun? hiç mi korkmadın bunun altına da destek falan koymadık ama yıkılır mı acaba diye? pencere neyine yetmedi aq?

  • iran yine şaşırtmıyor.

    sonuçta sivil uçak ile savaş uçağını ayırt edemeyen gerizekalılar topluluğudur.

  • universiteden edindigi "ilk hafta yoklama olmuyor oglum, zaten hocalar da ders yapmiyor, ne gidicem okula yatarim evde oglene kadar." aliskanligindan kurtulamamis (zaten kolay da degil kurtulmasi en az 8 en fazla 14-15 egitim donemin ilk haftasini asmistir bu sekilde) yeni mezun arkadas dogal olarak "ilk hafta" olgusunu is yerleri icin de uygulayabilir. ama bu kisiler bilmez ki is hayatinin acimasiz dunyasinda "sen yeni basladin ise, ilk hafta gelmesen de olur, yoklama almiyoruz zaten" diye bir guzellik yoktur. is hayatinin acimasiz dunyasinda gunde 3'ten fazla tuvalete gitmek bile yoktur * benim guzel arkadasim.

  • adana büyükşehir belediye başkanınin, 29 kasım 2016 adana öğrenci yurdu yangını hakkinda yaptigi aciklama.

    simdi biraz empati yapiyoruz ve aklimiza o ani getiriyoruz. devlet babamizin bizi yönlendirdigi bir tarikatin yurdunda yangin cikti, 3.kattayiz ve cikis noktasinda yangin birden o kadar cok büyüdü ki, arkadaslarimizla asagi inemiyoruz. cigliklar, yüzlerdeki korkular, endiseler, panik havasi, kosusturan ögrenciler arasinda yangin merdivenine yöneliyorsunuz, alevler büyüyor ve karbonmonoksit gazi altinda nefes almakta zorlaniyorsunuz. yangin merdiveninin kapali oldugunu biliyoruz ya, bir umut belki yangin öncesinde bu sefer acmislardir. o noktada toplanan arkadaslarini görüyorsunuz, caresizce kapiyi zorluyorlar, bagris, cagris, cigliklar, öksürükler. oraya gidiyoruz, kapiyi bir-iki zorluyoruz, vuruyoruz, kirmaya calisiyoruz, elimiz aciyor, kaniyor, ama acilmiyor. caresizce etrafimiza bakiniyoruz, arkadaslarimiz hickirircasina agliyor, alevler bizim kati sarmis vaziyette, diger odalardaki camlara da ulasamiyoruz. ve cigliklar arasinda, endiseyle, ailemizle ve arkadaslarimizla son bir defa konusamadan, onlarin sesini dinleyemeden bekliyoruz.

    hayal kuralim biraz, empati yapalim. yapalim ki belki biraz utaniriz, belki 2 gün sonra unutmayiz.