hesabın var mı? giriş yap

  • alişan’ın meral akşenere söylediği söz.

    açıklama şöyle;
    meral akşener "biz iktidara gelirsek o sanatçılara selam vermeyeceğiz" dedi. bence selam falan vermeyi bırakın. iktidara gelirseniz bizi türk vatandaşlığından çıkarın.

    sırf bu yüzden meral akşener’e oy vereceğim. bir sebep daha çıktı bana.

    kaynak

  • izlediğim en güzel ve en absürd görüntülere sahip animasyon film, animasyon derken bile düşünüyorum cünkü bu tür filmlerin doğasına tamamen ters,yani karakterlerde ne alıştığımız amerikalı disney karakterlerinin sevimliliği ne de japon anime karakterlerinin hareketliliği var, diyaloglar nerdeyse yok denecek kadar az, romantik filmler neyse de bir çizgi filmde iki kişi nasil bakışarak anlaşir, bir çizgi karakterin gözlerinden nasil mutsuzluk fışkırır görmediyseniz, bu filmde görmeniz mümkün.

    konusu da enteresan, yetim torunu ve köpeği ile birlikte yaşayan yaşli madam suozonun tek isteği torununun bisiklet yarışında şampiyon olmasıdır, ama malesef torun yarışta kötü insanlarca, obezlerle dolu büyük bir şehre kaçırılır, olaylar gelişir.

    filmin en güzel yanı da her şey bir ritm üzerine kurulmuş gibi, bu yüzden diyalogun eksikliğini hissetmiyorsunuz, yani madam suozo nun sakat ayağindaki garip ayakkabısı ile her adım atışı, brunonun havlayışı, melankolik torunun pedal çevirişi bile bir ritm içersinde, buna bir de kurbağalari bile bir ritm duygusuyla yiyen belleville üçlüsünün müziği, new york göndermesi olan şehrin gürültüsü ve kötü adamların silah sesleri eklenince ortaya mükemmel bir senfoni çıkıyor. defalarca izlenebilir.

  • evveet, toplanın gençler anlatıyorum.

    anladığım kadarı ile, atalarımıza ait bu sözün nedeni iki farklı argümanla açıklanmaya çalışılıyor.

    bir grup diyor ki, "tarıma elverişli olmadığı için eskiden değersiz olan deniz kenarı arsalar hep kız çocuklarına verilmiş, o yüzden enişteler zengin olmuş"

    diğer grup ise "yok, kız tarafı düğün/dernek/çeyiz her türlü masrafı görür, erkek tarafından sadece ev istenir" diyerekten atasözümüze anlam yüklüyorlar.

    öncelikle ilk görüşün çok kolay çürütülebileceğini, bahsi geçen deniz kenarı bölgelerin muğla merkezden çok farklı sosyal ve kültürel yapıya sahip olduğunu, bir fethiyeli, bodrumlu, marmarisli, datçalıya "muğlalı" denmediğini, bahsi geçen sözün muğla ve çevresindeki merkeze yakın bir iki ilçeyi kastettiğini açıklamak gerek. ki, zaten birçoklarına göre o sözün orijinali "kız alacaksan ula'dan" şeklindedir. muğla'nın merkez nüfusu, denizin ve deniz ticaretinin etkisi yüzünden bahsi geçen kıyı ilçelerine göre demografik anlamda daha stabil bir görüntü arz eder. muğla bu deniz etkisinden uzak kalmış, bölgeye çok eskiden yerleşen türkmen boylarının nesiller boyu devamını sürdürdüğü bir toplum olarak yapısını korumuştur. diğer ilçeler ise daha karışıktır. ne bileyim, dalaman'da afrika kökenli siyahi vatandaşlar vardır misal. marmaris ve bodrum, adalar ile olan ilişkilerinden dolayı daha akdenizlidir. fethiye desen bölgeye komple yabancı olup daha çok teke yöresinin kültürel özelliklerini gösterir. o yüzden, atasözünde ifade edilen muğla, bugünkü il sınırları ile değerlendirilmemeli, sadece merkez (ula, yerkesik, yatağan vb.) olarak düşünülmelidir. neticede "prim yapan deniz kenarı arsalar" teorisi yanlıştır. kaldı ki, bahsi geçen arsalar sahiplerini 80'li yıllardan itibaren zengin etmeye başladığı için daha eski zamanlara ait "kız alacaksan muğla'dan" ifadesi ile belirtilmek istenen şeyin bu olamayacağı açıktır.

    diğer iddia bu bağlamda daha ağır gelmektedir, fakaat.. evlilik hayatını sadece düğünde getirilen üç beş parça eşyaya, bir iki takıya, düğünde içilecek üç beş şişe rakıya indirgemek hangi akılla izah edilebilir? deniyor ki, "kız tarafı düğünü yapar, erkekten sadece ev istenir".. ev diyorum lan? hayır, erkek tarafından da az şey istenmiyor ki? zaten, bu anlattığım şeyler eski zamana ait feodal adetler. böyle şeylerin üzerinde durulmuyor artık. geçiniz efenim.

    aslında bu iki iddia arasında güme giden gerçek, muğla kızlarının iyi huylu, akıllı, eli yüzü düzgün insanlar oluşudur. menteşe dediğimiz bu bölgede izleri hala açık şekilde görülebilen bir türkmen etkisi ve güzelliği dillere destan türkmen kızları varlığını sürdürmektedir.

    ayrıca bölgenin sosyoekonomik durumunun görece iyi oluşu bu kızları bir de bu yönden cazip hale getirdiğinden, civar bölgelerden (aydın - denizli) çıktığına emin olduğum bu lafın gerçek kaynağını şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklamaktadır.

    hayır, oturduğum yerden sallamıyorum, kendim aldım oradan biliyorum. tuğla falan hikaye, muğla insanı şahane..

    öhöm.. o değil de, fena övmüşüm. hanım okusa şuraları g.tü kalkar yemin ediyorum. aramızda kalsın o yüzden :)

  • dünyadaki bütün cinayetler öldürmenin gerekli olduğuna dair kendisine haklı gerekçeler yaratmış insanlar tarafından işlenir. geri kalanı kazadır.

    bir cinayete idam cezası istemek de "öldürmek lazım" tespitiyle, öldürmek için haklı gerekçe yaratmakla olur. idam cezasını isteyen, arzulayan biri özünde cinayet işlemek isteyen, arzulayan birinden farklı değildir. hani bazen filmlerde duyarız ya "bilmek istiyorum katil o sırada ne düşünüyordu" diye, idam cezası arzulayanlar bu şansa sahipler. onlar toplumsal hassasiyetleri arkalarına alarak rahatça öldürme fantazileri üzerinde keyif sürebilme lüksüne sahiplerdir. hatta bazen basit bir öldürme de tatmin etmez "alacaksın ona ve akrabalarına tecavüz edeceksin, sonra yavaş yavaş öldüreceksin" diye salya akıta akıta kendilerinden geçerler. ve bu insanlar gazete okur yorumlarında %48 olumlu puan alırlar.

    (bkz: aynısını ona da yapacaksın)

  • kişisel olarak başladığım herkesi de çağırdığım boykottur.

    bildiğiniz gibi geforce now turkcell anlaşmasıyla beraber türkiye'ye geldi, sunucular kuruldu, beta testi yapıldı, bugün de bir fiyat açıklaması yapıldı. bize reva görülen fiyatsa 75 tl.

    bu fiyat zaten bilgisayar alamayan insanlar için pahalı olduğu gibi, objektif olarak da avrupa ve amerika fiyatından daha pahalı. bize bu hizmeti daha pahalı olarak sunacaksanız neden türkiye'ye geldiniz ki biz zaten çok da yüksek olmayan bir pingle avrupa sunucularında daha ucuza bunu kullanıyorduk. üstüne vpn kullanmadan avrupa geforce nowına erişmemizi de engelliyorlar.

    kişisel olarak buna verecek param olmasına rağmen vermeyeceğim. sizi de bu boykota çağırıyorum, çünkü bu yapılan şey adil değil. biliyorum pek çoğunuz bu hizmeti bekliyordu, biraz daha da bekleyelim, çok isteyen de vpn kullanabilir her zaman. bu boykotu ekşi sözlük olarak yayıp devam ettirebilirsek turkcell de bir değişikliğe gitmek zorunda kalacaktır.

    son olarak size sesleniyorum cebinde buna verebilecek parası olan ve almayı düşünen insanlar, siz de bu boykota ortak olun ki bir şeyleri değiştirebilelim.

    edit: hepimiz türkiyenin ekonomik durumunun farkındayız. 5 dolarlık ürünün 5 liraya gelemeyeceği bariz. burada fiyatın avrupa ve amerikadan aynı para birimine çevrildiklerinde de pahalı olması durumu var. turkcell kar etmek için bunu yapıyor diyebilirsiniz, fakat oyuncular olarak bu karı karşılamak zorunda bırakılmamız kabul edilebilir bir durum değil. turkcell bu işe girişmeden önce biz bu hizmeti daha ucuza zaten kullanıyorduk. şu ansa avrupa sunucularına vpn kullanmadan erişmemiz engellendi. turkcell bize merhaba bu da daha az pingli ama daha pahalı gibi bir seçenekle gelmedi, bizi kendi hizmetine mecbur bıraktı.

    geforce nowı çıktığından beri kullanıyordum, turkcell olayını ilk duyunca heyecanlanıp sevinmiştim, ilk günden ön kayıt yaptırdım. fiyatı görünceyse bu benim verebileceğim bir para olmasına rağmen direkt boykota karar verdim, zira ben aptal yerine konulmaktan bıktım.

    pek çok kişi zaten bu ücreti ödeyemiyor, pek çok diğer kişiyse ödeyebilecek olmasına rağmen benim gibi düşünüp boykotu destekliyor. oldukça iyi bir sayıya sahibiz, oyuncular olarak bilinçli bir topluluğuz, boykotu uygulayabilirsek turkcell de fiyatta elbet bir düzenlemeye gidecektir.

    bu sürede, ekşide, twitterda boykotu güncel tutabilir, çevremizdeki insanlara yayabilir, gerekli kurumlara mailler atabiliriz.

  • milli değerleri varmış gibi görünen ahlaki değerleri olmayan hırsızdır. tanıdık geldi değil mi?

  • aynı durumu ben de yaşadım. 33 yaşında, lösemiden hayalleri olan kardeşimi kaybettim.

    4 yıl filan da beklemeden yengemi birinci senesinde dertleşmek için yemeğe çıkardım. haddim olmasa da beni seviyorsan söz ver, devam edeceksin diye söz aldım. ertesi sene nişanlandı, sevebileceği bir insan denk geldi ve gördüğüm kadarıyla da çok mutlu. instagram'da her fotoğrafına olmasa da onun mutluluğundan ailecek mutlu olduğumuzu belli eder arada bir kalp bırakırım.

    insanların mutlu olmasından mutlu olanlardan olabilirseniz, dünya çok güzel bir yer olabilir.