ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kitap yazmak isteyenlere tavsiyeler
-
yazmayın. yazılmış bir dolu kitap var zaten, sanki hepsi okundu da gidip bir de sen yazacaksın. okursam da siksinler.
uzun boylu az yağlı hafif kaslı mühendis erkek
kaan tangöze ile pide kuyruğuna girmek
-
(bkz: sıraya dizdin bizi pide)
3036 yılından geldiğini iddia eden adam
-
ülkece tek bir soru soracağımız adam.
gölge oyunu (film)
-
yavuz turgul filmi.
--- spoiler ---
gölge oyunu, hayal perdesinin beyazperdeye dönüştürüldüğü fantastik bir denemedir. olaylar ağırlıklı olarak rüya pavyon'da geçer. filmin modern komikleri, karabiberleri abidin ve mahmut siyasi bir taşlama içeren gösterilerini oynarken, pavyon müşterilerinin umurlarında değildir. tıpkı illüzyonistin gösterisini tek izleyen kişinin konsomatrislerden birinin pavyona getirmek zorunda olduğu kızı olması gibi. vardırlar ama sadece arkada bir fon olarak.
zaten filmin içinde de bir ara karagöz hacıvat oynatmaya soyunurlar. abidin ve mahmut'un gerek ezber yaptıkları, gerek kavga ettikleri sahneler bir karagöz hacıvat sahnesine artı boyutlar katılması biçimindedir. zaten kurnazlığı ve hoyratlığı abidin'i karagöz'e, naifliği ve efendiliği mahmut'u hacıvat'a yakın kılmaktadır. kumru'nun eline deve derisinden figürleri aldığı an, kimin kukla kimin kuklacı olduğu hakkında önemli bir tespittir. kumru'nun gölgeler dünyasındaki varlığı ile fiziksel varlığı sık sık birlikte sunulur.
kumru'nun annesini bulduğu hapishanedeki evrak memurunun gırtlağında bir iz vardır. buradan hareketle kendisini asmış olabileceğini çıkartabiliriz. bu durumda hapishane kendi canını almış insanların ruhlarının tutulduğu bir yere dönüşür. o ruhların salınması için bir fidye ödenmesi gerekir. bu durumda tıpkı hades'ten ölmüşlerini almaya giden bir mitoloji figürü gibi, istanbul'un yeraltı dünyasından edindiği iki rehberiyle, sağır ve dilsiz kumru amacını hiç unutmadan bir tomar parayı annesine ulaştırır. belki de hades'e geçerken verilen iki altın sikkenin modern karşılığıdır bu paralar.
bacakları karşılığı sesini vermiş küçük denizkızı gibi süzülür kumru. konuşmasına gerek yoktur, gözleri anlatır. duymasına gerek yoktur, hisseder. unutulmuş, bastırılmış, geride bırakılmış travmaları açığa vurur. çapkın abidin'in nasıl bir zamanlar sevdalı bir aşık olduğunu, kadınlardan uzak duran mahmut'a yapılanları, abidin'in annesi tarafından terkedilişini öğreniriz, çünkü kumru kördüğüm dilleri çözebilir ve taş kesmiş yürekleri eritebilir.
yaşlı ev sahibesinin ölememesi ve uyuyamaması da mitolojiden izler taşır. adeta dişi bir sisyphos gibi ıstırap çekmektedir. adeta dişi bir tithonus gibi eriyerek, yaşlanarak ölümsüz olabilmiştir. kumru'nun onu sonsuz bir uykuya yatırabilmesi onun morpheus'la bağlantısını oluşturur. belki de kumru phantasos'tur, mropheus'un sahte illüzyonları gösteren kardeşi.
fotoğrafçı da güzel bir ayrıntıdır. "şimdiki gibi polaroidler yoktu" demesi bile, resmin karanlık bir odada gün ışığı görmeden belirmesine işaret eder ki o da uyku tanrısının, somnus'un ışık görmez mağarasına atıf gibidir. fotoğraf karesi bir görüntüyü hapsedebiliyorsa, ölüm de ruhları hapsedebilmektedir. o yüzden bir fotoğrafçıdan daha iyi bir aday olamaz ölecekleri görmek için. fotoğraf'çının kumru'nun annesinin fotoğrafına bakarak söylediği, "yaşıyor da diyemem, ölmüş de" lafı tam da o araf halini ifade etmektedir.
film tıpkı bir senfoni gibi akar. herbir sahne filmin bütünselliğiyle flört halindedir. mekan kullanımları dört dörtlüktür. pavyon, hapishane, hastane, bekar odası... hepsi abartısız ama vurucudur.
gölgeler gerçeklerden daha mı gerçektir? kumru sağır dilsizdir ama gerçektir. konsomatrislerin sermayeleri olan dilleri müşterilerini bir hayal dünyasına hapsedecek bir araçtır. dil yalan söyler, kulaklar yalan duyar.
varlık sanılan gölgelerin, gölgeye dönüşmüş varlıklardan daha gerçek olduğu bir masal izlemişizdir. kendimize bir iyilik yapmışızdır. küçük adamların kocaman gölgelerinin karanlığında boğulurken, gölge oyunu bizi ışığa boğmuştur.
--- spoiler ---
ghosting
-
ne olduğunu yeni öğrendim ve fark ettim ki ben yıllardır yapıyorum bunu. sanıyorum ki kimse için cidden değerli olmadığını bilen kişiler yapıyor şu zıkkımı.
her ne kadar genelde depresif bir modum olsa da insanları güldürmeyi severim. çalıştığım, takıldığım her mekanda insanları etrafıma toplayıp bir şeyler anlatmayı, kendimi dinletmeyi bir başarı sayarım ve bilirim ki gittiğim gün kimse arayıp sormayacak, adımı bile hatırlamayacaklar.
8 yılı beraber geçirdiğim, yediğim içtiğim aynı olan çocukluktan arkadaş grubumun (ki onları da bir araya getiren bendim) orta okuldan mezun olduktan sonra beni dışlaması sırasında kimse için cidden değerli olmadığımı ve olamayacağımı anladım. sonraki ilişkilerimde insan biriktirmeye karşı oldum, hep bir şekilde yok oldum.
hatta çalıştığım yerden birden istifa ettikten aylar sonra ısrarla arayan çalışanlardan birine bir akrabamın ağzından öldüğüm haberini vermiştim de nedenini bile sormamışlardı. yıllardır beni ölü bilen çok insan var.
insan sevmiyorum, hep ondan oluyor.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: o değil de halil altıntopa helal olsun amk
1. adamı bugünkü trabzonspor elazığspor maçında gördüm hemen ardından da beşiktaş galatasaray maçında gördüm amk hala deli gibi koşuyodu sporcu dediğin böyle olur işte
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
mazhar alanson'un sanatçı genci yayından kovması
-
mazhar alanson'a hak verenler olaya bardak yönünden bakmış. çocuk anladığım kadarıyla onları çiziyor yani süblimasyon bir baskı yapmıyor. özetle stüdyodan kovulan bardakçı genç değil ressam bir çocuk. tuvalinin bardak olması yaptığı sanatı niye alaşağı etsin ki?
öte yandan şakayla karışık çocuğun kovulması oradaki izleyicilerde gülümseme ve alkışa neden oluyor hatta sunucu da kahkahayı patlatıyor. işin burası daha da enteresan bence. kovandan çok kovmasına izin verenlere kızdım ben. yazık.
aleyna tilki'nin yeni klibinde iyice coşması
-
liseli kıyafetiyle okul çıkınşında motoruna bindiği adam 40+ yaşında, gittiği partideki ortalama yaş 30 civarı
amacınız ne lan sizin pedofiliyi iyice azdırmak mı? zira beyaz donuna azmadım aleynacığım.
500t'nin il olması
-
tiz vakitte gerçekleşir umarım. metrekareye 93 insan düşüyor mına koduğumun otobüsünde!
evrim teorisi
-
evrim teorisine inanmayanlardaki en büyük mantık hatası, evrim teorisini bilenlerin buna "inandıklarını" sanmaları. evrim teorisine inanılmaz, evrim teorisinin gösterdiği bilimsel gerçekler "görülür". cahilsen, bakmasını bilmiyorsan, ya da kafan çalışmıyorsa bu evrim teorisinin sorunu değil, senin sorunun.