ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lost
-
- sana adanın gizemini anlatayım mı?
- anlat.
- anlat demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
- e anlat ulan.
- ehehe anlat ulan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
- anlat laaaan.
- anlat laaaan demekle olmaz. sana adanın gizemini anlatayım mı?
...
300 kmh ile bariyere giren motorcu
-
ibreye doğru eğildiğinde oluşan aerodinamikle dengeye ulaşan motor, salağın doğrulmasıyla tamamen bozuluyor ardından kontrolü kaybediyor. bunlar hep fizik. fizik, aerodinamik bilmiyorsan o hızları yapmayacaksın. gerçi o hızları hiç bir türlü yapmayacaksın da işte, ne diyelim doğal seçilim.
kadınların güzel gözüktüğünü sandığı şeyler
-
upuzun takma tırnaklar, arı sokmuş gibi şişkin dudaklar
fantastik ekmek arası icatları
hoh deyince sıcak püf deyince soğuk hava gelmesi
-
insanı düşününce, hayretten hayrete koşturan bir akciğer mucizesi!
hohlamada da püflemede de akciğere giren havanın, hohlarken ısınıyor olmasını mantık hafzala alırken, üfelerken nasıl oluyor da o hava ısınmıyor muazzam bişey!
bu entrimle asrın tespitini bile yapmış olabilirim. tarihe not düşülsün.
(bkz: ameliyatlı yerime çok vurmazsanız müteşekkir olurum)
b şk fzl sn ii gclr by
sayısal loto'daki inanılmaz tesadüf
-
yıldırımcığım bu kadar yapma çok dikkat çekiyor.
arda kural
-
şizofreni teşhisi konulmuş bir adam için "kimya teknisyeniymiş gitsin çalışsın" diyen cahil ötesi sözlük yazarlarının olduğunu ortaya çıkarmış eski oyuncu.
iş mülakatlarında sorulan sinir sorulara cevaplar
-
- ücret beklentiniz ne?
* siz ikea'ya gittiniz mi?
- ?? evet gittim
* bütün mobilyaların üstünde fiyat etiketi var değil mi?
- evet
* peki hiç mudo'ya gittiniz mi?
- evet
* mudo'da bir ağaç var üzerindeki fiyat etiketini gördünüz mü?
- evet
* işte o ağaç benim.
dur lan sonucu yazmayı unutmuşum: bir, dayak nedir? iki, neden atılır?
the evil dead
-
sinemada 80'li yıllara egemen olan "düşük bütçeli, kendine has prodüksiyonlu, toplama oyunculu filmler" tanımı altında hakkında sinema okullarında dersler bile verilen "slasher" türünün ilk öncüsü diyebiliriz the evil dead için. sam raimi, müthiş zekasıyla, sanki bir korku parodisi yapıyormuşçasına sahneleri amatörce çeker; bu amatörlüğün içinde 10 bin dolara yapılabilecek en muhteşem dekorları, kamera hilelerini, makyaj efektlerini ve kamera açılarını kullanır; buna rağmen seyirciyi koltuğuna kilitlemeyi başarır. devam filmlerinde gösterdiği başarı da bunun cabasıdır.
sam raimi'nin yıllar sonra prodüksiyon zenginliği* kazanmasından sonra drag me to hell gibi güncel korku filmlerinde bile the evil dead etkisi görülür.
yıllar sonra the cabin in the woods başyapıtı ile bu ve beraberinde getirdiği tüm slasher filmler aşırı ağır bir dille tiye alınmıştır. yaratıcı da denilebilir.
yurtdışına gidenlerin geri dönmeye başlaması
-
bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.
bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *
3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.
zorluklar kısmına gelecek olursak da;
yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.
ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.
özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.
facebook'ta okul adını ingilizce yazmak
sergen yalçın
-
del bosque ye ayar verirken rıdvanın ayarına maruz kalan eski futbolcu, yeni futbol yorumcusu..
güntekin onay: del bosque’yi anlatır mısın biraz sergen?
sergen yalçın: adama kamp dediler, ‘o ne’ dedi. kamp yaptırmamış ki hiç, kampın ne olduğunu bilmiyordu.
rıdvan dilmen: ne üzülmüşsündür sen de kamp olmadığına..