hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: allah'ım gol)
    15 dakikadır izliyorum adam hat-tricke koşuyo yeminle..

    fatih: silah saklamışlar devleti kandırmışlar
    kılıçdar: ne kandırması herşeyden haberleri var.
    fatih: valiler saklamış
    kılıçdaroğlu: al o zaman valileri görevden. neden almıyorsun alamıyorsun...

    devlet içinde paralel yapı olmaz.
    eğer bu durum oluştuysa, onların döneminde oldu.
    genel müdürü, müsteşarı ben atamadım onlar atadı.
    düne kadar kolkola gittiğiniz adama terör örgütü diyorsunuz.
    fatih: kandırmışlar ama
    kılıçdaroğlu: çocuk musunuz devlet yönetiyorsuz. kandırılıyorsanız devlet yönetemezsiniz...

  • muhtesem hizmet. sanirim turkiye toptan "is nasil yapilmaz" konulu bir deney calismasi, ttnet de bu amacla kurulmus bir sirket.

    aktarma yapmak icin ataturk havalimani'nda bulundugum sirada, turk sim kartim olmadigi icin haberlesmek icin internet'e gireyim dedim. baktim ttnet wifi diye bir ag var, hah dedim ne guzel wifi hizmeti koymuslar girer baglanirim.

    baglandim, kayit olmam gerektigini soyledi. ala. gunluk ucret 20tl, pekala. kaydolurken baktim telefon numarasi sordu. sebep ? napacaksin ki telefon numarasini ? aa demez mi sms aticam, kod gondericem. lan niye ? zaten bu hizmet baska sekilde iletisemeyen adam icin degil mi ? yok ki baglantim ? yanimda bir sekilde almanya'dan aldigim bir sim kart oldugu icin onu takip denedim. zar zor sms'i aldim, kredi karti sordu yazdim bilgileri. "devam". sonuc: "bu hizmeti satin alamazsiniz". sebep ? belli degil. artik tipimi mi begenmedi, esref saatine mi denk geldik bilemiyorum.

    islemi bastan baslatayim dedim. a aaa, surpriz. "bu hesap zaten kayitli". tamam canim kardesim, az once ben kaydoldum, biliyoruz. simdi o hesaba hizmet satin alayim. "bu hizmeti satin alamazsiniz". lan niye ?

    tamam dedim allah belani versin, hesabi sil dedim (kendi terminolojileri ile "beni unut", bir de tribal romantizm yasatiyor pezevenk). simdi, hesabin silinmesinden beklenti belli. hesabi sileceksin, onunla ilgili herhangi bir kayit olmayacak ki dogal olarak tekrar kaydolabilecegim temiz temiz. tekrar deniyorum "bu hesap zaten kayitli". e sen neyi sildin az once bre deyyus ?

    neyse, faydali hizmet. internet'e baglanamiyorsunuz ama aktarma ucaginizi beklerken vakit geciyor. bu gerizekali ile ugrasmaktan tuvalete zor girdim, ucagi kaciriyordum.

    bakin benzeri hizmetin bir cok havalimaninda ucretsiz oldugundan hic bahsetmedim bile. ucretsizi gec, parasiyla giremiyoruz.

  • 20 yıl sonra bir gençlik dizisinde idealist bir basketbol koçunu canlandıracak oyuncu kişi.

  • tarihi bir olay.

    barış özcan canlı yayınına katılarak izledim. öncelikle; giordano bruno, galileo galilei, johannes kepler, albert einstein, tycho brahe, batlamyus vb bilim adamlarının biyografilerini okudum. cosmos a spacetime odyssey serisini vb. türde onlarca belgeseli izledim. carl sagan, neil degrasse tyson, michio kaku, stephen hawking konuşmalarını da az çok dinledim, seyrettim. yani demek istediğim kendimce bir ilgim ve bilgim var.

    bugün bunu izleyenler tarihi bir olaya tanıklık etti. bunu nasıl açıklayabilirim diye düşünüyorum. şunu söylemeliyim, bunun önemini kavrayabilmeniz, sizin ne kadar ileri görüşlü olduğunuzla ilgili bir d
    urum.

    2021 yılında mars'ta bulunan gölün yüzeyinde exomars aracı çalışmalara başlayacak. belki de içilebilir bir su bulacak. belki de yeni bir yaşam formu keşfedecek. tıpkı bizim dünya üzerinde hala daha yeni canlı türleri keşfettiğimiz gibi.

    hep uzaylıların dünyayı istila ettiğine dair filmler izledik. belki de o istilacılar biziz, bir başka yaşam formları için. fakat insan öncelikle kendi türü için endişeleniyor.

    peki dünyanın 3,5 milyar yıl önceki haliyle bugünkü mars'ın aynı olduğunu düşünürsek? hani yaşamın ilk başladığı zamanlar.. ya o gölün içinde tıpkı alglere benzeyen canlılar varsa?

    insan mars'a gidebilir ve mars'ta uygun yaşam koşulları oluşturabilirse yeni gezegenlerin keşfi ve gezegenler arası seyahat kaçınılmaz olacak.

    araştırmalar dünya’nın 4.54 milyar yaşında olduğunu gösteriyor. geriye ne kadar ömrünün kaldığıysa öngörülemiyor. zira bu karmaşık bir konu. fakat olası savaşlarda patlatılan nükleer bombalar bile hem dünyanın ömrünü kısaltabilir hem de insan kendi türünün sonunu getirebilir. su azalıyor, dünya ısınıyor, kaynaklar tükeniyor. dünyadaki yaşama elverişli ortam giderek yok oluyor.

    geçmişte de olduğu gibi keşfedilenler, yaşamın sırrına ışık tutacak...
    böylece varoluş sancıları biraz daha azalacak...

  • kucağımın sahibi, küçük yaşımda üzerinde "annecilik" oynadığım bir tanem.

    eve ilk geldiği gün geliyor aklıma. annem maviş bir battaniyeye sarmış ufaklığı, nasıl çirkin! ben 12 yaşımdayım. kıskanmak bana artık yakışmayacağı için içimden gelen hiçbir yorumu yapamıyorum. ellerini tutup "hoşgeldin" diyorum sadece. sonraki günlerde de hep ve sadece izliyorum uzaktan. o çirkin bebek büyümeye başlıyor, güzelleşiyor, konuşmayı öğreniyor, 3. kelimesi "abla" oluyor.. sokakta oynarken eve koşup tüm teriyle, pisiyle sarıldığında kızamadığım, eşyalarımın hepsine ortak çıkan, özenerek hazırladığım dönem ödevimi parçaladığında bile bir fiske dahi atamadığım, öncelikliliğinden sıkıldığım halde kendimden öne koyduğum biri olup çıkıveriyor.

    şimdi;
    "nur içinde yat" bile diyemediğim canımın parçası..
    7 sene önce bugün korkunç bir trafik kazasında babacığımla beraber hayata gözlerini yuman miniciğim! denize uçan küçük bedenini o kadar aramaya rağmen bulamadığımız bebeğim! mezarına kendi yerine en sevdiği kıyafetlerini koyduğumuz yavrucuğum! özledim! ne güzel doğmuştun, yitmek neden?