hesabın var mı? giriş yap

  • - yemek esnasında daha yemeğin tadına bakmadan, yemeğe tuz katıyorsun, bu önyargılı olduğunu gösterir.

    - hayır, bu tarz ortak yemek mekanlarında az tuzlu yiyebilecek insanlar düşünülüp, yemekler genelde çok az tuzlu veya tuzsuz yapılır, bense kendime göre daha tuzlu yediğimden içine hemen tuz atarım, bu da benim geçmiş tecrübelerimden iyi ders çıkardığımı gösterir.

  • ince'ye değil bakanlık selam verilmez.

    oğan için türk dünyası ile ilişkiler bakanlığı bence de şık olacaktır.

  • iki sayının çarpımı, bu iki sayının logaritmalarının toplamlarının ters logaritması*dır mantığından ( c=a*b => log(c)=log(a)+log(b) ) ve iki uzunluğu toplamanın bu iki uzunluğu uc-uca eklemekle elde edilebileceği gerçeğinden yola çıkılarak icat edilmiş, asıl olarak kolay çarpma/bölme yapma ve logaritma* alma işlemlerini yapan düzenek *.

    asıl düzenek boyları logaritmik olarak işaretlenmiş iki cetvel*'den ibarettir. çarpma işlemi şöyle yapılır:

    cetvellerden her birinde çarpılacak bir sayının yeri bulunur. bu noktaların cetvellerin başına olan mesafesi bu sayıların logaritmaları ile orantılıdır (log(a) ve log(b) değerleri uzunluk olarak elde edilmiş olur).

    bu iki uzunluk uc-uca eklenir (böylece log(a)+log(b) yani logaritmarın toplamı bulunur. bu log(c)'ye eşittir).

    toplam mesafe'nin denk geldiği yerdeki değer cevtellerden birisi üzerindeki skaladan bakılarak ters logaritma dönüşümü yapılır yani log(c)'den c değeri bulunur. böylece a ile b çarpılmış olur.

    bölme için uzunlukların toplamı yerine farkları alınır (mesafeleri uc-uca eklemek yerine kıç-kıça hizalayıp başlangıçları arasındaki farka bakılır). cetvelleri titretmeden, kolayca ve hassas olarak hizalamak için sıkı bir sürgü mekanizması kullanılmaktadır.

    elinizde logaritma, ters logaritma, çarpma ve bölme işlemleri olunca üst alma işlemi de rahatlıkla yapılabilir hale gelir... (log(a^b) = b*log(a) eşitliğinden)

  • tamamen hurdacı, tamirci, motorcu çöplüğüne dönmüş bulunan discovery'nin through the wormhole ve bear grylls programları dışında national geographic karşısında fena ezildiği karşılaştırma. elbette korkusuz balıkçılar, akvaryum dünyası, cesar millan gibi gerzek programlar nat geo'da da var ama başta astronomi olmak üzere bilim ve vahşi yaşam belgeselleri discovery grubundakilerden çok daha kaliteli ve sürekli yenileri geliyor. discovery science sürekli eski belgeselleri yayınlıyor hatta.

    not: bu entry'yi yazarken fark ettim ki, ben reality show'lardan tiksiniyorum ve discovery fena halde reality show bataklığına gömüldüğü için kendisinden soğumuşum.

  • cin'de mevsiminde cok sik tuketilen bir meyve turu. disinda kestaneye benzer bir kabuk vardir, ancak kabugu soydugunuzda icinde yumusak, sulu ve seffaf bir katman vardir super tadi olan. tadi sekerli ve cok lezzetlidir. dis kabugunun rengi yesilden koyu kirmiziya kadar degisir. koyu kirmizi olanlari tavsiye edilir. daha onceki entrylerde, cekirdeginin cok buyuk oldugundan bahsedilse de, bir cok turunun cekirdegi ufaktir ve yemeye uygundur. ozellikle cin'in hainan adasinda yetisen turleri cok cok lezzetlidir.

    turk bunyelerde ay cekirdegi etkisi yapar. mevsiminde her aksam eve gelmeden bir kilo alir ve basina oturunca da bitirmeden kalkamazsiniz. afrodizyak etkisini test etmedim, o konuda bir sey soyleyemeyecegim. lakin insanin icinde hafif bir alevlenme yaptigi ve hatta yuksek miktarlarda tuketildiginde yuzde buyuk sivilcelere yol actigi gorulmustur. kisacasi, her ne kadar harika bir meyve olsa da, kararinda tuketilmelidir. mevsimi nisan-temmuz aylari arasidir. turkiye'de nasil yazlari yol kenarlarinda kavun-karpuz sergileri aciliyorsa, guangdong'da da yol kenarlarinda lici tezgahlari acilir her yaz.

    narin bir meyve olsa da bir sure buzdolabinda saklanabilir. lakin alir alinmaz tuketilmesi her zaman en uygun olanidir. zaten yemeye baslayinca bitmeden duramayacaksiniz.

  • müthiş nesil en sevdiğim nesil.. kapladiktan sonra kapanmayan defter kitap kapaklarına aşırı maruz kalmistir.. şimdiki bebeler gibi belese kitap gelmiyordu tabi o zamanlar parasini verip aliyordu bu nesil kiymetini bilirdi o yüzden esyasinin

  • futbolun kimseye olmadığı kadar di maria'ya iade-i itibar borcu vardı. real madrid'de en iyi oynadığı maçlarda bile ronaldo övülüyor, her şey ona yazılıyordu. bugün de messi konuşulacak ama biz futbolseverler, futbolcuseverlerin aksine onun hakkını vermeye devam edeceğiz.

  • "ajda pekkan, şarkıda "arada sırada aklıma geliyor." diyor.

    bu yaşta, o kadar geldiğine dua et. babaannem senin yaşındayken, kenan evren'i kocası sanıyordu..."

  • dinlediğinizde katıla katıla gülmenize* sebep olan fıkralardır. örnek vermek gerekirse:

    isa mesih, bir gün çölde gezinirken, ağlayan bir ihtyar görmüş ve yanına yaklaşıp, derdini sormuş. ihtiyar:
    - kaybolan oğlumu arıyorum ama artık umudu kesmek üzereyim..
    deyince isa mesih yaşlı adama acımış ve:
    - oğlunu beraber arayalım..
    demiş. ve sonra sormuş:
    - peki, oğlunu tanıyacağımız bir işaret, bir iz var mı? mesela doğum lekesi filan...
    ihtiyar:
    -evet, oğlumun ellerinde ve ayaklarında çiviler vardı...
    isa mesih'in gözleri dolmuş ve haykırmış:
    -baba!!!
    ihtiyar da haykırmış:
    -pinokyo!!!

  • uçağa, kalkışa yarım saat kala binmek ve hemen uykuya dalmak. on beş dakika sonra uyanıp, uçağın indiğini sanmak ve el bagajını alıp uçağı terk etmek.