hesabın var mı? giriş yap

  • daha çok sahur için bile kullanılabilecek sevimli yemekler.

    ben de ekleyeyim iki tane:

    1. anneniz tavuk haşlarken -suyunu kullanmak için- o haşlanmış tavuğu alabilirsiniz.biraz tuz sıcak sıcak netten kemal sunal filmleri eşliğinde güzel gider. bu bir gelenektir bende.

    2. fıçı kornişon turşusu, 2 dilim kızartılmış sucuk, 2 dilim salam*beyaz peynir ya da kaşar ve yanına çay. evet sahur menum belli oldu.

  • uçağa, kalkışa yarım saat kala binmek ve hemen uykuya dalmak. on beş dakika sonra uyanıp, uçağın indiğini sanmak ve el bagajını alıp uçağı terk etmek.

  • rizespor taraftarının haklı isyanı. ağların yırtık olması kuşku uyandırıcı. gollerin bazıları değil, neredeyse bütünü usulsüz. ayı gibi vuruyorlar toplara.

  • "neden ?"

    aklımda sadece bu sorunun dönüp dolaşmasını sağlayan bir işkencedir bu...

    "neden ?"

    hala içimde bir yerlerde dağınık bir şekilde duran tüm o özlem, sevgi, aşk kırıntılarını kalbime gelişi güzel tekrar saçan bu telefon neden ?

    işte yine o ses...tüm "hayır"’ların "evet" gibi geldiği, telefonun bir yanından girip öteki yanından çıkarak sımsıkı, ama sımsıkı sarılma isteği uyandıran o ses.

    nedendir bu aramak ? herşeyi mahveden sen.. aldatan ve çekip giden sen...bir türlü sana yetemeyen “beni” tekrar aramayı düşünmen neden ?
    yıllar sonra, bir kez daha, herşeye rağmen tekrar deneyelim dediğim zaman arkanı dönüp de “bu eleman kenarda dursun...şööle bi etrafa bakalım..daha iyisi var mı acaba ? ” diye başkalarıyla denemeyi isteyen sen; herşeyi ikinci kez elinin tersi ile ittikten sonra bu ağlamaklı ses neden ?

    yine denedin ve yine mi olmadı ?
    kimseler sevmedi mi seni ya da sen umduğun gibi sevemedin mi ?
    seni sadece “sen” olduğun için seven,
    gözlerinin en içine “ben” gibi bakan biri daha çıkmadı mı ?
    umutsuz musun ?
    ya da ;
    mutsuz musun ?
    artık hiçbirşey eskisi gibi olamayacak karamsarlığı içinde yorgun musun ?

    eğer öyleyse ,
    ben” gibi olmuşsun.
    ne üzücü ki neler hissettiğimi anlar olmuşsun.
    “ne olurdu sanki yok etmeseydin herşeyi, ve ben en çok sevdiğim kadınla mutlu olsaydım” diyen ben gibi zamana mağlup olmuşsun.

    gördün mü bak ne kadar zor geçen zamanı geri döndürmek..
    ve o zamanla gidenleri tekrar yerine getirmek..
    ne kadar zor tekrar güvenmek..
    ve aslında ne kadar acı ilk fırsatta yine çekip gideceğini bilmek..
    ama daha kötüsü..
    belki de en kötüsü..

    ne kadar yazık seni bu kadar çok sevmiş olmak ve ilk görüşte seni seçmek.
    bir daha kimseyi bu kadar sevemeyeceğimi bilerek..

  • bir yorgunluk vardi uzerimde. arka arkaya bir kac gun surunce, "doktora gideyim" dedim kendime, "bu yogun tempoda bu sekilde dayanmak zor". bir hafta kadar oyalandim, ve sonra, bir gun girdim o lanet pahali hastaneye..

    bir kac test yaptirdi doktor, sonra bir kac tane daha. ben "kimbilir ne bulacaklar?" diye dusunuyordum. ama daha cok, bir sonraki hafta yapacagim yurtdisi seyahatteydi aklim. zaten yorgundum, 5 gun toplanti, sonra geri donus, ve bir sonraki seyahat.

    geldi doktor, elinde bir dosyayla, ben kapinin onunde, "buyrun" dedi, "konusalim".

    sonrasi biraz bulanik. "soyleyebilirsiniz" diye cevap verdigimi hatirliyorum, "aileniz gelene kadar bekleyelim" dediginde. bir de "pankreas kanseri" dedigini. cok dinlemedim anlattiklarini, biraz da kacarcasina disari attim kendimi.

    tanidigim bir hastalik degildi, ama okumustum daha once neler yapabildigini, ne kadar hizli etkiledigini. ailem sehir disindaydi, kardesim yurtdisinda.. kimseyi arayamazdim, aramak istedigime de emin degildim zaten. 4 gun evden hic cikmadim, televizyon acmadan, kitap okumadan, muzik dinlemeden, sadece camdan disari bakarak gecen 4 gun. isyerinden ariyorlardi, acmiyordum. (kovmus zaten patron beni, 3 gunun sonunda). ne yapacagimi bilmezce yurudugum 3-4 gun geldi sonra. butun gun, yavas bir tempoyla yuruyup, eve sizacak kadar yorgun dondugum gunler.. baska turlu uyuyamiyordum cunku.

    sonra ne mi oldu? bir gun yururken, bir hastane gordum yolda, "ne yapabilirim?" diye sormak icin girdim, doktor soruyu yonelttigim anda "kocaman kanli canli adamsin sen, nasil olur, olmaz boyle sey" dedi, yeni testler, ve sonunda ortaya cikan bir enzim problemi. 3 ay hap kullandim, gecti. yilda bir kontrol dediler, onu bile yapmadim.

    tanim mi lazim? vereyim: doktor dovduren hastalik

  • bir konu hakkında karar almadan önce uyumayı öğütleyen ingilizce tabir

    harvard tıp fakültesi'nde psikiyatri profesörü olan dr. robert stickgold da, "sorunları uyurken çözeriz." diyor.

    aslında bunu yapmamız gerekir. beyin geceleri bağlantı bulma işini yapar, bu yüzden uyandığımızda farklı bir bakış açısına sahip oluyoruz. bu başlangıçta zor gelebilir, ancak bununla savaşmak yerine, geçmiş günü her gece gözden geçirilmesini kabul etmenin yolları vardır, böylece tüm hayatımız uykusuz bir sorgulamaya dönüşmez.

    ilk adım nasıl çalıştığını anlamaktır.

    beyin uyku sırasındaki sorunları nasıl çözer?
    uyanık olduğunuzda ve zorlu bir problemin üstesinden gelmeye çalıştığınızda, başvuracağınız yaklaşım genellikle bir parça kağıt alıp artıları ve eksileri listelemektir. ancak genellikle çok fazla öğe var ve her birinin önemini nasıl yeterince derecelendireceğinizi bilmiyorsunuz, dolayısıyla "bunun size faydası yok" diyor stickgold.

    ancak yatağa girdiğinizde beyin bir triyaj yapıyor, "günün olaylarını tarıyor ve yarım kalanları görüyor" diyor. bu, bir şeyin gerçekleşmesi sırasında veya hemen sonrasında meydana gelen duyguları, "duygusal vızıltıları" olan şeyleri seçmektir. beyin, bu hafıza "etiketlerini" olayın önemli olduğunu ve çözülmesi gereken daha çok şey olduğunu gösteren göstergeler olarak kullanır. temel olarak beyin "sanırım sana yardım edebilirim" diyor.

    bunu iki unsur sağlıyor. prefrontal korteks kapanır. beynin bu kısmı (rasyonel düşünmeyi ve dürtü kontrolünü içeren) idari karar almayı yönetir, ancak artık fikirlerin yerleştirileceği kritik bir sınır veya kategori yoktur. stickgold'un dediği gibi, "beyin, fikirleri arka planda özgürce ilişkilendirebilir ve işleyebilir."

    uykunun rem aşamasına girdiğinizde nöromodülatörler norepinefrin ve serotonin kapatılır. norepinefrin acil, somut sorunlara odaklanmayı artırır. "son teslim tarihine yaklaştığınızda birisinin 'harika fikrini' duymak istememenizin nedeni budur" diyor.

    serotonin kapatıldığında ne olduğu hakkında çok az şey biliniyor, ancak stickgold bunun beyni daha gevşek bağlantıları değerli olarak tanımlamaya yönlendirdiğini öne sürüyor. her iki nörokimyasal da uzaktayken fikir parçaları bir araya gelebilir. stickgold, "asla fark edemeyeceğiniz zayıf ama önemli çağrışımların keşfini geliştiririz" diyor.

    sonuç olarak, ertesi gün aniden bir karar ya da düşünce ile uyanırsınız. bu, mutlaka açıklayamayacağınız içgüdüsel bir karar gibi gelebilir. bu son kararınız olmayabilir ama bir şeyler değişti. stickgold, "uyuduğunuz zamankiyle aynı noktada değilsiniz" diyor ve her şeyin açıklanamayacağını ve bilimin, verdiğiniz kararın doğru olup olmadığını hesaplayamayacağını ekliyor: "bu rasyonel olmayan bir süreç."

    bir sorun üzerinde çalışmaya devam etmek işe yaramaz. uyumayı beklerken sorunları tekrar tekrar düşünen biri olabilirsiniz. beynin uykuya dalmadan önce yapmak istediği şey, bir düşünceyi görmek ve bir sonraki düşünceye geçmektir. tek bir düşünceye takılıp kalabilirsiniz, sonra derin derin düşünürsünüz; stickgold, yavaş yavaş ortaya çıkan pişmanlıkların adrenalini tetiklediğini ve bunun da bitmesinin 10 ila 15 dakika sürebileceğini söylüyor.

    meditasyon sırasında düşünceleri yargılamadan gözlemlemeye benzer şekilde, bir düşünceyi kabul etmek ve onun hareket etmesine izin vermek yardımcı olur. arada rahatlatıcı geçiş görüntüleri düşünmek ve yalnızca nefes alıp vermeye odaklanmak işe yarayacaktır. önemli olan düşüncenin salt varlığının bir sorun olmadığının farkına varmaktır.

    ancak düşünceler devam ederse sakinleştirici adımlar vardır. stickgold, merak etmeye devam etmek yerine garajın kapalı olduğundan ya da fırının kapalı olduğundan endişeleniyorsanız "kalkıp kontrol etmekte yanlış bir şey yok" diyor. hemen çözülemeyen sorunlar için yatağınızın yanında bir not defteri tutun ve yarın için bir hatırlatma yazın. belirli bir endişeyi veya fikri unutacağınızdan endişeleniyorsanız, bu onu aklınızdan çıkarır ve onu sabah göreceğinizi garanti eder.

    yardımcı olmayan şey ise gece yarısı kalkıp bir sorun üzerinde "çalışmak"tır. ertesi sabah bitkin düşersiniz ve bir karara ya da çözüme yaklaşamazsınız. cevap, başlangıçta ne kadar rahatsız edici gelse de, düşünce akışının ilerlemesine izin vermektir.

    stickgold, "endişelenme dönemine bir hediye olarak bakın" diyor. "beyin, sekiz saat boyunca bunları inanılmaz derecede verimli bir sıraya koyacak ve sorunları ele alacak şekilde ayarlıyor. bu aslında zarif bir mekanizma."

    kaynak:
    https://www.health.harvard.edu/…roblem-202105242463

  • her şeyi geçiyorum da gelin hanım madem dini bütün insansınız, görünene göre sizin gibi kapalı misafirleriniz ve aile bireyleriniz de var kınanızda ancak çalgı çengili, dine göre bir kadının vücudunda haram olan yerlerinin açık olarak dans ettiği ve dolayısı ile günaha girilen bir kına organizasyonu düzenlemek bu ne perhiz bu ne lahana turşusu durumuna gelmiyor mu?
    edit: düğün, kına olarak değiştirildi.
    o değil de hala bu görüntüleri savunmak için mesaj atan yazarlar var. allah kimseyi bu durumu savunacak kadar düşürmesin.

  • kaplumbağayı bir türlü evrimleştirememiş teoridir. o nedenle kaplumbağayı tanrı yaratmıştır.

    gülmeyin öyle:)

  • valla sene olmuş 2021 hala dinlere falan inanan insanlar var. yetişkinleri sittiret de akıl bali olmamış bebelere yazık...

    edit: ucubet bir duruma 2.yorum olunca tam 87 mesaj almışım. 1i hariç gerisi dinime küfretme diyor. valla hiç öyle bir niyetim yok, cahille sohbeti keseli "decade" oluyor . spagetti canavarına da inanabilirsiniz sıkıntı yok.

    sıkıntı herhangi bir din için yürüyüş, panayır, tapınak vs yapıldığında devletten de izinli olarak bazı kaynaklar kullanılıyor. koruyan polis, ambulans, belediyeden otobüs vs. şimdi benim tüm dinleri reddetmem mümkün değil lakin içine doğduğum, eğitimini aldığım ve okumasını da bilip kitabını okuyup reddettiğim din islamiyet. zira aklım yetti, yorumladım ve saçma buldum. saçma bulmayana da tebrikler istediğini yapsın. bu noktaya kadar okuyup cuma-bayram namazı ve ramazanda oruç üçgenini tamamlayanlar kutu açık buyurun küfredin. biraz daha ileri seviye olanlarda da durum takvaniza bakar. ışte ben o yukarıdaki anlattıklarımin görev ifası için vergi ödüyorum. bunu helal etmediğim noktada o kul hakkını nassi telafi edeceksiniz? öyle bir şeye inanmasam da islamiyette kul hakkı kavramı din bağımsız mevcut, ne olacak?

    sekonder edit: akşam yazan insanlar sabah yazsaydı edit yapmazdım. inanan kitle içinden harika insanlar var. çok da güzel argümanları var bazılarına geri dönüş yapmak için çalışmam gerekiyor. ayrıca destek mesajlarını yazmamışım ki fav sayısı biraz gösterge oluyordur. hepinize tesekkkur ederim. ben sadece kendi fikrimi belirttim. hala bunu yapabildiğim bir coğrafyada yaşadığıma da mutluyum.

    ve evet bali değil baliğ