hesabın var mı? giriş yap

  • bunlar telefonla arayip abone olmam icin yalvardiklarinda fax numarama sozlesmeyi gonderin biz size 7 is gunu icinde donus yapacagiz diyorum.

    edit: soran arkadaslara toplu cevap vermek istedim, tekrar aramiyorlar ancak ararlarsa kurumunuzdan fax ulasmamis diyecegim.

    edit2: fax ulasmadi bilgisini vermeden once 15 dk hatta beklet onerileri geliyor.

    edit3: vay arkadas debe'ye girmisiz. sevgili eksisozluk calisanlarina entry'mi debe'ye sectikleri icin tesekkur ederim. zira artik herkes biliyor ki debe'deki entry'ler keyfe keder seciliyor. cikar beni debe'den sayın dürüm.

  • önümüzdeki 1 hafta çok soğuk geçeceği için, civardaki kuşlar için cam kenarına mutlaka biraz ekmek bırakalım. bırakın pisletsinler cam kenarlarını, söz ben gelip temizleyeceğim. bu süper duyarlı entryimi de böyle bitiriyorum.

  • salak sacma sebeplerle surekli kizin yaninda olmaya calismasi. onu herkesten ve her seyden korumaya calismasi. konusucak bir sey kalmasa bile karsindakinin tam gozlerinin icine bakarak bir posetin ruzgarda suzulusunu anlatmasi. genellikle sacmalamasi anlamsiz seyler demesi. onun yaninda o kadar masum ve naif olmasi ki kizin onu taniyamamasi saf sanmasi. fiziksel sakalar orn: yanindan gecerken sacina 2 parmakla dokunup ruzgar efekti vermesi. ona zarar gelebilecek herhangi bir durumda zarar verme ihtimali olan kisiye sovmek. orn;
    -oha az daha araba carpiyordu.
    +o arabayi adamin gotune sokarim carpamaz.

  • hayatında mermer tozu görmemiş bir gerizekalı 6 bin liraya o işin yapılacağını sanıyor.

  • bu adam kendi kardeşi de dahil olmak üzere amaçlarına ulaşmasında her yolu mübah görerek yüzlercesini öldürtmüştür. babası ve kız kardeşi lucrezia borgia ile birlikte jodorowsky ve manara'nın yazıp çizdikleri borgia serisinde de cesare'nin zalimlikleri bolca anlatılmıştır. en sadık askerlerini bir göreve yollayıp katliam yaptırdıktan sonra iş bu suçu üstlenmeye gelince aynı sadık askerlerini iki parçaya ayırmaktan çekinmeyen biridir cesare borgia. babasını tanımaz derler ya, tam olarak bu ifade kendisi için yaratılmıştır. babası öldükten sonra papalık kavgasında ünvanlarını koruyabilmek için öncelikle yeni papa ii. julius'la anlaşmış, ancak machiavelli'nin tanımıyla ''ne yapacağı asla belli olmayan'' papa'nın kendisine vaat ettiği ünvanları yerine kendisini hapse attırmasıyla her şeyini kaybetmiştir.

    machiavelli, borgia'nın bu affedilmez hatasını '' başkasının sözüne kendi sözünden daha fazla güvenen kişi kaybeder'' şeklinde prens'de ifade eder. machiavelli, kendisinin yaptıklarını onaylamaz, ancak ''iktidarı'' elde etmenin, ancak cesare borgia'nın yaptıklarıyla mümkün olabileceğini kabul eder. böylece 500 sene boyunca machiavelli işte bu adamın kanlı mirasıyla suçlanır durur enfes bir yanlış anlaşılmayla. machiavelli sanki kandan ve iki yüzlülükten zevk alıyormuşcasına prens'de yazdıklarından dolayı yüz yıllar boyu suçlanır. oysa ki kendisi cesare borgia'nın yanında sağ kalabilmekten başka bir şey düşünmemiştir. aynı machiavelli, borgia sürülünce başa gelen medici'lerin insafına kalınca iş dilenmek zorunda kalmıştır.

    cesare 31 yaşında gövdesinde 25 delikle ölmek üzereyken floransa medici ailesinin eline geçer. roma, babası alexander'dan daha zalim papaların eline geçer. cesare, machiavelli'nin ''örnek lider'' olarak göstermesine rağmen, kıçını kurtaramaz. ancak cesare borgia gibi liderler hiç eksik olmaz. üstelik de çok sevilirler saygı görürler. anıt mezarlarda uyur cesetleri hepsinin. ama biz machiavelli'ye iğrenç dedik miydi tertemiziz.

    öldüğü günden günümüze dek, cesare borgia adeta soyundan yüzlercesi gelmişcesine aynen kendisinin yaptıklarını yapanlarla doludur. bu insanlar da iktidarı kimseciklere kaptırmamışlardır. yaptıkları katliamlarla binlercesini yok etmişlerdir. ancak kendilerinin yazdıklarına ''tarih'' demek, tükürmekten farksızdır. tarih cesare borgia'yı pek yazmaz, ancak muadillerinin ''zaferleriyle'' doludur. cesare borgia ise, çoğunlukla machiavelli gibi kendisine yalaka olan bir uşağının yazdığı kitaplar sayesinde hala anılmakta ve bilinmektedir.

  • selam sözlük, nasılsın?
    sana bilgi bırakmaya geldim.

    öncelikle biraz uzun ve dağınık olacak yazı, kusura bakmayın. mevzuat, fiyat, kimlere göre, parasını verip yaptıranlar, nere konulur, nere konulmaz filan anlatmaya çabalayacağım.

    ilk olarak, kendisini siparişini verdim, 2 ay içinde de teslim edilmesini bekliyorum. polenezköyde arsa da kiraladık, haftasonları kaçış rotamız olacak kendisi. ben buraya nereden geldim ile başlamak isterim. aslında çocuk ve köpek olunca arabaya (c hacthback) sığamadığımız için arabayı büyütelim dedik, sonrasında bu paraları biz bir arabaya niye veriyoruz sorgulamasından sonra epeydir gözucuyla takip ettiğimiz bu tiny house olayına girelim dedik. bu durumda pandeminin de etkisi oldu. hepimiz bir yerlere kaçmak istiyoruz, kapalı ortamda kalmak istemiyoruz sonuçta.

    tiny house ile ilgili olarak ilk ayrım tekerlekli mi? tekerliksiz mi olacağı konusudur.

    tekerlekli bir tiny house olacaksa, karayolları yönetmeliğinde belirtilen araç römork genişliklerine uymak zorunda. buda kabaca, 8 metre uzunluk, 3 metre yükseklik, 2.5 metre genişlik demektir. plakası çıkarılması gerekmektedir. ağırlık olarak malzemeye göre değişse bile benim gördüklerim 2 tondan aşağı değildi. bu şu anlama gelir, bunu sağlıklı olarak bir yere çekebilmek için ayarladığınız araç en az 2200 kilo ağırlığında olması gerekir. 5, 10 metre kaydırmalarda sorun olmaz ama a noktasından b noktasına gitmek için gerekli olan araç bu özellikte olması gerekiyor (ford raptor, toyota hilux gibi 2500 cc ve üzerinde motor hacmine sahip araçlar kısaca, ancak traktör istisnadır. o da çekebilir rahat rahat).

    gezenbilir forumunda, ücret karşılığında (genellikle ek gelir olsun diye haftasonları) karavan ve bu tarz evleri çeken insanlar var. kamyoncu gibi dan dun taşımadıkları için tercih edilebilir. (yada bir taşıyıcının üstüne yerleştirir öyle ulaşım işi çözülebilir)

    tekerlekli tiny houselar genel olarak karavan veya römork ruhsatı ile satış işlemi gerçekleştirilmektedir. bu araçlar motorsuz olduğu için (mtv) vergiden muaftırlar. ancak karavan ruhsatınız varsa yılda bir kere muaneye (tüvtürk) girmesi gerekiyor (a'dan b'ye gideceğiniz zaman), yada polis görse bile anlamaz diyip şansınızı deneyeceksiniz.

    zaten bir tiny house'u karavan gibi sürekli gezdirecekseniz, bence kompakt bir karavan almanız daha mantıklı. biz tekerlekli tercih ettik ancak tekerleksiz olan tiny houselar için yine karayollarında taşınabilecek yükler (bunu bir tır'a yükleyip araziye getirileceği için) en 3.5 metre, yükseklik 3 metre, 8 metre uzunluk olması gerekiyor.

    tekerleksiz olan evler, imar mevzuatına göre yapı statüsünde olup inşaat ruhsatına tabidir. bu yüzden, şimdi bu evi nereye koyacağınız önemli.

    ben belediye başkanını tanıyorum, muhtar'ı tanıyorum, sıkıntı yok diyorsak tamam. ama yasal mevzuat nedir diyenler için;

    nüfusu 10 000 kişiden az, kırsal bir alanda ise plansız alanlar imar yönetmeliğinden faydalanmanız gerekiyor. mücavir alan veya köy yerleşik alanı içerisinde ise proje, tesisat vs ile belediye'ye, mesken dışında ise valiliğe bağlı il özel idaresine başvuruda bulunmanız gerekiyor.

    büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ve imar planı içerisinde bir alanda ise ilçe belediyesine.
    büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde ancak imar planı bulunmayan bir alan içerisinde iseniz bağ evi yapmak istediğinizi belirterek il tarım müdürlüğüne (http://tad.tarim.gov.tr/) üzerinden başvuruda bulunabilirsiniz (kabul edileceğinin garantisi yok, bunu her türlü deneme şansınız var ancak tarım en son olarak onay verdikten sonra da varsa belediyenin ruhsat düzenlemesini istiyor. o yüzden öncelikle belediye ile görüşmenizde, böyle bir şeye onay vermiyorlarsa hiç masraf yapmamak lazım).

    iyi diyorsun, hoş diyorsun sen bana bunun maliyetini söyle diyenler için diyebileceğim tek şey bunun sonunun olmadığı yönünde.

    proje olarak başından sonuna kendiniz olmayacağınızı, a veya b firmasına yaptıracağınızı varsayarsak 80 bin liradan başlar, ev gibi ben bunun içinde yaşarım dediğimiz 160 bin ile 250 bin arasında, instagramda gördüğümüz iki asma katı olan oha lan, bu tiny house mu dedikleriniz de 300 bin ve yukarısına doğru gider (dolar 7.97 idi bunu yazarken, yukarı doğru giderse işte oranlayarak fiyatları güncellersiniz).

    peki kimden alınır ? şimdi yazacaklarım iyi kötü google'a yazdığınız önünüze gelecek ilk firmalar. bu işi butik olarak yapan kişilerde var. ayrıca yeni yeni prefabrik ve benzeri işler yaparken küçülerek bu işe dönen firmalar da var (fena iş çıkarmamışlar).

    ben genel olarak takip ettiklerimden bahsetmek istiyorum.

    https://www.mooblehouse.com/

    ilk fuarda sergiledikleri model çok kötüydü ama geri dönüşler doğrultusunda yaptıkları değişiklikler sonrasında güzel işler çıkardılar. dış tipini seçtikten sonra farklı ebatlarda üretmeleri ile esneklik sağlayabiliyorlar. iç kalite konusunda midline, highline diye iki paketi var, nasıl bir kalite farkı oluyor canlı görmek lazım. fiyat olarak vagoon house ile paraleller.

    https://www.sunprefabrik.com.tr/

    hazır bir şekilde teslim ediyorlar. prefabrik mantığında ve malzemelerden tiny house üretmişler. tatava yapma bas geç kafasındaki arkadaşlara alternatif olarak düşünebilirler. vagoon ve mooble'a göre ucuzlar ama kalite olarak ekmek/köfte durumu mevcut.

    ++: [https://www.hanehouse.com/ https://www.hanehouse.com/]

    avcilarda bu aradaslar. cok temiz, kullanisli ve ferah evler yapiyorlar. yavaş yavaş adlarını daha çok duyacağız gibime geliyor. bence bi sans verilmesi, en azindan gidip görülmesi gereken evleri var.

    biz genel olarak hafta sonlarında kaçacak bir yerimiz olsun istedik. düzenimizi ona göre kuruyoruz ancak uzun süreli burada yaşamayı düşünen arkadaşlara haddim olmayarak bazı tavsiyelerim olacak. ben, eşimle ilk tanıştığımız zamanlarda çok uzun süre 1+0 denilebilecek bir çatı arası katta kaldım. 20 m2 olayına aşinayız.

    öncelikle tiny house'da veya karavanda yaşamanız sizin masraflarınızdan kurtulmanız anlamına gelmez. hatta genel olarak daha pahalıya gelir. misal mini (hilton tarzı) buzdolabınız olur. buda öyle kilo kilo alışverişten ziyade günlük alışveriş demek. 2 alana bir bedava diye bir durum yok. bunu çektiğiniz yerin güvenliğini sağlamak lazım. bahçesinin bakımı, ısınma için klima vs masraftır.

    ikinci olarak ev konforunu burada aramayın, hüsrana uğrarsınız. 20 m2 evinizin olduğunu kabul ederek, fazla bütün eşyalarınızdan kurtulun. sonrasında fazla olmayan ama ben bunu son bir sene, bir ay vs içinde hiç kullandım mı diye sorduğunuz eşyalardan kurtulun. pratik, kullanımı basit eşyalara yönelin.

    mümkünse tavanı yüksek bir yapı tercih edin. 2.5 metre en insanı basar bir yerden sonra. bunu tavan yüksekliği ile bol bol pencere ile dengelemeye çabalayın.

    çok pahalı geldiğinde, sıfır clio parası keh keh diye kendinizi avutun.

    günün büyük kısmını dışarda geçirebileceğiniz bir alanınız olmasına özen gösterin.

    evin her köşesini %100 verimli değerlendirmek isterken boğulmamaya özen gösterin. yani her yeri dolap yapmayın. ferah alanlar bırakı, bazı duvarlarınız boş kalsın, evinizdeki gibi tablo vs asın.