hesabın var mı? giriş yap

  • ölen bir büyüğün ardından, onsuz geçirilecek ilk bayramsa söz konusu olan, çok acı ve yalnızlık doludur.ne mezarlığa yapılan ziyaret ne de onu sık sık düşünmek, onunla birlikte geçirilen bayramların sıcaklığıı sağlamaz. özlersin, o güzel, pamuk ellerini öptüğün bayramları. (bkz: ölen birini özlemek)kısacası sevilen insanlarla geçirilen bayramların kıymeti bilinmeli.

  • türkiye'nin toplam nüfusunun, türkiye'deki toplam araç sayısına bölündüğü zaman yaklaşık 7 sayısının elde edilmesi.
    düşünüyorum da;

    1- ben
    2- abim
    3- annem
    4- ev arkadaşım no:1
    5- ev arkadaşım no:2
    6- kız arkadaşım
    7- ebru (kız arkadaşımın kardeşi)

    hayatımda en çok görüştüğüm kişiler.toplamda 7 kişi.ve bu 7 kişinin hakkı olan araba abime düşmüş.vay ipne..

  • üyelik için 50 lira giriş ödentisi ile 6 aylık aidat olan 120 lirayı nakit isteyen oluşum. fadıl bizi dolandırdı demeyin çakallar kapmışsınız bişeyler;)

  • tebrik ettiğim manşettir. iktidar da belediye de sidik yarıştırmaktan çalışmaya fırsat bulamadı, iki tarafın trolleri birbirine bok atmaktan "yahu bu şehre şu an ne oluyor" diye sormadı. yolları tıkandı, insanları mahsur kaldı, havaalanının çatısı yıkıldı biz ise bütün akşam balıkçı konuştuk. iki taraf da işin şovundan özüne inemedi. bir tanesi isviçreye tatile gitti, bir tanesi kar durduktan sonra özel uçakla şehre inip şov yaptı. günün en adil başlığını sözcü atmış valla. helal olsun. yöneticilerimiz sınıfta kalmıştır, bütün bir gece milyonlara cehennem olmuştur. başlık altına her iki tarafın trolleri damlamadan yazalım şunu.

  • mabel matiz'in aşk ile çağdaş teolojik sanat felsefesini aynı potada erittiği ilgi çekici klip.

    önce en baştan söylenmesi gerekeni belirteyim. klipte lucifer'den mevlevîliğe, vaftizden pentekost'a envai çeşit dinî gönderme var. hatta, kanaatimce nakarat kısmı ciddi ciddi hz. isa ile tanrı ilişkisine bir çentik atıyor. isa'yı zora koyuyorlar ama tanrısının adını vermiyor, ilâhi aşkın mezarını isa'nın ellerine ve ayaklarına çaktıkları çivilerle canına oyuyorlar, isa giderken tanrı'nın yedi gökten göz yaşları düşüyor ve nihayetinde, isa tanrı'ya neden kendisinden vazgeçtiğini* ellerin niye kapı duvar sualiyle öğrenmeye çalışıyor. güfteye bakınca, şarkının ilâhi aşk temasına da kayan bir iş olduğunu algılayınca bu söylediklerimin sözlerle son derece uyumlu olduğunu düşünüyorum.

    klibin çerçevesine dönecek olursak, bu aşk diye bildiğiniz şeyin tek bir sureti olmaz ve içinde pek çok değişken duygu kertesi olur mesajı son derece sarih bir şekilde görülüyor.

    güfteye yapılan şık dokunuşlarla da size bu duygu kertelerinin gönüldeki yansımalarını çözmeye çabalamanın acısı kalır mesajı orta yere bırakılıyor. aşkın muhteviyatı ve batınîliği ise kaç zamandır müşkül olduğunu haykıra haykıra söyleyen söz konusu aşkın paydaşlarının ruhu okunmadan anlaşılamaz; her kime ya da neye aşıksanız, onu anlamak, algılamak, hissetmek her şeyin ötesinde olmalı diyor, "aşkın mezarını cana oysalar" bile diye de nakaratta yapıştırıveriyor.

    esasen şarkının ve klibin, aşk ortak bir yolda buluşup o yolu beraber kat etmeye çalışmak mıdır, yoksa zerre kavuşma ümidi dahi olmasa hûlyalarda karşılaşılan görüngünün, inancın ya da yorumlanması imkan dışı bir tutkunluk halinin çaresizlikle de bezenmiş göndergesel bir dışavurumu mudur sualine yanıt arıyor gibi bir hali var.

    bu sorunun yanıtı tabii ki yok. bilmem kaç bin senedir bilmem kaç bin aşık, maşuk, sofu ve filozof tarafından çözümüne dahi yaklaşılamamış bu çetin sual, daha da insan zihni ve ruhu vasıtasıyla kolay kolay yanıtlanabilir gibi gözükmüyor.

    yine de bu suale bir kapı açan bu eser ve klip hakikaten günümüz türk müziğinin fersah fersah ötesinde bir iş olmuş. mabel matiz'i cesareti için falan değil, feylesofluğu için takdir etmek gerekiyor en çok!

  • günlerden duruşma,
    sen yoksun,
    ben,
    çoktandır beynime hapsettiğim yüreğimle,
    sessiz kalma hakkımı kullanıyorum.
    aşkın, adın, varlığın
    her fırsatta yüreğimi yeniden sorguluyor
    katip hala adını adımla yazıyor
    salon tıkbasa bomboş
    şahit vedat,
    okuldan kalma ezber yeteneği ile
    ifadesini güzel sunuyor.
    beni ilk oturumda haklı çıkartan adalet
    riya ile flört etmekte
    o yüzden o da yok mahkemede
    hakim “karar” diyor.....

    ve katip,
    adını adımla yazmıyor artık!

  • hayatında ast-üst ilişkisi nedir bilmeyen adam işte "dönüp kendi komutanına sıkabilirlerdi," diye saçmalamış.

    ulan, sen liseyi okuyup okumadığı belli olmayan, daha tuvaletin neresine sıçacağını bilmeyen, babasının "höğt lan!" demesiyle put gibi hazır ola geçen adamdan böyle bir mantık yürütmesini mi bekliyorsun?

    üstüne üstlük bir de utanmadan, arlanmadan bu çocukların vahşice katledilmesine ne diyor? "oradaki insanların öfkesi belki de kardeşinin, annesinin, babasının ölmesindendir."

    affedersin kardeş, ama ne yapmış olursa olsun; ister memleketi milyarlarca dolar dolandırmış olsun, ister annemi öldürmüş olsun, bir insana böyle davranmam. benim vicdanım var, ben bir insanım. ipini koparmış kuduz köpek değilim.