hesabın var mı? giriş yap

  • lem'in kitabiyla karsilastirildiginda hikayenin oldukca degistirilmis bir versiyonunu aktarmasina ragmen, romanin temelinde yatan insan hafizasi, ask ve bilincalti hakkindaki gondermeleri basariyla aktarmis, yavas tempolu olmasina ragmen seyirciyi sikmayan, kendini merakla izleten, goruntu yonetmenini ayrica tebrik etmek istedigim soderbergh filmi.

    tarkovsky'nin 1972 tarihli ilk adaptasyonuyla karsilastirildiginda ise, soderbergh'in calismasi ilk versiyondaki komunist ogeleri cikararak daha kapitalist bir yaklasim sunmakta. tarkovsky, tanriya ve dinsel inanclara hicbir gonderme yapmamakla birlikte, solaris'i her seyden ustun bir devlet mekanizmasiyla birlestirmisti, soderbergh ise ayni yolu izliyor, ancak cozumu bireysel bir yaklasimla ana karakterin kendi kendini kurtarmasinda sunuyor.

    iki film ve kitap arasindaki farklar uzun uzun tartisilabilecek olsa da, hicbirinin digerinden ustun olmadigi (belki kitap biraz daha basarili) ve hepsinin temelinde insanligin kendini anlayabilmesi icin uzaya acilip farkli dunyalar kesfetmesi degil, cevabi kendi icinde aramasi gerektigi dusuncesi yatmakta, kendi icimizde ne bulursak bulalim, ihtiyacimiz olan en gelismis uzay teknolojisi degil, bir ayna.

  • “çok işkence gördüm, çok çektirdiler hiçbirine yanmam da atatürk rozeti vardı yakamda onu aldılar ona yanarım” diyen ebulfez elçibey nerede 10 kasım tarihini zafer günü ilan eden aliyev nerede.

  • hayal kırıklığına uğrayanlar ne bekliyordu merak ediyorum. londra veya amsterdam gibi bir yer mi bekliyordunuz da hayal kırıklığına uğradınız, şehir ruhsuz çıktı ya da “italya’nın kayseri’si” oldu.

    kısıtlı zamanı olan ve ayaklarına güvenenler için klasik rotaların dışında kalan tavsiyeler:

    gezi kısmı

    basilica di sant’ambrogio’dan başlayın. sonra castello sforzesco’ya gidin. sonra duomo ve çevresi. oradan santuario di san bernardino alle ossa. bu kilisede yakındaki hastanede vefat edenlerin kafataslarıyla dolu bir kısım var, mutlaka görülmeli. oradan da porta venezia taraflarına geçersiniz. casa galimberti gibi çok güzel yapılarla dolu. akşam olduğunda da navigli kısımları görülebilir.

    başka gezilecek görülecek yerler de vardır elbet de bir gün içerisinde max bu kadar olur.

    yeme kısmı

    pizzayı piz veya gino sorbillo’da yiyin. ikisi de çok iyidir ama benim tercihim ikincisinden yana. piz’deki pizzanın benzerini istanbul’da nappo’da da yiyebilirsiniz ama gino sorbillo’nun benzeri yok. margherita piz’de 8 euro gino sorbillo’da 9.40 euro (ama piz’e göre daha büyük).

    luini’den panzerotti yiyin, 3-4 euro civarı.

    kahve için nowhere, cafezal ve orsonero. nowhere kendi kahvesini kavurur, harikadır. orsonero da gardelli kahvelerini kullanır, o da iyidir. yok bana o kadar fark etmiyor kahveden fazla anlamam diyorsanız duomo’nun oradaki lavazza’ya falan gidin.

    bir de starbucks reserve var. hemen “starbucks’a mı gidilir amk” demeyin. orada başka hiçbir starbucks’ta bulunmayan değişik çeşit içecekler var. tatlılarını da princi diye çok meşhur bir yerden alıyorlar, ayrıca princi’ye gitmeyecekseniz sırf tatlılardan yemek için bile buraya gidilir.

    dondurmayı gelateria la romana’da yiyin. kahvaltı için de pavé, nowhere veya gelsomina tavsiye ederim.

  • pandemi’den kaynaklanan boşluğu fırsat bilerek ibb komple bir yenileme işine girişmiş.

    bir goygoyun daha sonuna geldik arkadaşlar. *

    otogar ilk yapıldığında bile bu kadar parlak değildir herhalde.

    ellerine sağlık herkesin.

  • - ülke bölünmedi.
    - apo hapisten çıkmadı.
    - hdp verdiği sözlerden dönmedi.
    - selo onu başkan yaptırmadı.
    - küçük enişte ya koalisyon ya muhalefete mecbur kaldı.
    - rte 2 gündür sarayından çıkamadı.
    - selo emanet oylara teşekkür etti.
    - meclis'te kadın milletvekili oranı ilk kez yüzde 18 oldu

    (bkz: ben tatmin oldum)

  • ekol yapan kişinin * , neden bu şekilde bıraktığı hakkında iki tane rivayet bulunan bıyık.

    1- adolf hitler'in charlie chaplin 'e olan hayranlığı öteden beri bilinir ve o yüzden bu stili ondan görür ve bırakır.

    daha mantıklı olanı ise;

    2- 1.dünya savaşı sırasında fransızların fosgen ve ingilizlerin hardal gazına karşı almanların da (difenilkloroarsin) gazını savaş alanına sürmesiyle kimyasal silahlar,savaş alanına girdi. almanlar bu kimyasallardan etkilenmemek için özel olarak tasarlanmış gaz maskeleri kullanmaya başladılar.

    http://gallery.nen.gov.uk/…0903/0000/0209/a0816.jpg

    fotoğrafta görüleceği üzere bu maskeleri hava sızdırmaz şekilde kullanmak için bıyığın olmaması yada sadece ortada kalacak şekilde ( fotoğraftaki maske, sadece burun ve ağız bitişini birleştirilecek şekilde tasarlanmış ) kesilmesi gerekirdi. bu yüzden adolf hitler daha önce düzgün olan bıyığını son haliyle keserek olayı çözmüştür. aynı dönemde ismet inönü, kazım karabekir gibi askerler de aynı şekilde bıyık bırakmışlar ama daha sonra normal şekline dönmüşler.buna rağmen hitler ise son nefesine kadar bu şekil bıyıkta ısrar etmiş.

  • bütün yandaşların vergisini affet, halkın tüketimlerine fahiş vergiler koyup milletin kaçağa yönelmesine sebep ol.. sonra da ağla. ne ala dünya birader.

    not: kahveci muhalif bi de yani.

  • kaldı ki kürdistandaki elektrik kesintisini neden t.c. devleti yapsın? kürdistanda elektrik kesiliyorsa kürdistan devletinin işidir.

  • kafi derecede oyuncağı olmadığı için hayal kuran çocukların iki hedefi vardır. ilk hedef, ünlü bir sporcu, şarkıcı ya da süper kahraman olmaktır. bütün çocuklar ister ama bazıları hedefe ulaşır. ikinci hedefe ulaşmak ise daha zordur. babalarına bakarlar ve ben çocuğuma karşı böyle olmayacağım diye kendilerine söz verirler, baba olduktan sonra ise babaları gibi olduklarını farkedip üzülürler. michael jackson iki hedefine birden ulaşan bir çocuk, yıldız, baba. bir çocuğun hayal bile edemeyeceği yerlere geldi. bir baba olarak çocuklarına babası gibi davranmamayı başarabildi. kızı ağlarken, dünya; bir yıldızın, ikonun, üzerinden para kazanılmaya çalışılan bir çocuğun, bütün sevdikleri tarafından sömürülen bir adamın değil kızı için her şeyi yapan bir babanın öldüğünü anladı. para pul için çocuklarının fotoğraflarını satmadı, paparazzilerle anlaşıp üzerlerinden para kazanmadı, sahneye sürmedi, kendi çocukluğuna verdiği sözü tutabildi, aşkolsun.

  • --oldukça spoiler--

    red wedding'in baş mimarları olan walder frey, tywin lannister ve roose bolton...

    -robb arbaletle vurulmuştu. (mother deyişi hala kulaklarımda çınlar.)
    -robb'un müstakbel eşi karnından bıçaklanmıştı.
    -catelyn stark'ın boğazı kesilmişti.

    (bkz: what goes around comes around)

    -tywin oğlu tarafından arbaletle vuruldu.
    -roose bolton, piç oğlu tarafından karnından bıçaklanarak can verdi.
    -walder frey'in ise arya tarafından boğazı kesildi.

    edit: robb the young wolf'un ölümü ile ilgili düzeltme için frosties adlı yazara teşekkürler.
    --oldukça spoiler--

  • almanya'daki dayımlarımı aradım tüm dikkatimiz sizin üzerinizde dedi.

    önce inanamadım, amerika'daki teyzemi aradım, şoku hala atlatamadık diyor.

    edit: japonya'daki uzaktan bir akrabam harakiri yapmış.