ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tavuk dünyası
-
bugün üzerinize afiyet canım çekmesi sebebiyle, x uygulamadan giriş yaparak fiyatları görmemle birlikte
şoka uğradım.
bir tabak tavuk 104 tl olmuş arkadaşlar
104 tl
böyle bir saçmalık olabilir mi?
asgari ücret 3000 küsürdü 30 tl tabak satışı vardı.
5500 asgari ücrette 104 tl tabak fiyatı
gerçekten çok zoruma gitti
sizden ricam boykot edelim, edin..
17 ağustos 2015 ışid'in türklere mesajı
-
adam özetle diyor ki,
batılılar gelecek, çocuklarınızı öldürecek, kadınlarınıza ve sizi köle haline getirecek. bunun yerine bizi destekleyin, bütün bunları biz yapalım, yetmedi yanında da bir kilo fiyatına iki kilo bal verelim.
yapılmış en aptalca dalgınlık
-
iş gorüşmesi için gazeteden telefonunu aldıgım şirketi arayınca:
- iyi günler, iş ilanı için arıyorum ben
- evet, ben yardımcı olayım.
-.....
-.....
(buralar kısa bir öngörüşme ve adres alımıyla geçti)
- isterseniz şimdi gelebilirsiniz gorüşmeye
- tamam geliyorum, birşey lazım mı gelirken alayım (evet aynen böyle dedim)
ailenin eski güzel günlerini özlemek
-
artık o günlere dönüş yoktur. ancak insan düşünmeden duramaz. özellikle zor zamanlarda. ayrı bir hayatı sürdürmeye çalışırken önce anna ya da babadan biri hayata veda eder. tek başına kalan anne ya da baba için olağanüstü bir emek harcanır. tam işler yoluna girerken başka yakın akrabalar ya da kardeşlerden biri bir dram yaşar. bu drama tanık olunur. bu arada ayrı olarak sürdürülen hayatın sihiri kaybolur. başka sıkıntılı durumlar başgösterir. işte bu durumda sık sık flashbackler yaşanır. şen şakrak pazar kahvaltıları, küçükken topluca gidilen tatiller, uzak akrabaların düğünlerinde yaşanan saçma/komik hikayeler vs. faydasızdır ama kardeşim. mücadele bizi bekler. sağlam durmak gerekir. haydi, toparlan bakalım.
mario balotelli
-
gol attıktan sonra sevinmiyorum, çünkü sadece işimi yapıyorum. postacı mektup dağıtırken seviniyor mu?
demiş, güldürdü piç.
en büyük türk müteahhidin türkiye'de iş alamaması
-
şarık tara ve enka'nın başına gelendir.
enka, türkiye'nin en büyük inşaat şirketi. geçen sene 12.5 milyar tl'lik cirosuyla, fortune 500'e göre türkiye'nin en büyük 9. şirketi olmuş bir şirket. kaynak
şarık tara, 2014 yılı vergi rekortmeni. bir yılda, tek başına ödediği vergi miktarı 37 milyon tl. kaynak
şimdi bu insan ve şirketi, türkiye'de ihale alamıyor. ihtiyacı da yok, dünyanın en büyük müteahhitlerinden ama çok ilginç değil mi? dünya çapında bir inşaatçı, türkiye gibi inşaatla geçinen bir ülkede hiçbir ihale kazanamıyor. neden acaba? eli uzun birine %10'unu vermediği için mi? havuza girmediği için mi?
--- spoiler ---
etrafımız restorasyon facialarıyla dolu. ve her yer beton. ne düşünüyorsunuz?
maalesef böyle bir zevksizlikle çok karşılaşır olduk. rusya’da petrovski pasajı’nın bir restorasyonunu yaptık, aynı eskisi gibi oldu. ama burada yapmadık.
neden?
dünyanın birçok yerinde büyük işler alırken 12 senedir türkiye’de iş alamadık.
ihaleye girdiğiniz halde?..
evet. neden diye soruyorsun, doğrusu bilemiyorum.
--- spoiler ---
kaynak
sözlükte tanışılmış ilginç profiller
-
vakti zamanında (bkz: düşün ki o bunu okuyor) başlığına bir entry girmiştim. o entryden sonra 4-5 tane mesaj geldi. mesajlardan bir tanesinde kadın bir yazar yazdığım şeylere dayanarak kendisinin eski erkek arkadaşı olduğumu iddia etti.
ilk 2 gün falan dalga geçtiğini zannettim, sonra ciddi ciddi bana ".....'sın işte kıvırma" , "bu başlığa yazacağını biliyordum" , "çok özledim seni, bir kere daha deneyelim" vb gibi abuk subuk mesajlar atmaya başladı. kendimi ispat etmek için ne yaptıysam inandıramadım. fotoğraf gönderdim " başkasının fotolarını atıp beni vazgeçiremezsin" diyerek iyice bokunu çıkarmaya başladı.
sonra ver numaranı arayacağım diyerek numarasını istedim, arayıp da sesimi duyunca başkasına mı arattın dese de ikna oldu sonunda. bu sefer de 3 gündür konuşuyoruz bir kahve içeriz artık di mi deyince, durduk yere diyaliz merkezi aramamak adına her yerden engelledim.
çanakkale savaşının asıl kahramanı liman paşadır
-
çanakkale savaşı süresince mustafa kemal ile liman von sanders arasında, savaşın gidişatı ve genel yönetimi bakımından esaslı görüş ayrılıkları olmuştur. von sanders - bir alman olarak, doğal biçimde kendi ülkesinin çıkarlarını düşünmüş ve - ingilizleri mümkün olduğunca çanakkale'ye yığıp, dikkatlerini batı cephesinden uzaklaştırmaya, güçlerini bölmeye yönelik bir strateji izlemişken; mustafa kemal, hemen her koşulda düşmanı hızla ve temelli yok etmeyi ön plana almıştır.
bunun en tipik bir örneği, ingilizlerin karaya çıkarma yaptıkları 25 nisan 1915 günü yaşananlardır. von sanders muhteşem (!) bir öngörü ile ingilizlerin saros körfezinden çıkarma yapacağını düşünüp, ona göre bir savunma planı yapmıştır. mustafa kemal ise ingilizlerin çıkarma yapacağı yeri mutlak bir doğrulukla öngörmüş ve tarihe o meşhur "süngü tak!" talimatını vererek geçtiği gün yaşanmıştır.
son olarak, von sanders'in o sırada hala saros körfezi çevresinde dolaşıp durduğunu, oysa asıl ingiliz çıkarma birliklerinin çoktan çıkarmaya başladıklarını söylemekten ben utanıyorum da şu günlerde bile bir yerden kıvırıp, atatürk'e laf atacak adamlar utanmıyor diyerek işbu entryime son veriyorum.
erkeklerin dekoltesi gözüken kızları uyarması
-
yaygın kanının aksine vardır böyle bir durum..
şu şekilde gelişir:
dekoltesi görünen bir bayan görüldüğünde, "hanfendi ayakkabınızın bağı çözülmüş", veya, "hanfendi yere para düşürmüşsünüz" şeklinde uyarılır.
dekoltesi görünen kız ister istemez öne eğilecektir.
siz ne sanmıştınızki?