hesabın var mı? giriş yap

  • hastaların tahlillerini tarayıcı (bkz: scanner) marifetiyle elektronik ortama aktararak bilimsel çalışıyormuş havası vermeye çalışan özel hastanenin kadın doğum uzmanı hastaya sorar:

    - nerde sizin skeniniz?

    hasta dışardaki kocasına seslenir:

    - mahmuut dohtor seni çağırıyoo

    (bkz: scan)

  • link

    3 (aslında 4) kademeyle yenilenen servis. kısaca içeriklerini açıklayayım:

    playstation plus essential: şu ana kadar kullandığımız servisin tamamen aynısı. söylenecek bir şey yok.

    playstation plus extra: bu kademe ilk kademenin üzerine yaklaşık 400 oyunluk bir katalog ekliyor. bu katalog ps4 ve ps5 oyunlarından oluşuyor. hepsi indirilebilir.

    playstation plus premium: bu kademe extra'nın üzerine yaklaşık 340 oyunluk yeni bir katalog ekliyor. bu katalogda playstation 3 oyunlarını stream ederek oynama imkanı ve ps1, ps2 & psp oyunlarının bazılarını stream ederek bazılarını da indirerek oynama imkanı bulunuyor. ayrıca yeni çıkacak oyunları kısa süreliğine deneme imkanı da yine bu kademe sunuluyor.

    playstation plus deluxe: bu kademe ülkemiz için önemli. playstation plus premium'da sunulan stream ederek oynama imkanı her ülkede bulunmadığı için ufak bir fiyat indirimiyle stream altyapısı olmayan ülkelere sunulacak. premium kademesinin stream olmayanı diyebiliriz. extra ve premium'un arası.

  • ben 10 yaşındayken annem 30 yaşındaydı. o zamanlar ben annemi çooooook büyük çoook yaşlı ve her şeyi biliyor sanıyordum. hiç hata yapmamalı, her şeye gücü kudreti yetmeli çünkü o taaaaaam otuuz yaşındaydı. hatta çok yaşlanıyor sanırım ölecek diye de endişelenirdim. şimdi ben 30 yaşındayım ve bi bok bilmiyorum daha çok küçüğüm çok gencim...

    lise sıralarınızdan sivilcelerinizi patlatarak saldırmayın bu başlığa çok da büyük bir yaş değil, yazdıklarınız kabus gibi. ben de 20'li yaşlarda sözlükte yazardım ve 30'luk tipleri görünce, "30 yaşına gelmiş işi gücü yok hala burda geyik peşinde, ben 30 yaşında çok meşgul olacağım" derdim bak hala size laf yetiştiriyorum.

    grinin bile 50 tonu var gençler saçmalamayın daha çok genciz.

  • 1. aşık olunan kızın hırkasının üstüne hırka asılır.
    2. kızın kokusu, kızın hırkasına siner.
    3. erkeğin kokusu, erkeğin hırkasına siner.
    4. kızın hırkasının kokusu, üzerinde uzun süre asılı duran erkeğin hırkasına siner.
    5. erkeğin hırkasının kokusu, uzun süre altında asılı duran kızın hırkasına siner.
    6. erkek hırkasını giyince kızın kokusunu alır, başı döner.
    7. kız hırkasını giyince koku falan almaz, yoluna devam eder.

  • bildiğin türk milletine benziyor.

    birden saldırınca taş gibi oluyor. yavaş yavaş çaktırmadan elini sokunca dibine kadar girebiliyorsun.

  • genellikle hatta sıklıkla show tv ana haber bülteninin haber klişelerinden biridir. bakın dikkat edin "ana" haber diyorum. öyle mühim bi haberdirki bu ana haber bültenine kadar gelmiştir. kimdir bu konuk ? çoğunluka pandadır, devedir, devekuşudur, ittir, kopuktur, eşşeğin sikidir. nasıl tanıtılır ?

    "kayseri ahcanımbenim hayvanat bahçesinin yeni bir konuğu var bu günlerde. iki gün önce hayvanat bahçesine getirilen devekuşu rıza ziyaretçi akınına uğradı" (sıradaki haber: dişiyle uçağı nasıl taşıdı)

    şimdi olabilir devekuşu rıza güzel şekil bir hayvanımızdır. kayseri hayvanat bahçesi yetkilileri sizi arayıp "hafız bize süpper bi hayvan geldi tam ana haberlik" demiş olabilir. sizin bahanenizde "halk bu tür haberleri seviyor" olabilir. ama bu kadarı da olmasın be. yurtta cihanda ne olmuş diye beklerken devekuşu rıza'nın uğradığı ziyaretçi akımı beynimi uyuşturuyor benim.

    ya da ben niye show haber izliyorum ki amın düdüğü müsün be adam !

  • ben açıyodum bu numaraları ve karşımdaki kadın erkek demeden yürüyodum. çok tatlısın çok kaslısın falan filan derken baya baya blacklist e alınıyorsunuz. birinde ofisin nerde, çiçek göndercem kısmına kadar gelebilmiştim.

  • fikret orman önce çinlileri kazıkladı,
    çinli değilim diye ses çıkarmadım.
    sonra italyanlardan 1000 euro'ya dünya çapında golcü aldı
    "italyan değilim ki" dedim, sesimi çıkarmadım.
    almanlara yedek oyuncuyu 5 milyona sattı,
    "almanları düşünmek bana mı kaldı" dedim sesimi çıkartmadım.
    en sonunda gözünü biz taraftarların cebindeki paraya dikti
    etrafta beni kazıklamasına ses çıkartacak kimse kalmamıştı.

    (bkz: ulan fiko tek maçtan yatırdın bizi kombineye)

  • yıllar boyunca interraile çıkmayı çok isteyip kimseyi ayarlayamamış olmanın ya da kendini yurtdışında dolaşarak keşfetmek istemenin nihai bir sonucudur.

    ilk defa yapılacaksa akılda soru işaretleri olması muhtemeldir. ama ne olursa olsun, insan bu işin içinden beklediğinin çok daha fazlasını alarak çıkacaktır.

    --şimdi gelelim elimize neler geçer tek başımıza interrail yaparken...

    -istemediğiniz kadar insan tanırsınız. avrupalılar zaten genellikle tanışkan insanlar, hele bir de buna yalnızlığınız ve foreigner'lığınız eklenince biraz da sempatikseniz sizinle yakından tanışmak ve zaman geçirmek isteyecek bir sürü insan olacaktır. gerek trenlerde, gerek istasyonlarda, gerek sokakta canınız istemediği sürece yalnız kalamazsınız.

    -sonsuz, daha doğrusu paranızın izin verdiği kadar özgürsünüzdür. yanınızda "ay bugün trende uyuyamam, ay bugün dışarı çıkmayalım, ay bugün burger'da yemek yiyelim" diyen kimse yoktur. eğer maceracı ve rahat bir yapıya sahipseniz, hele bir de global ticket aldıysanız, kendinizi bir günde 3 şehirde, ya da haftalar boyunca aynı şehirde görebilirsiniz.

    -kişisel olarak acayip gelişirsiniz. kim ne derse desin, evinizden kilometrelerce uzakta, bambaşka dillerin konuşulduğu ülkelerde, yalnız başınıza yol bulmak bile oldukça komplike bir durumdur -ki sizin çok daha fazlasını yapmanız gerekir. döndüğünüzde arkanıza bir bakar, ve öyle bir "oh be!" dersiniz ki, kendinize bile inanamazsınız.

    --tabi hemen gaza gelmeden dezavantajları da var pektabi bu meselenin, onları da bir betimleyelim.

    -para para para: çok para harcamanız gerekebilir. daha doğrusu eşit zamanlı bir çok kişili interraile göre daha çok para harcarsınız. ne kadar acıklı değil mi... ama durum şu;

    * yeterince güveneceğiniz birini bulmadıkça sokakta uyuyamazsınız
    * 1 alana 1 bedava tarzı indirimlerden yararlanamazsınız
    * locker'lardan tren biletlerine, her türlü hedeye çuvalla para ayırmanız gerekir.
    * metrolarda %70'lere varan çoğul öğrenci indirimlerinden yararlanamazsınız.

    hesaplarıma göre tek kişilik interrail 4 kişilik bir grupla çıkılandan yaklaşık 30% daha pahalıya geliyor

    - sarhoş olamazsınız ya da uyuşturucu kullanamazsınız. daha doğrusu kullanabilirsiniz, ama arkanızdan sizi toplayacak kimse olmadığı için biraz hatta baya tehlikelidir.

    -çok düşük bir ihtimal, ama belki türkçeyi özleyebilirsiniz. yine de ben bu durumda almanyaya gitmenizi ve sokakta karşılaştığınız ilk esmer insana "naber abi" hatta "selamünaleyküm" demenizi öneririm. tutuyor.

    birkaç küçük tavsiye de vermek istiyorum doğal olarak..

    1- kesinlikle müzik için ipod ya da telefon yerine diskman kullanın. pili uzun gidiyor, çok rahat oluyor.

    2- gitmeden önce gideceğiniz şehirin dolaşılacak yerlerini, barlarını, restoranlarını, ulaşım sitilini, herşeyini öğrenin. internet kafeler kısmen pahalı, ama bu uğraşı sona bırakırsanız patlayabilir. kendinizi gecenin bir saati işsiz güçsüz tiplerle dolaşırken hissedebilirsiniz.

    3- rahat olun, presentable ve flexible olun. gavur milleti sizin ülkenize ve insanlarınıza binbir hakaret yağdırabilir, ya da hasından bir şerefsiz olabilir. her zaman en kaliteli insanları bulamayabilirsiniz. sabredin, üstelemeyin.

    4- yardıma ihtiyacınız olduğu anda en yakınınızdaki insana ingilizce olarak sorun. anlamazsa türkçe olarak sorun. yine anlamazsa işaret diliyle anlatın. genellikle türkçenin açamadığı kapı yok. (evet, türkçe'nin... bir fransıza sorun, "telefon kartı var mı, hemen cevap veriyor, cevap anlaşılmıyor sadece."

    5- herkesle tanışın, yolda insanlara merhaba deseniz bile size gülümserler. sonra arkadaş falan olursunuz, fena mı olur.

    6- istediğiniz yere damsız girebiliyorsunuz, unutmayın. kavalyesiz de girebiliyorsunuz, onu da unutmayın.

    7- falan filan.