ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
çakı attık, meşale attık, kapıyı kırıp attık, direği söküp attık, bir büyük rakı attık, üstüne sabri'yi saldık, melo çükületosuyla gol attı, sneijder ile iki tarafa selam verdirdik. ne dedin de ayının zoruna gitti söyle bağıralım.
türk tipi okul mimarisi
-
sırf pencereden oluşur, görünüş önemli değildir. aslolan işlevselliktir, inşa edilirken estetik bir kaygı güdülmez; bu yüzden okulun bahçesine girildiği andan itibaren insanı dersten, eğitimden ve hayattan soğuttur. eğitim denince akla ilk gelen imgedir. yenilerinin bile, 30-40 sene önce yapılan devlet okullarından bir farkının olmaması eğitim denen şeyin "sınıfta ders anlatan öğretmen ve onları dinleyen öğrenci" den ibaret bir olgu olarak görüldüğünün en bariz örneğidir.
türkiye' de eğitimin niteliği tartışıladursun bu okulların neden bu kadar çirkin bir yapıya sahip olduğuna kimse değinmiyor bile. halbuki türkiye' de okul denen yapı, henüz bahçesine adım atıldığında bile antipati uyandıran bir kurumdur.
buradan yakın:
https://eksiup.com/p/he373109dpt8
http://upload.wikimedia.org/…ware_public_school.jpg
http://www.creteschools.com/…48ee2c928c147-79-1.jpg
http://www.google.com.tr/…..1ac.1.8.img.s67pidypxia
bir entry'de bağlantısı verilen şu güzel istisnayı eklemeden olmaz:
https://eksiup.com/p/qf373108c5ju
otomobillerde ötv'nin yüzde 80'e yükseltilmesi
-
bize müstehak olan durumdur. isterse akp gitsin, chp gelsin. chp gitsin, abc gelsin.
vergisinin nereye gittiğini sorgulamayan, devleti bir kamu organizasyonu değil başka bir şey olarak gören toplum asla ilerleyemez.
bizi kıskanıyorlar dedikleriniz bu dediğime taaa magna carta'da (m.s. 1215) başladılar.
20 şubat 2018 bayern münih beşiktaş maçı
-
o 3. havalimanını yapmayacaktık
eşim ateist olsa 10 çocuğum da olsa onu boşarım
fikret mualla
-
bu yasima geldim fakat kendisi hakkinda genis bilgiyi gecen haftalarda trt turk'te yayinlanan, hifzi topuz'un eski paris'i, paris'teki anilarini ve eski dostu fikret mualla'yi anlattigi kentler ve golgeler programinda edindim (onceden sadece ismen duymus olmam benim ayibimdir). genel sonuc su ki: paris'teki yillarinin cogunu akil hastanesi, yokluk, icki ve resim dortgeninde gecirmis bu adam. paris'te gecirdigi uzun yillarin ardindan guc bela ilk sergisini acabiliyor ve paris'teki sanat cevresi tarafindan takdir edilip, begeniliyor fakat zorluklarla actigi bu sergide dolandiriliyor ve bundan hic para kazanamiyor. parasal acidan bir turlu yuzu gulemiyor. barmene ictigi ickinin parasini odeyebilmek icin picasso'nun kendisine hediye ettigi tabloyu verecek kadar parasiz olmasi, fikret mualla'nin ne sikintilar icinde yasadiginin acik bir ornegi. bugun cok yuksek fiyatlara giden tablolarin yaraticisi eller, o donem parklarda 1 franka resimlerini satiyor. resimleriyle hayatta tutunmaya calisan buyuk bir ressammis fikret mualla. bu toplumun fikret mualla gibi degerli sanatcilari, olumlerinden yillar sonra bile olsa onemsemesi ve sahiplenmesi gerekiyor.
çok güzel olmasına rağmen evde kalmış kız
-
doğum gününden bir gün önce ablanın evine gidilir, yaş 33.
abla 8 yıl önce sıradan bir adamla evlenmiştir, kız kardeş anlam verememiştir bu duruma, dünya da bu kadar yakışıklı karizmatik erkek varken neden bu adam diye...
o sıralarda kendisi çok parlak bir adamla çıkıyordur, ve arka planda onunla sevgili olmak isteyen başka erkeklerde vardır. (kızımız güzel sonuçta)
halihazırda sevgilisi olan adam kıza evlenme teklif eder, ama kızımız maymun iştahlıdır, sonuçta bir ömür geçirilecek ya ötekiler daha iyiyse...
yıllar böylece geçiverir daha iyisi daha iyisi derken.
bir gün kızımız bakar etrafında parlak, karizmatik, yakışıklı erkekler dolaşmaz olmuş, insanlar onu birileriyle tanıştırmaya başlamış kendi yeteneğini kaybetmiş gibi…
“şöyle bir adam var, ama boşanmış, ama çocuklu” vs. laflarını duymaya başlar kızımız. inanmak istemez duyduklarına, tamam yaş ilerlemiş olabilir ama hala güzeldir, hala ruhu herkesin peşinde koştuğu o kızın ruhunu taşımaktadır.
gece olur, abla enişte ve iki sevimli çocuk yatak odasına uyumaya giderler, içeriden sohbet ve gülüşme sesleri gelir, sıcacık bir yuvanın gülüşme sesleri...
kızımız koca salonun kanepesinde gözlerini tavana dikmiş uyumaya çalışmaktadır. daha önce kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemiştir.
gözlerini kapatır, sabah olduğunda geçmişteki güzel günlerine uyanabilmek umuduyla,
sabah olur, gözlerini açar güzel kızımız; yaş 34.
edit: güzel kızımız şuan evli ve çocukludur. boş yere ümitlendirdiği için kızanlar olmuş :)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : ilk bilgisayarınızı alınca yaptığınız mallıklar
20 - fifa99 da maca baslarken klavye simgesini sola çekmek aklıma gelmemişti bir bucuk sene takımların maç yapmasını izledim
25 haziran 2020 ibb vapur kararları
-
dur, hemen meclis çoğunluğu ile halkın yararına olan şu kararı iptal edelim.
norveç'in 800 milyar dolarlık tasarruf fonu
-
http://www.bbc.com/news/business-28882312
norveç'te herkesi milyoner yapmaya yetecek kadar paranın tutulduğu fondur efendim.
bir yanımız elbette arapların petrolleri bittikten sonra düştükleri açlığa fakirliğe üzülecek. ama öbür yanda petrolden kazandıkları paranın %96sını tutan, dubai gibi pislik merkezlerine harcamayan ülkeler var. medeniyetin gözünü seveyim.
antakya'da bulunan ilginç mozaik
-
sonunda hakiki atalarımıza ait bir şeyler buluyoruz. sikmişim neo-ottomanları benim atalarım aha bunlar.
ek. sakın bana o tarihlerde anadolu'ya daha gelmemiştik bıdı bıdısıyla gelmeyin.
eee kafka okuyan kızdan da bu beklenirdi
-
"buse terim bir sabah kötü bir rüyadan uyandığında, kendini yatağında hiç takipçisi olmayan bir instagram hesabına dönüşmüş olarak buldu."