hesabın var mı? giriş yap

  • nasıl ki bir insana telefon numaranızı vermek ona size günün her saatinde ulaşma hakkını tanımıyorsa onun günlük hayattaki rutinlerini takip etme olanağını da tanımaz.

  • amerikalı velet roketleri nasıl geliştirebiliriz diye proje yapmış , bizim kızlarımız da evimizi bombalardan nasıl daha iyi koruruz diye , gerçekten helal olsun kızlarımıza.

    ülke olarak bombadan , patlamadan proje çıkarmaya , bilim yapmaya başladık.artık evimizde bombadan korunamayacak düzeye gelirsek , ülke olarak magmaya yerleşme projesi yapalım.

  • elimiz bos gelmeyelim diye aldigimiz aslinda bes para etmeyecek urunler. ilk aklima gelen konya sekeri, bu kadar sacma sapan birsey olamaz. ureticisi bile hala nasil batmadik diye sasiriyordur. bir digeri afyon kaymagi, meshur diye fabrikasyona donmusler zerre kaymaga benzemiyor. peki ya o hosmerim tatlisi nedir allah askina..

  • - uzun zamandır sürüngenleri düşünüyorum züleyha... mesela bir yılan. hiçbir zaman bir boy aynası olmayacaktır. o da bunu bilerek hayatını ona göre düzenlemiştir...

    - tilki'nin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır derler züleyha. ama bu tilki'nin kürkünden dolayı değildir. bu tilki'nin kaderidir...

    bir keresinde de adamın birini bağlamışlar koltuğa, necdet de karşısına geçmiş konuşuyor.

    -:örümcekleri hiç düşündün mü? örümcek, ağını ufak adımlarla ve büyük bir sabırla kurar. sonra da bir sineğin düşmesini bekler... sence burda hangimiz sinek oluyoruz?

    +: ben abi galiba.

    -: midyat, seyfo gülün lan.

  • bir türlü kıvamını tutturamadığım tatlıdır.

    sanırım benim cihazlarda bir sorun var aq

  • o çocuk ben olabilirdim.
    sizi temin ederim..

    5 buçuk kilo doğan bir bebektim ben, annem 46 kiloymuş bana hamile kalınca, 9. ayda 72 kilo olmuş. ağırlığının yarısından fazla kilo almış yani. 5 buçuk kilo ve 60 santimetre.. yumuk yumuk tombili bumbik, 1 kilo yanaklı bir bebekmişim.

    ve beni yolda görenler ısırmadan muncurmadan bırakmıyorlarmış..
    işte birgün beni yolda bir prodüktör görüyor, bostancı pazarında.
    bu ne acaip bir çocuk, hemen getirin bana deneme çekimine alalım diyor anneme..
    gidiyoruz çekime, ön eleme yapılıyor. çeyrek finaller, yarı finaller ben hepsinden mutlu ayırılıyorum.
    mutlu ayrılıyorum dediğim, bir sürü cici bebe veriyolar, bol sütlü vitaminli.. besleyici bir şey aynı zamanda..
    daha ne besleneceksem artık?
    neyse..
    son ikiye kalıyorum artık, final oynamak istiyorum zaten..
    finaldeki rakibim geliyor, aman allahım o ne öyle?
    bu çocuk türk değil ki!!
    sarı saçlı maviş bir şey..
    annem sinirleniyor, herkes çok inanmış bana, kıbrıstaki türk temsilciliğinden bile telefonlar yağmış, azerbeycan uyumamış bütün gece..
    ama heyhat! bu çocuk, türk bile değil! bize benzemeyen 1000 kıymetli ya, ben anlıyormuş gibi ağlamaya başlıyorum. annem beni susturmaya çalışıyor. ancak sonucu biliyorum ben..

    o çocuğu seçiyorlar! hiçbirimize benzemeyen o çocuğu..

    ve yıllar sonra bu başlığı görüp iyice anlıyorum.
    1-0 mağlup başlıyoruz biz bu hayata, hem mağlup başlıyoruz hem de her bebe gibi ağlıyoruz. bunda bir gariplik yok.

    not: tüm milliyetçilik duygularımı kullandığım bu yazının tamamı gerçektir. cici bebe türk olsun!

  • vay amk
    aktroll tiksindim senden
    ekleme görsel
    ilk yazı bu idi.
    silmiş kaçmış. sanırım vitaminsiz gobelsin ekibinden vasat bir arkadaş idi
    görsel ve kaçak ihbarı için @etsiz cig kofte olmaz a teşekkürler

  • sonunda birisi çıkıp tinerciyi "poooliiiis" diye bağırtabilmiş. zerre üzülmedim. ülke zaten orman kanunlarıyla gidiyor, en azından suçsuz olan değil şerefsiz olan görmüş ebesininkini bu sefer.

    o adam bunu yapmasa büyük ihtimalle bıçaklanacaktı ve o "poooliiiis" diye yırtınan lavuk da hiç bir şey olmamış gibi aynen devam edecekti her şeye.