hesabın var mı? giriş yap

  • iki çok önemli durumu ortaya koyan beyanat;
    1-böyle majör bir bilginin doğruluğundan haberi yok,
    2-bilgisi olmadan, bu kadar rahat konuşabiliyor

    insan böyle bir cumhurbaşkanına ve insanların peşinden gitmesine gerçekten hayret ediyor.

  • degerli yazar arkadaslar icinizden geldigi gibi kufur edebilirsiniz cunku muhtemelen sozluk tarihindeki en gereksiz bilgiyi asagidaki satirlarda okumak uzeresiniz.

    sinirleri gergin olanlar, kufur etse bile rahatlamayacagini dusunenler su an entariyi okumadan baska bir basliga gecebilirler. bu spoilerden sonra hayatiniz eskisi gibi olmayacak dikkat.

    spoiler---------
    avrupa yakasi dizisi 60 nci bolum 50:30 saniye, onaran ailesi ogullari cem'e asli'yi istemeye gitmistir. cem cebinden tria isimli uc tasli kolyeyi cikarir ve aslinin boynuna takar. asli icin cok degerli oldugunu bildigimiz tria isimli bu kolyeyi 185 nci bolum 1:11:46 saniyede bu kez fatos'un boynunda goruruz.

    görsel
    görsel

    spoiler---------

    buradan yetkililere seslenmek istiyorum, o kolyenin fatos'ta isi ne, asli sutcuoglu parasiz kaldi da kolyesini fatos'a mi satti? fatos, asli'dan ver su kolyeni bir kac gun takilayim diye mi istedi? fatos ve asli'yi tanidigimiz kadariyla ikisi de bu tarz islere girisecek insanlar degil. dizideki kucuk bir devamlilik hatasi sayesinde butun senaryo cokmus bulunuyor. bunca yillik karakterleri bir cirpida silip atmaya hakkiniz var miydi? kim verecek bunlarin hesabini izleyiciye?

  • renkli fotoğraflar üstünden çok zaman geçince siyah-beyaz olur zannederdim. büyüklerin fotoğrafı siyah-beyazdı. ben de bakardım fotoğraflarıma sürekli siyah-beyaz olmuşlar mı büyümüş müyüm diye.

  • "bugün günlerden sarı kırmızı,chelsa için beyazlık hiç yok, her yer siyah mı siyah.tribünden binlerce kanarya sesi geliyor.gooollll goollllll"

    26 şubat 2014

    vali mutlu

  • ya pişman olursam diye hayatı erteleyeceğinize pişman olun daha iyi. pişmanlıklarınızdan ders çıkarabiliyorsanız sıkıntı yok.

    "yatağımın karşısında bir pencere var. odanın duvarları bomboş. nasıl yaşadım on yıl bu evde? bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? ben ne yaptım? kimse de uyarmadı beni. işte sonunda anlamsız biri oldum. işte sonum geldi. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım."

    demeyin sonra.

  • sanrısal: gerçeğe uymayan düşünceden kaynaklı.
    algı: bilginin alınması, yorumlanması, düzenlenmesi.
    kaygı: bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali.
    düzlem: bir doğrunun yön değiştirmeden ve kendi doğrultusunda olmayan hareketiyle meydana getireceği kabul edilen yüzeylere denir.
    izdüşüm: ışınlar aracılığıyla bir cismin şeklinin bir düzleme belirli kurallarla aktarılması (projeksiyon).

    tanım: gerçek dışı yorumlanan bilgilerin, insanı korkutan ve ürperten bir perdedeki yansımaları.

    örnek: gece karanlığında çişe kalkmış bir adamın, üstüne fular takılmış kapı arkasına asılı bir montu, kendini asmış bir insan olarak görmesi ve bu görüntünün yarattığı yusuf yusuf.

    bu benimkiyle beraber 14. fular oldu daha da fular diyeni sözlük s.ksin, yetti bee!

  • yabancı sanıldım ama tipten değil.

    bir mekanda "fazla sigaranız var mı?" diyen yaşı ufak görünümlü birine "yaşın tutuyor mu?" dedim ve yüzüme tip tip baktı. (ben de sandım ağır laf gelecek) yan masadaki arkadaşına dönüp, "sen konuşsana ya yabancıymış" dedi, diğer arkadaşı gelip "do you have a cigarette" dedi. şimdi sabahtan beri "yaşın tutuyor mu?" cümlesini ingilizce bir şeye benzetmeye çabalıyorum.