ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
boşanmanın eşiğindeki çiftlere tavsiyeler
-
2. evliliğimin boşanma duruşması 22 ocakta.
ilk evlendiğim eşim de benden sonra bir başkası ile evlendi, daha sonra boşandı.
ben bir daha evlenir miyim, evlenmez miyim bilmem. ama tecrübelerimden yaptığım çıkarımları naçizane sizlerle paylaşayım, madem başlık açılmış...
boşanmaya bir anda karar verilmiyor * , aksine uzun zaman boyunca bir düşünce sürekli içini kemiriyor duruyor. "acaba" sorusu bir kere içine yerleştiğinde kemiriyor ha kemiriyor. ve inanın ki, eşiniz için de aynı süreç başlamış oluyor.
şöyle bir örnek vereyim;
15 temmuz 2020 günü kendi kendime bir karar verdim. anılar, yaşanmışlıklar ve sevgimiz için ilişkiye 1 sene daha mühlet verdim. kendi kendime dedim ki "15 temmuz 2021 tarihinde, o an aramızın ne kadar iyi veya kötü olduğuna bakmaksızın bir karar vereceğim. ya tamam, ya devam.."
anlamışsınızdır ki; bu kararı verdiğim zaman sorunlarımız vardı eşimle. o da bunun farkındaydı pek tabi. nitekim ekim ayında eşim geldi ve boşanmak istediğini söyledi. dedi ki;
"neredeyse son 2 senedir yaşadığım bu hayatın benimle ne ilgisi olduğunu anlamaya çalışıyorum"
ben de düşüncelerimden bahsettim ve boşanma kararı aldık. sonra benim aklıma aile terapisti geldi, bir seans gittik. ama terapistin elinde sihirli bir değnek yok. bazı şeylerin düzelmeyeceği aşikardı. 1 hafta sonrasında kesin olarak boşanacağımız konusunda anlaştık.
eşimle o kadar iyi eğlenirdik ki, çevremizdeki arkadaşlarımız sırf biz eğlenirken o ortamda olmak için yanımıza gelirlerdi. parmakla gösterilirdik. diyaloglarımız, atışmalarımız, dans etmemiz, beraber şarkı söylememiz insanları kıskandırırdı. kıskandıklarını da açıkça söylemekten çekinmezlerdi.
öyle ki; kardeşim bir gün babamın yanına gitmiş ve demiş ki "baba sana sorsalar, abime nasıl bir eş istersin deseler, şimdiki eşini eşini anlatırdın" o kadar uyumlu görünüyorduk ama değilmişiz.
nelerden uyumsuz olduğumuzu örneklerle anlatmayacağım, gerek yok. her ilişkinin, her insanın kendi içindeki dinamiği farklı. asıl olan; insanın kendisini tanıması + eşini tanıması. hayattan beklentiler ve aksiyonlar uyuşmazsa, iyiyken ne kadar iyi olduğunuzun hiç bir önemi olmuyor.
madde madde aktarabileceklerim şunlar;
- konuşamıyorsanız
- tartışmadan kaçıyorsanız
- kişisel alanlarınıza saygı göstermiyorsanız
- rahatsızlıklarınızı dile getirmekten rahatsız oluyorsanız
boşanmak en en en ennnn iyi şey olacak sizin için.
boşandıktan sonra daha iyisini bulabilir miyim düşüncesiyle geri adım atmayın. her insan ilişkiye kendi dinamiğini katar, bu da demektir ki bambaşka haz durumları, bambaşka sorunlar. ama karşınızdaki insanla artık konuşamıyorsanız veya konuşmuyorsanız, ikiniz de kendi hayatlarınıza ıstırap etmeyi bırakın.
kimsenin gazına gelmeyin.
aile terapisti şu yönden güzeldir, iki tarafı da açıkça dinleyen, iki tarafı da o an tanıyan, bu konuda profesyonel eğitim almış ve sizin aranızda -o an yaşanması gereken tartışmaya- profesyonelce hakemlik edecek kişidir terapist. sana karşı duyularını kapatan eşine dönüp "hayır sen bu konuda hatalısın" diyebilecek ve farkındalık yaratacak kişidir. ama dediğim gibi, elinde sihirli bir değnek yok. olmuyorsa zorlamanın da anlamı yok.
tek tavsiyem aile terapisti, ama kişisel düşüncem içinize uzun zamandır sinmiyorsa ve bu duygu karşılıklıysa boşanın gitsin.
evlilik kurmak zordur, boşanmak maksimum 20 dakika sürüyor. kararı alırken bunu aklınızdan çıkarmayın.
mustafa koç'a alkolü azalt hatta bırak dedim
-
ölüden bile rant nasıl sağlanır buna en güzel örnek budur. alın başucunuza asın bunu.
milli takımımızın euro 2020 şarkısı
-
hemen kotulemeye baslamayin, birkac kere dinleyince daha da nefret ediyorsunuz.
sülaledeki en başarılı kişi ve mesleği
-
teyze kızım. açıktan adalet bitirdi. kendini avukat sanıyor.
dayı oğlum. 2 yıllık uçak motor bitirdi. kendini pilot sanıyor.
teyze oğlum. açıktan işletme bitirdi. kendini ekonomist sanıyor.
ben ekşi sözlük yazarıyım. kendimi tolstoy sanıyorum.
hemşirenin pratisyen hekimden çok kazanması
-
onlar da az daha çalışıp hemşire olsalarmış amk
ekşi sözlük başlık altı entry gidişat paradigması
-
durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.
örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)
x kişi: sen gavatsın
y kişi: bence böyle şeyler normal
z kişi: buna normal diyen gavattır
tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.
örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.
x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.
iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
(yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)
game of thrones'un tek cümlelik özeti
direnişten gülümseten detaylar
-
üç yol ağzında iki yolu kapatıp tek yolu kaçmak için açık bırakırsın. oradan geçen vatandaş seslenir;
- naabıyonuzz!
+ direniyoruz.
-direniyonuz da naabıyonuz?
+amcaaa tomalara barikat kuruyoruz işte!!
-bu yolu niye açık bıraktınız?
+ o yoldan da kaçalım diye açık bıraktık amca!
- evladım bu yol karakola gider.
+ |\_|\_|\_________*^#
ingilizce konuşurken yapılmış en büyük salaklık
havaalanında milli takım'a tepki gösteren kişi
-
70 milyon adına konuşmuş abimiz. taşşağı 8 ~ 10kg gelir sanırım. helal olsun..
malum günümüzde başbakan da, cumhurbaşkanı da konuşamıyor bu kadar kişi adına.
birgün gazetesinin tayyip'e verdiği tarihi ayar
-
"taşeronluk, savaşın eşiğine getirdi" şeklindeki birgün gazetesi manşetine grup toplantısında "bize taşeron diyemezsiniz, sizinle sonra görüşeceğiz" minvalinde tehditvari bir yanıt veren tayyip erdoğan'a birgün gazetesi bugünkü manşetiyle "bizim memlekette taşerona taşeron derler" şeklinde tarihi bir ayar vermiştir.
başta sözlükteki şakirtler olmak üzere bütün ampulcülere geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
http://i.imgur.com/evx1m.jpg
http://i.imgur.com/m0xaq.jpg