ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
26 nisan 2023 betimar seçim anketi
-
memleket partisi 6.5 alırken iyi parti'nin 7.3 aldığı anket. ne kadar da gerçeğe yakın maşallah. buna inanan varsa elimde köpr... neyse.
game of thrones
-
--- 05 - 09 spoiler ---
"tecrübelerime göre etkileyici konuşanlar gerizekalılarla aynı ölçüde haklı çıkıyor." - tyrion
--- 05 - 09 spoiler ---
iphone 4
-
siyah olanını heryerde bulduğum ama cebimdeki 12 lirayla alamadığım cihaz. ben de sinirlenip dürüm aldım, şimdi apple düşünsün.
16 eylül 2019 alfemo mobilya rezaleti
-
rezalet gibi rezalettir.
montaj servisi ve montaj elemanları kesinlikle kusurlu.
nedenlerini yazarsam.
1- duvarlar gaz beton denen tuğla ise ona uygun dübel ve vida kullanılmalı idi.
gaz beton dübeli
2- dolap ağır olduğu için kalın vida ve pul kullanılmalı idi. hatta dolap askısı ve vida gizleyici şart oğlu şart.
dolap askı aparatı
3- olduki duvar alçıpan diyelim o zaman montaja uygun değildir raporu tutmaları gerekirdi ve montajı kesinlikle yapmamaları gerekiyordu.
bu konuda kesinlikle haklısınız. gerekirse tüketici hakem heyeti ve mahkemelerine gidip hakkınızı arayınız.
not : elektrik teknisyeniyim ve çok montaj yaptım ama böylesini ilk kez gördüm. pes diyorum...
alt edit : (bkz: #95799866) arkadaşım galiba sen okuduğunu anlama konusunda biraz sıkıntılı birisin. alçıpan duvara bu tarz mobilya ürünü a-s-ı-l-m-a-z. dolabın ağırlığı ile alçıpan yırtılmaya ve en sonunda da düşme ile sonuçlanan sürece girer.
ayrıca tv dediğin şey öyle 40-50 kilo gelen bir ürün değil. kelebek alçıpan dübeli ve ona uygun uzun vida, pul kombinasyonu ile her türlü tv monte edebilirsiniz. (+7-8 kilodan sonrası benim gözümde sorun teşkil eder. kesinlikle duvarda ki karkas profilini bulup en azından iki vidayı sağlama almak lazım)
hadi sana kolay gelsin.
ben evlenince kirada oturamam
-
dikkat ettiyseniz böyle cümle kuran aşko kuşko kızlar hep mutlu. benim gibi karşısındaki insanı yormak istemeyen,zorlamayan güçlü kızların anasından emdiği süt burnundan geliyor. başka sözüm yok sayın hakim.
yaran olaylar
-
21 senedir oturduğumuz evi satışa çıkarıp arka balkona "satılık" ilanını astıktan 4 ay sonra bir gün balkonda çay içerken bizi gören 21 senelik üst komşumuzun gülümseyen bir suratla "hayırlı olsun!!! evi siz mi aldınız? :)))))" diye seslenmesi. varlığımızdan haberi yokmuş adamın.
21 temmuz 2020 türkiye yunanistan gerginliği
-
umalım da düzgün ve dirayetli bir diplomasi süreci ile yönetelim.
bir anlık gaz ile hesapsız çıkışlar sonucu s-400 mevzusuna dönmesin. sonra navtex ilan edip de bozcaadayı verip kapatmayalım konuyu.
edit: 50 tane mesaj geldi, yok onlar ismet zamanındaydı, yok siz chp'liler ne korkaksıznız, yok türke kefen biçenin ölümü pek olur.
ulan s-400'ü nasıl aldık? uçak düşünce herkes sıraya girdi, birbirleri ile kavga ettiler "emiri ben verdim" diye. sonra rusya höyt çekince fetö yaptı, pelikancılar yaptı, ben uyuyordum haberim yoktu e tamam ver bi kullanamayacağımıuz s-400 barışalım diye ben mi satın aldım?
ver papazı al papazı diye, `bu fakir bu görevde olduğu müddetçe o teröristi alamazsın` diyip de papazı ben mi verdim abd'ye?
ırak'ta askerlerin başına çuval geçirildiğinde tek parti mi iktidardaydı?
en yakın örnek eşek adası olayı. selfie çekince arkada aydın il sınırı tabelası görünüyor amk onu da mı ben verdim yunanistan'a?
ne kadar çemçük ağızlı var konuştukça konuşuyor ya.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"annemin toz bezini alıp kendime t-shirt yaptım. gün intikam günüdür."
iban'i iban diye okuyan cahil
-
allah başka dert vermesin kardeş
olan biten
-
hz. muhammed gibi kutsal kabul edilen sahislara edilen hakaretlerin tck'daki "toplum barisini bozmaya elverislilik" kriteriyle suc olarak kabul edildigini ve bu konuda mahkemelik olup ceza almaniz icin kendisinin ya da bir varisinin dava acma gerekliligi olmadigini,
ataturk'un ise bonus olarak onu koruyan kendine ait yasasi oldugunu, kendisinden "bu adam" diye bahsetmenin hakkinda dahi verilmis ceza karari oldugunu,
o yuzden bu kategorilere giren hakaretlerin basinizi kolaylikla belaya sokabilecegini
biliyor muydunuz?
--eksi sozluk genel kultur bakanligi, "turkiye gercekleri" serisi cilt 1
kuşadasılı mı kuşadalı mı sorunsalı
-
dilimizde var olan ancak tdk kanunu*'nda hükme bağlanmayan ikiliklerden biridir.
dilde sürekli bir değişim söz konusudur ki bu değişim sadece söz varlığında değil, eklerde de meydana gelir. bu nedenle günümüz türkçesinde biçimce karşıt iki yerleşik örneği bulunan yapılarda mantıklı olan, konuya sözcük özelinde yaklaşmak.
bana göre estetik, en az çaba yasasına uygunluk, yaygın kullanım gibi özellikleri taşıdığı için "kuşadası" sözcüğü özelinde makul kullanım "kuşadalı" şeklinde.
konunun teorik kısmıyla ilgilenenler için bulabildiğim en net ve detaylı açıklama aşağıda yer alıyor.
--- spoiler ---
bilindiği gibi isim tamlamalarında tamlanan unsurda iyelik eki bulunur. bu isim tamlamaları isimden isim yapan +li eki aldıklarında tamlanan unsurdaki iyelik eki düşer:
asker şapkası + lı -> asker şapkasılı değil asker şapkalı
türk bayrağı + lı -> türk bayrağılı değil türk bayraklı
kaldırım taşı + lı -> kaldırım taşılı değil kaldırım taşlı
bartın üniversitesi + li -> bartın üniversitesi+li değil bartın üniversiteli
üstünova*, bu düşmeyi hem iyelik ekinin hem de +ili +ıu ekinin belirtme işlevi taşımasına bağlar (üstünova, 2008, 100). türkçede yapım ekinin çekim ekinden sonra gelememesi de bu düşmede etkilidir. ancak iyelik ekinin düşmediği ve -li ekini rahatlıkla aldığı durumlar vardır:
buzdolabı + lı -> buzdolaplı (ev) --> iyelik eki düşmüş
ayakkabı + lı -> ayakkabılı (çocuk) --> iyelik eki düşmemiş
kuşbaşı + lı -> kuşbaşılı (pide) --> iyelik eki düşmemiş
görüldüğü gibi ayakkabı ve kuşbaşı kelimesindeki iyelik eki, kendisinden sonra +li ekini rahatlıkla alabilmektedir ama buzdolabı kelimesine -li eklenince iyelik eki düşmüştür. iyelik ekinin bu durumu, bazı yer adlarında ikili bir kullanıma neden olmaktadır:
kuşadasılıyım mı doğru yoksa kuşadalıyım mı?
nurdağılıyım mı doğru yoksa nurdağlıyım mı?
suşehriliyim mi doğru yoksa suşehirliyim mi?
derepazarılıyım mı doğru yoksa derepazarlıyım mı?
kadıhanılıyım mı doğru yoksa kadıhanlıyım mı?
aslında bu yapılar için "şu kullanım doğrudur" demek, uygun değildir. bazı yer isimlerinde ikili kullanım devam edecektir ve zaman geçtikçe bu yapılardan biri kalıcı olacaktır. dil, doğal olarak iyelik ekini düşürme eğilimindedir ama iyelik eki düşünce yer isminin - yani özel ismin - yapısı bozulduğu için (kuşada, nurdağ, suşehir) iyelik ekini düşürme konusunda bir direnme söz konusudur. zaten birçok yer adında iyelik eki düşmemektedir: gölbaşılı, kırklarelili, pınarbaşılı, kocaelili...
iyelik ekinden sonra +sız ve +ki ekleri gelirse de iyelik eki düşer:
asker şapkası + sız -> asker şapkasız (adam)
çamaşır makinesi + siz -> çamaşır makinesiz (ev)
pazar günü + ki -> pazar günkü (toplantı)
kaynak: balyemez*, s. (2016). dil bilgisi üzerine açıklamalar. ankara: pegem akademi
--- spoiler ---
başak burcu kadını
-
çok sabırlı kadınlardır. sabırları taşacak noktaya gelene kadar sessiz sakin, hatta dışarıdan bakıldığında iyi niyeti salaklığa kadar giden bir görünüm sergilerler... siz onları parmağınızda oynattığınızı düşünürken o dingin yüzlerinin arkasında fırtınalar koparır ama fırtınaları içinde hapseder... sadece çok yakın dostlarına yakınır, yakınırken de inanılmaz abartır... her derdi ölümcüldür... bu bazen gerçek de olabilir... sabrının taştığı noktada bulunduğunuz yerden en uzak noktaya gitmelisiniz demektir, çünkü o salak görünen, iyi niyetli sessiz insan aniden içindeki alienı ortaya çıkartır. species filmi halt eder. söyleyeceği sözlerle sizi ölmekten beter hale getirir. bir daha yüzüne bakamayacak duruma gelirsiniz. ancak yine de affedebilir. sabrı taşıp da canavarlaşan bir başak kadını inanın sizinle tekrar arkadaşlık edecektir. canavarlaşması içindeki birikenleri artık tutamamasından kaynaklanır. eğer sabrını onun sizi affedemeyeceği bir şekilde taşırdıysanız o sessizce ortadan yok olur. ve sizi yok sayar. o sizin için ölmüştür siz ise zaten onun için hiç yaşamadınız..
eşini paylaşmanın çok da kötü bir şey olmaması
-
haklısın dostum adres neydi?
tembel öğrencilerin sınavlarda düşündükleri
-
sınavın ilk dakikaları:
şimdi diyelim ki bundan 50 aldım... yani bi kaç şey de geveledim yüz üzerinden 50 alırım herhalde... neyse şimdi bu midterm'ün ağırlığı yüzde 30 olsa, ödevleri birilerinden bulsam evirip çevirip patchwork çalışması yapıp versem, onlardan da yüzde 20 gelse... geçer miyim? geçerim ya...
10-15 dakika arası:
şimdi diyelim ki ben bundan 20 aldım... yani adımı yazdım, sabahın köründe kalktım geldim sınava, bunlara bile puan verilmesi lazım. hem boş kağıt vermiyorum ki canım, yazdım bi şeyler, aa... bu midterm'üm ağırlığı yüzde 30 değil de 25 olsa, ödebvlere özensem, misler gibi teslim etsem... geçer miyim? geçerim canım, artık daha neler!
20-30 dakika arası:
şimdi diyelim ki ben bundan 10 filan aldım... ödevleri de verdim, finaline de deliler gibi çalıştım. gitsem hocaya da ağlasam, "hocam midterm zamanı çok hastaydım, çok iyi geçmedi sınavım filan desem... geçirir mi? geçirir herhalde yav.
30+ dakika - sınavı teslim ederken:
kağıdı ilk veren kişi olmaktan da nefret ediyorum, şimdi salak asistan can sıkıntısından benim kağıdımı okuyup eğlenecek.uf boş kağıt verseydim bari, hiç değilse rezil olmazdım. şimdi ben bu sınavdan 0 alsam... aman be yaz okulunda açılmıyo mu bu ders!