hesabın var mı? giriş yap

  • haberin girişine bak :

    "trabzon'un çaykara ilçesinden 51 yıl önce heyelan nedeniyle van'ın özalp ilçesindeki iki köye göçen karadenizliler, yöre halkıyla yıllardır huzur içerisinde yaşıyor."

    sanki çeçenistan'a göçmüşler adamlar. göçtükleri yer yine bizim toprak. anadolu ajansı nereye varmaya çalışıyorsun?

  • corinth'li sisyphus'un anlaşma sürecine girdiği gerçeği (38)
    hephaistos'u hepaistos diye okuyan tip (76)
    merhaba ben truvalı priam sorularınızı yanıtlıyorum (132)
    pegasusun intikamı (113)
    sabire meltem banko (48)

  • zonguldak şantiyesinde tanıdığım bi kalfa vardı, ismi mustafa. güleryüzlü, basit bir adamdı. her sabah herkesten yarım saat önce şantiyeye gelip çayı demler, sahada bi tur atar, üzerine revizyon gelen hükümsüz projeleri veya gazete kağıtlarını masaya serip kahvaltı sofrasını hazırlar, sonra beni beklerdi. ben bazı sabah sekizde, bazı sabah sekiz buçukta gelirdim işe. ben gelmeden kahvaltıya başlamazdı. oturup kahvaltılığı yerken üç beş laflar, o günkü işleri programlardık. hiç itiraz ettiğini, hiçbir işi yokuşa sürdüğünü, yalan konuştuğunu duymadım. ne işçileri bana karşı korurdu ne de beni işçilere karşı. çok düz, çok basit bir adamdı.

    bir akşam paydostan sonra ofise geldi, hakediş hazırlıyordum. "şef, hadi gel bi bardak çay içelim" dedi. normalde böyle şeyler olmadığından refleksle "hayırdır ya kötü bi şey mi oldu canın mı sıkkın senin?" diye sordum. "yoo, öyle sıkıldım biraz" dedi.

    zonguldak' ta bilen bilir, çok güzel çay bahçeleri vardır. alabildiğine deniz manzaralı, ferah, yüksek yerler. insanın gerçekten hem içi açılır hem de o devasa karadeniz görüntüsü karşısında biraz garip hissedersin. bu çay bahçelerinden birine oturduk, o çay söyledi ben kahve. "yauv sen de hep kayfe içiyosun, çarpıntı yapmayor mu?" dedi, kafasını diğer tarafa dönerek güldü. huyu böyleydi, şaka yollu takıldığında gülerken başka tarafa dönerdi. "çay sevmiyorum ya, alışınca zaten çarpıntı falan da yapmıyor" dedim ben de güldüm.

    biraz böyle uzağa baktı, insanın canı öyle bi manzara karşısında ya hiç konuşmak istemez ya da konuşmaya başladığında artık hiç lafını kontrol etmeyeceğini bilirsin. biraz öyle sanırım konuşacaklarını kafasında toparladıktan sonra başladı anlatmaya.

    on beş yaşındaymış, sevdiği kızı ne kadar istediyse de vermemişler. araya aracılar göndermiş, babasının karşısına bizzat kendisi gitmiş dikilmiş, abileriyle konuşmuş. olmamış. ne yaptıysa para etmemiş. askere gitmeden önce kızı başkasına vermişler, mustafa' dan daha zengin birine. mustafa askere gitmiş, tezkereyi aldığı gibi nizamiye kapısından çıkar çıkmaz inşaat işlerinde çalışan bi köylüsünü aramış. mersin' de bir şantiyedeymiş o sıralar köylüsü, mersin otobüsüne bilet almış mustafa. dönmemiş bir daha köye. ne bir ev ne bir yurt, şantiyelerden başka mekanı yok.

    "kaç yaşındasın?" diye sordum, "kırk iki yaşındayım şefim" dedi. düşünmesi bile ürkütüyor beni, yirmi yedi yıl. koskoca yirmi yedi yıl. dipsiz bir boşlukta geçmiş, karanlıkta yaşanmış bir insan ömrü. "o kızı bir allahın günü olsun unutamadım yau şef, nerden bulduysa adresimi bulmuş bir tane fotoğrafını göndermiş her akşam bakar dururum" dedi. "ne zaman bu kadar yıl geçti ben hiç anlamadım, işten başka şu hayatımda hiçbi şey bilmedim, öyle yaşadık gitti işte boşu boşuna biz de"

    akşam saat altıydı çay bahçesine oturduğumuzda, saat dokuz buçuğa kadar anlattı mustafa. "eh, hadi yeter bu kadar kafanı şişirdim senin de" dedi, güldü, kafasını diğer tarafa çevirdi.

    ertesi sabah uyanmış, herkesten yarım saat önce şantiyeye gelip çayı demlemiş, sahada bi tur atmış, üzerine revizyon gelen hükümsüz projeleri masaya serip kahvaltı sofrasını hazırlamış, sonra beni beklemiş. yüzüne baktım, o dün akşam bana hikayesini anlatan adamdan en ufak bir eser yok. mustafa değil, mustafa usta duruyor karşımda.

    size hikayeyi onun kelimeleriyle anlatmadım, bunu özellikle yapmadım. mustafa' ya haksızlık olur gibi geldi.

    unutmamak deyince hep mustafa' nın o fotoğraftan gülümseyerek bahsedişi geliyor aklıma.

  • özellikle action ve mecha türündeki animelar için geçerli olan bazı
    genellemeler şunlardır:

    #1 – metafiziksel düzensizliği yasası

    normal fizik kanunları geçerli değildir.

    #2 – yerçekimini azaltma yasası

    her ne zaman biri ya da bir şey zıplasa veya atılırsa yerçekimi o şey için 4
    kat azaltılır.

    # 3 – ses yükseltme yasası, anime akustik asal yasası

    uzayda güçlü sesler (mesela patlamalar) çok daha fazla kuvvetlenir, çünkü
    uzayda patlama sesini azaltabilecek hava bulunmaz.

    # 4 – değişmez saldırı yasası, anime hareket asal yasası

    saldırı hıza denktir. bir dövüş sahnesi olduğundan çok daha hızlıymış gibi
    gösterilir.

    # 5 – mekanik hareketlilik yasası,anime hareket ikinci yasası

    en büyük mekanik alet en hızlı hareket edendir.

    #6 – zaman değişim yasası

    zaman her zaman sabit hızla sürmez. kahraman her soğukkanlı ve/veya etkileyici
    bir şey yaptığında zaman durur, sevgililer ve arkadaşlar ölürken yavaşlar ve
    bir dövüş başladığında hızlanır.

    #7 – maddi ölüm asal yasası

    iyi karakterin yada kötü karakterin ölmesi savaşın bitmesinin tek yoludur.ya
    kötü karakter anlayamayacağı kadar hızlı ölür ya da çok uzun süren bir kavga
    konuyu oluşturur. bu durumda iki taraf da birbirlerinin çalışma sistemini
    kavramak için zaman kazanmaya çalışacaktır.

    #8 - ikinci maddi ölüm yasası

    as kötü karakterin ölümü hemen olmaz, zaman alır(kullandığı yada emrinde ki
    derecesi düşük kötü karakterler için bu kural daha hafif şekli ile geçerlidir)
    fiziksel yaralar ne olursa olsun ölümün onlara ulaşamayacağına inanmaları
    onların doğal niteliği halindedir ve bu yüzden ölürken kendi ölümlerinin şoku
    ile bunu anlayamamış olarak ölürler.

    #9 – heyecanı vurgulama yasası

    hareketin yoğun olduğu heyecanlı anlarda ekran bu sahnedeki karakterleri ayrı
    ayrı gösterecek şekilde parçalara bölünür. aradaki ayrım çizgileri siyah
    üzerine parlak renkler kullanılarak betimlenir.

    #10 – heyecanı çoğaltma yasası

    iyi karakter, kötü karakteri yaraladığında ya da yenilgiye uğrattığında, bu
    olay en az 3 kez 3 farklı açıdan gösterilir.

    #11 – doğal yanıcılık yasası

    her şey patlar.her şey.

    ilk kanıtlama: herhangi bir şey patlamak üzereyse şişer. patlamak üzereyken
    şişmeyen şeyler de...

    ikinci kanıtlama:büyük şehirler insani biliminin kabul ettiği en yüksek
    derecede patlayıcı materyaldir. tokyo bu şehirler içinde en çabuk alev alan
    şehirdir.

    #12 – işık yasası

    hemen hemen her şey enerji yüklü ışık yayar. iyi karakterli biri ya da şeyse
    iyi, kötü karakterli ise de kötü..

    #13 – enerji yayma yasası

    enerji mekanik yada uzay aracı silahlarıyla ateş etmeden önce enerji
    biriktirir. (çoğunlukla “enerji şişkinliği” olarak adlandırılır). silahların
    patlama özellikleri yüzünden, bunun doğal yanıcılık yasası ile bağlantılı
    olduğu sanılır.

    #14 – ters öldürücü büyüklük yasası

    silahın yıkıcı potansiyeli, büyüklüğü ile ters orantılıdır. iyi karakterin
    sahip olduğu küçük bir silah, kötü karakterin sahip olduğu kocaman bir silahı
    yener.

    #15 – tükenmezlik yasası

    kimse köşeye sıkıştırılmadıkça ve bilinçsiz değilse, asla varlığını,
    silahlarını tamamen harcamaz ve kimsenin mermisi bitmez.

    #16 – ters doğruluk yasası

    iyi karakterin görevi doğru olarak bildiği ve uygulamaya çalıştığı kural her
    ne kadar zor bir durumda olursa olsun elindeki güçle mümkün olabildiğince çok
    şeyi savunmak ve kurtarmak ve bunu yaparken kendini sakınmamaktır. kötü
    karakterinki ise ne olursa olsun elindeki gücü sadece kendi çıkarları için ve
    iyi olan herşeyi yok etmek için kullanmaktır. (bu stormtrooper etkisi olarak da
    bilinir)

    örnek:bir iyi karakter darbeler yüzünden sersem bir halde olsa da karışıklığı
    kontrol altına alır ve aynı anda çarpmak üzere olan bir aracı kurtarır. iyi
    karakter tüm bunları orta yerde açık hedef halindeyken yaptığı halde ona ateş
    eden bir tabur kötü karakter ise iyi karakteri vuramaz, ıskalar.

    ilk sonuç:sahnede ne kadar çok kötü karakter varsa, birilerini vurma ya da
    yaralama olasılıkları o derece azdır.

    ikinci sonuç:her ne zaman iyi karakter başa çıkılmaz bir olayla karşı karşıya
    gelse genellikle olasılıklar şöyle sıralanır: kötü karakterler derlitoplu bir
    düzene girer, herşey kahramanın tek atışta hepsini yenip kurtulmasını
    sağlayacak şekilde gelişir.

    üçüncü sonuç:her ne zaman iyi karakter gerçekten kötü tarafından vurulsa, bu
    yaralanma onun için bir kayıp değil tam tersine savaşma azmi olur ve yaranın
    ağırlığına rağmen kalkar ve eskisinden daha güçlü savaşır ve... yener. ayrıca
    bu yara genelde omuz gibi fazla önemli olmayan yerlerde olur ve bu onun
    savaşmasını engellemez.

    #17 – geçici romantik güvenilmezlik yasası

    kötü karakter ya iyi karaktere aşık olur ki bu onun için iyi bir son
    olmayabilir her zaman (kendini iyi için feda etmesi olasıdır)ya da iyi
    karakteri kendine aşık edecek bir yol bulur ki bunu kullanması da zararınadır
    aslında ya sonuç ters döner ve ilk olasılığa döner ya da planı ortaya çıkar ve
    her zaman olduğu gibi yenilir...

    #18 – kan kapasitesi yasası

    insan vücudunda 12 galonun üzerinde kan vardır. bazen daha fazla(!)

    #19 – şeytani kıvam yasası

    tüm şeytanların ve diğer doğa üstü yaratıkların en az 3 gözleri, sivri dişleri
    ve sarı yeşile ya da kahverengine benzeyen gözleri vardır ve sadece kılıç gibi
    keskin uçlu silahlardan etkilenirler.

    #20 - askeri güvenilmezlik yasası

    büyük galaksilerin en geniş donanmaları, bütün orduları ve büyük savaş
    makinaları son derece acımasız, katı yürekli kana susamış savaşçıları sevgi
    dolu güçlü duygular gibi basit şeyler karşısında yenilebilirler.

    #21 – taktik güvenilmezliği yasası

    ..........taktik dahilerini bile ...

    #22 - önemsiz farkedilmezlik yasası

    insanlar küçük şeyleri farkedemezler... kayıp vücut parçaları gibi ya da
    büyüklüğü seattle kadar olan yaralanmaları.

    #23 - gençlere özgü entellektüellik yasası

    çocuklar yetişkinlerden daha zekidirler ve her zaman boyutlarının neredeyse
    iki katı kadar sinir bozucu olurlar

    #24 - americanthropomorphism yasası.

    gerçekten çirkin kötü karakterler her zaman sıska amerikalılardır.

    #25 - amerikalıları zihinsel olarak küçümseme yasası

    aptal iyi karakterler her zaman iri amerikalılardır.

    ilk sonuç: gerizekalı amerikalı kahramanlardan daha aptal olan kişiler
    amerikalı çevirmenlerdir.

    ikinci sonuç: amerikan çevirmenlerden daha da aptal olanlar ise amerikalı
    yayıncılar ve sansürcülerdir.

    #26 - çene orantısı yasası

    kişilerin ağız büyüklükleri çıkardıkları sesin yükseklik derecesiyle doğru
    orantılıdır. yani ne kadar çok bağırırsa o kadar büyük bir ağzı olur

    #27 - kedigil mutasyonu (dönüşümü) yasası

    yarı kedi yarı insan olanların çoğunun ortak özellikleri şunlardır:

    dişi olmak

    geniş duyma gücüne sahip olmak bazen bir kuyruğa da

    mümkün olabildiği kadar küçük giysiler giyebilmek

    #28 - ateş gücünü koruma yasası

    düşmanı tek seferde yok edebilecek kadar kuvvetli bir silah varsa, bu silah en
    sona saklanır ve son şans olarak kullanılır.

    #29 – teknolojik kullanıcı yasası

    uzay gemisi ve benzeri araçların yönetimi için resmi eğitim gerekliliği
    karmaşıklığı ile ters orantılıdır.

    #30 - zıtlaşma parlaması yasası

    savaşçılık ve kuvvet gibi özellikler ya da güçlü iyi duygular son derece
    yüksek seviyeli ve gizemli bir parlaklık şeklinde oluşumlar yayar. bu oluşumlar
    genellikle kötü karakterler için kırmızı iyi karakterler içinse mavi renkte
    betimlenir. bunun nedeni mavi rengin elektromanyetik spektrumda kırmızı renkten
    daha üst seviyede olmasıdır.

    #31 – insan biçimli olmayanların düşmanlığı yasası

    tüm çirkin ve insani olmayan yaratık türleri düşmandırlar ve genellikle
    olabilecek en adi yollarla insanlığı anlaşılması güç ve karanlık sebeplerden
    dolayı yok etmek isterler.

    (bkz: http://www.anime.gen.tr/ )

  • kafayı bir yere çarpınca ya da kafaya bir şey düşünce kafanın etrafında kuşlar dönmeye başlar ve kuş sesleri yankılanmaya başlar, yüzde mutlu bir ifade oluşur..

  • --- spoiler ---

    (nükleer enerji üretimi sonrası atıklardan bahsediyor)

    - derdiniz atıklarsa afrika orada? veririz üç beş kuruşu oraya göndeririz.

    --- spoiler ---

    yani ne diyebilirim, ne dersem bu korku filmini tam olarak izah edebilir gerçekten bilmiyorum. benim kelime dağarcığımın bittiği bir nokta burası. kan donması nasıl oluyormuş bu lafın sonunda anladım...

  • baslik: 16 ay kızıl bi hatunla çıktım

    1.entry: öyle kızıl kızıl diye yollara düşecek kadar bi numara yok. 2 hafta sonra alışıyo insan.

    2. entry : eline kına yakmış beyler

    14 sayfadir herkes @2 ye sukranlarini sunuyor.