ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
51 yıldır van'da yaşayan trabzonlular
-
haberin girişine bak :
"trabzon'un çaykara ilçesinden 51 yıl önce heyelan nedeniyle van'ın özalp ilçesindeki iki köye göçen karadenizliler, yöre halkıyla yıllardır huzur içerisinde yaşıyor."
sanki çeçenistan'a göçmüşler adamlar. göçtükleri yer yine bizim toprak. anadolu ajansı nereye varmaya çalışıyorsun?
ekşi sözlük antik yunan klonundan başlıklar
-
corinth'li sisyphus'un anlaşma sürecine girdiği gerçeği (38)
hephaistos'u hepaistos diye okuyan tip (76)
merhaba ben truvalı priam sorularınızı yanıtlıyorum (132)
pegasusun intikamı (113)
sabire meltem banko (48)
6 günde 200 kişiye corona bulaştıran kadın
-
covid 19 sinop bayiliğini almış teyzemiz. soğukkanlı bi seri katil de olabilir.
unutmamak
-
zonguldak şantiyesinde tanıdığım bi kalfa vardı, ismi mustafa. güleryüzlü, basit bir adamdı. her sabah herkesten yarım saat önce şantiyeye gelip çayı demler, sahada bi tur atar, üzerine revizyon gelen hükümsüz projeleri veya gazete kağıtlarını masaya serip kahvaltı sofrasını hazırlar, sonra beni beklerdi. ben bazı sabah sekizde, bazı sabah sekiz buçukta gelirdim işe. ben gelmeden kahvaltıya başlamazdı. oturup kahvaltılığı yerken üç beş laflar, o günkü işleri programlardık. hiç itiraz ettiğini, hiçbir işi yokuşa sürdüğünü, yalan konuştuğunu duymadım. ne işçileri bana karşı korurdu ne de beni işçilere karşı. çok düz, çok basit bir adamdı.
bir akşam paydostan sonra ofise geldi, hakediş hazırlıyordum. "şef, hadi gel bi bardak çay içelim" dedi. normalde böyle şeyler olmadığından refleksle "hayırdır ya kötü bi şey mi oldu canın mı sıkkın senin?" diye sordum. "yoo, öyle sıkıldım biraz" dedi.
zonguldak' ta bilen bilir, çok güzel çay bahçeleri vardır. alabildiğine deniz manzaralı, ferah, yüksek yerler. insanın gerçekten hem içi açılır hem de o devasa karadeniz görüntüsü karşısında biraz garip hissedersin. bu çay bahçelerinden birine oturduk, o çay söyledi ben kahve. "yauv sen de hep kayfe içiyosun, çarpıntı yapmayor mu?" dedi, kafasını diğer tarafa dönerek güldü. huyu böyleydi, şaka yollu takıldığında gülerken başka tarafa dönerdi. "çay sevmiyorum ya, alışınca zaten çarpıntı falan da yapmıyor" dedim ben de güldüm.
biraz böyle uzağa baktı, insanın canı öyle bi manzara karşısında ya hiç konuşmak istemez ya da konuşmaya başladığında artık hiç lafını kontrol etmeyeceğini bilirsin. biraz öyle sanırım konuşacaklarını kafasında toparladıktan sonra başladı anlatmaya.
on beş yaşındaymış, sevdiği kızı ne kadar istediyse de vermemişler. araya aracılar göndermiş, babasının karşısına bizzat kendisi gitmiş dikilmiş, abileriyle konuşmuş. olmamış. ne yaptıysa para etmemiş. askere gitmeden önce kızı başkasına vermişler, mustafa' dan daha zengin birine. mustafa askere gitmiş, tezkereyi aldığı gibi nizamiye kapısından çıkar çıkmaz inşaat işlerinde çalışan bi köylüsünü aramış. mersin' de bir şantiyedeymiş o sıralar köylüsü, mersin otobüsüne bilet almış mustafa. dönmemiş bir daha köye. ne bir ev ne bir yurt, şantiyelerden başka mekanı yok.
"kaç yaşındasın?" diye sordum, "kırk iki yaşındayım şefim" dedi. düşünmesi bile ürkütüyor beni, yirmi yedi yıl. koskoca yirmi yedi yıl. dipsiz bir boşlukta geçmiş, karanlıkta yaşanmış bir insan ömrü. "o kızı bir allahın günü olsun unutamadım yau şef, nerden bulduysa adresimi bulmuş bir tane fotoğrafını göndermiş her akşam bakar dururum" dedi. "ne zaman bu kadar yıl geçti ben hiç anlamadım, işten başka şu hayatımda hiçbi şey bilmedim, öyle yaşadık gitti işte boşu boşuna biz de"
akşam saat altıydı çay bahçesine oturduğumuzda, saat dokuz buçuğa kadar anlattı mustafa. "eh, hadi yeter bu kadar kafanı şişirdim senin de" dedi, güldü, kafasını diğer tarafa çevirdi.
ertesi sabah uyanmış, herkesten yarım saat önce şantiyeye gelip çayı demlemiş, sahada bi tur atmış, üzerine revizyon gelen hükümsüz projeleri masaya serip kahvaltı sofrasını hazırlamış, sonra beni beklemiş. yüzüne baktım, o dün akşam bana hikayesini anlatan adamdan en ufak bir eser yok. mustafa değil, mustafa usta duruyor karşımda.
size hikayeyi onun kelimeleriyle anlatmadım, bunu özellikle yapmadım. mustafa' ya haksızlık olur gibi geldi.
unutmamak deyince hep mustafa' nın o fotoğraftan gülümseyerek bahsedişi geliyor aklıma.
anime yasaları
-
özellikle action ve mecha türündeki animelar için geçerli olan bazı
genellemeler şunlardır:
#1 – metafiziksel düzensizliği yasası
normal fizik kanunları geçerli değildir.
#2 – yerçekimini azaltma yasası
her ne zaman biri ya da bir şey zıplasa veya atılırsa yerçekimi o şey için 4
kat azaltılır.
# 3 – ses yükseltme yasası, anime akustik asal yasası
uzayda güçlü sesler (mesela patlamalar) çok daha fazla kuvvetlenir, çünkü
uzayda patlama sesini azaltabilecek hava bulunmaz.
# 4 – değişmez saldırı yasası, anime hareket asal yasası
saldırı hıza denktir. bir dövüş sahnesi olduğundan çok daha hızlıymış gibi
gösterilir.
# 5 – mekanik hareketlilik yasası,anime hareket ikinci yasası
en büyük mekanik alet en hızlı hareket edendir.
#6 – zaman değişim yasası
zaman her zaman sabit hızla sürmez. kahraman her soğukkanlı ve/veya etkileyici
bir şey yaptığında zaman durur, sevgililer ve arkadaşlar ölürken yavaşlar ve
bir dövüş başladığında hızlanır.
#7 – maddi ölüm asal yasası
iyi karakterin yada kötü karakterin ölmesi savaşın bitmesinin tek yoludur.ya
kötü karakter anlayamayacağı kadar hızlı ölür ya da çok uzun süren bir kavga
konuyu oluşturur. bu durumda iki taraf da birbirlerinin çalışma sistemini
kavramak için zaman kazanmaya çalışacaktır.
#8 - ikinci maddi ölüm yasası
as kötü karakterin ölümü hemen olmaz, zaman alır(kullandığı yada emrinde ki
derecesi düşük kötü karakterler için bu kural daha hafif şekli ile geçerlidir)
fiziksel yaralar ne olursa olsun ölümün onlara ulaşamayacağına inanmaları
onların doğal niteliği halindedir ve bu yüzden ölürken kendi ölümlerinin şoku
ile bunu anlayamamış olarak ölürler.
#9 – heyecanı vurgulama yasası
hareketin yoğun olduğu heyecanlı anlarda ekran bu sahnedeki karakterleri ayrı
ayrı gösterecek şekilde parçalara bölünür. aradaki ayrım çizgileri siyah
üzerine parlak renkler kullanılarak betimlenir.
#10 – heyecanı çoğaltma yasası
iyi karakter, kötü karakteri yaraladığında ya da yenilgiye uğrattığında, bu
olay en az 3 kez 3 farklı açıdan gösterilir.
#11 – doğal yanıcılık yasası
her şey patlar.her şey.
ilk kanıtlama: herhangi bir şey patlamak üzereyse şişer. patlamak üzereyken
şişmeyen şeyler de...
ikinci kanıtlama:büyük şehirler insani biliminin kabul ettiği en yüksek
derecede patlayıcı materyaldir. tokyo bu şehirler içinde en çabuk alev alan
şehirdir.
#12 – işık yasası
hemen hemen her şey enerji yüklü ışık yayar. iyi karakterli biri ya da şeyse
iyi, kötü karakterli ise de kötü..
#13 – enerji yayma yasası
enerji mekanik yada uzay aracı silahlarıyla ateş etmeden önce enerji
biriktirir. (çoğunlukla “enerji şişkinliği” olarak adlandırılır). silahların
patlama özellikleri yüzünden, bunun doğal yanıcılık yasası ile bağlantılı
olduğu sanılır.
#14 – ters öldürücü büyüklük yasası
silahın yıkıcı potansiyeli, büyüklüğü ile ters orantılıdır. iyi karakterin
sahip olduğu küçük bir silah, kötü karakterin sahip olduğu kocaman bir silahı
yener.
#15 – tükenmezlik yasası
kimse köşeye sıkıştırılmadıkça ve bilinçsiz değilse, asla varlığını,
silahlarını tamamen harcamaz ve kimsenin mermisi bitmez.
#16 – ters doğruluk yasası
iyi karakterin görevi doğru olarak bildiği ve uygulamaya çalıştığı kural her
ne kadar zor bir durumda olursa olsun elindeki güçle mümkün olabildiğince çok
şeyi savunmak ve kurtarmak ve bunu yaparken kendini sakınmamaktır. kötü
karakterinki ise ne olursa olsun elindeki gücü sadece kendi çıkarları için ve
iyi olan herşeyi yok etmek için kullanmaktır. (bu stormtrooper etkisi olarak da
bilinir)
örnek:bir iyi karakter darbeler yüzünden sersem bir halde olsa da karışıklığı
kontrol altına alır ve aynı anda çarpmak üzere olan bir aracı kurtarır. iyi
karakter tüm bunları orta yerde açık hedef halindeyken yaptığı halde ona ateş
eden bir tabur kötü karakter ise iyi karakteri vuramaz, ıskalar.
ilk sonuç:sahnede ne kadar çok kötü karakter varsa, birilerini vurma ya da
yaralama olasılıkları o derece azdır.
ikinci sonuç:her ne zaman iyi karakter başa çıkılmaz bir olayla karşı karşıya
gelse genellikle olasılıklar şöyle sıralanır: kötü karakterler derlitoplu bir
düzene girer, herşey kahramanın tek atışta hepsini yenip kurtulmasını
sağlayacak şekilde gelişir.
üçüncü sonuç:her ne zaman iyi karakter gerçekten kötü tarafından vurulsa, bu
yaralanma onun için bir kayıp değil tam tersine savaşma azmi olur ve yaranın
ağırlığına rağmen kalkar ve eskisinden daha güçlü savaşır ve... yener. ayrıca
bu yara genelde omuz gibi fazla önemli olmayan yerlerde olur ve bu onun
savaşmasını engellemez.
#17 – geçici romantik güvenilmezlik yasası
kötü karakter ya iyi karaktere aşık olur ki bu onun için iyi bir son
olmayabilir her zaman (kendini iyi için feda etmesi olasıdır)ya da iyi
karakteri kendine aşık edecek bir yol bulur ki bunu kullanması da zararınadır
aslında ya sonuç ters döner ve ilk olasılığa döner ya da planı ortaya çıkar ve
her zaman olduğu gibi yenilir...
#18 – kan kapasitesi yasası
insan vücudunda 12 galonun üzerinde kan vardır. bazen daha fazla(!)
#19 – şeytani kıvam yasası
tüm şeytanların ve diğer doğa üstü yaratıkların en az 3 gözleri, sivri dişleri
ve sarı yeşile ya da kahverengine benzeyen gözleri vardır ve sadece kılıç gibi
keskin uçlu silahlardan etkilenirler.
#20 - askeri güvenilmezlik yasası
büyük galaksilerin en geniş donanmaları, bütün orduları ve büyük savaş
makinaları son derece acımasız, katı yürekli kana susamış savaşçıları sevgi
dolu güçlü duygular gibi basit şeyler karşısında yenilebilirler.
#21 – taktik güvenilmezliği yasası
..........taktik dahilerini bile ...
#22 - önemsiz farkedilmezlik yasası
insanlar küçük şeyleri farkedemezler... kayıp vücut parçaları gibi ya da
büyüklüğü seattle kadar olan yaralanmaları.
#23 - gençlere özgü entellektüellik yasası
çocuklar yetişkinlerden daha zekidirler ve her zaman boyutlarının neredeyse
iki katı kadar sinir bozucu olurlar
#24 - americanthropomorphism yasası.
gerçekten çirkin kötü karakterler her zaman sıska amerikalılardır.
#25 - amerikalıları zihinsel olarak küçümseme yasası
aptal iyi karakterler her zaman iri amerikalılardır.
ilk sonuç: gerizekalı amerikalı kahramanlardan daha aptal olan kişiler
amerikalı çevirmenlerdir.
ikinci sonuç: amerikan çevirmenlerden daha da aptal olanlar ise amerikalı
yayıncılar ve sansürcülerdir.
#26 - çene orantısı yasası
kişilerin ağız büyüklükleri çıkardıkları sesin yükseklik derecesiyle doğru
orantılıdır. yani ne kadar çok bağırırsa o kadar büyük bir ağzı olur
#27 - kedigil mutasyonu (dönüşümü) yasası
yarı kedi yarı insan olanların çoğunun ortak özellikleri şunlardır:
dişi olmak
geniş duyma gücüne sahip olmak bazen bir kuyruğa da
mümkün olabildiği kadar küçük giysiler giyebilmek
#28 - ateş gücünü koruma yasası
düşmanı tek seferde yok edebilecek kadar kuvvetli bir silah varsa, bu silah en
sona saklanır ve son şans olarak kullanılır.
#29 – teknolojik kullanıcı yasası
uzay gemisi ve benzeri araçların yönetimi için resmi eğitim gerekliliği
karmaşıklığı ile ters orantılıdır.
#30 - zıtlaşma parlaması yasası
savaşçılık ve kuvvet gibi özellikler ya da güçlü iyi duygular son derece
yüksek seviyeli ve gizemli bir parlaklık şeklinde oluşumlar yayar. bu oluşumlar
genellikle kötü karakterler için kırmızı iyi karakterler içinse mavi renkte
betimlenir. bunun nedeni mavi rengin elektromanyetik spektrumda kırmızı renkten
daha üst seviyede olmasıdır.
#31 – insan biçimli olmayanların düşmanlığı yasası
tüm çirkin ve insani olmayan yaratık türleri düşmandırlar ve genellikle
olabilecek en adi yollarla insanlığı anlaşılması güç ve karanlık sebeplerden
dolayı yok etmek isterler.
(bkz: http://www.anime.gen.tr/ )
çizgi film fizik kuralları
-
kafayı bir yere çarpınca ya da kafaya bir şey düşünce kafanın etrafında kuşlar dönmeye başlar ve kuş sesleri yankılanmaya başlar, yüzde mutlu bir ifade oluşur..
istersen sana telefon numaramı verebilirim
murat bardakçı
-
--- spoiler ---
(nükleer enerji üretimi sonrası atıklardan bahsediyor)
- derdiniz atıklarsa afrika orada? veririz üç beş kuruşu oraya göndeririz.
--- spoiler ---
yani ne diyebilirim, ne dersem bu korku filmini tam olarak izah edebilir gerçekten bilmiyorum. benim kelime dağarcığımın bittiği bir nokta burası. kan donması nasıl oluyormuş bu lafın sonunda anladım...
sözlükte herkesin hemfikir olabileceği tek konu
-
(bkz: 10 mart 2015 ekşi sözlük'te yapılan yenilikler)
entry numaralarının silinmesine sevinen var mı lan? hala içimde kanayan bi yara.
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: 16 ay kızıl bi hatunla çıktım
1.entry: öyle kızıl kızıl diye yollara düşecek kadar bi numara yok. 2 hafta sonra alışıyo insan.
2. entry : eline kına yakmış beyler
14 sayfadir herkes @2 ye sukranlarini sunuyor.