hesabın var mı? giriş yap

  • çok fakirlik çekmiş, karısının ölümünden sonra 6 çocuğuyla tek başına kalmıştır. eğer yanındaki insanların desteğini almasaydı belki de şuan tarihe gömülmüş bir insan olacaktı fakat ona itici güç olan arkadaşları ve kendi zekası sayesinde buhar makinesini icat etmiştir. hemen ardından çıkarılan patent kanunu ile ölümünden önceki son 25-30 yılı zenginlik içinde geçirmiştir. sanayi devrimini dolaylı olarak başlatan insandır.

  • dunyanın en leziz tostudur. lezizliği tamamen kullanılan ekmekten kaynaklanmaktadır. içinde herhangi bir katkı maddesi olmayan bu ekmekler, ayvalıktaki taş fırınlarda yapılır. önemli diğer nokta, tost ekmeğinin boğum yerlerinden dikkatlice kesilmesidir. tostun içinde, iddia edildiği gibi, tulum peynir kullanılmaz, bildiğimiz kaşar peyniri vardır.

    anne tenceresi olarak tabir edebileceğimiz, güllü dallı budaklı tencerelerde pişirilen salcalı sosis, tosta lezzet katan diğer unsurlardandır. yine iddia edildiği gibi, sosis ızgara sekilde, kesinlikle ayvalık tostunda yer almaz. ızgara sosis, yine yöresel bir tat olan kumruda kullanılmaktadır.

    tostu pişirme tekniği de cok önemlidir. gerçek bir ayvalık tostu kesinlikle kağıt gibi olmaz, ayvalıktaki tostcularda, dikkat ederseniz makinaların kosesinde, tostun kagıt gibi olmasını engelleyen bir demir parcası bulunur. pişirme tamamlandıktan sonra tostcunun, "içinde hersey olsun mu abiii?" sorusuna cevaben, opsiyonel, domates, turşu, rus salatası, ketcap, mayonez ekletebilirsiniz.

    ayvalık tostunun içinde patates kızartması, mısır, tavuk vs olması, yaygın olan yanlışlardandır ve bu durum istanbuldaki fast food işindeki arkadaşların deneysel çalışmalarından kaynaklanmaktadır. tostun bütün ana malzemesi, salam, sucuk, sosis ve kaşardan oluşmaktadır.

    90 lı yılların başında, ayvalık lisesinin köşesinde yeralan fame büfeyi de bu işi iyi yapanlar sıralamasında unutmamak gerekir. okul kantinindeki tost satışlarının dibe vurması nedeniyle, dönemin okul yönetimi tarafından, bu büfe kapatılmış ve öğrenciler daha ilerideki taipana hucum etmişlerdi.

    ayvalığın diğer iyi tostcuları için:
    (bkz: olay tost)
    (bkz: avşar büfe)
    (bkz: mesut büfe)
    (bkz: taipan)

  • avrupalı çocuk tuvalete girer , lambayı açar, sıçar,kıçını siler, ellerini yıkar, lambayı kapatır, çıkar.
    türk çocuk lambayı açar , tuvalete girer, tam sıçarken dışardan lambayı kapatırlar. ağlamaya başlar.

    tuvaletin lambasının açma- kapama düğmesi içerde olan toplumlar vs tuvaletin lambasının açma - kapama düğmesi dışarda olan toplumlar.
    gerisini siz düşünün

  • gömleğinin son düğmesini kapatarak kendini hipster zannerken müezzine benzeyen arkadaşların kadınlara verdiği bir takım tavsiyeler.

  • (bkz: pucca)'nın elinden çıkan tüm kitaplar.

    okuyanla arkadaşlığımı yavaş yavaş kesiyorum. bir daha o insanı ciddiye alamam sonuçta.

  • iki sene önce.
    cerrahpaşa'ya yatıyorum.
    teşhis kötü, tanı kötü..

    cerrahpaşa geceleri karanlık, ıssız. aylarca yatıyorum, duvara görünmez çentikler atarak. on adım sayıyorum odamda, ayağa kalkabilsem on adım atarım odadan çıkmak için. ayağa kalkabilsem, şu pencereyi olsun açabilsem, yıldızları görebilsem... oysa odam çamaşırhaneye bakıyor, biliyorum.

    gece ıssız, gece uğursuz gibi sessiz. telefonuma bir mesaj düşüyor, tanrı'nın tesadüfler yoluyla benimle eğlendiğini düşünüyorum. deliler gibi ağlıyorum sonra, sonra gülmeye başlıyorum halime.

    "volkan konak- cerrahpaşa şarkısını xx kontöre cebine indir" diyen bir spam telefona düşen. inanır mısınız indiriyorum sittin kontöre, zil sesi yapıyorum. " cerrahpaşa'ya koydum canımın yarısını " diyecek kimsem olmadığı için o vakit, anamdan başka, daha bir ağlatıyor şarkı...

    orada öyle ince, öyle derinden anladım ki ben bu adamı. acısını acıma karıştırıp öyle bir ağladım ki, kimseler duymadan öyle feryatlar çıktı ki ağzımdan.

    şimdi her halta inat ayaktayım, şükür. cerrahpaşa'da değil, evimdeyim ama.. öyle bir anladım, öyle bir sevdim, öyle bir acısına ortak oldum, öyle bir ağladım ki bu adamla. işte bu yüzden tüm sikko anketlerde, ne zaman kim sorsa "en sevdiğin sanatçı kim?" diye, hep volkan konak derim. içten, yürekten söylerim, öyledir.

    az evvel cerrahpaşa'yı söyledi yine.
    öyle güzel söyledi ki...

  • attila ilhan'ın hangi sol kitabında idi sanırsam, şöyle bir olay vardı:

    fransız sosyalist partisi lideri jean jaures, metro beklemektedir. biraz ötesinde de işçiler. metro geldiğinde, işçiler haliyle 3. mevkiye yol alır, jean jaures 1. mevkiye. bunu gören işçiler "oldu mu yoldaş. biz seni de buraya, aramıza, 3. mevkiye beklerdik" derler. jean jaures'in cevabı müthiştir: "bizim kavgamız, ben de 3. mevkide yolculuk edeyim diye değil, sen de burada, 1. mevkide seyahat edesin diyedir yoldaş. bunu sakın unutma!"

    olayla ilgisine gelince..tekel işçilerinin ne kadar maaş aldığını bilmiyorum. çok da ilgilenmiyorum zaten aldıkları maaş miktarıyla. olay tekel işçilerinin aldığı maaş değil çünkü. ancak illaki maaş söz konusu yapılacaksa, tekel işçisi çok maaş alıyordu diyene kadar, biz neden az maaş alıyoruz denmeli bence. bizim kavgamız herkes az maaş alsın diye değil, herkes daha çok kazansın, daha insanca yaşasın, kazanılmış hakları gasp edilmesin diyedir.

    bu da sakın unutulmasın.

  • devam edelim nasihat silsilesine:

    - doneri cok olan iste "guvenilir" unu edinin. unutmayin, siz tek kisilik bir sirketsiniz, isminiz markaniz. bu unu edinmenin onemli kismi isinizi vaktinde hakkiyla teslim etmekten, gerisi de is esnasinda pozitif intiba birakmaktan gecer (telefona vaktinde cevap vermek, toplantida dakik olmak, iyi giyinmek, efendi olmak ama silik olmamak vs).
    - zor isler yapiyorsaniz belli bir konuda uzmanlasin. basariyla kendinizi pazarlayabilirseniz bir sure sonra isleriniz arasindaki sure artmasina ragmen gelen islere dilediginiz fiyati bicebildiginizi gorursunuz. bu yurumek icin ince bir cizgidir, cunku hem uzmanlik dalinizin zamanin gerisinde kalmamasina, hem de surec boyunca gelirinizin artmasina dikkat etmenizi gerektirir. en saglami uzmanlik dalinizi onde bir "marka" olarak tutarken (ve etinden sutunden faydalanirken) diger "yan" becerilerinizi bilemeye devam ederek isinizin surekliligini saglama almaktir.

    ..firsat buldukca ve aklima geldikce devam edecektir.
    tbc.

  • benim bu. ama yolculuk bitince gelip "beyefendi, teşekkür ederim. koltuğunuzu hiç yatırmadınız. sayenizde enfes bir yolculuk geçirdim. örnek bir yolcusunuz" diyen çıkmadı hiç.