hesabın var mı? giriş yap

  • bir keresinde fabrika ziyaretinde, müşteri aniden, "sen bir makinenin üzerine çıkıp tamir edebilir misin ha? edebilir misin? bıktık kadın mühendislerden!!!" diye haykırdı. müdahale etmeseler masanın üzerine çıkıp slogan atacaktı, adam çok ani bir şekilde tek başına örgütlendi. neyinden bıktın adamım, zaten üç beş kişiyiz, nerede gördün de bıktın acaba? ben de sakince, "doğrudur" deyince iyice sinirler gerildi. sadece kadın olduğum için adamı delirttim beyler, bende bu kudret olduktan sonra neler yapmam ki?

    yalnız makinenin üzerine niye çıkıyoruz, onu hala anlamadım. makinenin altından fışt diye çıkıp, yağlı elimi alnıma sürüp, üzerimdeki mavi tulumla "buyur abim" diye karşılamayı düşünüyorum o adamı bir sonrakine.

  • amerikadayım o zaman. tatil için eve gelecem, kardan dolayı uçak ertesi sabahın körüne erteledi. telefonda anneme söyledikten sonra yattım uyudum.
    o zamanlar modemler dial up, hattım da tek. kabloyu bi telefona bağlıyorum, bi modeme, öyle bağlanıyorum. gece de yatmadan azcık internette takılmışım, sonra da unutmuşum, telefon kablosunu modeme takılı bırakmışım.cep telefonunun da şarjı bitmesin mi?
    neyse ben sabah saatin alarmıyla kalktım, hazırlanıyorum filan, kapı çaldı. alla alla dedim, sabah 7 mi ne zira.
    uyku mahmurluğuyla açtım, karşımda bir kadın, türkçe olarak "anneniz sizi aramış ulaşamamış, uçağınız varmış, sizi uyandırmamı istedi."
    ????
    kimsin ya sen? neden türkçe konuşuyorsun? annem seni nerden tanıyor? neler oluyor? ben nerdeyim? yoksa ben aslında türkiye'ye gittim de kar-mar hepsi rüya mıydı? ya da manyak mısınız?
    meğer neymiş, sonra çözüldü: evimin hemen yanında bir türk restoranı vardı, annem bana ulaşamayınca ağır uyuduğumu da bildiğinden uçağı kaçırırım korkusuyla gitmiş internetten o restoranı bulmuş, aramış, rica etmiş, kadınceyiz de kırmamış gelmiş.
    ama yuh yani. ben o an aşırı dumur olmuştum, sanırım bi daha o kadar dumur olmadım hatta.

  • mızrak dile geldi, çığırdı babam diye,
    koca dağı devirdin, boşa tepinmen niye,
    tyrion'a da edemedin, özgürlüğü hediye,
    geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.

    bilmez misin hiç clegane dedikleri belayı,
    tazı olacak yarmayı, dağ dedikleri danayı,
    o bu değil de, yalan oldu yengeyle sizin balayı,
    geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.

    anladık tamam, delikanlı adamsın,
    döğüşte bir harika, intikamda yamansın,
    şarabın iyisinden anlayan elemansın,
    geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.

    bacının başına gelen, korkunç bir tufan,
    sen de aldın payını bak, yarıldı gitti kafan,
    hasmın can vermeden, korkunç bitti cafan,
    geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.

    yedi rab'den dileğim, alınır topunuzun öcü,
    gün gelir düşmana, yetmez lannister'ın gücü,
    elinde sonunda tüm diyarda, adalet borusu ötücü,
    geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler.

    nice yiğitleri yedi, kral'ın şehri denen batak,
    ne kahramanlar yitti, kimisi senden de atak,
    bunların hepsi de, gülsün diye bir kaltak,
    geldin gidiyorsun oberyn gardaş, arkandan yiğit desinler,
    mızrağına, gülüşüne, çalımına doyamadık desinler.

  • tarih konusunda sıkça sıçan bir trollün yeni yumurtlaması.

    1- 19 mayıs'ı atatürk bayram ilan etmiş.

    19 mayıs'ın bayram olma önerisi ilk kez 1936'da yani 1919'dan 17 yıl sonra beşiktaş jimnastik kulübü' adına kulüp kurucularından ahmet fetgeri aşeni tarafından önerildi, 20 haziran 1938'de bayram olarak yasalaştı. ayrıca ilk yasalaştığında adı gençlik ve spor bayramı'ydı, atatürk'ü anma kısmı 1981'de eklendi.

    başlığın dayandığı teori çöktü ama yinede devam edeyim.

    2- kurtuluş savaşı'nda ege'nin bir kısmını kurtarmak dışında başarı yokmuş.

    yeni kurulan sovyetlerle anlaşarak silah ve cephane alan, doğu'yu ermeni işgalinden kurtaran kazım karabekir'in, güneyde fransızları yenen kuva-yi milliye'nin komutanı olan kişide senin dedendi zaten. italyanlar da çok sıcakmış buralar deyip gittiler. istanbul'a demirleyen ingiliz gemileri vardı hani şu atatürk'ün geldikleri gibi giderler dediği gemiler. ne oldu sonra o gemilere ?

    3- atatürk samsuna çıkmadan önce yurdun dört bir tarafında direniş hareketi başlamış, atatürk bunların üstüne konmuş.

    güneyde ilk direniş 15 aralık 1918'de hatay dörtyol'da, batı'da ise 15 mayıs 1919'da hasan tahsin'n ilk kurşunuyla başlamış. diyelim ki isyanlar çok önce başladı, lan bunları örgütlemek kolay mı ? şimdi bizi yöneten senin dünya liderin dediğin adam 2013 yılında elinde o kadar imkan varken istihbarat alamıyor, şehrin göbeğinde bomba patlatıyorlar. üstüne suçu bizim 30 sene gerimizden gelen suriye'ye atıyor. atatürk'ün karşısında güneş batmayan imparatorluk denilen ingiltere gibi fransa, italya gibi ülkeler vardı. 100 yıl önceden bahsediyoruz. adam telgrafla yurdun dört bir yanını örgütlemiş, komuta etmiş.

    4- atatürk en ufak fırsatı bile değerlendirip, tek adamlığını sağlamlaştırmış.

    vahdettin istanbul'da sarayında oturup ingilizlerin kendisi hakkında ne yapacağını düşünürken, enver paşa batum'da harekete geçmek için mustafa kemal'in başarısız olduğu haberini beklerken çok zor olmasa gerek atatürk'ün tek adam olması.

  • türkçemize "travma sonrasi stres bozuklugu" seklinde kazandirilmis bir kaygilanim bozuklugu türü.
    savas, konsantrasyon kampi veya deprem gibi büyük felaketleri, travmalari yasayan insanlarin düsebilecegi bir çukur. o anlari sürekli tekrar yasamak (rüyalarda da), hayata ve insanlara karsi hissizlesmek, apatik olmak, gelecegin anlamini yitirmesi, çok yüksek düzeyde kaygiyla dolu olmak gibi semptomlari vardir. depresyonla elele, kolkola gezen bir rahatsizliktir.
    hem travmadan önceki psikolojik altyapiniz, hem travma sirasindaki deneyimlerinizin yogunlugu, hem de travma sonrasi insanlarla etkilesimlerinizin niteligi belirleyicidir ptsd'yi yasayip yasamamanizda, ya da ne düzeyde yasadiginizda. konusmak, paylasmak kisa dönemde aci verse de, uzun vadede her zaman en sagliklisidir, en iyi tedavi yoludur.

  • ablasının düğününde hayatı sorgulayandır.

    en yakın arkadaşımın düğününde tanıştım gelinin kız kardeşi ile, çok fazla içmiş, hayatı sorguluyordu. öyle ki bir ara komaya girecek sandık. neyse ki en yakın arkadaşım olan damat ve ben sinirleri yıllar önce alınan insanlar olduğumuz için sakince kendisi teselli ettik, gelinin bir arkadaşı ile geceyi tamamlayabilecek kadar ayılttık. bu sayede gelin ve arkadaşları oyunlarını doyasıya yaşamışlardır.