hesabın var mı? giriş yap

  • bebeğin bağlanma stillerinden kaygılı bağlanma ile karşı karşıya kalmasına sebebiyet verebilir.

    erikson' a göre birey bebeklik döneminde "temel güvene karşı güvensizlik" ismini verdiği bir dönem yaşıyor. yani güven ihtiyacı duyuyor. annenin bu dönemde bebeğe karşı sergilediği hal, hareket ve tavırlar bebeğin ileride oluşturacağı karaktere büyük bir alt yapı oluşturuyor.

    bebek bu dönemde kendini savunmasız hissediyor. bakıcısı -ki genelde bu annedir- tarafından güvene alınmak ister. anne bu dönemde bebek ağladığında zorla yemek yediriyorsa, altını değiştiriyorsa vs. bebeğin kafası allak bullak oluyor. belki bebek altını ıslattı ama anne zorla yemek yediriyor. bebek istemiyor o hala yedirmekle uğraşıyor. bu sefer bebek de anneye karşı "ne zaman ne yapacağı belli olmuyor en iyisi mi ben bu kadını yanımdan hiç ayırmayım." düşüncesi oluşuyor.

    bu dönemi başarısız geçirmiş bebekler yetişkinlik dönemlerinde büyük özgüven eksikliği duyuyorlar.

    demem o ki anne adayı olacaklar varsa ve burayı okuyorsa eğer bebeğinizle iyi anlaşın. onun davranışlarını iyi okuyun. ne zaman acıktığını, ne zaman altını ıslattığını, ne zaman hava almak istediğini iyi bilin. aksi takdirde asosyal veya sosyofobik bile olabilir çocuğunuz. çünkü özgüven eksikliği ciddi manada sosyal iletişimsizliğe yol açabilir.

  • ulan bugün de birinin adına utandım.

    dansa filan karşı değilim, ama beceremeyen de yapmayıversin arkadaş.

    ayrıca damat kardeşime hayatta kolay gelsin diyorum, adamın suratından ne bok yedim ben dediği anlaşılıyor.

    edit : ulan bunun neyini favlıyorsunuz ? onlarca bilim felsefe tarih entryim var ama siz bunu mu beğendiniz ?

    şaka lan şaka en çok beğenilen entrym tost tarifi amk. hepsi bunun gibi saçma sapan entryler, işe yarar başlıklarda beni görmeniz mümkün değil.

  • o zaman ama yerine de am yazalım, hem daha güzel. bir harften ne olacak ki?

    ben bağlaç olan de ile ek olan -de' yi ayıramayacak kadar embesilim diyorsanız kimseye laf düşmez ama. ayrıca tek taktığımız da o değildir. tabii ki yerine tabiki ya da tabi ki yazıyorsunuz ya da -ki' nin yazımını da beceremiyorsunuz ama henüz -de'yi halledemeyen biri için bunlar çok sonraki meseleler.

    debe editi: bu basit entry bari bir işe yarasın. öncelikle; (bkz: 28 şubat nadir hastalıklar günü) #58609968 sözlüğümüzde de alm est nickli arkadaşımız pek bilmediğimiz bir kanser türü ile mücadele etmekte, koyup geçecek inşallah.

    bir de bu entrynin anlam kazanması için şöyle bir şey paylaşmak istiyorum; #58803589

  • yazım kurallarını iyi bilmezseniz, "ulan dürzü, karı mı sattım..." yazacağınıza " ulan dürzü karımı sattım..." yazabilirsiniz.

  • - sen ne iş yapıyorsun şimdi?
    - zombileri öldürüyorum.
    - ama zombi diye bir şey yok ki!
    - peki sen hiç zombi gördün mü ortalıkta?
    - hayır.
    - biz işimizi yapıyoruz da ondan.

    .

  • başlık: kürtlere bağımsızlık verip ertesi gün işgal etmek
    entry :akabinde kenan doğulu'nun ''kandırdım nazlı yari'' türküsüyle mizah eyleyebiliriz. bu tip şakalar eminim her iki tarafın birbirine ısınıp, yakınlaşmasını sağlayacaktır. hem ne demişler, kürtler esprili devletlerden hoşlanır.