hesabın var mı? giriş yap

  • bedirhan bey merhabalar,

    ben yaptığınız deneyi izledim ve size bu satırları yazma gereği duydum. öncelikle bilime duyduğunuz ilgi için sizi tebrik ediyorum. bilmek sizin de farkında olduğunuz üzere çok heyecan verici bir macera. bu yolculuğunuzda sonsuz başarılar diliyorum.

    eğer kabul ederseniz tecrübeli bir deney avcısı olarak size ufak önerilerde bulunmak isterim. birincisi deneylerin bize ne anlattığını da öğrenmeye ve öğretmeye çalışmak. mesela sizin yaptığınız balon ve su deneyinde balon neden patlamıyor bunu da izleyenlerle paylaşsanız daha iyi olmaz mı. siz eminim bunu biliyorsunuzdur ancak ben bilmeyenle için paylaşmak istiyorum.

    su ısı kapasitesi yüksek sevimli bir moleküldür. normal şartlarda balonu patlatacak olan ısı balonun içindeki suyun ısıyı hapsedip buharlaşmak için kullanması nedeniyle balonun yapısına zarar vermez. biraz daha detay vermek gerekirse şunları da ekleyebiliriz;

    suyun önemli özelliklerinden biri ısının su üzerine olan etkisi ile ilgilidir. örneğin su, doğal maddeler arasında en yüksek ısı kapasitesine sahip moleküllerden biridir. ısı kapasitesi, herhangi bir cismi soğutmak için çıkartılacak ısının miktarının ölçümüdür. suya uygulanan ısı, su moleküllerinin kinetik enerjisini (hareketini) arttırmadan önce ısının önemli bir miktarı ilk önce su molekülleri arasındaki zayıf hidrojen bağlarını kırmak için kullanılır. bu yüksek ısı kapasitesinden dolayı su iklim koşullarının dengelenmesinde de en önemli unsurdur.

    diğer sıvılarla karşılaştırıldığında su ısıtıldığı zaman daha yavaş buharlaşma eğilimi gösterir. bu, yüksek buharlaşma ısısı olarak bilinir. bunun nedeni suyun kaynamadan önce ısının önemli bir kısmını moleküller arasındaki hidrojen bağlarının koparılmasında kullanılmasındandır. benzer olarak donması için geçmesi gereken süre de uzundur. bunun anlamı suyun buz haline dönüşmesi için büyük miktarda ısı salması gerektiğidir.

    sizin deneyinizde mumun ısısı balona zarar vermeden önce su tarafından emilerek kullanıldığından balon patlamadan kalabilmektedir. su doğada bulunan sıvılar arasında ısı tutma kapasitesi en yüksek maddedir. ısı iletim kapasitesi ise cıvadan sonra ikinci sıradadır. (bildiğiniz gibi çok zehirli olduğu için cıva ile deney yapmamalıyız bedirhan bey.)

    öte yandan su ve ısı konusu konuşulurken değinmeden geçemeyeceğimiz bir diğer konu da yoğunluk konusudur. dünyamızda bilinen diğer tüm maddelerin aksine suyun yoğunluğunun en yüksek olduğu derece +4 santigrat derecedir. bu da buzun suyun üzerinde yüzmesine ve su canlılarının kışın dondurucu soğuklarda bile hayatta kalabilmesine olanak sağlamaktadır. daha basitçe söylemek gerekirse buz, sıvı sudan hafiftir.

    suyun sahip olduğu diğer heyecan verici özellikleri de merak ederseniz sizinle paylaşmak isterim. çünkü aralarından bazıları gerçekten tam deney yapmalık. mesela yüzey gerilimi. bunu sonra konuşalım.

    size önermek istediğim bir diğer konu da deneyleri yaparken mutlaka koruyucu gözlük ve eldiven kullanmanız bedirhan beyciğim. biliyorum bunları takmak sıkıcı ama bilmelisiniz ki sizin gibi bilim insanları laboratuvarlarda hep bu şekilde çalışıyorlar. bu hem koruyucu, hem de çok karizmatik. bu tarz koruyucu ekipmanları kolaylıkla internetten edinebilirsiniz. bir site de önereyim göreceksiniz ki çok güzeller. eğer bana ulaşırsanız size seçtiğiniz bir tanesini hediye etmekten onur duyarım. mail adresim limonkimyonzorro@gmail.com (bir de deneyimizde ateş varsa o aşamayı kesinlikle bir yetişkin gözetiminde yapmalıyız. elimizi yahut evimizi yakmak istemeyiz.)

    son olarak yaptığınız deneyleri nasıl seçtiğinizi ve hangi bilimsel siteleri takip ettiğinizi merak ediyorum açıkçası. ben de bir sürü site takip ediyorum ve eğer sizinkileri benimle paylaşırsanız çok sevineceğim.

    benim takip ettiğim siteler şunlar;

    www.evrimagaci.org
    www.yalansavar.org
    www.kozmikanafor.com

    daha önce denk gelmediyseniz sizin de buraları okuyup yeni deney konuları bulacağınıza eminim.

    yaptığınız deney için tekrar tebrik ediyorum ve başarılarınızın devamını diliyorum. görüşmek üzere.

    edit:
    su hakkında daha detaylı bilgi için;
    (bkz: kar tanesi/@limon kimyon zorro)

  • bu videodaki kişileri tanımam etmem ama 2 kelam edeceğim. bu kadının kocasıyla birlikte kaldığında böyle şovlar, eğlenceler, cilveler yapmadığına eminim. yapılan o dansların hepsi ınternet alemi için yani sosyal medyada beğeni, takip alabilmek amaçlı.

    gerçekten kocasına böyle cilve yapacak bir kadın , sadece kocasına yapar, internette milyonlarca insanın görmesini umursamaz. eleman videoda çok daha mutlu durmuyor çünkü karısının bunu kocasıyla iyi vakit geçirme amaçlı değil de video için veya başka bir amaçlı yaptığını biliyor.

  • facebook'ta herkesin bildiği, uyguladığı, yapılması zorunlu gibi hissedilen, ancak zorunlu, yazılı ve tanımlı olmayan kurallardır.

    örneğin;

    bir arkadaşının paylaşımını paylaşacaksan, önce o kişinin paylaşımını "beğenmen" gerekir.

  • iki kez ana hikayeyi bitirdikten sonra, kitapları da okuyunca tekrar başladığım oyun. ve görüyorum ki hala ama hala beni şaşırtıp heyecanlandırabiliyor.

    --- spoiler ---

    side questlerden spoiler içerir
    --- spoiler ---

    novigrad kırsalında cüce bir otacı, benden ot toplamaya gönderdiği fakat geri dönmeyen çırağını bulmamı istedi. ot toplamaya gönderdiği civara gittiğimde, civarda bir tane köy buldum. ama işin ilginci, köyde 5-6 ev olmasına rağmen bir tanesi hariç hepsi boştu. o tek evde de ihtiyar bir karı koca yaşıyordu. otacının çırağını sorduğumda onu ot toplarken gördüklerini, ama daha sonra ormanda kurt ulumaları geldiğini, muhtemelen çırağın kurtların akşam yemeği olduğunu söylediler. akla yatkın gelse de boş evlere de bir bakmak istedim. evlerden bir tanesinde kanlı bir kesme tahtası ve bıçak vardı. ama başka hiçbir ipucu yoktu. kanlı tahtayı ihtiyarlara sorduğumda o evin önceden bir avcıya ait olduğunu ve avladığı hayvanları orada doğradını, bu işin dışarda olmasındansa içerde yapılmasının daha temiz olduğunu söylediler. fakat yaşlı adam biraz öfkelenmiş gibiydi, bana sen bu işleri ne diye karıştırıyorsun minvalinde bir şey söyledi.
    o an dönüp otacıya çırağının kurtlara yem olduğu haberini vermek üzere köyden çıkmaya karar verdim. ancak tam köyden çıkarken bu karı kocanın evinin bahçesinden çürümüş et kokusu geldiğini fark ettim. kokuyu takip ettiğimde, yaşlı çiftin evinin bahçesinde sığınak gibi bir yere açılan ve üzeri varillerle örtüşmüş bir tahta kapak olduğunu gördüm. kapağı açıp aşağı indiğimde ise karşılaştığım manzarayı tahmin edersiniz. otacının çırağı bir masanın üzerindeydi, belden aşağı paramparça vaziyette; yanında bir sürü kesme aletiyle cansız yatıyordu. artık durum iyice ayyuka çıktığından yaşlı çiftin yanına döndüm. onlara aşağıdaki durumu gördüğümü söylediğimde, bana çırağı kurtların öldürdüğünü ama kendilerinin çok yaşlı ve aç olduklarından mecburen onu yediklerini söylediler. fakat yılların witcherı bunu yer mi ? yemedi tabii. ikisini de orada öldürdüm, durumu da otacıya bildirdim.
    bu quest böylece bitti, aradan bir sürü görev daha geçti. daha sonra başka bir yere giderken yolum mecburen bu olayın geçtiği köye düştü. orada, ihtiyarların evinin önünde 3-4 tane gûl gördüm. gûlları kesince yerde ihtiyar karı kocanın cesetleri gözüme çarptı. onların da bir kısmı gûllar tarafından yenmişti. bu manzarayı geralt da manidar bulmuş olacak ki, "hah, nekrofagilar, layığınızı bulmuşsunuz." dedi kendi kendine.
    ben o ceset kokusunu alıp da bahçeye bakmasaydım, otacıya gidip çırağını kurtların öldürdüğünü söylecektim ve görev öylece bitecekti. ama minicik bir detayla alttan devasa bir hikaye çıktı bir sidequest için. sanırım cdpr'i diğer yapımcılardan ayıran şey de tam olarak bu *

    --- spoiler ---

    spoiler sonu
    --- spoiler ---

  • ablanın sana pamuk şeker aldım deyip normal bir pamuk parçasını kardeşine vermesi, kardeşin sevinip pamuğu ağzına atması ve hemen ardından yaşadığı hayal kırıklığı sebebi ile ağlamaya başlaması.

    bu hikayedeki saf kardeş benim evet.

  • sevgilisiz geçen süreyi geçici bir süre olarak kabul edip bir gün mutlu olabileceği kişinin karşısına çıkacağı umuduyla hayatına devam edebilen insandır.

  • --- spoiler ---

    yarı atletli, yarı bütün müstehcen organları ortada...

    --- spoiler ---

    bu nasıl tanımlama olm hanginiz dal daşşak geziyor lan amfide?

    yarım atlet nasıl oluyor, böyle göbeği açık bırakan cins mi?

  • +1'mle dahil oldugum topluluk. yakin gozlugu takmiyorum, menapoza hazirlanmiyorum, herseyi daha iyi gorup, anlayip, tahlil edebiliyorum. bir 40 sene daha yasamak arzusunda ve enerjisindeyim. hala aska inaniyorum.

    yikilmadim, ayaktayim.

  • içerisinde bir uzaylılar bir de insan kılığına girmiş uzaylıların bulunduğu matrix filmi. allah allah, var mı böyle bir matrix filmi, bilen aydınlatsın. imdb sayfasında filan da rastlamadım. :)

    yok eğer bildiğimiz matrix filmi ise bahsettiği, bir çok şey açığa kavuşuyor aslında. matrix filmini böyle okuyan bir insan mevcut ülkenin halini nasıl okumaz ki.

    http://www.sabah.com.tr/…lel-devlet-ve-matrix-filmi

    edit: linke tıklamaya üşenenler için. matrix filmini bugünki yazısında kullanmak istemiş sevilay hanım. cümle şu; "izleyenler bilir. hani o filmde bir uzaylılar var bir de insan kılığına girmiş uzaylılar..." neresini düzelteceksin şimdi bunun.