hesabın var mı? giriş yap

  • türk futbol seyircisinde travmatik bir etki yapmasını beklediğim reklam... işte yıllar yılı küfrettiğiniz o anneler... annelerimiz...

    utanın ibneler...

  • bol entrikalı ve sürükleyici bir ispanyol gençlik dizisi.

    dizinin isminin "control z" olmasının sebebi; rahat yetişen bir z kuşağını teknoloji ile kolayca kontrol altında tutup korku psikolojisi ile yönetilebileceğini göstermek.

  • roma imparatoru. kendisini tanri, kizkardesini tanrica, atini da senator ilan ederek tarihe deli olarak gecmistir.gunumuzde de hala hastaligi ilgi cekmektedir, beyin hummasi, sizofreni gibi olasiliklari savunan cesitli tezler bulunur.

  • 11 yaşında ölen kardeşin mezarını uzun süre sonra ziyaret edip, mezarın üzerindeki defne ağacının* ne kadar büyüdüğünü fark etmek.. dönüş yolu boyunca babayla tek kelime konuşamamak.. yol boyunca repeate alınmış halde sadece tek bir cümleyi tekrarlayıp duran iç sesi susturamamak; " aman da aman büyümüş de kocaman defne ağacı olmuş aslan kardeşim"..
    takip eden günlerde aynanın önündeki defne yaprağını arada bir koklayıp, okşamak..
    çok daha sonra aynı yapraktan babanın cüzdanında bulmak..

  • http://video.haber7.com/…niyeyi-calmaya-calisti-ama

    babamın dükkanının önünde birkaç tane sokak köpeğine bakıyoruz. cadde işlek bir cadde olsa da bu köpekler sadece köpeklerini gezdirmek için dışarı çıkanların köpeğine havlıyorlar. o kadar. o da bölgeyi koruma içgüdüsü ile yapılan bir şeydir herhalde. bunun dışında hiçbir zararları yok.

    havalar çok soğuduğunda üstlerini örtüyoruz yorganla. sağ olsun çevredeki duyarlı vatandaşlar da onlara bakma konusunda bize yardımcı oluyorlar. sahipsiz olsalar da, sokaklarda yatsalar da başıboş sokak köpeği olmaktan uzaklar yani.

    neyse bir gün dükkandayken 40-45 yaşlarında bir kadın ve oğlu köpeğe yaklaştılar. oğlunun elinde telefon vardı. ben de dükkanın içinden onları izliyorum. dükkanda dış mekanı gösteren kameradan onları izliyorum. herhalde foto çekecekler dedim. köpeklerin üstünü örttüğümüz için çok foto çeken oluyordu. onlardandır sanıyordum ama kadın sinsi sinsi yanaşıp, bir hamle ile köpeğin üstüne örttüğüm yorganı çekti. sonra katlayıp uzaklaşmaya başlarken çıktım dışarı ve aldım yorganı elinden. yolun ortasında da kadına bayağı bir söylendim.

    bu olay 2 ay önce yaşandı. bu konuyu buraya açma gibi bir düşüncem yoktu çünkü gerek yoktu. ama bugün buradaki köpeksiz sokaklar istiyoruz başlığını ve içeriğini görünce bunu isteyenlere bir örnek göstermek istedim.

    tabii ki başıboş, saldırgan köpeklerin yetkililer tarafından kontrol altına alınması gerekir. onlara bakmaları gerekir. ama türkiye'de yaşıyoruz. birbirimizi kandırmayalım. daha geçen gün elinde alman kurdu olan bir sığıra bizim köpekler havlayınca, kurdu salıyordu üstüne. gittim elemanı durdurdum. çünkü ona havlayan bizim köpekler yerlerine geçip uyuma pozisyonu almıştı. ama bu sığır buna rağmen zincirini bırakacaktı köpeğin. neden diye sordum. verdiği cevap şuydu: "benim köpeğime havladılar. cevap vermesin mi bu. korkak mı yetişsin". bana aynen bunu dedi. sanki pedagoji okumuş pezevenk.

    kısacası (bu kadar yazdıktan sonra nasıl kısaca olur bilmiyorum ama) olay sadece hayvanlarda bitmiyor. sen insan olan hayvanları bir eğitmeye çalış, ondan sonra yap ne yapıyorsan.

    not: yorgana hallenenlerin bir yorgana muhtaç olacak tiplere benzemediklerinin altını çizeyim. hadi diyelim muhtaçlar, hayvanın dili yok sonuçta. onun üstündeki yorganı almaya çalışmalarını hafifletmez muhtaç olmaları. biz de yokluk çektik ama elimizde olmayanı hırsızlıkla var etmenin peşine düşmedik. ve o kadının elinden yorganı alırken "neden aldın" diye sorduğumda en ufak bir utanma belirtisi göstermedi. böyle bir işe kalkışan utanır herhalde. zaten utanmaya dair bir şey görmediğim için yolun ortasında baya laf söyledim. yanındaki çocuğunun sikinde bile olmadı bu arada olay. telefonda vatzapta mesajlaşmaya devam ediyordu muhtemelen.

    not 2: bazıları kadını "bunu yapacak kadar muhtaç biri" olarak görüyor ama bunu yapacak kadar muhtaç birinin yüzsüz olmaması gerekir değil mi? ben de başlangıçta kadına çok mu yüklendim acaba diye düşünmüştüm ama aklıma utanmadan arınmış yüzü geldiğinde bu düşüncem hemen kayboldu. 3. mesajdaki trolle atarlanmayın ayrıca. ota boka elitist diyor o hıyarzan.

    not 3: insanlığını unutmuş hayvanseverlerden değilim ama hayvanları çoğu insandan daha çok sevdiğimi söyleyebilirim.

    edit: link güncellendi.

  • torunlarına anlatacak hikayesi var artık.

    - o sıralar dünyanın en iyisi messi.

    + eee dede

    - baktım çekti adamı, gel dedim verdim messi'ye sarıyı. görsen rengi gitti çocuğun.

  • seni şu laflarından ötürü alıp hapse tıkmayan adalet sistemine ne demek lazım bilmiyorum. adam resmen kendi ağzıyla terör/darbe çağrısı yapıyor ve buna rağmen halen dışarıda duruyorsa yazıklar olsun.

  • bir kere düştüm buna.

    iş arkadaşımdı. telefon almıştı kendine. 1 ay ödedi. sonra başka yere geçti. 2. ay ödemedi. 3. ay ödemedi. 4. ay aradım. direkt lafa girdim. biraz sıkışığım, para gelecek 1 aya. hepsini öderim dedi. 2 ay geçti, ses yok. tekrar aradım, açmadı. geri de dönmedi. mesaj attım. aga 24 saat içinde tamamını ödemezsen, ben kendi bildiğim yoldan çözerim dedim. tabii ki geri dönmedi. günah benden gitti.

    o zamanlar mavi bilgisayar vardı. oradan almıştık telefonu. gittim. hırsızlık vakası var. faturamı kaybettim, fatura nüshası lazım dedim. kredi kartıma ait alışverişten faturamı verdiler. karakola gittim. önce durumun aslını anlattım. polis güldü. telefonu ya da parasını verirse şikayetten vaz geçer misin dedi. tabii ki dedim. tamam, hallederim şimdi dedi. numarasını istedi. aradı hemen yanımda, parayı getir yoksa başın yanar, benden demesi dedi.

    adam şehrin öbür ucundan 15 dakikada geldi karakola. güzel güzel paramı verdi. saydım, ilk taksit dahil hepsini vermiş. geri verdim fazlasını. adi bir kağıda satış protokolü de yaptık oracıkta. imzalar atıldı. sonra arkasına bakmadan gitti.

    aklınızda bulunsun. ola ki böyle bi bok yiyeceksiniz, faturayı kendi adınıza kestirin. ne olur ne olmaz.

  • hele ki ilk aşksa, platoniklikten el ele tutşma aşamasına geçtiğiniz ve ilk kez elele yürüdüğünüz günün sonunda, bir de gözünüzün önünde şaka gibi bir kaza yüzünden öldüyse, aradan 22 yıl geçer ve halen kendinize gelemediğinizi anlarsınız olayı hatırlayınca....
    öyle bir yara bırakır ki, yüzlerce yıl kanar ama öldürmez......