ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
vefatı b.manço veya k.sunal etkisi yapacak kişiler
-
(bkz: cem yılmaz)
le herisson
-
normalde küçük yaşta büyükmüş gibi davranan çocukları sevmem, büyümüş de küçülmüş çocuklar bana sevimli gelmez. çocuk ya da büyük fark etmez her insanın yaşına göre davranmalıdır derim ama paloma'yı çok sevdim. o olgun karakter hiç sırıtmamış. ailesiyle, çevresiyle olan ilişkisi, hayata olan bakışı çok iyi.
tek kelimeyle şahane bir film. sakin sakin, yavaş yavaş ilerliyor. tam olarak feel good movie değil, bazı yerlerde bu şekilde geçiyor ama böyle insana dinginlik veriyor.
mrna aşılarının kanser pandemisine yol açması
-
tamam aşı olmadınız ve insanlar aşı olmasın diye epey bir mücadele ettiniz. sonucunda aşısını olan oldu olmayan olmadı ve geçti bitti. şimdi işi gücü bırakmışsınız, sizin geçmişte almış olduğunuz kararın ne kadar doğru bir karar olduğunu ve bizim ne kadar büyük bir hata yaptığımızı kanıtlamak için büyük bir savaş içindesiniz. yarım aklınızla yalan dolan bilgileri almış paylaşıyor kendini rezil duruma düşürüyorsunuz. kardeşim siz nasıl bir hasta yaratıksınız. düşün şu milletin yakasından artık.
üstad kadir mısıroğlu
-
bunlarin torunlari üstad tuğçe kazaz diye baslik acacaklar ilerleyen yıllarda.
en güzel kız kardeş ismi
avrupa'da hayatın toz pembe olduğunu sanan muhalif
-
ben de 5'te kalkıp sanayide işe geliyorum, mühendisim ve 550 euro anca alıyorum. aynı işi yapan adam 2500 euro alıyor. market alışverişi aylık 200 euro, benim de 100 euro. onun kirası 1000 euro (kırsaldaysa müstakil evde oturuyor) benim 300 euro (45 m2 1+1 ist ortalama semt)
bana 150 euro kaldı ona 1300 euro kaldı. sosyal haklar konusunda zaten saçmalamışsın o konuya girmiyorum strong minded 'tan mantık beklenmez de, bir kaç ayda %20 geldi yazmışsın 1 yılda % kaç geldi onu yaz hele. ve devlet neden sübvanse ediyor, ihanet edip dövizi arttırmasalardı benim vergilerimle sübvanse edip ağlamazlardı belki
onun dışında araba fiyatları, market fiyatları, kredi imkanları, seyahat imkanları, tatil süreleri hepsini konuşabiliriz yine
almanya'ya bağlı bir firmada çalışıyorum, her gün görüştüğüm alman mevkidaşım için hayat toz pembe.
lin pesto
-
pek çok önyargıyı pek çok şarkının sevmediğimiz üslubu ve tarzını günümüz rengine uyduran başarılı işler çıkaran sesiyle de bir o kadar büyüleyici olan bir isimdir lin pesto.
metrodan inenleri beklemeden binmeye çalışmak
-
sürekli süregelen bir harekettir. bilirsiniz bizim milletimizde hedefe ulaşmak için yapılan her şey mübahtır. sırf yer kapacağım diye, ya da ayakta rahat bir konum elde etmek için kapı açılır açılmaz saldırır bu kitle. birde asıl komik olan, gençleri terbiyeden ve görgüden yoksun olarak addeden 65 yaş civarı olan saygı değer yaşlılarımız bu metro kapıları açılınca millete omuz atan bir usain bolt'a dönüşüyorlar. hedefe kitlenmiş terminatör misali koltuklara yöneliyorlar.
birde elinden geldiğince inen insanların bitmesini bekleyen insanlar var, onlar da bu öküz kitlenin hareketlerini görünce yaptıkları şeyden hiç haz almıyorlardır eminim. "ulan adam gibi bekledik, tüm yerlere onlar kondu" algısı elbet oluşuyor bilinç altında. he insanlık yapmanın verdiği huzur vardır belki, onun da sabahın köründe okuluna işine giden uykusuz insanların pollyanna genleri o saatlerde çalışmadığı için pek etkili olduğunu düşünmüyorum.
insanlık yapmanın, düşünceli olmanın ve kurallara uymanın gerizekalılık, saflık olarak değerlendirildiği bu güzelim ülkemde, üç kağıtçılık, çakallık ve şerefsizlik alkışlandıkça, onaylandıkça bu durum siksen değişmez kardeşlerim. yer kapacağım diye maymunlaşmayın yeter.
et yemenin insan doğasında olmaması
-
bak desen ki günümüzde et yemeye ihtiyacımız yok, çünkü tarım var, etin verdiği kaloriyi alabiliyoruz. derim ki gerzekçe bir argüman değil.
ama ne tarih bilirsin ne biyoloji bilirsin ne bilmemne...
bak bi özet geçelim.
atalarımızın diyeti: ne bulurlarsa onu yemek. meyve, tohum, böcek, tavşan mantar...
ne bulursak yiyorduk.
sonra ateşi bulduk. ateşi bulmamızla yiyecekleri pişirerek yemeyi öğrendik. ve çiğ şekilde yememiz ve sindirmemiz saatlerce sürecek(neden? çünkü dedim ya böcek möcek yiyen hayvanlarız, sindirim sistemimiz ona göre evrimleşmişti) eti pişirerek 1 saatte "sofradan kalkar" hale geldik.
pişmiş yiyeceklerin sayesinde bağırsaklarımız kısaldı, bağırsağa harcadığımız enerjiyi de beynimizi büyütmeye yönlendirdik.
1 parça etin sağladığı kalori için saatlerce yerde tohum böcek arayıp yememiz lazım. böylece, etin verdiği inanılmaz kalori patlaması ve bağırsakların kısalmasının verdiği avantajla beynimiz büyüdü, sonra o oldu bu oldu işte.
köpek dişin var, türün mamutların, dev slothların, filkuşlarının soyunu tüketmiş hala insan doğasında et yemek yok diyen adam zır cahildir.
manuel fernandes
-
-son bir iş için dostum, sadece son lanet olası bir iş.
+almeida ne zaman katılacak aramıza.
-maalesef, almeida başaramadı dostum.
iq puanının birdenbire 50 puan düşmesi
-
(bkz: puan değil sıralama önemli)
avusturya'nın çifte vatandaşlıkları iptal etmesi
-
darısı diğer gurbetçilerin başına, amin.
düzen:
hayır efendim benimkisi kıskançlık değil.
benim tepkim bu ucuz anadolu kurnazlığına.
benim tepkim nerede olursa olsun yasalara uyulmamasına.
benim tepkim bu ülkede yaşamayıp, bu ülke insanının nasıl ve kimler tarafından yönetileceğine karar veren gurbetçilere.
burada sağ partiye oy ver, ama yaşadığın memlekette sol partiye oy ver, mantık bunun neresinde?
ülkesini sevmek bunun neresinde bana bunun izahını yapın bende yazdığımdan vazgeçeyim.
geçiniz efendim.
ingiliz erkeğine şak diye telefonunu veren kız
-
adam gibi yaklasmayi bilirseniz diyorlar hala
mk bu herifin yaptigi adam gibi yaklasmak mi, adam kizin teyzesine "baksana kiz coktan ingiliz sosisiyle konusmaya basladi" diyor, bizimkiler ise hihihihihiih yariliyor aq. bizim millet kadar asagilik kompleksine sahip baska bir millet var mi merak ediyorum.