hesabın var mı? giriş yap

  • ona küçük küçük sürprizler yapın.
    şaşırtın onu.

    beklemediği bir anda arkasından sarılıp yanağından öpüverin mesela.
    veya çantanızdaki tarakla tüylerini tarayın, eski günlerden kalma jölenizi onunla paylaşın.

    ona, onu sevdiğinizi, değer verdiğinizi gösterin.

    eve ondan önce gidip, yemek hazırlayın mesela. elinizden geldiği kadar yapın farketmez, o elinizden gelenin en iyisini onun için yaptığınızı anlayacaktır.

    leoparlar yapıları gereği duygusal hayvanlardır, bu hoşlarına gidecektir.

  • yaptığım ve yapmalara doyamayıp yıllar sonra tekrar hazırlandığım vaka.

    insan hayatı bir tane.
    oysa istekler, beğeniler akışkan.
    saksı değilim ben!
    ömrümüz olursa ve 70 yaşa kadar yaşama olasılığından bahsediyorsak, istemediğin o masada tek 1 dakika bile oturma!
    gönlünde ne varsa onu yap!

  • arkadaşımla denedik, her yönüyle müthişti. 4 katlı bir mekan, 2 katı doluydu. ücretsiz otoparkı, garsonların ilgisi, servis hızı, lezzetli döneri, şık iç dekorasyonu ve pırıl pırıl tuvaletleriyle bizi her yönden mest etti. e5 kenarında bir dönerci, 4 katlı binayı tıklım tıklım doldurabiliyorsa, burada incelenecek bir başarı vardır zaten. bir de bu mekan kadıköy'ün, beyoğlu'nun merkezinde olsa, ne olurdu siz düşünün...

  • videoyu baştan sona izledim. video'da görülen: koalisyon güçleri, türkiye vs. kürtlere yardımcı olmazsa 6 ayda orda kürt kalmaz. cidden bu adamların hepsi o yetenek ve kararlılıkla savaşıyorsa kürtleri bu coğrafyadan silerler. ışidlinin keleşle mevziye koştuğu sahneye millet bilgisayar oyunlarında cesaret edemiyor. daha önce birisi yazmış, bu adamlara karşı siperde bekleyerek bir şey yapamazsın, üzerlerine gidip süpürme harekatı yapacaksın. tabi buna pkk/pyd vs.'nin ne gücü, ne yeteneği, ne de cesareti var. eşiyle alışveriş yapan adamı sırtından vurmak daha kolay.

  • yaygın kanının aksine vardır böyle bir durum..

    şu şekilde gelişir:

    dekoltesi görünen bir bayan görüldüğünde, "hanfendi ayakkabınızın bağı çözülmüş", veya, "hanfendi yere para düşürmüşsünüz" şeklinde uyarılır.

    dekoltesi görünen kız ister istemez öne eğilecektir.

    siz ne sanmıştınızki?

  • ikili ilişkilerin her türlüsünde, yaşanmış ilişki sayısı arttıkça kişi doygunluğa ulaşır. zamanla çocuksu duygular gider, yerine konuya daha profesyonel yaklaşan biri gelir. ve dolayısıyla bahsi geçen kişinin naifliğinden eser kalmaz geriye.

    başlıktaki "fazla" kısmı her bünyeye özel bir şekilde başka bir rakama veyahut sayıya evrilebilir ancak önünde sonunda herkes için bir limit vardır kanımca. buradan yola çıkarak, bir süre sonra kişinin saf duygularının kaybolacağını, daha kolay vazgeçeceğini ve daha hedefe yönelik oynayacağını düşünüyorum. tabii bu durum saf kötü veyahut saf iyi şeklinde nitelendirilemez. zira zamanla kaşarlanan insan kalbi ve zihni, eskiye nazaran daha dirayetli olur, ne istediğini bilir ve ona yönelik davranarak eskisi kadar kırılmaz. ama diğer taraftan da ilişki mevzularının henüz başında yaşadığı duyguların naifliğini, saflığını asla bulamaz insan. hissettiği heyecanı bir daha kolay kolay yakalayamaz; bu kimilerine göre bir kayıptır, kimilerine göre ise bir sürecin başlangıcıdır.

    bir insanın karşılıksız bir şekilde onu seveceğini düşünen bir kişi, ilişkilerden ilişkilere koştukça bunun asla olmayacağını, olsa bile yalnızca ailesinden bu sevgiyi göreceğini anlar. bunu görünce ister istemez naifliğini kaybeder. o güzel, narin duygular yerini sertleşmiş bir tabakaya bırakır; ilişki yaşadıkça, yani yeni insan tanıdıkça bu tabaka sertleşir de sertleşir. her geçen yeni bir çizik atar, üstünü kapatmak için daha sert bir katman yaratır insan zihni.

    bu durum iyi midir kötü müdür bilemem; sanırım bazen iyidir, bazen kötüdür, kişinin bu duruma nasıl baktığıyla, hangi karakterde olduğuyla alakalıdır. geçmişe özlem sürekli akıllarda dönen bir şeydir. ve diğer taraftan, insan eski hâline hasret duyabileceği gibi, "oha ben ne salakmışım!" da diyebilir.

    zamanla sertleşen insan, eski zamanları hatırladıkça genç dimağında kurduğu ve saf sevgiyle dolu olan ütopyanın gerçek olmadığını görünce hayal kırıklığına uğrar. ama çok geçmeden bunların çocukça düşünceler olduğunu aklından geçirir ve dünyaya adapte olmak için güçlü durmak gerekir, der. aksi takdirde doğal seçilimvari bir rüzgarla elenip gitmesi işten bile değildir. insanlar genellikle elenip gitmek istemezler. o yüzden insanların çoğu adapte olmak için müthiş bir çaba sarf eder; bazısı ayak uydurmayı başarır, bazısı da başaramaz işte. arafta bir yerde naifçe gezinirler ayak uyduramayanlar.

  • bir ara ingilizcesini geliştirmek için telefonunun dilini ingilizce yapanlar vardı, noldu onlara, büyük elçi falan oldular mı?

  • sosyalist bir alevidir.

    sağ elini göğsüne koyması aleviliği,
    sol yumuruğu kaldırması da sosyalist olduğu mesajını verir.

    ettiği mv yeminini sadece namusu ve şerefi üzerine değil, allah, hz. muhammed, hz. ali ve sosyalizm üzerine de eder.

    yolu açık olsun.

  • "kadinlar beni begeniyor" diyor.
    sen o deniz kumu ile yaptigin insaatlarindan birinde amele ol bakalim yuzune kim bakiyor?

  • ülkedeki en zeki kişilerin taksiciler ve dolmuşcular olması gerektiğini ortaya çıkartan müthiş tespit. ancak taksiciler zekalarından çok başka özellikleriyle ortak bilinçte yer alırlar.

  • dirkilmek.

    bu kelime bugün itibariyle lugatımda yerini buldu.

    bu detayı kim, nasıl, ne yaparken yakaladı lan? bu ülke beni cidden korkutmaya başladı.