hesabın var mı? giriş yap

  • orada rahat içinde yaşayıp burada gavura vurur gibi evet mühürü baasan yavşak organizmadır kendisi. e gel bro burada yaşa madem elini yordamını ziktiğimin eziği seni.

  • tatil icin ka$'a gidilir. varis saati gec oldugundan pansiyon ayarlamakla vakit kaybedilmez ve derhal kas maviye dalinir. bar kapaninca uyumak icin arabaya gidilir. arabada uyumaya calisilir ama sicaktan dolayi mumkun olmaz. vietkong arabanin ustune cikar ve uyur.

    vietkong durtulerek uyandirilir. 3 adet ekip arabasi ve bir dunya polis arabanin etrafindadir.

    polis: beyefendi neden arabanin ustunde yatiyorsunuz?

    vietkong: sicak?

    polis: ama ihbar geldi, arabanin ustune adam dusmus diye?

    vietkong: yok dusmedim. du$sem burasi gocerdi. (dogrulup kaportaya bakar) aslinda biraz da gocmus gibi ama du$sem daha cok gocerdi.

    polis: beyefendi kimliginize bakabilir miyiz?

    vietkong: tabi, buyrun.

    polisler gider, vietkong uyumaya devam eder.

  • insan ve şempanze dna'sı %99.4 oranında örtüştüğü halde hayvanla oturup iki muhabbet edemezken ne uzaylısı ne ufosu amk.

  • 2-3 yaşlarındaki yeğenim ailece toplandığımız bir ortamda dedesiyle konuşur:

    -dedee dedee
    -efendim yavrum
    -benim babamın kuyruğu var ama
    -nasıl kuyruk
    -banyodayken delikten baktım kocaman kuyruğu var.
    -.....

    millet kopar.eniştem.....

  • demiş ki, normalde bu parayı ensar'a vermek istiyoruz. ama öyle yaparsak direkt cebimizden çıkıyor.

    "halihazırda harcamış olduğumuz parayı vermiş olsak, devletin kasasına gireceğine, ensara gitsin. o zaman kızılay'a yollayayım, oradan ensar'a yollarım. "

    sonuç: devlet ensar'ı 7-8 milyon fonlamış oldu. normalde vergi denetçileri bu adamları asmalı.

  • ilk defa geçtiğimiz pazartesi gecesi bir sosyal mecra paylaşımı sayesinde tanıdım bu köyü. sonra hakkında yazılanları okudum, çekilenleri izledim. rüyama falan girmeye başladı artık. ben köy hayatından falan hazeden insan değilim. ama içten içe çekti beni kendine. pazar günü arkadaşlarımı gaza getirdim ve gittik.

    öncelikle köy cinli hayaletli vs. falan değil. bunu bu şekilde yansıtan herkesin aq.

    konumu sebebiyle oksijene doyacağınız bir yerde, mis gibi temiz hava.

    çok tatlı bir çiftin işlettiği bir kahvaltı evi var, ismi "ninemin kahvaltı evi". öncelikle orda kahvaltımızı yaptık, hatta tabiri caizse ne varsa önümüze yığdılar, neyi yiyeceğimizi şaşırdık. ve hepsi organik, çok lezzetli.

    ordan çıkıp köyü dolaştık, zaten 10 15 dk sürüyor. sonra kahveci mehmet abinin kahvesini içtik. kendisi çok tatlı bir insan, çok sevdim.

    saydığım kişiler dahil köy nüfusu 10 kişiymiş. ben yaşlıların nasıl geçindiğini, nasıl yaşadığını çok kafama takmıştım. düşündüğüm gibi değilmiş, yaylaya gidip geliyorlarmış.

    evler yıkık dökük, bu manzara çok üzücü. kendi içimin dışa vurumu gibiydi sanki, belkide buydu beni oraya çeken. ama devlet oraya elini atmış, her türlü çalışması yapılmış, ilerleyen zamanlarda planlandığı gibi olursa bu yer ıssız olmaktan çıkar, şirince gibi ziyaretçi akınına uğrar.

    ulaşımın biraz zor olması dışında hiç bir sıkıntısı yok. en yakın zamanda tek başıma kafamı dinlemek için yeniden gideceğim.

    çok gezen, gezdiği yerleri ballandıra ballandıra anlatabilen biri değilim, o yüzden anlatımım için affınıza sığınırım.